Başsavcı "Anayasaya aykırı" diyor, Özersay "öncelik değil", Karapaşaoğlu içeride!

Vicdani Ret Yasa Taslağı ile ilgili Başsavcılık görüşünde böyle bir yasal düzenlemenin yürürlükteki Anayasa'nın 74'üncü madde kurallarının belirtilen 1961 ve 82 Türkiye Cumhuriyeti Anayasalarındaki vatan hizmetine ilişkin hükümleri veya benzerlerini içerecek şekilde ancak tadili ile mümkün olabileceğine dikkat çekilerek "böyle bir tadil yapılmadan, taslağın yürürlüğe konması halinde böyle bir değişikliğin Anayasaya aykırılık içerebileceği kanaatindeyim" denildi.

Başsavcı Yardımcı Muavini Behiç Öztürk imzalı yazıda halen yürürlükte bulunan ve 7 Mayıs 1985 tarihli 43 sayılı resmi gazetenin birinci ekinde yayımlanan KKTC Anayasasının yurt ödevi başlıklı 74'üncü maddesi ile yasa koruyucunun "yurt ödevini" sadece Silahlı Kuvvetlerle ilişkilendirerek Anayasal hükmü Anayasaya koyduğuna dikkat çekildi.

OKULDAN DÖNDÜ, DİNGİN BİR ŞEKİLDE BEKLEDİ, POLİS GELDİ, ALDI VE GİTTİ…

Vicdani reddini açıklayarak, seferberliğe gitmeyi reddeden Halil Karapaşaoğlu'na, Askeri Mahkeme tarafından 2 bin TL para cezasının ödenmesi için tanınan 10 günlük süre 13 Ocak günü doldu.

Mahkemenin verdiği 2 bin TL para cezasını yatırmayacağını açıklayan Karapaşaoğlu, polis tarafından evinden alınarak cezaevine götürüldü.

Karapaşaoğlu, geçtiğimiz günlerde verdiği bir demeçte, daha önce söylediğinin aksine "Teslim olmayacağım, gerekirse polis beni gelip alsın" ifadelerinde bulunmuştu. Bu söylem dün hayat buldu.

DİNGİN BEKLEYİŞ, ALKIŞLI UĞURLAMA…

DAÜ'de yüksek lisans öğrencisi olan Karapaşaoğlu, dün sınava girmek için okuluna gitmişti. Karapaşaoğlu, sınav sonrası Lefkoşa Köşklüçiftlik'teki evine döndü, bir süre 'basın ordusu' ve Kıbrıs'ta Vicdani Ret İnisiyatifi aktivistleriyle bekledikten sonra saat 11.00 sıralarında polis evin önüne geldi.

Polisin gelmesiyle, ilk olarak sayıları 10 kişiyi aşan basın mensupları apartman dairesinden çıkarak 'tutukluluk' fotoğrafını çekmek için evin önüne indi. Basın mensuplarının ardından Kıbrıs'ta Vicdani Ret İnisiyatifi aktivistleri de apartmanın önüne inerek, Karapaşaoğlu'nun inişini sessizce bekledi. Dingin geçen bekleyişin ardında, Karapaşaoğlu alkışlarla apartmandan inerek polise yöneldi ve tutuklama gerçekleşti.

Polis aracına bindirilerek bölgeden ayrılan Karapaşaoğlu'nun ardından vicdani retçi Murat Kanatlı bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

Kanatlı burada basına yaptığı açıklamada, Yasa koyucunun vicdani ret konusunda yasal düzenleme yapma konusunda yasal düzenleme yapma iradesi ortaya koymasına rağmen davada Halil Karapaşaoğlu'nun lehine olan unsurların kullanılmadığını ve teknik suçlardan içeriye alındığını belirtti.

"DÜŞÜNCE SUÇLUSU HAPSE ATILDI…"

Bugün yine bir "düşünce suçlusunun" hapse atıldığını belirten Kanatlı, "Bu da adaletin yaralandığının göstergelerinden biridir" dedi.

