Devlet hekimi devleti kötülerse...

Yayın Tarihi: 13/08/18 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Gazete başlığı aynen şöyle diyor…

Devlet hastaneleri riskli!

Peki bunu diyen kim?

Devletin hekimleri!

Öyle bir açıklama yaptılar ki eğer dediklerinin hepsi doğruysa en azından kendi adıma konuşayım…

Ben bir daha hiçbir devlet hastanesinin kapısından içeri girmem!

Anlayacağınız çok ayıp ettiler…

Devlet hastanelerini kötüleyen bu zihniyete ancak şu soru sorulur;

Kötülediğiniz hastaneleri iyileştirmek için sizler ne yaptınız?

Hangi katkıyı koydunuz işler yolunda gitsin diye…

…

Aslında yaptıkları şu…

Kamuoyuna sanki mesaj verir gibiler!

Vatandaş devleti değil de özeli tercih etsin diye…

Millette para bol ya, devlete değil de özele akın etsinler!

Resmen korkutuyorlar insanları…

Gözdağı veriyorlar!

Tehdit ediyorlar…

Devletten ödenip devleti kötülemek de neyin nesi?

Kime hizmet ediyor bu anlayışta olanlar çıksınlar söylesinler!

…

Sağlık Bakanı bunlara sitem etmekte haklı…

Diyor ki ilgili bakan;

Böyle bir süreçte devletimize, hastanelerimize tük kurumlarımıza sahip çıkmamız gerek…

Yalan mı?

Bu ülke çok sıkıntılı bir süreçten geçiyor…

Bunun farkında değil misiniz?

Elde imkân olsa hastanelere daha faza hekim daha fazla hemşire daha fazla araç gereç almazlar mı?

Hadi hekim eksikliği var bu da doğru…

Peki bu hekim eksikliğini gidermek için geçici de olsa devletin hekimleri ellerini niye taşın altına koymuyor?

Devlet batarsa kendileri kurtulacak mı zannediyorlar yoksa!

…

Bu ülke yöneticilerinin yaşanan krizde en büyük eksikliği nedir bilir misiniz?

Yine kendi söylemleriyle seferberlik gerektiği halde bunu başlatmamışlarıdır…

Bakanlar Kurulu saatlerce toplantı yaptığı halde çözüm üretememeleridir!

Tamam kriz TL kullanmamızdan ötürüdür ama bu konuda topu sürekli olarak TC'ye atmak da kolaycılıktır, basiretsizliktir…

Şu sıralar elimize sıcak para geçmeyeceğine göre de herkesin ama her kesimin elini taşın altına koyması artık elzem hale gelmiştir!

Buna devlet hekimleri de dahildir…

Kriz konusunda hükümeti hiçbir şey yapmamakla suçlamak da çok adil değildir, zira artık konu hükümetten çoktan çıkmış toplumsal bir travmaya dönüşmek üzeredir!

Örneğin bir hekim devlet hastanesinde bir iki saatini ek mesai yapmadan hasta bakarak harcasa dünyanın sonu mu gelecektir sanki…

Elbette konu burada sadece hekimler değildir!

Devletin tüm kurumlarının ayakta kalabilmesi için önce o kurumların bireyleri sorumluluk üstlenmek zorundadır…

Ve tabi ki çoktan yapılması gereken ama henüz bir şey yapılmayan tasarruf konusu da yapılacakların en üst sırasındadır!

"Kimin malını kime satıyorsun?"

"İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars ani bir çıkış yaparak yabancıların taşınmaz mal edinme konusunda açıklama yaptı.Açıklamada yabancıların iki müstakil ve üç daire satın alabileceği konusunda Sn. Bakan kendince müjdeyi sosyal medya başta olmak üzere kamu oyuna bildirdi.Her şeyden önce şu günlerde TL'nin diğer paralar karşısındaki güçsüzlüğü ve Kıbrıs çözümsüzlüğünün sürdüğü bir ortamda böyle bir karar açıklamak bence büyük siyasi bir gaftır.Ve adama sormazlar mı "Kimin malını kime satıyorsun" diye.

Bende hayret uyandıran bir konuda hukukçu olan Sn.Bakan'nın uluslararası hukukun dışına taşan bu açıklamayı yaparken nasıl bir yanlış yaptığını fark edememesidir. Sonuç olarak Sn.Bakan'ı biri veya birilerinin sürekli yanlış yönlendirdiğini düşünmekteyim....

(Ali Riza ALTAY)

"Yeter ki irade olsun…"

"Lefkoşa'da bir markanın en ucuz 900 gr çocuk sütü 95.5 TL iken Erülkü'de aynısı 75 TL, çocuk bezi ise yine aynı şekilde Lefkoşa'da 55 TL iken Erülkü'de 35 TL ise Lefkoşa'da Marketler dövizdeki yükselişi fiyatlara yansıtmış demektir.
Aradaki uçurumu görürsünüz değil mi?
İşte bu bir hafta içinde tüm toplumun yaşayacağı çöküştür.
Hal böyleyken hala daha kumarhanelerde kumar oynayanlardan Bet Ofislerinde olduğu gibi oynadıkları rakam üzerinden vergi almamayı mı düşünüyorsunuz?
Çözüm vardır yeter ki İRADE olsun!.."

(Devrim Barçın)

Sadece merak işte?

Ne kadar vergi ödemiş?

Mağusa'da bir hastane içinde konuşlanan tüm bebek merkezindeki 4 milyon Dolarlık vurgun olayı…

Rakam epey büyük olduğu için birkaç gündür manşetlerden düşmüyor!

Düşmemeli de…

Ama artık şu da sorgulanmalıdır:

Bir tüp bebek merkezi bu kadar para kazanıyorsa devlete ne kadar vergi ödüyor!

Bu da araştırılmalı ve gerekirse de hesap sorulmalıdır…

Heyecanla bekleniyorsa?

Devlet Piyangosu'nun haber bülteni…

Heyecanla beklenen çekiliş gerçekleşti!

Doğrudur bu sıralar vatandaş krizde olduğu için artık talih oyunlarına daha fazla itibar eder oldu…

Sonuçta sonuçlar heyecanla bekleniyor!

Ama bizim Devlet Piyangosu hala beceremedi…

Şu devreden ikramiyeleri!

Bunu mutlak bir formülü olmalı…

Dalga geçer gibi…

Gazetelerdeki tam sayfa ilanlar…

Havalar iyice sıcak ya;

"Klima almanın tam zamanı…"

Tam da insanlara söver gibi!

Vatandaşın elektrik faturaları geldikçe gözleri fal taşı gibi açılıyor ama…

Bu tür reklamlar da sinir sara ediyor!

Devlet okulları hazır mı?

Döviz beklenmedik bir şekilde uçunca vatandaş haliyle artık kendi önlemini almaya başladı…

Bunların başında da çocuklar özelden devlet okullarına kaydırılmaya başlandı!

Kime sorsanız artık özel okullara çocuklarını vermeyeceklerini söylüyor…

Belli ki bu yıl eğitim yılında devlete büyük bir yığılma olacak!

Bunu için bir önlem alındı mı bilmiyoruz…

Eğer alınmadıysa ve çok sayıda öğrenci sokakta kalınca siz asıl o zaman görün cümbüşü.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları