Diskoda canından oluyordu!

Yayın Tarihi: 17/08/18 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Aşağıda kaleme alacağımız yazı aslında eğlence yerlerinin de denetime muhtaç olduğunu göstermektedir…

Zaman zaman buralara özellikle de hafta sonları polis denetimlerinin yapıldığını biliriz de, polis genelde asayiş kontrolü yapar, uygunsuzluk yoksa çeker gider haklı olarak!

Özellikle de diskolar…

Her türlü çılgınlığın mevcut olduğu mekanlar!

Şimdi bir soru;

Bazı diskolarda niçin güvenlik kamerası yok?

Sonuçta buraları alkolün de en üst düzeyde alındığı eğlence yerleri…

Kavga da olur dövüş de!

Daha beterleri de…

O zaman akla şu soru da geliyor;

Bu işletmelerin sahipleri içeride yaşanan bir takım olayların herhangi bir adli soruşturmada dışarıya yansımaması için kamera sistemi kurmuyorlar!

Eğer öyle değilse bunun izahını da kendileri yapmak zorundadır…

Bakın korkunç bir olaydan örnek…

İngiltere'de yaşayan ve Kıbrıs'a ailesinin yanında tatile gelen Selen Halili eşiyle birlikte Girne'de epey ünlü bir ismi olan diskoya eğlenmeye gitmişler!

Ama neredeyse canından olacakmış…

Artık barmen mi yoksa animasyon sorumlusu mu bilmiyoruz, gösteri yapıp ilgi çekecek diye elinde bulundurduğu yanıcı maddeyi yere dökmüş ve çakmağı çakmış!

Piyango da Selen Halili'ye vurmuş…

Ayakkabısı anında alev almış!

Durumu gören yakınları anında müdahale etmişler ama sonuçta alev bu, etkisini çabuk gösterip önce ayakkabısı sonra da ayağının bir bölümü yanmış…

Kadın yakınlarıyla eğlenmeye gidiyor ama ölüm tehlikesi geçiriyor!

Olayın şokunu atlattıktan sonra soruyor;

"Alevler ya saçlarımı yakıp da ardından ölüm tehlikesi geçirseydim ne olurdu" diye…

Elinde hastaneden raporu da var;

Gidip polise de şikayetçi olmuş tazminat davası açmaya hazırlanıyor!

Son kararı elbette bağımsız mahkemeler söyleyecek ama…

Asıl konu bu değil!

Garip ve tehlikeli bir gösteri ve ardından gelen ölüm tehlikesi…

Bu genç kadının başına dediği gibi ya daha kötüsü gelip hayatından olsaydı ne olacaktı?

Bunun hesabını kim verecekti?

Can yahu bu başka bir şeye benzemez ki!

Alkolün sınır tanımadığı, yüzlerce insanın bulunduğu bir ortamda bu kadar mı sorumsuzluk olur…

İnsan değeri bu kadar mı ucuzdur!

Polis ya da mahkeme olayın görüntülerini isterse ya da sağlıklı bir karar üretmek için niçin kamera sistemine sahip olamıyor ki!

İşletmenin sahibi bunun hesabını umarız önce mahkemeye sonra da kamuoyuna vermek durumundadır…

Ve bu olay bile bir kez daha göstermiştir ki bu tür eğlence yerleri sadece asayiş konularında değil güvenlik konularında denetlenmek zorundadır ve öncelik de halkın selameti olmalıdır…

Bu arada;

Sezonun en yoğun olduğu böyle bir dönemde ilgili işletmenin ismini deşifre etmek istemedik…

İsmi de cismi de polisin elinde var zaten!


Sadece Merak İşte?

Talat gerçekten istemedi mi?

Serdar Denktaş öyle açıklamıştı önceki gün…

İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın kendisi için alınan 200 Bin TL değerindeki makam aracını istemediğini söyledi…

Toplum da alkışladı kendini!

Ama dün bizim kulağımıza başka şeyler fısıldandı…

Hem de Maliye Bakanlığı çalışanlarından!

Fazla detaya girmeyeceğiz ama yine de her konunun açıklandığı gibi olmayabileceğini vurgulamak istedik sadece…

TC kaynakları?

Aslında sadece bu hükümet döneminde değil yıllardır gündeme gelen bir konu bu…

Türkiye Cumhuriyeti'nin KKTC için ayırdığı kaynaklar!

Örneğin bu sene yüzde 36'sı kullanılmış, geçen sene ise yüzde 20'si…

Bu konuda hep yüzeysel açıklamalar yapılıyor!

Derinlemesine bir açıklama yok…

Nasıl olur da bize ayrılan bütçedeki büyük rakamları elimizin tersiyle iteriz anlamak mümkün değildir!

Bu resmen bolluk içinde kıtlık çekmekten de öte değildir…

Birileri bu konuya mutlak mantıklı bir açıklama yapmak zorundadır!

Anıt mezar niye bitmiyor?

Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş kendi isteği olan ölen oğlunun yanına gömülmedi, ailenin isteği üzerine Lefkoşa'daki Cumhuriyet Parkı'na defnedildi…

Bu karara ancak saygı duyarız!

Devlet de üstüne düşeni yaptı ve anıt mezar yapılması için ciddi bir bütçe ayırdı, bu da olması gerekendi zaten…

Ama kafa karıştıran ve sorgulanması gereken merhumun ölümünün üzerinden tam 6.5 sene geçmesine rağmen anıt mezar niçin daha bitirilmedi!

Bunun için neyi bekliyorlar?

Çıkılan ihalenin bir süresi yok muydu?

Bu ülkenin bir devlet adamına vefası bu mudur?

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları