Siz hiç 15 TL'lik kıyma aldınız mı?

Yayın Tarihi: 17/04/18 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+
Cumartesi kaleme aldığımız Kredi Kartları Faciaları başlıklı yazımız…

Ne mutlu bize de bu toplumda hala duyarlı insanların da olduğunu gösterdi bize!

Yazının o kadar çok dönüşü oldu ki bize…

Hayret etmedik desek yalan söylemiş oluruz!

O yazıyı okuyanların içi dağlandıysa, kendi yaşamlarından dolayı şükrettilerse demek ki bu toplum daha ölmedi demektir…

Burada şükretmek çok önemli, çünkü şükretmesini unutan bir toplum olma yolunda ilerliyoruz hızla…

Hadi biz şükredelim de o faciaları yaşayanlar ne olacak?

Onlardan o kadar çok var ki bu toplumun içinde…

Ne üzülmekle ne diz dövmekle sorunları çözülmez!

Bu arada merak edip soranlara;

Çünkü bizim hanım da 'niçin kasadaki kadına yardım etmedin' diye sordu…

O olsa müdahale eder yardımda bulunurmuş!

Etmedim çünkü…

Sonuçta kasada bir kadın ve boyuyla birlikte kızı vardı yanında!

Bizim toplumda bazı hallerde o kadar çok yanlış anlamalar ve bunun doğurduğu sonuçlar oluyor ki…

Siz anladınız onu!

…

İşte başka bir vahim olay…

Dün öğleden sonra eve dönerken kasaba uğradım, siparişimi verdim bekliyorum.

Başka bekleyenler de var!

Ama bir tanesi üzerindeki üniformaya bakılırsa orta okul öğrencisi…

Dikkatle kasap dükkanından içeri girenleri inceliyor!

Bir hamle yapmaya hazırlanıyor ama temkinli…

Bir kasaba bakıyor bir müşterilere!

Yüzü renkten renge giriyor…

Belli ki kasaba bir şeyler söyleyecek ama fırsat kolluyor!

Çocukla sürekli göz göze geliyoruz…

Ben bakışlarımı kaçırtmaya çalışıyorum belli ki sıkıntısı çok büyük!

Başımı camdan yana çeviriyorum, duymamak için sözde…

Ama aklım çocukta!

Ikınıyor, sıkılıyor sonra kasaba iyice yaklaşıyor ve soruyu patlatıyor;

"15 TL'lik kıyma verir misiniz?...

Çocuk duymadığımı sanıyor ama işte bizim kulaklar mübarek radar gibi…

İyi ki duymadığımı zannediyor!

13 belki de 14 yaşındaki çocuğun o anki ruh halini düşünebiliyor musunuz?

Hangi insanoğlunun içi erimez o anda…

Allahtan kasap da insan oğlu çıkıyor da 'tamam oğlum' diyerek 15 TL'lik kağıt parayı avucunun içine sakladıktan sonra kasaya koyuyor…

Çocuk öyle rahatlıyor ki!

Ha keşke olayı gördükten sonra ben de o kadar rahat kalabilseydim…

Ne mümkün?

…

Hemen ekleyeyim…

Bunları yazmak, bu yazılardan dolayı yoğun geri dönüş almak beni kesinlikle sevindirmiyor!

Aksine bunları kaleme alırken olayları bir kez daha yaşıyor insan…

Çünkü sadece çocuğu düşünmüyorum ki!

Ya parayı eline veren anneyi…

Belli ki kendi kasaba gidip 15 TL'lik kıyma almaya çekinmiş, oğlunu göndermiş!

Ya evin babası?

Onun duygularının hiç mi önemi yok sizce…

Kim bilir ne iş yapıyor, ne kadar para kazanıyor, aile bütçesini nasıl döndürüyor?

Ve bunun gibi bilmediğimiz, yaşamadığımız, şahit olmadığımız niceleri var acaba yaşadığımız bu ülkede?

En kötüsü de bu tür yaşam kesitinde olanlara Allahtan kolaylık dilemekten başka bir alternatifimiz de yok işte...

Kapatın o zaman casinoları!

Başbakan Tufan Erhürman sürekli tekrarlıyor…

KKTC'nin cazibe merkezinin kumarhaneler olmadığını!

Bu konuyu fazlasıyla diline doladı…

Aslından gönlünden geçeni söylüyor!

Olmaması gerekeni…

Ama gerçekleri de kabul etmek zorunda!

Özellikle de Türkiye'de…

Artık KKTC dendiği zaman herkesin birbirine sorduğu soru şu;

"Casinolara gittiniz mi?"

Çünkü artık KKTC'de kum güneş ve tarih değil casinolar ön planda…

Cazibe merkezi oldular, olmaya da devam edecekler!

Başbakan bunu o kadar diline doladı ki…

Artık gerçeklerle yüzleşmeli!

Ya da casinoları kapatabilir mi kapatamaz mı bunu da konuşmalı…

Bu ülke Girne Antik Liman gibi tarihe mal olmuş bir bölgeyi hala adam edemiyorsa turist casinolara gitmeyip de nerelere gitsin Allah için!

Sadece Merak İşte?

Devletten alacaklılar ne olacak?

Devlete olan borcunuzu iki gün geciktirirseniz cezayı yersiniz…

Bilmem ne kadar gecikme faizi ile!

Ama devletten alacağınız olan gecikince faiz filan yok…

Bunu niye yazdık;

Devlete iş yapıp da aylardır ödenmeyen o kadar çok işletme var ki…

Haklı olarak sitem ediyorlar!

Bazı kurallar niye doğru orantılı olarak uygulanmıyor diye…

Plajlar serbest mi?

Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik öyle dedi…

Halkın denizlere girmesini kimse engelleyemezmiş!

Bu açıklamadan sonra bu sezon sahillerde ciddi kargaşalar yaşanacak demektir…

Geçmişte yaşandığı gibi…

Ben de Narin hanımın gazetede çıkan açıklamasını kesip plajlara gidip para ödemeden girmeye çalışacağım…

Bakalım sokacaklar mı?

Yoksa karga tulumba kovacaklar mı?

Denemesi bedava…

Askeri kantinler niye sivile açıldı?

Geçmişte askeri kantinlere herkes giremezdi…

Ya asker kökenli olacaksın ya da giriş kartı alacaksın!

Şimdi artık kural değişti ve kantinler bütün sivillere açıldı…

Haliyle vatandaş da ucuz bulduğu ürünleri buralardan temin etmeye çalışıyor!

Vatandaşın ucuza alış veriş etmesine karşı değiliz ama…

Yine de bu karar bir kez daha gözden geçirilmelidir!

Marketler niye şikayet ediyor?

Askeri kantinler konusunda bir de madalyonun tersi var…

Süt ürünleri, meşrubatlar ve temizlik maddeleri ucuz olduğu için bazı uyanık marketler askeri kantinlerden bu malları koliyle alıyor ve dükkanlarında vatandaşa satıyor!

Çelişkili bir durum değil mi?

Bunun da bir açıklaması olmalıdır muhakkak…

Madem ki şikayet ediyorsun o zaman niye kantinlerden alıyorsun?

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları