Basın şamar oğlanı mı?

Yayın Tarihi: 17/10/18 07:30
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Havadis Gazetesi'nin nasıl kurulduğunu hepimiz biliriz…

Kıbrıs Gazetesi'nde çalışan bazı meslektaşlarımız yönetimle anlaşamayınca gazeteden topluca istifa ederek Havadis Gazetesi'ni hayata geçirdiler!

Hele de ilk yıllarda bunun çok tartışması yaşandı…

Karşılıklı suçlamalar, bazı yanlış ya da doğru iddialar ve atışmalar!

Sonuçta o veya bu, Havadis iddialı bir gazete olarak yayınını başarılı bir şekilde sürdürüyor…

Bizim için ne kadar uzun ömürlü ve kaliteli gazete o kadar çok basın emekçisinin istihdamı demektir!

Zira üniversitelerin iletişim bölümünden mezun olup mesleğini yapmayan çok sayıda genç var bu ülkede…

Bu arada meslektaşların arasında kazanç konusunda bir adalet olmadığı da başka bir tartışma konusudur!

…

Havadis Gazetesi'nin dünkü manşet haberi…

Yılların gazetecisi Başaran Düzgün gazeteye gelen haciz memurlarını köşesine taşımış bunu da manşet olarak belirlemiş!

Bir kere o duyguları ancak yaşayan bilir…

Gazetede çalıştığınız bir anda kapıdan haciz memurları gelecek ve altınızdaki koltuk, önünüzdeki bilgisayar dahil hepsini kayıt altına alacak…

Mahkeme kararının tespit ettiği tazminat cezası ödenmediği için!

Ceza karşılığı da 20 Bin TL kadar…

Ahım şahım bir rakam değil!

Normalde belki öder ve kurtulursun da burada konu bu değil…

Kim olsa da bunu gurur meselesi yapar!

Gazete yöneticileri de haklı olarak yapmış zaten…

İstinafa gideceksin, sonuçlanmadan kapına haciz memuru gönderecekler!

Kim bunu hazmedebilir ki?

…

Burada mahkeme kararını filan tartışacak ya da itiraz edecek değiliz…

Hukukun üstünlüğüne inananlardanız çünkü!

Ama mahkemeye veren zatın burada çok da iyi niyetli olmadığı söylemek durumundayız…

Niye böyle düşünüyoruz?

Çünkü burada Havadis Gazetesi, kurulduğu yıllarda yapılan tartışmalara kurban edilmiştir…

İntikam gibi yani!

Eski hesaplaşmaların yıllar sonra ortaya dökülmesi meselesidir bu…

Peki niye iyi niyetli olarak görmeyiz?

Çünkü Havadis'in yıllar önce yaptığı haber her ne kadar o dönem iki gazete arasındaki sürtüşmenin bir neticesi olarak yapılsa da haberi yapan gazete değil Türkiye'deki başka gazetelerdir…

Havadis'in de yaptığı sadece bizlerin de zaman zaman yaptığı iktibastan öte bir şey değildir!

…

O zaman davacı Bilge Nevzat'a şu soruyu sormamız gerek…

Hadi haberi iktibas eden Havadis'i mahkemeye verdiniz, ardından haciz memuru da gönderdiniz de haberin aslını yapan Türkiye'deki gazeteler için de hukuk mücadelesi başlattınız mı?

Öyle olsaydı duyardık zaten!

Ama belli ki bu konuda davacı tarafı kendinde o gücü görmediği için haberin asıl kaynağını mahkemeye vermek yerine haberi iktibas edeni vermeyi tercih etmiştir…

Bunu da etik bulmamızı kimse beklemesin bizden!

Yine de bizim derdimiz Kıbrıs ile Havadis arasında yaşanan sürtüşmeler filan değildir…

Çünkü her iki gazetede de çok sayıda değerli basın emekçisi istihdam edilmekte bu da mesleğin gelişmesi için önemlidir…

…

Bu arada asıl değinmek istediğimiz, basının şamar oğlanına döndürülmek istenmesidir…

Basın üzerinde korku bulutları yaratmaya çalışmak!

