Tacan Reynar: "Yargıya azalan güven sorgulanmalı ve tartışılmalı"

Afrika Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Şener Levent ve Direktör'ü Ali Osman Tabak aleyhinde, TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan aleyhine küçük düşürücü karikatür yayınlamak ve yazı yazmak suçlaması ile açılan ceza davası için Afrika ve Şener Levent'in avukatlığını yapan Tacan Reynar, "Ülkemizde bir yargıç istifa etti ve avukat olmaya devam etme kararı aldı. İnsanlar bu kararı anlamlandırma çabasına girmişler. Süreç bizim ne kadar haklı olduğumuzu gösterecektir. Etik bir davranış olarak görülmediği söylentileri aldı başını gidiyor. Etik tartışmasının ben anlamsız olduğunu düşünüyorum. Ben bu konunun etik olmayan bir davranış olduğunu düşünmüyorum" şeklinde konuştu.

"BİZ NE OLMAK İSTİYORUZ?"

Dava üzerinde konuşan tüm basın emekçilerinden süreci takip etmelerini dileyen Reynar, "Birçok şey bu süreçte tartışılacaktır. Bence basın ve ifade özgürlüğünü anlamlandırmak açışından önemli bir sürece gireceğiz. En azından bu topraklarda ifade özgürlüğüne dair bir karar bekliyoruz. Bizim tartışmamız gereken husus şu; Biz ne olmak istiyoruz? Bizim bu ülkede fikir özgürlüğünden ne anladığımızı tartışmamız gerekir. Bu davada bunun bir mihenk taşı olacaktır. Süreci hep birlikte göreceğiz" İfadelerini kullandı.

"KAYNAK YETERSİZLİĞİ YAŞIYORUZ"

Yargının genel durumu hakkında konuşan Reynar, şunları söyledi: "Bu ülkede kaç zamandır başsavcı yok. Umarım bir an önce başsavcımız görevine atanır ve ülkemiz bir başsavcıya kavuşur. Bu ülkedeki kurumlar yaptığı her türlü işlemde açıklama yapmak zorundadır. Yargı içerisinde fizibilite anlamında ciddi sıkıntılar yaşandı. Ciddi anlamda yaşadığımız sorunlar var. Bu kaynak aktarmayla ilgili bir sorundur. Bütçe itibariyle ilgili daha özerk bir yapı oluşturulması gereklidir. En son polis binasıyla ile ilgili ihaleye çıkıldı ve öyle kaldı. Bu kadar basit olayları bile çözemiyorken neyi tartışıyoruz. Yargıya daha fazla kaynak aktarımı gerekiyor. Kaynak yetersizliği yaşıyoruz."

"BİR ADALETSİZLİK DUYGUSU VARSA SORGULAMAK LAZIM"

Tacan Reynar, "Bir adaletsizlik duygusu varsa sorgulamak lazım. Her şey kapalı kutu halinde… Bunlar olmasaydı ve yargı şeffaf olsaydı sorunlar yaşanmazdı. Ben de görüyorum ki yargıya güven azaldı. Umarım daha açık ve şeffaf hale getirilerek güvenilir hale getirilir. Her şey tartışmaya açık olmalı ve yargıyı da tüm şeffaflığı ile tartışmalıyız" dedi.

"DEVLET OLDUĞUMUZU İDDİA EDİYORUZ AMA DENETLEMEDE ZAYIFIZ"

"Yargı bu kadar hassas ve kristal bir yapıya sahipse yargı sorgulanmalıdır" diyen Reynar, "Yargıya güvenmeye devam edelim ama denetleyelim tartışalım. Toplum bir şeyde sorun görüyorsa sorun gerçekten vardır. Toplumda bir algı varsa bunu çözmeliyiz. Neden bu ülke başsavcısız kalıyor. Devlet olduğumuzu iddia ediyoruz ama denetlemede zayıfız" cümlelerini kullandı. Siyasete atılmak gibi bir düşüncesi olmadığını aktaran Reynar, " KKTC'de şu an siyaset yapmanın bir anlamı yok. Eğer bir çözüm yolu yoksa da benim siyaset yapmamın da bir anlamı olmadığını düşünüyorum. Bu bozuk düzeni Kıbrıslı Türkler yaratmadı. Zaman zaman sessiz kaldık. Sorunları düzeltmedik ve sorgulamadık. Kurulan düzen bizim yarattığımız bir düzen değildi. İnsanlar umutsuzluk ortamında dayatılmış düzene sahiptirler. Kendi kendimizi kandırmayalım. Kurulu düzeni sorgulamamız gereken nokta budur. Hedefimizin federal bir Kıbrıs olması gerekir. Bunun içinde örgütlenmek ve kalkınmak gereklidir" ifadelerini kullandı. Ülkedeki hukuk düzenindeki sorunların istenilirse çözülüp başarılabileceğini ve yasaların bir an önce revize edilmesini dile getiren Reynar, varılması gereken çok yolun, çözümün olduğunu ve zor olmadığını dile getirdi.

"UMUTTAN BAŞKA ELİMİZDE BİR ŞEY YOK"

Kıbrıs sorunu hakkında konuşan Reynar, "Umuttan başka elimizde bir şey yok. Umalım ki daha cesaretli davranalım. Umarım bunlarda da bir gelişme sağlanabilir. Ben umutlu olmak istiyorum" dedi. Tacan Reynar, "Ülkemizde Şartlı Tahliye Kurulu daha çok sistemdeki yargıya müdahale şeklindedir. Bu kurul Afrika davasındaki süreçle gündeme geldi. Kurulun yenilenmesi gerekiyor. Toplumda bu kadar tepki varken meclisin bu konuda bir atılım yapmaması da ayrı bir konudur. Yargı bir karar alıyor, Şartlı Tahliye Kurulu da kararları değiştiriyor. Bunlar neye dayanarak verilen cezayı değiştiriyorlar. Bunlar tartışmaya açılması gereken konulardır. İşimize geleni uygularken işimize geleni uygulamıyoruz. KKTC tanınmış olsaydı bu sorunları yaşamazdık diye düşünüyorum. Bir problem varsa hükümetin mükellef olup çözmesi gerekir. Hükümet nerede? Muhalefet nerede? Seçimden sonra hangi yasaları hazırladık, neler kabul edilmedi. Hükümetin bir şeyler yapmaya çalıştığını görüyoruz. Ekonomik sorunlarda bizim sorunlarımız değil. Bunların zararlarını azaltmaya yönelik çalışmalar yapıyorlar. Yargı hakkında da çalışması gereken konular var" cümlelerini kullandı.

"OLAY SADECE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜDÜR"

Afrika davasını üstlenen Reynar, "Aldığım dava ile ilgili 'Türkiye karşıtı' şeklinde eleştiriler geldi. Ben vicdanen çok rahatım. Irkçılık karşıtı bir insanım. Bu ülkede alın teri ile çalışan herkesi vatandaş olarak görüyorum, hepsi benim kardeşimdir. Bunu bu kadar basitleştirmek çok çirkin… Biz gazetecilerin cezaevinde olduğu bir ülke mi istiyoruz? Bizim yüzümüz Batı'ya mı Ortadoğu'ya mı dönük? Olay sadece basın özgürlüğüdür. Afrika Gazetesi'ne yapılan saldırı hakkında bütün detayları inceledik. Şu çok açıktır ki, bu ülkede polis ne iş yapıyor? Nereden talimat alıyor? Bütün bu soruları açıklasınlar" dedi.

"GÜNDEM KAYMASI YAŞIYORUZ"

"Vatandaşımız aslında her şeyi biliyor, farkında. Bunları tartışmak artık bizim için zaman kaybıdır. Nice insanımızı kaybettik, gençlerimiz adadan gidiyor. Bunları çözmek lazım… KKTC Türkiye'nin alt yönetimidir. Dolayısıyla hedefimiz, federal bir devlete gidene kadar kurumsallaşabilmek adına alt yönetimde durmaktır" diyen Reynar, açıklamalarına şöyle devam etti: "Sivil toplum ve sendikalar bir zam yapıldığında mı artışlar olduğunda veya olmadığında mı ses çıkaracaklar, Neredeler? Sendikal Platform'un kendisini toparlaması gerek. Rum tarafının bir sorunu yok. Bizim kendimizi toparlayıp sesimizi çıkartmamız gerekiyor. Biz gündem kayması yaşıyoruz. Ne yapmamız gerekiyor diye bir elli yıl daha bunları mı tartışacağız? Hedefimiz Kıbrıs sorunudur. Onun üzerine gitmemiz gerekir. Statüko aslına biziz. Biz değiştirmek istemiyoruz. Herkes sessiz kalmayı tercih ediyor. İçten içe destekliyorlar ama konuşmaktan çekiniyorlar. Kıbrıs sorunu umudumuz... Bunu korumamız gerekiyor"

"AYNAYA BAKMALIYIZ"

Bu ülkede fazlaca yolsuzlukların gündemde olduğunu ve taraflardan yapılan bir açıklamanın dahi olmadığını söyleyen Reynar, "Bizim bunları sorgulamamız gerekiyor. UBP bile bile bunların hiçbirini açıklama gereğinde bulunmadı. Seçim döneminde vaatlerde bulunuluyor ve günün sonunda bu vaatler yapılıyor ve tekrardan aynı kişileri seçiyoruz. Kendimizi sorgulamayız. Bu sistemi sağlayan biziz. Aynaya bakmalıyız. KKTC nedir? Dünya da yeri nedir? Benim önceliğim sivil toplum. Eğer bir devinim yaşanacaksa sivil toplumda yaşanacağını düşünüyorum. Sivil toplum her zaman öncelikli olmalıdır" ifadelerini kullandı.

"KENDİ KENDİMİZE SAHİP ÇIKARSAK BAŞKASINA MUHTAÇ KALMADAN YAŞAYABİLİRİZ"

Reynar sözlerini şöyle tamamladı: "Sonuç itibariyle gerçekten hukukçular olarak denetleme süreci yaratırsak başaracağımıza inanıyorum. Müzakere sürecinde ayağımızın takılıp kaldığını düşünüyorum. Cesaretle bu sorunun çözüleceğine inanıyorum. Kendi kendimize sahip çıkarsak başkasına muhtaç kalmadan yaşayabiliriz".

Programı buradan izleyebilirsiniz: