Madem ki formül belli…

Yayın Tarihi: 25/07/18 07:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Şu ithalat ve ihracat meselesi…

Olay tamamen ekonomik ama olaya siyaset gözüyle bakanlar da yok değil!

Kafa karıştırmaya çalışıyorlar…

Yok biz Türkiye'den çok alıyormuşuz ama onlar bizden az alıyorlarmış filan!

Siyaseti ön plana sürüp de bu tür değerlendirmelerde bulunanlara saygı göstermek isteriz ama bunun kime ne faydası olacak işte onu bilemeyiz…

Bir avuç ülkenin elbette dış ticaret açığı olacak!

Çünkü üretmiyoruz…

Yeteri miktarda kaliteli üretim olmayınca neyi nereye ihraç edeceksiniz ki!

Ciddi bir şekilde pazarlama sıkıntımız var…

Bırakın üçüncü dünya ülkelerini yanı başımızdaki 81 milyonluk ülkeye bile kendimizi anlatamamışız!

Et-tırnak demişiz başka bir şey söylememişiz…

…

Üretimden ziyade tüketime dayalı ağırlığı olan bir ekonominin dış ticaret açığının hayli yüksek olmasına neden bu kadar tepki gösteriyoruz şaşarız doğrusu…

Burada asıl olayın en hassas noktasına bakmak gerek!

Turizm ve yüksek öğrenim sektörlerine…

Bu ülkenin gerçek formülü de budur işte!

Üretimi hayli az olan bir ülkede eğer bu iki sektör dış ticaret açığını kapayacak noktaya gelmişse daha neyi tartışıyoruz ki…

Bu iki sektör üzerine daha verimli projeler üretmek, yatırımcıyı teşvik edip, katma değerin artmasını sağlamak bile ekonomideki kötü gidişata dur demek için yeterlidir!

Ülkedeki memurun bile tarımcılık ve hayvancılık yaptığı bir ülkede üretim hala yetersizse, bunlara çeşitli devlet teşvikleri verildiği halde, hala ağlayıp sızlanıyorlarsa, artık devlet politikalarını başka yönlere çevirmek zorunlu hale gelmiştir…

…

Her iki sektörün de bağlı bulunduğu bakanlıklar vardır…

Bakanların ve ekiplerinin iyi niyetli olduklarından da hiç şüphemiz yoktur!

Ama işte bir ülke gerçeğidir ki devlet nerede varsa orada bürokrasi vardır, hantallık vardır, ister istemez bir gevşeklik vardık…

Burada çalışanlar saatlerine bakar, mesai bitti mi evin yolunu tutar!

Özellikte turizm günün 24 saatini kapsadığı için, ilgili daireler bekçilere teslim olduğu için yatırımcı kime gidecek, kimden derman bulacak ki…

Demek istediğimiz şudur;

Turizm olsun, yüksek öğrenim olsun uzman işidir, bunun anlamını okkanın altında kalan bilir ancak!

Bu iki sektör yönetilirken devletin yanında özel sektör uzmanlarının da olması artık elzem hale gelmiştir…

Burada devlet ve iş dünyası bütünleşmeli, devlet birimleri alacağı konularda işin ehlilerinin görüşünü de dikkate almalı ve ona göre politikalar belirlenmelidir!

…

Dış ticaret açığına zaten devletin DPÖ'sü formülü bulmuştur…

Turizm ve yüksek öğrenim!

Can simidi gibi iki sektör…

Bunların eskisinden daha kaliteli hale getirilmesi, sütçüye, hayvancıya, narenciyeciye ve çiftçiye uygulanan teşvik ve devlet yardımlarının bu sektörlere de kaydırılması, bunun bir devlet politikası haline getirilmesi sonucunda zaten dış ticaret açığının pek de önemi kalmayacak, ekonominin devinim kazanması ve bunun da halkın refah ve gelir seviyesinin artmaması için bir neden kalmayacaktır…

Örneğin bu iki sektöre de büyük darbe vuran yerli bir havayolunun artık ciddi şekilde düşünülmesi bile sektörlere yeni bir heyecan getirecektir!

Çözüm için önce insanlık!

1995 yılındaki orman yangınını hala unutmadık…

Beşparmaklarda 3 gün süren yangın ormanlarımızın yüzde 10'unu yani 7 bin hektar alanı kül etmiş, ciğerlerimiz de yanmıştı!

Çok iyi hatırlarım yangın esnasında Rum Yönetimi yangına müdahale konusunda yardım talebinde bulunmuş ama biz kabul etmemiştik…

Sonra Rum kesiminde de çeşitli zamanlarda büyük yangınlar yaşandı onlar da bizim yardım taleplerimizi geri çevirmişlerdi!

Bunu tabi ki Yunanistan'da yaşanan ve en az 60 kişinin hayatını kaybettiği facia nedeniyle kaleme aldık…

Ne yazıktır ki Yunanistan da Türkiye'nin yardım taleplerine hala olumlu bir cevap vermedi, ölen onca insana rağmen!

Hani Kıbrıs'ta çözüm arayışları bir kez daha gündeme geldi ya…

Bu olaylardan eğer ders çıkarırsak, özellikle insani konularda iş birliği yaparsak bu ülkede çözümün yolu da açılmış olur!

Ama maalesef bu konularda her iki tarafta da adım atan yok…

Sadece Merak İşte?

Kadınlara özel koruma?

Polis içinde yeni bir tartışma yaşanıyor…

Eşinden boşanma aşamasında olan ve mahkeme kararı da olan bazı kadınlara polis tarafından koruma verilmesi!

Koruma verilen kadınlar hangi ilçeye, hangi mekana gitseler o ilçenin polisleri tarafından yakın koruma altına alınıyorlar…

İlk bakışta doğru ve normal gibi görülebilir ama, bazı polis mensupları ve hatta eşleri de buna fena halde bozuluyorlar!

Sorumlu kim?

Yıllardır yazılıp çiziliyor…

Girne'de Yavuz Çıkarma Plajı üzerindeki barış ve Özgürlük Anıtı, yıkıldı yıkılıyor!

Çirkin görüntüler…

Yabancı turiste de rezil oluyoruz!

Ama bir Allah kulu da bu çirkin görüntüye bir son vermek için parmağını kıpırdatmıyor…

Sahi burasının sorumlu devlet birimi neresi, bilen var mı?

Yerli niye çalışmıyor?

Lokomotif sektör turizmde istihdam olayı artık Türkiye'nin de dışındaki ülkelere kaymaya başladı…

Çünkü ülkede yetişmiş yerli ara elaman yok!

Bunun için de bir girişim hiç yok…

Türkiye'den de talep gelmeyince oteller artık Avrupa ülkelerine yöneldi ve istihdamları buradan yapmaya başladı!

Biz de işsizlik şu kadar oldu diye dizimizi dövelim…

Bu tepki niye?

4 günlük kısa bir ara verdik ve bunu da zaten son yazımızda not olarak vermiştik…

Bazı kızgın okurlar haber vermeden yazılarımıza ara verdik diye bizi sert dille eleştirdiler!

Kimine göre saygısızlık yapmışız…

Pes doğrusu!

Cuma günkü yazımıza bir daha bakmalarını öneririz…

Yine de değer verip yargıladıkları için teşekkürler!

Bir dahaya daha kalın puntolarla not yazarız…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları