İÇ HABERLER
okuma süresi: 19 dak.

Erhürman: "Ekonomik kriz ihtimali şu anda ciddi bir ihtimaldir"

Erhürman: "Ekonomik kriz ihtimali şu anda ciddi bir ihtimaldir"

Başbakan Tufan Erhürman'ın "Hükümetin Kurulmasından Günümüze Başbakanlık Çalışmaları" Toplantısı düzenledi.

Yayın Tarihi: 22/05/18 11:10
okuma süresi: 19 dak.
Erhürman: "Ekonomik kriz ihtimali şu anda ciddi bir ihtimaldir"
A- A A+
Başbakanlık'ta düzenlenen toplantıda Erhürman, hükümetin ilk 100 gününü değerlendirerek Başbakanlık tarafından yapıaln icraatları açıkladı.

Erhürman'ın açıklamalarının satır başları şöyle:

"100 gün açıklaması olarak görülmesini istemiyorum. Başbakanlığın bugüne kadarki çalışmalarıyla sınırlı tutuyorum. Başbakanlık genel olarak parlamenter demokrasilerde koordinatör bir mevki olarak değerlendirilir. "Primus inter pares", yani eşitler arasında birincidir.

Bizde Gençlik ve Spor Dairesi, Kooperatif ve Şirketler Mukayyitliği ve başka kurullar da Başbakanlığa bağlıdır. Bunlar aracılığıyla icraat yapılması mümkündür.

Başbakanlığımız bu süre içinde kendine bağlı daireler aracılığıyla çalışmalar yürüttü. Elinizdeki dosyada özetlemeye çalıştık. 40 sayfalık bir dosya.

Ben genel olarak bir özet yapmakla yetineceğim. Gençlikle ilgili çalışmaları son derece önemli gördük. Bir vizyonumuz var. Başbakanlığın genel vizyonu KKTC ülkesi ve halkının sosyo-ekonomik kalkınmasının sağlanmasıdır. İktidara geldikten önce de sonra da bunu paylaştık. Türkiye ile yürütülen protokol çalışmalarında da bunun ana ekseni oluşturması gerektiğini söyledik.

"EKONOMİDE ÇOK RADİKAL DENEBİLECEK BAZI DEĞİŞİKLİKLER GÜNDEME GELEBİLİR"

KKTC'nin birtakım yapısal sorunları var. Bir kısmı kendi içimizde çözebileceğimiz ve çözmemiz gereken sorunlardır. Kamu reformu bunun başında gelir. Yerel yönetimler reformu, maliyeyle ilgili çıkarılacak yasal düzenlemeler -ki 3-4'ü meclise sevk edildi- bunlar bizim yapmamız gereken ve yapabileceğeimiz yapısal düzenlemelerdir.

Bir de maalesef yapısal olan ama bizim müdahale etmekte güçlük çektiğimiz sorunlarımız var. KKTC ve dünyada yaşanan gelişmeler ışığında döviz, petrol fiyatları yükseldi, TL değer kaybetti ve buna etki edebilmemiz takdir edersiniz ki mümkün değil. Maliyeyle, ekonomiyle ilgili bakanlıklarla sürekli toplantılar düzenliyoruz. Çok radikal denebilecek bazı değişiklikler gündeme gelebilir.

Bu konuda da TC ile yakın teşrik-i mesai içindeyiz. TL meselesi ekonomiye çok ciddi etki ediyor. Recep Akdağ'la çok ciddi görüşüyoruz ve TL kullanmamız nedeniyle TC'nin çok daha ciddi bir katkı koyması ve bunun yapısal hale gelmesi konusunda çalışıyoruz. 1-1.5 ay içinde Türkiye'deki seçim nedeniyle mesafe kat etmemiz mümkün değil ama çözüm çalışmalarımızı başlattık.

"BİRÇOK BÖLGEDE GENÇLİK MERKEZLERİ AÇILIYOR, İYİLEŞTİRME ÇALIŞMALARI DEVAM EDİYOR"

Bu sorunlar sürerken sosyal ve ekonomik açıdan Kıbrıs Türk halkı kalkınma anlamında arzu ettiğimiz yerde değil. Gençlik politikalarımızı da bunun üzerine inşa etmeye çalışıyoruz. Şu anda KKTC'de en aşağı iki grup birbiriyle ilişkisi büyük ölçüde azalmış genç oluşmuştur. Böyle gruplar oluştuysa o ülkenin geleceğiyle ilgili sorun var demektir. Bir taraftan özel okullarda okuyan çocuklar, diğer yanda kamuda okuyan çocuklar. Okulda, sosyal ortamlarda bir araya gelemiyorlar. Özel okullardaki çocuklar daha ana sınıfında yabancı dil öğrenirken kamudakiler çok daha geride kalıyorlar. Ve nasıl olacak da 10 yıl sonra bu çocukların barış içinde bir arada yaşayabilecekleri soru işareti.

Yoksulluk ve yoksunluğun olduğu bölgelerde projelerimizi öne aldık. Mağusa-Maraş bölgesinde
yer tespiti yapıldı, seçimin ardından yeni bir gençlik merkezi inşaatı başlayacak. Lefkoşa Suriçi'nde kiralama işlemleri başlatıldı, oraya da yeni bir gençlik merkezi devreye girecek. Gençlik merkezlerinin devreye girmesi tek başına anlam ifade etmeyebilir. Birçok bölgede gençlik merkezleri var ama çok uzun zamandır ya faal değildir ya da olması gerektiği şekilde faal değildir. O gençlik merkezlerinde uygulanacak programları hızla geliştirmek lazım. Gençlik merkezi açmakla iş bitmiyor.

Bir yandan da Arabahmet'teki İyilik Evi'ndeki programların pilot projesini hayata geçirdik. Çalışmalar sonucu orada felsefeden spora, sanata, sağlık, müzik, eğitime kadar eğitimler verilmeye başlandı ve hem çocuk, genç ve kadınlara yönelik başlandı.

Gençler ve çocuklar için eğitim ve kariyer danışmanlığı hizmetleri ile psikolojik danışmanlık hizmetlerini devreye koyuyoruz. Çocuklarımız eğlenecek, öğrenecek, vakitlerini doğru değerlendirecekler, geleceklerini de iyi planlayacaklar. Tüm gençlik merkezleri için bu programı uygulamaya başladık. Diğer gençlik merkezlerinde de fiziki iyileştirmeler başlandı. Oralarda da programlar başlayacak.

İTÜ'nün Lefkoşa Suriçi'ndeki kurumuyla iletişim sağlandı, iki ay boyunca günde iki saat yabancı dil eğitimi verecekler.

Ülkemizde okuma alışkanlığı arzu etmediğimiz bir gerileme yaşanıyor. Bununla ilgili de Haziran-Eylül'ü kapsayan bir proje başlattık.

"MERKEZİ CEZAEVİNDE ATÖLYE ÇALIŞMALARI ARTIRILIYOR"

Merkezi Cezaevi'nde tutuklu ve hükümlüler var, cezaevi kapasitesinin üzerindeler. Oradaki genç tutuklu ve hükümlü sayısı çok ciddi arttı ve çok büyük kısmı da uyuşturucu kullanım suçundan dolayı orada bulunuyorlar.

"Yankılı Söyleşiler" başlıklı çarşambaları yapılan bir proje başlattık. Müzisyen, gazeteci, sanatçı arkadaşlarımız haftada bir cezaevindeki gençlerle buluşuyorlar. Atölyeler var, orada çalışmalar var, zenginleştireceğiz.

Kamu okullarında okuyan gençlerimizi üniversitelerle buluşturma projemiz var. Yaz döneminde başlıyor. Kamu okullarındaki çocuklarımız öğleden sonra üniversitelere taşınacaklar ve bilim, sanat, spor ve ilgilendikleri alanlarda çalışmalarda bulunacaklar. Rehber öğretmenlerle konuşuldu, çalışmalar tamamlandı, haziranda hayata geçecek.

"GİRİŞİMCİLİK EĞİTİM PROGRAMLARI HAZIRLADIK"

Gençlerimiz genel olarak kamuda istihdam edilebilme arayışı içindedirler çoğu zaman. Bunun dışında çok olanak var; gençler bunlardan haberdar değil. Girişimcilik konusunda eğitimsiz olunduğu için de cesaretli davranamıyorlar. Bir girişimcilik merkezi oluşturduk, özellikle ücra köylere kadar giderek bu konularda onları bilgilendirme, hangi hibe ve kredilerden yararlanabileceklerini anlatma ve girişimcilik eğitimi verme programlarımızı hazırladık.

Spor, genel ilgi alanı olarak görünür. Ama biz öyle görmüyoruz. ne kadar çok insan spor yaparsa, ne kadar elit sporcumuz olursa, ne kadar uluslararası müsabaka imkanı tanırsak o kadar iyi diye düşünüyoruz.

Altyapı ve yetenek seçimi programı uygulamaya geçiyor. Bu program aracılığıyla tespit edilecek yetenekli gençlere teşvik ve destekler de hayata geçecek. Bunun mevzuatının da olması gerekir. Ödül ve teşvik mevzuatının düzenlenmesini başlattık. Birçok ülkede bu mevzuat aracılığıyla çocuklar yetiştirilir ama bu alanda bizde yerleşmiş bir mevzuat yok. Bunun da hazırlanması çalışmalarını tamamlamak üzereyiz. Ayrıntılarını veremeyeceğim, çok sayıda 10'un üzerinde uluslararası kuruluş nezdinde girişimde bulunduk ve böylelikle gençlerimizin uluslararası spor müsabakalarına katılmalarının yolunu açmaya başladık. Ama bunların ne olduğunu şu an söylemek istemem. Söylersem başka tür diplomatik girişimlerle önü kesilmeye çalışılıyor.

"BET OFİSİ SAYISI 42'YE İNDİ, 9'U KAPATILDI"

Ülkedeki bet ofis sayısının azaltılmasını hedefliyoruz. Aktif durumda 51 bet ofis vardı. 57 de izinli vardı. Çalışma sonucunda geçen hafta itibariyle bet ofis sayısı 42'ye indi. 9'u kapatıldı. İzinli bet ofis sayısı da 15'e indi.

DPÖ'nün bünyemizde olmasıyla ilgili bir durum... Planlama konusundaki ciddi eksiklik, ülkede kalkınma değil de ekonomik yatırım olmasına rağmen kalkınmayla sonuçlanmamasına neden oluyor. Yerel kalkınma stratejileri başlatıldı. Lapta-Yeşilırmak ve İskele-Karpaz için eylem planları çıktı. Teşvikler sistemi çalışmalarını da yapıp hayata geçirmeye başlayacağız.

500 bin TL'lik hane halkı yardımıyla ilgili; bu döneme kadarki ilk bilgi şöyle: Kriter belirledik, engellilerimizin, MS hastalarımızın ve kanser hastalarının bu durumlarını belgelemelerini kaydıyla başvuruları üzerine bu rakamdan kendilerine yardım yapılmaya başlandı. Şimdiye kadar 17 kişiye 27.278 TL yardım yapıldı. Küsuratın nedeni de bazı yardımların somut talepler üzerinden olması, faturaların getirilmesiyle ilgilidir. Fatura miktarları küsuratlı olduğundan dolayıdır.

Bakanlar Kurulu kararları web sayfasında yer almıyordu ama şu anda yayınlanıyor.

Ülkedeki dokunulmazlıkların kaldırılması, nereden buldun yasası, milletvekili ve bakanların mal bildirimi konuları vardı. Polisten alınan bilgilerle bugüne kadarki kamuoyuna mal olmuş dosya bilgileri paylaşıldı. Bu bilgiler bizim başbakanlığa gelmemizden çok kısa süre içinde ilk defa yayınlandı. Tevazu gösterecek değilim, bu bilgilerin paylaşılması çok önemliydi. Takibini zaten yapıyoruz. Kamuoyuyla paylaşılması önemliydi.

Vakıflar'ın 10 yıla kadarki tüm sözleşmeleri incelendi. Kamuoyu bu konuda bilgilendirildi. Taahhütlerini yerine getirmeyen kiracıların sözleşmelerinin feshi işlemleri başlatıldı. Şimdiye kadar yapılmaması Vakıfları ciddi zarara uğratmıştı.

Sayıştay raporlarının hayata geçmemesi konusunda ise görüşmeleri yaptık ve Sayıştay'ın sorumluluk yüklediği kişilerle ilgili hukuk davaları açılma süreçleri başladı ve devam edecek.

"UYUŞTURUCU DANIŞMA HATTI KURULDU"

Uyuşturucuyla mücadele konusundaki çalışmalar, eğitim ve farkındalık yaratmaya yoğunlaşıldı. Ama bundan da önce AMATEM'in ve rehabilitasyon merkezinin ülkemizde kazandırılması önemlidir. Genç insanlar uyuşturucu kullanımından sonra tedavi göremedikleri için cezaevine girip-çıktıktan sonra kullanıma ve ekonomik sorunlar nedeniyle satıcılığa geçebiliyorlar. Bu AMATEM ve rehabilitasyon merkezi o yüzden çok önemli. Devlet ve özel sektör bir arada yürütülüyor.

Sıkıntıya düştükleri anda yetkililere ulaşma konusunda aile ve uyuşturucu kullanıcıları sıkıntı yaşıyordu. Alo Danışma hattı devreye girecek ve Başbakanlığa hızla ulaşabilecekler.

Genç Tepe projemiz vardı. Domuzcular burnu'ndan BRT'ye kadar... Bizden önce bir hazırlık vardı; KTMMOB'ye verdik, 51 noktada yeni öneriler getirildi, sorunlar kondu, derlendi ve projeyi yapan kurumla görüşüldü.

1-2 ay içinde 51 noktadaki düzeltmeleri yapacak. Özellikle peyzaj konusunda çok ciddi düzeltmelere ihtiyaçları vardı.Taşkın önleme projesi de başladı. Zemin etüdü yapılıyor. 31 Mayıs'ta da sondaj kazısı yapılması bekleniyor. Sonbahara kadar yol kat edebilelim ve sıkıntıları asgariye indirebilelim.

Kimseye eleştiri olsun diye siyasi kaygılarla yapmıyorum; bu ülkede Gıda Güvenliği Risk Değerlendirme Kurulu var. Son toplantısını 17 Kasım 2016'da yapmıştı. Bu tarihten beri toplanmıyordu. Bilimsel çalışma yapmak ve tüzükler için gıda güvenliği noktasında son derece önemli bir kuruludur. En sonunda ilk toplantısını yaptı. Bilgi edinme de bir hak, Bilgi Edinme Kurulu da son toplantısını 30 Haziran 2016'da yapmıştı. Kurulu tekrar topladık ve 15 dosyayı kurul karara bağladı. Kooperatifçilikle ilgili çalışmaları da yoğunlaştırdık. Kooperatifçiliği yaygınlaştırmaya çalışıyoruz.

Bunca yılda uyuşturucu gözümüzün önünde yaygınlaştı. Gençlerimizi fiziken, ruhen kaybetme noktasına geldik. Bu ülkede bir şey olmaz demekle bunu aşamayız. Birçok bölge kalkınma açısından diğer bölgelerin gerisinde kaldı. Karpaz işsizliğin en yoğun olduğu bölgedir. Biz birtakım hibeleri Lefkoşa'ya, Girne'ye veriyoruz ve o bölgelerdeki sorunlar görülmüyor. Bunu biz aşabiliriz.

