İÇ HABERLER
okuma süresi: 15 dak.

Gökbörü: "Spora yaptığınız 1 liralık yatırım sağlıkta yapacağınız 4 liralık tasarruftur"

Gökbörü: "Spora yaptığınız 1 liralık yatırım sağlıkta yapacağınız 4 liralık tasarruftur"

KKTC'de bisiklet sporunun marka ismi Taçam Gökbörü, "Bir buçuk nesilde eşekten arabaya geçen bir toplumuz. Bize sunulan yaşamın ne kadar değerli olduğunu ve nasıl kaliteli yaşanabileceğini atladık. Bu mal mülk edinilerek, lüks arabalar kullanarak elde edilemez" dedi.

Yayın Tarihi: 15/10/18 07:30
okuma süresi: 15 dak.
Gökbörü: "Spora yaptığınız 1 liralık yatırım sağlıkta yapacağınız 4 liralık tasarruftur"
A- A A+

Ülkemizde bisiklet sporunun ve bisiklet tutkusunun en önemli isimlerinden biri olan 48 yaşındaki milli sporcu Taçam Gökbörü, "insan gibi yaşamayı ve yaşam alanlarını paylaşmayı bilen insanlara ihtiyacımız vardır. Aracını doğru kullanan, saygılı olan, kaldırıma park etmeyen, bisikletliyi gözeten, tali yoldan ana yola çıkacağında yol isteyen; yol aldığında teşekkür eden kadın ve erkek otomobil sürücülerine ihtiyacımız vardır. Dolayısıyla insan modelimizi yenilememiz lazım. Sıkıntımız budur. Bisiklet güvenli mi? Hiç bir şey güvenli değil artık. Sadece bisiklet değil. Hiç bir şey güvenli değil" dedi.

Kıbrıs Postası'nın sorularını yanıtlayan Gökbörü, "Avrupalı şunu bilir; spora yaptığınız bir liralık yatırım, sağlıkta yapacağınız 4 liralık tasarruftur. Bizim şu anda onkolojide, kalp damarda, Solunumda hastanelerimizin tüm bölümleri doludur. Ve artık sağlıksızlığımızın durumu içinden çıkılmaz bir hal almıştır" diye konuştu.

Gökbörü, "Cennete cehennem hayatı yaşıyoruz" dedi ve şunları dile getirdi:

"Burası bir ada... Adalarda rahat olursunuz. Biraz tembel de olursunuz iklime bağlı olarak. Ada'da ne bileyim tarımla uğraşırsınız, ayağınız toprağa basar. Denize girersiniz, yüzersiniz. Yürürsünüz mantar toplarsınız, yelkenliniz olur. Yelkenliyle açılırsınız. Yelken kulüpleri, yelken dersleri olur. Çocuklara yelken kültürünü aşılarsınız. Ve bisiklete binersiniz... Ve oksijeni alırsınız... Yani insanların tatile gitmek istediği, tatile gittiği bir ada olursunuz... Ancak bizde şöyle bir durum var, biz buradan kaçmak, uzaklaşmak isteriz... Kaçılacak bir kültür yarattığımız için sıkıntımız büyüktür. Biz tatile, Kıbrıs'a gelmeyi değil, kaçmayı koyduk... Tatil Adası olmalıydık."

"Biz bir buçuk nesilde eşekten arabaya geçen bir toplumuz" diyen Gökbörü, "... Çok hızlı geçtik. Ve yaşamın değerinin çok farkında değiliz. Bize sunulan yaşamın ne kadar değerli olduğunu ve nasıl kaliteli yaşanabileceğini atladık. Pas geçtik. Bu mal mülk edinilerek, lüks arabalar kullanarak elde edilemez... Bu güzel zaman geçirmek demektir. Araba içinde güzel zaman geçiremezsiniz" diye konuştu.

GÖKBÖRÜ KİMDİR?

Serhat İncirli: Taçam Gökbörü kimdir?

