Erenköy ruhu bitti mi?

Yayın Tarihi: 10/08/18 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Kıbrıs Türkü için Erenköy farklıdır.

Erenköy, ciddi bir direniş, moral, motivasyon, sembol, mücadele, her anlamda bir destandır.

Erenköy, benim için daha bir anlamlıdır.

Askerlik görevimi, Erenköy de yaptım.

Muhteşem bir yerdir, söylemden, sözlerden, günlük nutuklardan ötedir, gerçektir.

Yaşanmışlar, tecrübe ve alınan dersler olarak şekillenir.

Kıbrıs Türkü, eski günleri, sıkıntılı zamanları, mücadelenin anlamını ve de karşılığını çoktan unuttu.

Oysa bugünlerin temeli, geçmiştir, yaşanmışlardır, alınan derslerdir, kötü günlerdeki bağlılık, yardımlaşma, saygı, sevgi, ciddiyet, kendine güven ve tüm bunların oluşturduğu toplumsal dinamizmdir.

Erenköy ruhu bugün neden yoktur veya mücadele bitmiş midir?

Bunu savaşmak, saldırmak, eskinin tüm olumsuzlukları ile geleceği baskı altına almak anlamında söylemiyorum.

Geçmiş için yazdığım, sevgi, saygı, yardımlaşma, bağlılık ve kendine güven neden gün ve gün azalıyor?

Bunu anlamak, anlamlandırmak, gerçekten zor.

Yoksa suç yine bu ganimet illetinde mi?

Son 44 yılda, geriye dönük baktığımızda, övünecek neyimiz var?

Neleri başarı hanemize yazabiliriz, Kıbrıs'ın kuzeyinde, hazır bulduğumuz yapıyı, ileriye taşıyacak ve bugün için yaşatmayı, gelecek için yaşatmanın devamını sağlayacak, neleri koruduk, bugünlere getirdik?

Açıkça konuşalım, bırakalım hamaseti, nutukları, milli duyguları her şeyin önünde kalkan yapmayı.

Bizim başardığımız, Kıbrıs Türkünün tüm benliğinin içinde olduğu bir başarı öyküsü soruyorum sadece.

Erenköy ruhu neydi, geleceğe, çocuklara, gençlere, özgür, mutlu, huzurlu bir vatan ve gelecek bırakmaktı.

Fabrikalar, sanayi tesisleri, köprüler, hastaneler, okullar, hepsini geçtim.

Amaç ne olmalıydı ve hala daha ne olmalıdır, kendi kendini yönetmek, üretmek, güçlü olmak, adil olmak, eşit olmak, beraber olmak, peki, dönüp bakalım, hangisini başarmışız.

Kendi evini düzeltmeyen, memleket diye bir gailesi olmayan, direnen iken, dilenen noktaya gelen, bu memleket bitti, biz bittik, karamsarlığı ile boş vermişliğe dayanan bir mücadele sonucumuz var.

Halk, toplum, milli beraberlik, sevgi, saygı, dayanışma bunların mihenk taşlarından biridir Erenköy direnişi.

Bu şanlı direnişin 54. yılı anıldı, geçtiğimiz çarşamba, 8 ağustos da.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı yaptığı konuşmada, Kıbrıs Rum tarafına;

"Geleceğin nesillerini artık huzur ve kalıcı barış içinde yaşatmak istiyorsak, bu topraklarda birbirimize tahakküm etme tavırlarını bir yana bırakalım. Bu adanın ortak eşit sahipliği gerçeğini artık içinize sindiriniz. Geleceğe bu bakış açısıyla hep birlikte yürümenin yollarını bulalım" diyerek mesaj gönderdi.

Bu ülkeyi, beraber yaşamayı içine sindirmek, sanırım sihirli sözcük bu.

"Beraber yaşamayı içinde sindirmek" ne anlamlı bir cümle, bunu kendi içimizde gerçek anlamına taşıyabildik mi?

Kendi tarafımıza baktığımızda, nereden, nereye gelmişiz.

En başta siyaset örnek olacak, sorumluluk alacak, bedel ödeyecek, adil olacak, siyaseti kendi için değil, insan için yapacak.

Her konuyu oy almaya endekslemek, oy varsa, uzlaşı, hoşgörü, milliyetçilik, din, ırkçılık, her şey kullanılabilir.

Erenköy'ü, o ruhu anlatmaya çalıştım, bugüne bakın.

Bakan Zeki Çeler, YDP Milletvekili Bertan Zaroğlu, kim ne demiş, ne yapmış, hiç ilgili alanımda değil.

Bu ülkede beraber yaşamayı sindireceğiz, sindireceksiniz.

Memleket yangın yeri, siyasetin gündemi, bir numaralı KKTC'ci olmak, çözümcü veya Rumcu ilan edilmek.

Bu ülkenin geçmişi var, mücadelesi, bedelleri, ağır kayıpları, hala daha ödenen, yıllardır bitmeyen çilesi var.

Devlet hamasetle değil, insana sahip çıkarak yaşar, bunun aracı da siyasettir, iktidarla, muhalefetle, parlamento ile ortak çıkarların yaratılması şart.

Gerisi hep beraber tükeniş.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları