İÇ HABERLER
okuma süresi: 19 dak.

Erhürman: "Lefkoşa'da Harmancı'nın oylarını bölmek istemedik"

Erhürman: "Lefkoşa'da Harmancı'nın oylarını bölmek istemedik"

Başbakan Tufan Erhürman, ülke gündemini Kıbrıs Postası TV'ye değerlendirdi.

Yayın Tarihi: 21/06/18 16:29
okuma süresi: 19 dak.
Erhürman: "Lefkoşa'da Harmancı'nın oylarını bölmek istemedik"
A- A A+
Kıbrıs Postası

Kıbrıs Postası TV olarak Facebook ve Twitter'den canlı yayınlanan Ulaş Barış'ın hazırladığı Seçim Gündemi programına katılan Başbakan Tufan Erhürman, gündemi değerlendirdi. Erhürman, şunları söyledi:

"Anayasa değişikliği için mecliste ciddi bir çoğunluk gerekliydi. Yerel yönetim reformunu yapabilseydik, seçilmiş kişiler önünü görebilecekti. Bu reformu yapacağız ama bir sonraki dönem ancak uygulanabilecek ve bu 4 yılı sıkıntılı koşullarda geçirmek zorunda kalacağız. Bu bizim çok da arzu ettiğimiz bir şey değildi. Bunlar yaşanacak.

ERENKÖY BELEDİYESİ...

Erenköy Belediyesi'nde 7 aday var. Biz aday göstermedik, adaylardan birine destek de belirtmedik. Bir süre desteklemek zorunda kalacağız Yenierenköy Belediyesi'ni. Ama sürdürülebilir bir durum yok. Seçilen bir başkan olacak. Meclis üyelerine aday gösterdik. Akıbeti seçimden sonra tartışılacak.

"YEREL YÖNETİMLERİN TAM BİR ÖZERKLİĞİ VAR, MERKEZİ İDARE MÜDAHALE EDEMEZ"

Geçmişte Bulutoğluları döneminde maaş ödememe nedeniyle bir durum yaşandı ama mahkemeden döndü. Türkiye'de Anayasa buna izin verir. Bir yerel yönetim sürdürülebilir olmaktan çıktıysa merkezi idari müdahale eder. KKTC Anayasası'nda tam bir özerkliği var yerel yönetimlerin. Aslında siz maaşlarına bile katkıda bulunma şansına sahip değilsiniz. Ama insanlar işsiz kalınca bir şeyler yapmak durumunda kalıyorsunuz. İstihdam yaptığında merkezi idare yapamazsın diyemiyor. Tam bir özerklik var, ama bunun sonunda sonuçlar kötü çıktığında merkezi idareden yardım isteniyor. Bu da bizim hallerimizden bir tanesi.

"ANAYASAYA AYKIRI REFORM OLMAZ"

Anayasa merkezi idarenin müdahalesini engellemişken, yerel yönetimler reformunu düzenleyen yasayla yerel yönetimlere merkezi idarenin çok fazla müdahale edebileceği yetkiler veremezsiniz. Anayasada değişiklik gerekir. Reformda da müdahale edemeyeceksiniz çünkü anayasaya aykırı bir reform yapamazsınız.

"BELEDİYELERİN 28'DEN 14'E DÜŞÜRÜLMESİ BANA MAKUL GELİYOR"

Belediyelerin 28 belediyeden 14'e indirilmesi bana makul geliyor. 5 bana az geliyor. Her ilçeye bir belediye dediğinizde de 6 olur ama bu da az olur gibi geliyor. Yarı yarıya daraltılabilir. Oluşturacağımız her bir belediyenin gelir kaynaklarının giderlerini karşılayabileceğinden emin olarak düzenlemek gerekli. Gönyeli ile Alayköy'ü birleştirmek mesela, Dipkarpaz'la Yenierenköy'ü birleştirmekten çok farklıdır. Gönyeli ve Alayköy de geliri olan belediyelerdir, ama Dipkarpaz'la Yenierenköy'ü birleştirmek iki belediye de çok geliri olmadığı için çok farklı bir sonuç getirir. Sayıdan ziyade her belediye kötü yönetilmediği takdirde kendi gelirleriyle giderlerini karşılayıp yatırım da yapabilecek duruma gelmeli. Doğru çalışma bu.

"HAÇANA BİR BU İŞLERİ KILIFINA UYDURACAĞIZ?"

Haçana bir bu işleri kılıfına uyduracağız? Yenierenköy çalışanlarıyla görüştük, birçoğunuzun ikinci işi olduğunu biliyoruz. Devlet olarak size başka türlü destek olalım, kredi verelim, belediyeden alacaklarınızı alın, ayrılın oradan. Belediye de kurtulsun. Siz de ikinci işlerinizi birinci iş yapın, büyütün, ailenizi geçindirecek hale getirin. Kimse bunu istemiyor. İkinci işlerini yapmaya devam etmek istiyorlar. Kınamak için söylemiyorum. Böyle kuruldu düzen, böyle yaşandı ama artık sürdürülebilir değil. Farklı yöntemler bulduk, konuştuk, bir miktar uyum sağladılar. Seçim bittikten sonra bunları daha rahat hayata geçirebileceğiz.

CAS KONUSU...

CAS meselesi başladı başlayalı, Serdar Denktaş olaya hakimdi. Kendilerini çağırdı. Normal şartlarda merkezi idareden CAS'a maaş aktarmamız çok mümkün değil hukuken. Yine birtakım mali yollar bulunup sırf insanların maaşları ödensin diye bir şeyler yapılmaya çalışılıyor. Bizim CAS'a müşteri bulmamız gerekiyor. Seçime kaldı 3 gün, Başbakanlığın önünde bir eylem yapıldı, 50 çalışan geldi. İnsanların bu duruma düşmesinden dolayı üzüntülüyüm. Ama şu noktaya geldi; CAS çalışanlarını devlete alalım. Bu mümkün mü? Kamu çalışanlarının yüzde 40'ı verimsiz deniyor. CAS'taki insanlar çok niteliklidir. CAS hizmetleriyle ilgili eğitimlerden geçtiler. Bu insanları da kamuya alalım diyelim; şu anda kendi alanında uzman olan bir kişiyi odacı, sekreter yap. İşte verimsizlik dediğim bu. İnsanlar uzmanlaşıyor, o alanda değil hiç uzmanlaşmadığı alanlarda o insanları çalıştırmaya çalışıyorsunuz. KTHY ve ETİ'de olduğu gibi gelişmelerini de engelliyorsunuz. İnsanlar oraya geliyor ve iş yapamaz duruma geliyor. Çok çalışkan insanlar olsa bile geri kalan insanları da verimsiz kılıyorsunuz. Evet tek tek insanların ekmek parasını düşünmemiz gerekiyor ama tutarlı, rasyonel bir kamu ekonomisi de yaratmamız gerekiyor. Ben şunun taahhüdünü veriyorum; biz bu ikisini birlikte düşüneceğiz. Geldik ve duvara tosladık.

NÜFUS SAYIMI ERTELENEBİLİR...

Nüfus sayımını erteleme ihtimalimiz var. Teknolojik olarak insanları eve kapatmadan yapma ihtimalimiz var. 3 ay daha beklediğimiz takdirde bunu yapabiliriz. Eve kapatmada da sağlıklı olup olmadığı tartışılıyor. Çıkan sonuçlar biz de dahil insanları çok tatmin etmedi. Diğer projeyi net olarak bir görelim, ne kadar sağlıklıdır bir görelim.

"LEFKOŞA'DA NEDEN ADAY ÇIKARMADINIZ, MAĞUSA'DA NEDEN ADAY ÇIKARDINIZ DİYE SORULUYOR"

Lefkoşa'da aday çıkarmadık. Sn. Harmancı'ya destek verdik. CTP neden aday çıkarmıyor diye soruluyor. Mağusa'da aday çıkardık, neden aday çıkardınız deniyor. CTP'nin bu kadar yıllık tecrübesi var; Parti Meclisi var… Diğer partiler birkaç yerde aday çıkardılar, hiçbir partiye bu soru bize sorulduğu kadar sorulmuyor. Oturduk, PM'de karar verdik, orada gösterdik, burada göstermedik. Biz 4 parti olarak her yerde tek aday çıkaracağız diye bir karar üretmedik. DP'nin daha ilk günden Mağusa'da şu anki belediye başkan adayını destekleyeceği, bizim de desteklemeyeceğimiz belliydi. Hiçbir noktada 4 parti her yerde tek aday çıkaracak olmadı. Serdar Denktaş, Lefkoşa'da aday çıkaracağını ilk günden söylemişti mesela.

Siyasi partilere duyulan güvenin aşındığını hepimiz biliyoruz. Tarih boyunca her zaman adaylar öne çıkardı. Sn. Akıncı aday olduğunda CTP Lefkoşa'da Sn. Akıncı'yı desteklemişti. Bu hep bizde bilinen bir alışkanlıktır. Bizim de belediye başkanlarımız var ve birçok UBP'li de bu başkanlarımıza oy verecek. Yerel seçimler partilerin gerçek gücünü göstermek açısından çok da verimli bir saha değil. Hizmet verme gücüne ilişkin halk tercihi diye düşünüyorum.

Biz CTP olarak geçmişten beri şu ilke üzerinde hareket ettik. Ben parti başkanı olma arzusuyla ortaya çıkıp başkalarıyla kıran kırana yarışıp delege avcılığı falan yapmış biri değilim. Parti bir görev verdi, bunu yaptım. PM derse ki sen çekil başka bir arkadaş gelsin, ben buna da varım. Partinin geleneği de budur. Seçimdeki sonuç benim bireysel olarak hareket edeceğim bir sonuç değil, parti yetkili organlarının vereceği telkin yönlendiricidir. Bireysel olarak çıkıp 'karar verdim, gururum incindi' veya 'çok başarılı oldum, bir dönem daha devam edeceğim' diyecek bir kişi değilim.

"GÖREV ALANIMI AŞMAM İSTENİYORSA AŞMAM, BEN HUKUKÇUYUM"

Sayıştay raporları hazırlanır ve o gün savcılığa gönderilir. Savcılık suç unsuruna rastladıysa ceza davası açar. Suç olup olmadığından bağımsız olarak raporda; 'X şahıs 30 bin TL sorumludur' yazar. O ceza davasından bağımsız olarak bu parayı bizim istememiz lazım. Bir genelge yayınladım, tüm bakanlıklara gönderdim, böyle bir yazı geldiğinde hemen hukuk davası açın. O kişi devleti zarara uğrattıysa ödesin, uğratmadıysa da mahkeme kararıyla tescillensin ki masumdur. Sayıştay raporu ancak mahkemede son noktasına gelir. Güzelyurt milletvekili aldı sayıştay raporunu ele geçirdiğini söyleyerek savcılığa götürdü. Bu rapor ele geçirilecek bir şey değil, internette var. Ayrıca zaten rapor hazırlandığında kendiliğinden savcılığa gidiyor. Bu kadar basit bilgileri bile milletvekili arkadaşlarımız bilmiyorsa vay halimize. Ben halkımı bilgilendiriyorum. Savcılık mesele yok diyor. Ben savcılığa nasıl mesele yok dersem, gelin anayasayı değiştirelim, savcılığı başbakanlığa bağlayalım. Ben savcılığa talimat veremem, bilgi alabilirim. Kimin görevi nereye kadardır herkes bilsin. Ve görev alanımı aşmam isteniyorsa ben aşmam. Ben hukukçuyum, hukuka inanırım. Hepsinin bağımsız olduğu anayasada yazıyor.

700 BİN DOLAR KONUSU…

Eski Başbakan'ı bir tek konuda eleştirdim; böyle bir iddia varsa bu iddiayı çok açık bir şekilde yanıtlama yükümlülüğü vardır. Hukuken ise mesele yargılama sonucunda çıkar. Mesele şudur; bu yargılamalarda iki temel amaç var. Özel amaç; birileri hukuka aykırı yolsuzluk yaptıysa hesap sorulmasıdır. Genel amaç; biz siyasetin gıradosunu yükseltmek zorundayız. Siyasetin algısı çok düştü ve yükseltmenin yolu da bu tip iddiaları doğru dürüst hukuki süreçlerden geçirip sonuçlandırmaktır. Biz yargı makamıymışız gibi birilerini eleştirir, onlar da biz onları yargılıyormuşuz gibi cevap vermeye başlarsa yargının kararı da toplumu tatmin etmeyecek. Önce de sonra da bu sürecin yargıda bitmesi gerektiğini düşünüyorum, CTP de üzerine düşeni yapmıştır. Ben Özgürgün'e şunu söylemedim; 'Sen yolsuzluk yaptın, rüşvet yedin' demedim. Ben hukukçuyum ve masumiyet karinesi denilen şeye inanırım. Ama siyasetçi olarak şunu söyleme hakkım da vardır; kendisiyle ilgili iddialar gündeme düşmüşse, bunlara yanıt vermek demokratik bir gerekliliktir. Yargıya gittikten sonra siyasetin yargıyı etkilememesi gerekir. Siyaset, davalarla ilgili böyle yapmalı, böyle karar vermeli demeye başlarsa yargıya olan güven de sarsılacak ve yargı kararları da siyasi olarak değerlendirilirse topyekün devletin gıradosunu bitirmiş olacak. Bu yüzden kimseden özür dileme durumunda değilim. Mesele taşınması gereken yere kadar taşınmıştır. Bu konuda artık çok dikkatli konuşmakla yükümlüyüm.

TACAN REYNAR'IN İSTİFASI...

Tacan Reynar'ın tüm açıklamalarını okudum. Yargıdaki baskılardan bahsettiğini görmedim. Sistemi eleştirdi. Ben de ölüm tehdidi aldım. Bu memlekette siyasilerin veya kamu görevlilierinin tehdit alması bilmediğimiz bir şey mi? Reynar ben bunlarla uğraşmak istemiyorum, bu sistemi de doğru bulmuyorum ve ayrılıyorum demesini de saygıyla karşılıyorum. O tehditleri almalarına rağmen devam eden görevliler de var. Yargı üzerindeki baskıdan bahsediliyorsa, siyaset üzerinde de var. Türkiye'de de, ABD'de de vardır. ABD'de büyük bir mafya veya rüşvet davası gördüğünüzde, İtalya'da Temiz Eller Operasyonu'nda neler yaşandığını hatırlayın. Kendiliğinden olağanüstü bir yargı, siyaset oluşur mu sanılıyor? Hep birlikte bir geminin içindeyiz, hep birlikte çaba göstermek zorundayız. Herkes yerinde oturacak, yargı yerinde bağımsızlıktan bir hal olmuş hale gelecek, futbol bir anda düzelecek, siyaset yükselecek. Olur mu?

"DÜNYADA YÜZDE YÜZ HUKUK DEVLETİ YOK... KKTC BU SKALADA AŞAĞILARDA"

KKTC'de hukukun üstünlüğünün çalışması konusunda, dünyada yüzde yüz hukuk devleti olabilecek hiçbir devlet bulunmadığını söyledi. Erhürman şöyle konuştu:

"KKTC bu skalada aşağılardadır. İngiliz sömürge idaresi varken hukuk düzeni hiç yok muydu? Sömürge idarelerinde bile hukuk düzenini sağlayabilir, ileriye taşıyabilirsiniz. KKTC uluslararası hukuka dahil değil. Ama sömürge idaresi döneminde adil kararlar verilebiliyordu. Kimse kimsenin hakkını yemesin. Birçok yüksek idare mahkemesi kararımızın Türkiye'dekinden çok daha iyi olduğunu yazdım. Hukuk düzenimiz çok daha iyiye gidebilir.

"BENLİ, HUKUKU UYGULADI"

Aday belirleme süreçleri sancılıdır. Belli yerlerde belli insanlar devam etmek ister veya istemez. Bazıları ikna olur bazıları olmaz. Değirmenlik'te de Gönyeli'de de o sıkıntıları aştık. Gönyeli'de Sn. Benli Gönyeli'yi bir yerden alıp bir yere getirdi. Gönyeli'de birebir hukuk uygulayabileceği şartlar da oluştu. Otoparkın yoksa lokanta açamazsın diyebileceği şartlar da oluştu. Bütün şikayetler yasaları uyguladı diye yapılıyor. Lefkoşa'da bu yapılmıyor neden Gönyeli'de yapılıyor diye soruluyor. Gönyeli'de belli bir tarihten sonra nerede lokanta yapıldıysa otoparkı da yapıldı. O yüzden Gönyeli'yi çağdaş belediyecilik var diye övüyoruz. Esnafın bazen canı yanıyor. Hukuku uygulamak herkesin mutlu olması demek değil her zaman.

"CTP, LEFKOŞA'DA ADAY BULAMAYACAK BİR PARTİ Mİ? BİZ HARMANCI'NIN OYLARINI BÖLMEK İSTEMEDİK"

Ben Tatlısu'ya çok sık giderim. Tatlısu Belediye Başkanı'nın çok başarılı olduğunu düşünüyorum. Karşısına da başka bir aday çıkarmayı uygun görmedim, partime de bu öneriyi götürdüm. Yenierenköy'de neden aday göstermedik? Her bir yerde aday göstermeme sebebimiz farklı. Lefkoşa'da Sn. Harmancı'nın oylarını bölmek istemedik. CTP kadroları itibariyle Lefkoşa'da aday bulamayacak bir parti mi? Biz Harmancı'nın karşısına aday çıkarsak ve kaybetseydi en birinci eleştiri CTP'ye gelecekti. Biz Harmancı'yı destekliyoruz. İhraçlar da yaşandı. Bizim aday gösterdiğimiz bir yerde başka bir yerden aday çıkan üyemiz çıkarsa tüzüğümüz açıktır, ihraçtan başka çare yoktur.

"BENLİ, "DİSİPLİNSİZ İŞÇİYİ İSTİHDAM ETMEYE DEVAM ZORUNLULUĞUM YOK' DİYOR"

İşte durdurulan bazı arkadaşlar olduğunu biliyorum. Disiplinsiz işçiyi istihdam etmeye devam etmek zorunda değilim diyor Benli. Hangi işçi ne kadar disiplinli çalışır çalışmaz ben bilemem, onu Benli bilir, ama hukuka başvurulabilir. Yenierenköy'de ikinci işi olan, çalışmayan, işe gelmeyen insanlar var; bunu eleştiriyoruz. Burada Gönyeli'yi konuşuyoruz; disiplinsiz çalışanları çalıştırmam, esnafa yasaları uygularım diyen bir durum var, bunu da eleştiriyoruz. Sonuna kadar Gönyeli Belediye Başkanı'nı destekliyorum. Gönyeli'de yaşıyorum ve oradaki belediyeciliği her yerde göremiyorum. Haksızlık yapılmadığı konusunda da müsterihim.

EĞİTİM BAKANLIĞI BÜTÇESİ KONUSUNDA Rasıh Reşat'IN KÖŞE YAZISINA ATIF...