Başbakanlık olarak kampanyalarımızı da hazırlıyoruz. Kıbrıs Türk toplumuna vermek istediğimiz mesaj; biz birlikte çalışır, dayanışma içinde olursak bu işleri yapabiliriz. Tercih küçük küçük konular üzerinden gündem yaratmak mıdır yoksa geleceğe bakmak mıdır, bizim tercihimiz ikincisidir.

"FARKLI PARA BİRİMİNE GEÇME, KURLARI SABİTLEME GİBİ RADİKAL ÖNERİLER DE MASAMIZDADIR"

Dövizle ilgili olarak bugüne kadarki gene yaklaşım; döviz yükselir, elimiz kolumuz bağlıdır yaklaşımıdır. Çeşitli öneriler var. Farklı para birimine geçme, kurları sabitleme gibi radikal öneriler de masamızdadır. Bunları yapacağız anlamında söylemiyorum. Haydi bugün karar verdim de yapayım değil. Biz TL'nin değer kaybı karşısında hiç elimizde olmayan sebeplerle birtakım sıkıntılar yaşıyorsak, bunları TC ile çok daha açık konuşmak durumundayız ve konuşmaya da başladık.

"EURO DİZELDE DİPTEYİZ. DAHA AŞAĞISI YOK"

Bizim krizimiz şu: 2017'de bütçe hazırlanırken döviz kurunu belli bir noktada esas alarak hazırlıyor, gelir-gideri ona göre hazırlıyorsunuz ama şimdi gelinen noktada bu hesap bozuluyor.

Euro dizelde dipteyiz. Daha aşağısı yok. Bütçede bir öngörüde bulunuyoruz, 820 milyon Fiyat İstikrar Fonu gelirim diyorsunuz, sonra bunu aşağı indiriyor, tüzükte değişiklikler yapıp daha da aşağı indirmeye, KDV'yi düşürme noktasına gelebiliyorsunuz.

Bütçede oluşacak öngörü dışı gelir açığını nasıl kapatacaksınız? Bunlar 3 aylık hükümetin veya bizden önceki hükümetten mi kaynaklanıyor? Hayır. TC'nin kendisi bile birtakım uluslararası kuruluşların müdahaleleriyle öngörülmeksizin ortaya çıktığını ortaya koyuyor.

Ama TC'nin gelirlerinde bu şekildeki değişiklikleri telafi edebilecek unsurlar var ama bizde yok. TC ile TL'den kaynaklı açığımızın nasıl kapatılacağı konusunda daha çık konuşma ihtiyacındayım.

"MESELE ZAM OLDU DİYEREK BUNU TARTIŞMA YAPMA MESELESİ DEĞİLDİR. NEYİN NEDEN OLDUĞUNU ORTAYA KOYMALIYIZ"

Bizim oturup KDV gibi, Fiyat İstikrar Fonu gibi birtakım gelirlerimizden feragat etmemiz durumunda hayat pahalılığı daha azalacağından acaba gelir elde eder miyiz ve hayat pahalılığını biraz olsun baskılayıp dengeleyebilir miyiz diye çalışma içindeyiz.

Mesele zam oldu diyerek bunu tartışma yapma meselesi değildir. Neyin neden olduğunu ortaya koymalıyız.

Süte zam yapılacağına biraya yapılamaz mıydı deniyor... Süt süspansiye ediliyor. Girdi maliyetleri arttı. Süt paketi kullanıyor imalatçılar. Esas itibariyle süt değil pahalılığı yaratan, diğer unsurlardır.

Başka bir para birimi, kurun dondurulması gibi şeyler de bilimsel ortamda yeterince tartışılmadı. Bilim insanları bunun pek mümkün olmadığını söylüyor ancak daha geniş şekilde her şeyi değerlendirmek zorundayız.

Uzmanları topluyoruz, gerektiğinde Türkiye ve başka ülkelerden de uzmanlar gelebilir, ayrıntılı tartışmak ve sonuçlarını da kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz.

"KUZEY DE GÜNEY DE İKİMİZİN DE KURUCU İRADE SAHİBİ OLDUĞU, SÖZ SÖYLEME HAKKI SAHİBİ OLDUĞU ALANLARDIR"

Bizim tezimiz ada etrafındaki tüm kaynaklarda Kıbrıs Türk halkı sadece gelirden pay alacak değil kurucu bir unsur olarak söz hakkına sahiptir. Hem KKTC var diyorsunuz hem de bilmem neredeki kaynaklarda hak talep ediyorsunuz deniyor; evet ediyoruz. Hala sonuçlanmamış bir müzakere masası var. Bir yandan federasyon için çalışılırken diğer yandan da kaynakları ben elde ederim, sizin payınızı da bankaya yatırırım yaklaşımı doğru değil.

Eğer orada kazı yapılıyorsa burada da kazı yapılması gibi yöntemler de devreye geçirilebilecek.

Biz masaya irade sahibi iki kurucu unsurdan biri olarak oturmuyor muyuz? Peki neden böyle bir konuda iki kurucu unsurdan biri değiliz? Bizim çelişkimiz vurgulanıyor da Güney Kıbrıs'ın çelişkisi yok mu?

Kuzey de Güney de ikimizin de kurucu irade sahibi olduğu, söz söyleme hakkı sahibi olduğu alanlardır.

Ezber bozucu adımlar atılacak demiyorum. Ezber bozucu konular masaya yatırılacak diyorum. Bunların sonucu ezber bozucu adımların atılması mı olur, onu göreceğiz.

"KRİZ İHTİMALİNİN CİDDİ BİR İHTİMAL OLDUĞUNU DA GÖRÜYORUM"

Bir kriz algısı içine değilim. Ama kriz ihtimalinin ciddi bir ihtimal olduğunu da görüyorum. Dünya ve Türkiye'deki gelişmeleri yan yana koyduğumuzda durum ortada. Sürekli olarak bu ihtimali dikkate almak zorundayız. Bizde 21 günde bir olan bir akaryakıt fiyatlandırma sistemi var. Döviz ve petrol fiyatlarının artmasının da buna etki edeceğini biliyoruz. Özel okulda çocuk okutan birçok insan da dövizle ödeme yapıyor. Yeni dönem kayıtlarıyla ilgili de ciddi sıkıntılar ortaya çıkacak. Bakanlar Kurulu ve Merkez Bankasının önlemleri vardı. Bunu gereksiz umut pompalamak için yapmıyorum. Her şeyi masaya yatırıyoruz ve kamuoyu ile paylaşacağız.

Türkiye'deki seçimden sonraki süreç bizi nereye taşıyacak inceleyeceğiz. Senaryoların hepsini çalışmamız gerekiyor.

Devletin içindeki birtakım kitabet alanındaki personeli polise kaydırmak ve oradaki polisi de sahaya çıkartmak projemiz söz konusu. Çalışmalar yaz içinde bitecek diye umuyoruz.

Önümüzdeki öğretim yılında bütün kamu okulları tam gün eğitime geçecek diyecek durumda değiliz. Belli noktalarda mümkün görünüyor. bir nesilden bahsediyoruz ve bir grubu saat 5'e kadar, bir grubu 12 itibariyle öğrenimi tamamlayıp dışarıya çıkıyor. Dışarı çıktığında da kendisini geliştirecek olanaklar sunulmuyor. Tam gün eğitime geçene kadar da böyle olacak. Bu gençler arasındaki yarılma ciddi endişeler yaratıyor. Doğrudan müdahale ediyoruz."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.