Taçam Gökbörü: Lefkoşa'da doğdum... 1974 öncesini hafif hatırlayan, 1974 sonrasını yaşayan... Toplumun kırılma dönemlerini görmüş bir bireydir... Bisiklet her zaman hayalimizdi... Bir sözüm var, bu sözle ifade edebilirim; "bisiklet her çocuğun en büyük, her büyüğün en çocuk hayalidir... 40 yıllık bir bisiklet geçmişimde bunu süzgeçleyebilirim... Bisiklet bir icat olarak merak uyandıran bir cihaz... Her çocuk, onu kullanmaya merak etmiştir... İki tekerlek üzerinde nasıl gidilir? 7'li veya 82'li yaşlarda babamızın bize aldığı bisikletle başladık... Sonra bütün çocukluk ve gençlik dönemlerim Mağusa'da geçti... Bütün Mağusa mahallemiz oldu. Bütün arkadaşlarımıza bisikletle rahat ulaşabilir olduktan sonra, rüzgarı hissettiğimiz bir ulaşım aracımız oldu... Daha sonra, 17 yaşında tesadüfen yarışma şansı buldum ve ondan sonra da iyi olduğum bir alan fark ettim, biraz çalışarak daha çok severek, ilerledim... Bisiklet sporunda sevgi, aslında her spor alanında olduğu gibi çok önemlidir. Çok sevdim... Severek yaptım... 30 yıl bisikletin yarış kısmı...

TELEVİZYON PROGRAMIYLA BİSİKLET OLAYINA CİDDİ KATKI KOYDUK

Bu arada bisikletle gezi olayı bağlantılı televizyon programları yaptın...

BRTK'da, bisikletin yaygınlaşması için bir proje başlattık. Etkimiz de oldu. Yaygınlaşmasını bir nebze olsun sağladık... İyi bir ekiple, bu sporun yaygınlaşmasında katkımız olduğu inancındayım. Güzel arkadaşlarla birlikte, sponsorlarımızın da etkisiyle, o programla bisiklet olayına ciddi katkı koyduk...

BÜTÜN MAĞUSA MAHALLEMİZDİ

Çok önemli bir şey söylediğine inanıyorum. Çocukken, bütün Mağusa mahallenizdi... Şimdiki çocuklar aynı şekilde güven içerisinde bisiklet kullanabiliyor mu?

Kısaca şunu söyleyeyim. Bize hep bisiklet yolu talepleri var. Ben nokta atışı yapmak isterim. İhtiyaç bisiklet yolu değildir. İhtiyaç insandır. İnsana ihtiyacımız vardır.

İNSAN GİBİ YAŞAMAYI BİLEN İNSANLARA İHTİYACIMIZ VAR

İnsan gibi bisiklet kullanamıyor muyuz?

İnsan gibi yaşamayı ve yaşam alanlarını paylaşmayı bilen insanlara ihtiyacımız vardır. Aracını doğru kullanan, saygılı olan, kaldırıma park etmeyen, bisikletliyi gözeten, tali yoldan ana yola çıkacağında yol isteyen; yol aldığında teşekkür eden kadın ve erkek otomobil sürücülerine ihtiyacımız var. Dolayısıyla insan modelimizi yenilememiz lazım. Sıkıntımız budur. Güvenli mi? Hiç bir şey güvenli değil artık. Sadece bisiklet değil. Hiç bir şey güvenli değil...

150 KİLOMETRELİK ANTRENMANIMI GÜNEY'DE YAPIYORUM!

Yollarımız yine de güvenli değil deniyor... Bisiklet kullanmak için Güney Kıbrıs'a gidiyor bir çok kişi...