Eğitim Bakanlığı bütçesinin kesildiği doğru değil. Rasıh Reşat'ın yazısına bakabilirler. İlahiyat Koleji'nin kapatılacağı yönünde bir laf da söylemedim.

HÜKÜMET UYUMLU...

Hükümet konusunda komitelerde arkadaşlar uyumlu çalışıyor. Dörtlü koalisyonla ilgili sıkıntı yaşadık mı yaşadık. Ama yaşadığım hiçbir sıkıntı 4'lü bir koalisyondan kaynaklanmadı. Dövizle ilgili yaşandı mesela ve bu koalisyonla ilgili değildi. Uyumlu bir hükümet var. Benim Serdar Denktaş'la fikir ayrılıklarımın olduğu herkesin malumu. Ama hükümeti yönetmek babında Serdar Denktaş'la hiçbir problem olmadı.

"DOME OTEL KONUSUNDA ASLANLAR GİBİ KONUŞAN ERSİN TATAR..."

Dome Otel'de kontratın yenilenmesi söz konusu. Uzlaşıya henüz varılmadı. Vakıflardan, Başbakanlık'tan bir yetkili ve Dome Otel'in muhasebecisi ile bir çalışma… Gelirini, giderini kalem kalem hesaplayacaksınız. Ben esas hesabı görmek istiyorum. Bu sözleşme yenilenecek ama Evkaf'ın da zarar görmesini istemiyorum. Ben bu kadar siyasileştirilen bir konu daha görmedim. Evkaf'ın uzun vadeli kiralaması sadece Dome Otel'den ibaret değil. Casinolara, gece kulüplerine ağzını açmayanlar, üç otuz paraya gece kulüplerine Evkaf malını kiralayanlar Dome Otel'de aslan kesildi. Kendi parti binaları bile Evkaf malı olanlar aslan kesildi. Dome Otel'i çalıştıranlar benim sevip saydığım insanlar diye ayrımcılık veya kötülük yapmayacağımı bilmeliler. Aslanlar gibi konuşan Ersin Tatar gibi arkadaşların Evkaf'ın kendi dönemindeki kiralamalarında da aynı şekilde konuşmalarını isterim. Gelir gider budur, kira da şu kadar arttırılmıştır diyeceğiz.

"SON 1 AYDIR TÜRKİYE İLE İLİŞKİ KURMAKTA ÇOK BİR KOLAYLIK YOK"

BM'nin yeni bir raporu gündemde. BM'nin ortaya oynayan tavrı söz konusu. Türkiye'deki seçim önemli. Makamlar belli olduktan sonra yeniden muhataplarımızla görüşmemiz gerekli. Benim doğrudan muhatabım kim olacak, bunların oturması gerekiyor. Yaz aylarında BM de ortada yoktur. Eylül itibariyle bir şeyler ortaya çıkabilir gibi görünüyor. Son bir aydır Türkiye ile ilişki kurmakta çok bir kolaylık yok. Herkes sahada. Ama ondan önce çok verimli ilişkilerimiz oldu.

"PARTİ ROZETİNDEN ÖNCE HİZMET..."

Haddim değildir ama ben yurttaş olarak benim beldeme adil bir şekilde hizmet getirecek olanlara oy vereceğim. Buna dikkat edilmesini, belediye meclis üyeliğinde de buna dikkat edilmesini haddim olmayarak önerebilirim vatandaşlara. Dikkatli oy kullanılmalı. Bir parti başkanı olmama rağmen partinin rozetinden önce gerçekten beldenize hizmet verecek belediye başkan adayı ve meclis üyelerine oy verin. Biz CTP olarak tam da bu tanımladığım tipte insanları aday gösterdiğimizi iddia ediyoruz. Belli yerlerde de birilerini destekledik çünkü doğru hizmet verdiklerini düşünüyoruz. Biz bu düşünceyle aday gösterdik ve bu düşünceyle oy verilmesini rica ediyoruz.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.