İntihar girişiminde bulunan CAS çalışanları: "Çaresiz bir babanın neler yapabileceğini siz düşünün"

Son dokuz gündür Ercan Havalimanı girişindeki çemberde açlık grevlerine devam eden tasfiye halindeki CAS şirketi çalışanlarından ikisi, bugün öğlen saatlerinde intihar girişiminde bulundu.

Havalimanı girişinde bulunan; yaklaşık 5 metre yükseklikteki bir reklam tabelasının üzerine çıkan iki çalışan, hükümet yetkililerinin kendilerini oyaladığını, yetkililerin olay yerini gelerek gerekli açıklamaları yapmamaları halinde intihar edeceklerini ifade ettiler.

Olay üzerine polis ekipleri, bölgede bulunan emekçiler ve aileleri, 2 çalışanı kararlarından vazgeçirmek için uzun uğraşlar verdiler.

İki çalışan, yetkililer gelmeden inmeyecekleri konusunda diretse de, bir süre sonra, bu akşam Başbakan Tufan Erhürman'ın BRT ekranlarından canlı yayında konuyla ilgili açıklama yapacağının açıklanmasının ardından, emekçiler girişimlerinden vaz geçti.

Yaşananlar üzerine olay yerine giden Kıbrıs Postası ekibi, intihar girişiminde bulunan çalışanlarla konuştu, o an neler hissettiklerini sordu.

İntihar girişiminde bulunan çalışanlar şöyle konuştu:

"EN SON ÇIKALIM İNTİHAR EDELİM DEDİK YAHU…"

Çalışan 1: "Artık dayanacak gücümü kalmadı. Psikoloji denen hiçbir şey kalmadı. Napabilirik dedik; en son çıkalım intihar edelim dedik yahu… Bilmiyorum… Zor durumdayız. Hükümetten yana bir ses yok. Görüşüyorlar, görüşüyorlar… Önümüz yılbaşı… Cümle kurabilecek halde değilim…"

"PANO ÜZERİNE ÇIKTIĞIMDA HİÇBİR DUYGU HİSSETMEDİM"

Çalışan 2: "İnan ki reklam panosunun üzerine çıktığımda hiçbir duygu hissetmedim çünkü artık çaresizim. İki çocuk babasıyım. 8 gündür buradayım. Oğlum bana akşam bir mesaj yolladı; 'Baba seni çok özledim. Ne olursun artık eve gel'. Beynimden vurulmuşa döndüm. Bir çaresiz babayı siz düşünün artık neler yapar… Herkesin çocuğu bu yılbaşı günü eğlenirken, benim çocuklarım eğer geçim derdine düşmüşse ben çaresiz bir babayım… Lanet okudum kendi kendime. Böyle baba olmaz olsun dedim… Bu eylemi gerçekleştirdim. Tek çözüm bu eylemdi, bunu gerçekleştirdim. Çünkü ben eğer evime, aileme bakamıyorsam, benim bu dünyada yaşamaya hakkım yoktur. KKTC vatandaşıyım. Çalışır pozisyondayken bir anda kapı dışarı edilmek nedir anlayamıyorum… Üçüncü kez bu şirketten atıldım. 2012, 2016 ve 2018… her seçim döneminde bütün fatura emekçiye kesiliyor. Bizim günahımız ne? Bizim çocuklarımızın günahı ne? Ben 2012'de, Bakanlar Kurulu kararı ile münhalle bu işe girdim. Devletin açtığı münhalle işe girdim. Nasıl özel bir şirket olduğunu söylüyorlar? Bakanlar Kurulu hangi bir özel şirkete münhal açar? Ben bunu anlamış değilim. Her 4 yılda bir kapı dışarı mı atılacam? İki dudak arasında mı hayatımız? Yıllardır üzerimizden rant sağlıyorlar. Ben emekçiyim… Bana ne görev verirlerse onu yaparım. Bizim hedefimiz şirketi batırıp, devlet dairelerine kapak atalım değil…

Her başa gelen siyasi rant olarak gördü bizi, kapı dışarı attı. Haçana bir? ;Usandık bıktık… Psikolojim darmadağın oldu. Bir da üstüne dün oğlumun mesajını görünce tamamen film koptu.

Buradan söylüyorum; hangi bakan gelirse gelsin fark etmez. Getirsin çocuğunu 2 saat burada kalsın. Burada temizlik yaptık, fareleryürüdü üstümüzde. 2 saat sadece gelsin yatsın bizimle burada. Bu soğuğu çeksin, ayazı çeksin. 1 haftadır ishalim ben. Soğuktan böbreklerim şişti benim. İnsanlık dramı yaşıyoruz. Ayıp yani ne deyim artık…

Söyleyeceklerim bu kadar…"