Maalesef ben 150 kilometrelik antrenmanımda, 140 kilometre huzurlu Güneyde sürüp; beş gidiş beş de gelişte 10 kilometre Kuzeyde deneyimlediğim sürüşlerim olmuştur... O tarafta başınıza hiç bir sıkıntı – sorun gelmez; bu tarafa geçtiğiniz anda, 500 metre sonra biri önünüzü keser. Görmez sizi insanlar bu tarafta... Başka türlü bir olay. Bazı çalışmalar yapılıyor. Üç – dört belediye emek harcıyor, gelişeceğine inanıyorum. Artık başımızın da biraz tokuşması mı lazım nedir... Normal ölüm de kalmadı ülkede. Hepimiz hastalıklardan acı çekiyoruz...

FRANSA BİSİKLET TURU DÜNYA'NIN EN ÇOK İZLENEN ÜÇÜNCÜ SPOR ETKİNLİĞİDİR

Bisikletle alakalı uluslararası organizasyon var... Özellikle bazı tv kanallarında bisiklet yarışlarını izlerken, turistik gezi yaparmışsınız gibidir... Sporu, sporcuyu değil de muhteşem manzaraları izlerim... Bizde bu uluslararası bisiklet turunun tanıtıma etkisi var mıdır? Bu konuda neredeyiz?

Yelpaze olarak bakmak lazım. Birincil göreviniz, kendi çocuklarınızın, gençlerinizin, kendi vatandaşlarınızın spora aşılanmasıdır... Fransa bunu yaptığında zaten aşılanmış başladı... Hollanda'da istediğiniz organizasyonu yapın, Hollanda bisiklete dönüşümü sağlamıştır. Almanya da Fransa gibi sağlamıştır.

Organizasyon yaptığınızda altı doludur. Türkiye'de ve bizde altı dolu değildir. Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı bisiklet turu yapılır bütçesini hayal edemezsiniz. Ancak o bütçenin yüzde biri bile bisiklet sporunu geliştirmeye ayrılmaz. Bizde de böyle bir sıkıntı vardır. O bütçenin daha verimli kullanılması lazımdır. Spor politikası işidir. Spor, sağlık, ulaşım bir politika ile birbirine bağlı olmalıdır. Ruh sağlığı dahil. Fiziksel sağlık dahil. Dolayısıyla bunu yapmadan, o şekilde bir hamle yapmanın, bisiklet sporunu geliştireceğine inancım olmadığını daha önce de paylaştım. Olmadı. Yani evet bir farkındalık yaratır. Ama şunu söyleyeyim, Almanya'dan gelen bir bisikletçinin ailesi ya da mahallesi buraya turizm maksatlı gelmiyor. Bunun geri dönüşümü yoktur bize... Fransa Turu gibi bir organizasyon değil bizimkisi... Ki üç tanedir büyük turlar; Fransa, İspanya ve İtalya... Fransa'da daha çok bilinenidir. Büyük tur sıfatını hak eder... Kilometresi fazladır. 20 etap, 3 bin kilometrelik bir insan üstü yarıştır. O ülke, tanıtımı için onu kullanır elbette. Ama nedir? Siz bunu izlersiniz... Gelen sporcuyla tanıtamazsınız. Piyasada bunun farkındalığını yaratırsınız ve turizmde kullanırsınız. Fransa Bisiklet Turu, Formula 1 ve Dünya Futbol Şampiyonası'ndan sonra Dünya'nın en çok izlenen üçüncü spor etkinliğidir. Bu yüzden etkilidir. Altını durdurmadan, büyük organizasyonlarla hit olmaya çalışmak, birazcık kendi pozisyon reklamımızı yapmaktır gibime geliyor...

HAYATIMIZA KLİMAYI ÇOK FAZLA SOKTUK

Yaz aylarında aşırı sıcaklar bisiklet sporuna engel mi?

Bizim coğrafya biraz sıkıntılı coğrafyadır. Orta Avrupa ve Kuzey Avrupa'da bu sıkıntı yoktur. İnsanlar oralarda yüzde 100 klima ile yaşamıyor... Biz hayatımıza klimayı çok fazla soktuk. Aşırı derecede klima aldık. Normal hava ısısına maruz kalma oranımız yüzde 10'a düştü. Ofisimizde, evimizde klima var. Klimayla uyuyoruz. Arabamızda klima var, klimayla yolculuk yapıyoruz. Bu bizi yüzde 90'a taşıdı. Doğal ortamımızdan kendi kendimizi kopardık. Bu bir etkendir. Evet coğrafyamız sıcaktır. Yazın ciddi bir sıcak var. Saat 9, 10 sonrası çıkamazsınız. Akşam filan saate kadar bisiklet kullanamazsınız. Ama bunu değerlendirebilirsiniz. Realiteyi ortaya koyacaksınız ve diyeceksiniz ki bu saatler arasında ulaşımımı bisikletle sağlayabilirim. Ama bisikletin ne faydası olduğunu hazmetmemiz lazım...

BİSİKLET SAĞLIKTIR

Nedir bisikletin faydası?

Sağlık... Birincisi sağlıktır. Mesela trafik rahatlar psikolojiniz düzelir. Hem araç kullananların hem bisiklet kullananların psikolojisi düzelir. Kardiyovasküler, kas, eklem, kalp, damar, Solunum, beynin çalışması... Daha sağlıklı çalışır her şey... Sağlıklı olmanın adıdır bisiklet...

BİR BUÇUK NESİLDE EŞEKTEN OTOMOBİLE GEÇTİK

Eskiden bisiklete düşkündük. Bisiklet hayatımızın etkin bir parçasıydı. 28'lik, 26'lık Ralleigh'ler, Chooper'ler... Hayatımıza girmiş çok bisiklet modeli var. Şimdi aynı yerde değiliz gibime geliyor. Bunun sebebi yoğun otomobil kullanımı mıdır? Nedir sebebi? Mesela Lefkoşa'da Sayın Mehmet Harmancı (Belediye Başkanı) bir yığın bisiklet koydu. Kullananı pek görmedim...

Az miktarda kullanılıyor. Ama bisikleti atlayarak otomobile transfer olmamızın sebebi nedir? Şimdi eğer bu bir rahatsızlıksa teşhisi koymamız lazım... İşin kökenine inmemiz lazım... Yani biz bir buçuk nesilde eşekten arabaya geçen bir toplumuz. Çok hızlı geçtik. Ve yaşamın değerinin çok farkında değiliz. Bize sunulan yaşamın ne kadar değerli olduğunu ve nasıl kaliteli yaşanabileceğini atladık. Pas geçtik. Bu mal mülk edinilerek, lüks arabalar kullanarak elde edilemez... Bu güzel zaman geçirmek demektir. Araba içinde güzel zaman geçiremezsiniz. Herkes araba aldığında ne olduğunu da gördük, kilitlendik... Bunu dönüştürmemiz lazım. Mesela belli noktalara konan bisikletler en azından birer tohumdur. Projeler geliştirilmelidir. Sadece bisikletle kalmaz, eğitim, organizasyon, teşvik, ceza hepsi bir bütün olarak ele alınır ve yürütülürse, bilimsel verilere dayanarak, işin ehli insanlar bu işi yürütürse, başarıya ulaşacağımıza inanıyorum.

CENNETTE CEHENNEM HAYATI YAŞIYORUZ

Yenikent'te bisiklet mağazanız var... Hem yeni bisiklet satıyorsunuz hem tamir ediyorsunuz... İlgi var mıdır bisiklete? Artacak mıdır? Benzin pahalı oldu, ekonomik nedenler bisiklete ilgiyi artırır mı mesela? Yoksa kimse arabadan inip de bisiklete binmez mi?

Eğer ekonomik değerlere bakarak bisiklete yönelim olacaksa bunun çok sağlıklı olacağını düşünmem... Yani yarın zengin olursunuz ve bisiklete binmezsiniz demektir. Cebinizdeki paranın bisiklet kullanmakla veya o paranın size ne kadar yettiğinin bisiklet kullanmakla alakası olmaması gerekir... Bu bir toplum mühendisliğidir. Biz bunu başaramadığımız, yapamadığımız için bu eziyeti çekiyoruz. Hep söylerim, cennete cehennem hayatı yaşıyoruz. Burası bir ada... Adalarda rahat olursunuz. Biraz tembel de olursunuz iklime bağlı olarak. Ada'da ne bileyim tarımla uğraşırsınız, ayağınız toprağa basar. Denize girersiniz, yüzersiniz. Yürürsünüz mantar toplarsınız, yelkenliniz olur. Yelkenliyle açılırsınız. Yalken kulüpleri, yelken dersleri olur. Çocuklara yelken kültürünü aşılarsınız. Ve bisiklete binersiniz... Ve oksijeni alırsınız... Yani insanların tatile gitmek istediği, tatile gittiği bir ada olursunuz... Ancak bizde şöyle bir durum var, biz buradan kaçmak, uzaklaşmak isteriz... Kaçılacak bir kültür yarattığımız için sıkıntımız büyüktür. Biz tatile, Kıbrıs'a gelmeyi değil, kaçmayı koyduk... Tatil Adası olmalıydık.

SPORA YAPTIĞINIZ BİR LİRALIK YATIRIM, SAĞLIKTA YAĞACAĞINIZ 4 LİRALIK TASARRUFTUR

İşe giderken bisiklet... Bu nasıl bir çalışmayı gerektirir? İşe giderken bisiklet kullanamaz mıyız? İngiltere'deki gibi mesela... Sağlık için, kalp için, kas için, beyin için...

İşe giderken veya spor yaparken kullanmak önemli... İşe giderken sıkıntı var... Avrupa ülkelerinde, iş yerlerinde bunu yapabilmesi için olanak var... Üzerini değişebilir... Duş yapabilir... Bu sağlanır kendilerine... Bike to work, yani işe bisikletle sloganıyla teşvik edilir... Çünkü Avrupalı şunu bilir; spora yaptığınız bir liralık yatırım, sağlıkta yağacağınız 4 liralık tasarruftur. Bizim şu anda onkolojide, kalp damarda, Solunumda hastanelerimizin tüm bölümleri doludur. Ve artık sağlıksızlığımızın durumu içinden çıkılmaz bir hal almıştır. Bizim memleket için işe gitmek çok kolaydır. Uzak değildir. Gidilebilir. Gayet mutlu olunur. Aksesuarlar edinilmelidir. Akşam da sürebilmelisiniz. Işıklarınız mutlaka olmalıdır. Kask... Evet kask çok önemlidir. Bisikleti muhafaza edebileceğiniz üzeri kapalı park alanınız olmalıdır. Kışta yağmurdan, yazda sıcaktan korumalısınız bisikletinizi... Bisikleti ön plana çıkarmak için bunlar yapılmalıdır. Bu atılımlar şarttır.

Uygun kıyafet giyebilirsiniz veya kıyafetinize uygun bisiklet kullanacaksınız... Şehir bisikletlerinde paçanız bir yerine sıkışmaz. Rahattır, korumalıdır, üç vitestir. Bir de şunu ekleyeyim, pahalı bisikletler almak zorunda değilsiniz... Üç – beş yüz TL'lik bisikletle de ulaşımınızı sağlayabilirsiniz... Avrupa'da insanlara baktığınız zaman, aman tanrım, bu kadar sağlıklı, bu kadar güzel, hoş görünümlü insanlar... Altlarındaki bisikletler 100 Euro... Bizde, bisikletini kaça aldın muhabbeti de var... Bundan kaçmalıyız. Bisikleti kaça aldın muhabbeti iyi bir şey değildir. Bisikleti kaça aldığımız değil, ne kadar mutlu ve sağlıklı olduğumuz önemlidir...

BİSİKLET KULLANAN İNSAN DAHA MUTLUDUR

Mutluluktur bisiklet...

Cebine, tenine, vücuduna sağlıktır... Bisiklet kullanan insan daha mutludur...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.