Bu belki birtakım hesaplama içinde olanların işine gelebilir ama bu mesleği yapanların ya da yapmak isteyenlerin asla değil…

İşin daha da kötüsü var!

Ülke geneline hızla yayılan sevgisizlik bizim meslekte de fazlasıyla görülmektedir…

Bırakın basın organları ya da mensupları arasındaki sürtüşmeleri, gerektiğinde birbirine sahip çıkamama gibi kötü bir huyumuz var bizim!

Buna ne yazık ki basın örgütleri de dahildir…

Ve günün sonunda da kendi elimizle kendimizin şamar oğlanı yapılması için hep birlikte büyük çaba sarf ediyoruz!

En üzüldüğümüz nokta da budur zaten…

"Hamam aynı tas değişecek…"

"Döviz düştüğü halde fiyatların yüksek olmasına şaşırıyoruz... Demek ki neymiş; "mesele para birimi", "ithal kriz", "konu siyasi" vs değilmiş... Mesele bal gibi de ekonominin yapısal sorunları ile ilgiliymiş... Kapitalizmin dünya ölçeğinde geçmekte olduğu sürecin, bizimki gibi kırılgan ekonomilere yansıma biçimiymiş... Bu durumda yapılacak şey: Orta ve uzun vadede ekonominin kırılganlaşmasına sebep olan üretim dışılığın giderilmesi; kısa vadede ise özel sektör çalışanları, küçük esnaf ve küçük üreticiyi destekleyecek tercihlerle krizin bedelini asalak ultra zenginlere ödetecek politik tercihlerin uygulanmasıdır... Sınıfları inkar ederek atılacak federasyon sloganları ile (60 yıldır olduğu gibi) barışa da ulaşılamaz ama de ki ulaşıldı, o barış da emekten yana bir federasyon değil; federalizmin liberal versiyonu olur... Emekçi için özet: "hamam aynı kalacak, sadece tas değişecek"

(Münür RAHVANCIOĞLU)

Sadece Merak İşte?

Meslek örgütleri uyuyor mu?

Bir gazetemiz manşetini gelen hacizcilere ayırıyor…

Hem de detayları da paylaşarak!

Ama bakıyoruz ki gün boyunda bizim mangalda kül bırakmayan meslek örgütlerinden tek bir açıklama yok…

Her şeye burnumuzu sokarız ama!

İş meslektaşlara sahip çıkma geldi mi devekuşu gibiyiz…

Ve biz kesinlikle adam olmayız!

Yüzde 40 ne düşünüyor?

UBP kurultay için genel başkan anketleri yayınlanıyor…

Ve yüzde 40 gibi müthiş bir kararsız kitlesi!

Ya renklerini belli etmek istemiyorlar…

Ya da kafaları bir hayli karışık!

Bu da demektir ki UBP'de yarış daha yeni başlıyor…

Ve her türlü sonuca da gebe bir şekilde!

Meyhanede bağış…

Aslında çok da can sıkıcı bir durum…

Herhangi bir eğlence merkezi ya da meyhanede demleniyorsunuz.

Kapıdan birkaç kişi girip ellerindeki makbuzu size uzatıp yardım istiyorlar!

Ya da bilet satıyorlar…

Ve siz bunların ne kadar doğru kullanılacağını bilmeden, sırf geri çevirmemek için bağışta bulunuyorsunuz!

Duygusal sömürüden başka bir şey değil…

Para sanal bette olunca…

Bizim ülkede sanal bet yasal mı?

Birkaç kişiye bu konuda izin verildiğini biliyoruz da…

Bu işi birçok kişinin yaptığını da ayrı olarak biliyoruz!

Hem de kelli felli insanlar bunlar…

Tamamen gayrı yasal!

Bir şekilde vatandaşın da enayiliği yüzünden götürüyorlar parayı…

Çünkü artık devir illegal para kazanma devri!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları