İÇ HABERLER
okuma süresi: 11 dak.

Taşkent'te 'hayvanlara özel' bir yaşam alanı yaratılıyor: "Taşkent Doğa Parkı"

Taşkent'te 'hayvanlara özel' bir yaşam alanı yaratılıyor: "Taşkent Doğa Parkı"

Taşkent bölgesinde doğal yaşam cenneti yaratan ve esas mesleği 'bilişim uzmanlığı' olan Kemal Basat, Taşkent Doğa Parkı projesi ve ardından ortaya çıkan Yaban Hayat Rehabilitasyon Merkezi ile Taşkent Piknik Alanı'nın yeniden hizmete kazandırılması sürecini Kıbrıs Postası ile paylaştı.

Yayın Tarihi: 09/04/17 09:10
okuma süresi: 11 dak.
Taşkent'te 'hayvanlara özel' bir yaşam alanı yaratılıyor: "Taşkent Doğa Parkı"
A- A A+
Kıbrıs Postası - Ahmet Vamık

Taşkent bölgesinde, tüm Lefkoşa manzarasının ayaklarınızın altına serildiği büyük bir araziyi beton yığınına çevirmek yerine, bu bölgede hayvanlara özel bir yaşam alanı yaratmak için kolları sıvayan Kemal Basat'ın yerinde başka birisi olsaydı, belki de Taşkent Doğa Parkı ve Yaban Hayat Rehabilitasyon Merkezi'nin kurulduğu arazinin yerinde şu anda villa tipi konutlar ya da apartmanların bulunduğu bir betonarme alan olabilirdi.

Taşkent bölgesinde doğal yaşam cenneti yaratan ve esas mesleği 'bilişim uzmanlığı' olan Kemal Basat, Taşkent Doğa Parkı projesi ve ardından ortaya çıkan Yaban Hayat Rehabilitasyon Merkezi ile Taşkent Piknik Alanı'nın yeniden hizmete kazandırılması sürecini Kıbrıs Postası ile paylaştı.

"Esas mesleğim bilişim uzmanlığı"

"Taşkent Doğa Parkı'nın şu anda bulunduğu araziyi, babam 1990 yılında satın aldı. Manzarası olan yerlere ilgisi vardı. Arazinin içinde bulunan küçük evi restore etti ve yaz evi olarak yıllarca bu evi kullandık. Esas mesleğim bilişim uzmanlığı ve yıllardır bu sektörde çalışıyorum. 3 yıl önce evlendiğim zaman eşimle köpeklerimizle birlikte yaşamak istediğimiz için Taşkent'teki bu küçük eve taşındık ve taşınınca bu yeri çok sevdik hatta düğünümüzü de burada yaptık. Farklı hayvanlar da alarak beslemek istedik. Mağusa'da, annesi doğumda ölen ve gelişemediği için çobana ekonomik değeri olmayan bir eşek aldık. Daha sonra köyde bir komşumuz, atları olduğunu fakat atlarına bakamadığını söyledi; ondan atları aldık. Başka bir arkadaşımızdan minyatür keçi aldık. Daha sonra 3-5 tane tavuk aldık. Bir süre sonra hayvanlarımızın küçük alanlarda yaşamasına gönlümüz razı olmadı. Arazimiz büyük olduğu için bir proje hazırlayıp hayvanlarımıza daha geniş yaşam alanları yaratmaya karar verdik. Projemizi duyan herkes "Bu projeyi neden halka açmıyorsunuz?" diye öneride bulundu. İlk etapta bu öneriye sıcak bakmasak da burada özellikle çocuklara hayvan ve doğa sevgisinin aşılanacağı uygulamalı eğitim amaçlı bir park yaratma fikri bizimde aklımıza yattı. İşte Taşkent Doğa Parkı, bu şekilde ortaya çıktı."

"Doğa parkı devreye girdikten sonra çocukların gelip doğa ve çevre eğitimi alabileceği bir proje hazırlıyoruz"

"Taşkent Doğa Parkı'nı Ocak 2018'de ziyarete açmayı hedefliyoruz. 100 dönümlük bir arazi içerisinde kurulan bir park ve muazzam bir çalışma yürütülüyor. Bize gelen tüm hayvanların bir hikayesi vardır. Kötü yaşam ortamı olan hayvanları gidip kurtarıyoruz. Bizim yaptığımız tüm iş eğitim üzerine. İlkokul ve ortaokullar için bir müfredat hazırlığı içerisindeyiz ve doğa parkı devreye girdikten sonra çocukların gelip doğa ve çevre eğitimi alabileceği bir proje hazırlıyoruz. Bu konuda da Uzman Biyolog Nazım Kaşot, bize yardımcı oluyor."

"Ülkemizde çok sayıda kaçak hayvan var"

"Ülkemizde çok sayıda kaçak hayvan var. Bu hayvanların ülkemize getirilmesi ayrı bir sorun, bu hayvanların uygun olmayan yaşam koşullarında yaşatılması da ayrı bir sorundur. Ülkemize kaçak yollardan bir çift rakun getirildi. Rakun, istilacı bir tür ve doğada ürkütücü boyutlarda çoğalabiliyor. Biz bu konuda Çevre Koruma Dairesi'ni aradık, uyardık fakat gittiklerinde hayvanları bulamadılar. Daha sonra doğal yaşam destek hattımıza ulaşan bir arkadaş evinin çatı katında tuhaf bir hayvan olduğunu söyledi. Bize gönderdiği fotoğraflardan bu hayvanın rakun olduğunu gördük. Korktuğumuz başımıza gelmedi ve rakunlar üremeden arkadaşın evinin çatısını yıkmak pahasına yuvalandıkları yerden bu hayvanları kurtardık.

Doğa Parkı'nda bu hayvanlara doğal bir yaşam alanı yarattık ve ömürlerinin sonuna kadar burada yaşayacaklar. Mağusa'dan birisi aradı ve bakamadığı bir kaplumbağası olduğunu söyledi. Yine ülkemizde bulunmayan dünyanın en büyük tatlı su kaplumbağası 'Alligator Snapping Turtle' türünde bir kaplumbağamız oldu. Ülkemizde çok fazla piton ve boa yılanı var. Bunların hiçbiri ülkemize yasal olarak girmiyor. Bunlar denetim eksikliğinden kaynaklanıyor. Bazı yasal boşluklarda var. Ülkeye girişi yasak ama ülkeye girdikten sonra hangi kurum bu hayvanlara el koyacak, hangi kurum bu hayvanların bakımını üstlenecek? Bu konuda bir yasal düzenleme yok. Ele geçirilen tüm yabani hayvanlar artık devletin malıdır ve Taşkent Doğa Parkı da bu hayvanların bakımını üstlenmiştir."

"Umarım köpek balığı embriyosunu canlı tutmayı başarırız ve bir mucizeye hep birlikte tanık oluruz"

"Bize ulaşan en ilginç hayvan, tabiî ki rakunlardan sonra bir köpek balığı embriyosu oldu. Balıkçı bir arkadaşın ağına köpek balığı takıldı ve köpek balığının karnını temizlerken karnının içerisinde köpek balığı yumurtaları olduğunu gördü. Bu köpek balığı türünde yumurtalar anne karnı içerisinde fakat anne karnından bağımsız gelişiyorlar. Bu yumurtaların hepsi çok küçük boyuttaydı fakat içlerinden bir tanesinin içinde hareket eden bir embriyo olduğunu fark etti. Hemen bize ulaştı konu. Biz de bu embriyoyu yaşatabilmek için şu an elimizden geleni yapıyoruz. Birçok kurum, kuruluş ve uzmandan bu konuda destek aldık. Köpek balıklarının gelişim ve doğum süreci 2 yıl kadar uzun bir süre. Umarım bu embriyoyu canlı tutmayı başarırız ve bir mucizeye hep birlikte tanık oluruz."

"Doğa hayvanının yeri asla kafes değildir"

"Bu ülkede yaban hayvanlarını yakalayıp kafeste beslemeye meraklı çok insan var. "Şahin buldum, kafese koyup besleyeyim", "Gufi buldum besleyeyim", "Giksi buldum, kafese koyup besleyeyim" mantalitesinde birçok insan var. Doğa hayvanının yeri asla kafes değildir. Biz rehabilitasyon merkezi olarak, avda vurulmuş, ökse, ağ tuzaklarına yakalanmış ya da uygunsuz ortamda kafese kapatıldığı için zarar gören hayvanları rehabilite edip yeniden doğaya bırakıyoruz. Yeniden doğaya dönemeyecek şekilde zarar gören fakat kaliteli bir yaşam sürebilecek kadar sağlıklı hayvanların uyutulmasına ise karşıyız. Hayatlarını idame ettirebilecek kadar sağlıklı olsalar da yabani kuşları alıp da doğa parkında sergileyemeyiz tabiî ki. Bunlar vahşi hayvanlardır ve insanları görünce korkar. Kısa bir süre içerisinde yine Taşkent bölgesinde bir yaban hayat barınağı kurulacak ve doğaya bırakılacak durumda olmayan yabani hayvanlar, yine ziyarete kapalı bu doğal yaşam alanında yaşamlarını sürdürecekler."

"Sadece Kıbrıs'ta değil; tüm yakın coğrafyadaki en kapsamlı yaban hayatı rehabilitasyon merkezine sahibiz"

"Taşkent Doğa Parkı'na ilerleyen zamanlarda yaralı birkaç hayvan getirildi. Onların iyileştirilmesi ve yeniden doğaya bırakılması için elimizden geleni yaptık. Sonra gördük ki gerçekten ülkemizde böyle bir yere ihtiyaç var. Bu konuda profesyonel çalışmaların yapılabileceği bir yer ihtiyacı olduğunu gördük ve Taşkent Yaban Hayat Rehabilitasyon Merkezi'ni projelendirdik. Bu konuda zoolog arkadaşımız Mert Beşiktaş ile çalışmaya başladık. Sadece Kıbrıs'ta değil; tüm yakın coğrafyadaki en kapsamlı yaban hayatı rehabilitasyon merkezine sahibiz artık."

"Kurtaramadığımız hayvanları çöpe atmıyoruz ya da gömmüyoruz"

"Yaban Hayat Rehabilitasyon Merkezi'ne getirdiğimiz yaralı bütün hayvanları kurtaramıyoruz maalesef. Bu hayvanların gömülüp yok olmasına da gönlümüz razı olmadı. Bu hayvanları müzede değerlendirmek istedik ve bu konuda Eski Eserler Dairesi ile bir anlaşma yaparak Güzelyurt'taki Arkeoloji ve Doğa Müzesi'nin doğa müzesi kısmını tamamen yeniledik. Müzede 40 yıl öncesinden kalma doldurulmuş hayvanlar vardı. Artık parçalanmış, güveler yemiş ve gerçekliğini kaybetmiş bir haldeydiler. Taksidermist Mehmet Paralik ile çalıştık bu konuda ve çok güzel bir iş çıkardık ortaya bu projede. Beş yıl süre boyunca da çalışmalarımız devam edecek."

"Yurt içi ve yurt dışından destek aldığımız çok sayıda uzmanlar var"

"Yaban Hayatı Rehabilitasyon Merkezi'nde tam zamanlı bir zooloğumuz, bir vahşi yaşam biyoloğumuz ve bir de veterinerimiz var. Ayrıca kendisini yırtıcı kuşlar alanında geliştirmiş veteriner hekim Tayfun Çanakçı'dan da büyük destek alıyoruz. Yurt içi ve yurt dışından destek aldığımız çok sayıda uzmanlar, akademisyenler ve kuruluşlar var. Yaptığımız işlerde hep alanında uzman kişilerle çalışıyoruz."

"Taşkent Piknik Alanı'nı baştan yarattık"

"Taşkent Piknik Alanı, kendi coğrafyamızda korumak istediğimiz bölge içerisinde bir yer ve atıl durumda olması bizi çok rahatsız etti. 3 ayda Taşkent Piknik Alanı'nı baştan yarattık diyebilirim. Bizim Taşkent Piknik Alanı'ndaki vizyonumuz, Kıbrıs'ın hak ettiği piknik alanı nasıl oluru yaratmaktı ve bunu başardığımıza inanıyorum. Mümkün olduğu kadar doğal malzemeler kullanarak ve doğal yapıyı bozmadan bir piknik alanı yaratmaya çalıştık."

"Bölgede, tek başına bile değer taşıyan birçok doğal güzellik var"

"Bölgede, tek başına bile değer taşıyan birçok doğal güzellik var. Piknik alanı içerisinde 11'inci yüzyıldan kalma atıl durumda ve restorasyona ihtiyacı olan bir kilise var. Bölgemizde endemik kelebekler ve orkidelerin bulunduğu doğal bir fauna var. Bazı yerlerde mağaralarımız var. Kemerli taş diye bilinen doğal taştan oluşan kemer var. Oluşturacağımız yürüyüş yolları ile buraya gelenlere haritalar hazırlayıp doğal güzelliklerin bulunduğu alanlarda doğa yürüyüşü yapmalarını sağlamak istiyoruz. Bufavento Kalesi de çok yakınımızda. Dağdaki dev bayrak da yine bu bölgede, Taşkent Doğa Parkı'nın üzerindeki yamaçta yer alıyor."

"Pasif çevrecilik ile doğamızı korumamız mümkün değil"

"Taşkent Piknik Alanı'nı düzenlerken buradan yaklaşık 1600 torba çöp ve 30 kamyona yakın moloz temizledik. Sürekli olarak da temizleme çalışmalarımız devam ediyor ama piknik alanının bu kadar temiz olduğunu gördüğü halde yine çöp atan duyarsız insanlar var. Birçok insanımız pasif çevreci. Yani kendisi doğaya çöp atmıyor, doğaya saygılı fakat yere çöp atanı da uyarmıyor. Pasif çevrecilik ile doğamızı korumamız mümkün değil. Bu yüzden hepimiz harekete geçmeliyiz. Cezaysa ceza, eğitimse eğitim, artık çevre temizliği konusunda devlet yetkilileri de bu konuda daha kapsamlı çalışmalı."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.