Karapaşaoğlu'nun ardından hakkında dava açılmış diğer vicdani retçilerle sürecin devam edeceğini belirten Kanatlı, beklenen yasanın geçmemesi halinde birçok vicdani retçinin cezaevine gireceğini belirtti.

AİHM'de bu konuda açılan davalara da işaret eden Kanatlı, kendisi, Haluk Selam Tufanlı ve Halil Karapaşaoğlu'yla ilgili davaların sonuçlarının yüzde 99.9 Türkiye aleyhine olacağını ve Türkiye'nin bu üç davadan mahkûm olacağını da iddia etti.

"Adaletin bir kez daha ayaklar altına alınmasından üzgünüz" diyen ve uluslararası kamuoyunu dayanışmaya çağıran Kanatlı, demokrasi ve düşünce özgürlüğüne sahip çıkanları Merkezi Cezaevi önünde yapılan eyleme davet etti.

MÜCADELE YENİDEN ASKERİ MAHKEME SINIRLARINA TAŞINIYOR

Karapaşaoğlu'nun tutuklanıp Lefkoşa Merkezi Cezaevi'ne götürülmesinin ardından, Kıbrıs'ta Vicdani Ret İnisiyatifi aktivistleri, Sendikal Platform ve dayanışmaya destek veren yurtseverler eylem alanı olan cezaevi önünde toplandı.

Eylemde, "Yurt Ödevimiz Barış, Vicdani Red Hakkımız", "Sivil Vicdani Red Yasası hemen şimdi" ve "Öldürünmeyin, öldürmeyceyik" yazılı pankartlar açıldı. Eylem alanında Vicdani Red aktivisti Murat Kanatlı, yaşananların bir "utanç" olduğuna, adalet için de kara bir gün olduğuna vurgu yaparak, Cumhuriyet Meclisi'ndeki alt komitede görüşülen yasa tasarısının yürürlüğe girmemesi durumunda, başta vicdani retçi Haluk Selam Tufanlı olmak üzere pek çok kişinin mahkeme sürecinin yeniden başlayacağını kaydetti.

Halil Karapaşaoğlu ile ilgili istinaf sürecinin işlediğinden söz eden Kanatlı, Perşembe günü saat 09.30'da istinaf mahkemesinin gerçekleşeceğin belirterek, Perşembe günü saat 9 buçukta Asal Şube önünde olacaklarını kaydetti. Kanatlı'nın konuşmasının ardından KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil ve Sanatçı ve Yazarlar Birliği adına Tamer Öncül de birer konuşma gerçekleştirerek Halil için destek belirtti.

KARAPAŞAOĞLU'NUN TUTUKLULUK SÜRECİ NASIL İŞLEDİ?

Vicdani retçi Halil Karapaşaoğlu, seferberliğe gitmediği için yargılandığı Askeri Mahkeme tarafından 3 Ocak'ta açıklanan kararla, 2 bin TL para cezasına ve bu parayı 10 gün içinde ödememesi halinde ise 20 gün hapisliğe çarptırılmıştı.

Karapaşaoğlu, kararının ardından, parayı ödemeyeceğini açıklamış, geçtiğimiz günlerde de istinafa gitmişti.

Öte yandan hükümet, vicdani ret konusunda düzenleme içeren Askerlik (Değişiklik) Yasa Tasarısı'nı Meclis'e sunmuştu

Kıbrıs Postası muhabiri önceki akşam Karapaşaoğlu'nu, sürece dair son durumu öğrenmek adına aramıştı.

Karapaşaoğlu, "Şu an sınavıma çalışıyorum. Bir tek bunu düşünmek istiyorum. Demeç vermek istemiyorum. Yarın muhtemelen tutuklanabilirim" ifadelerinde bulunmuştu.

ÖZERSAY: "ÖNÜMÜZDE DAHA ÖNEMLİ YASALAR VAR"

Vicdani redde ilişkin görüşlerini aktaran Başbakan Yardımcısı Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, "Yapılacak olan tartışmalar, kamuoyunda ortaya konulan görüşler de, eleştiriler de, öneriler de dikkate alınarak gerekli değişikliği tabii ki yapacağız. Bu taslak bitmiş olgunlaşmış bir şey değildir. Ham bir taslaktır... Aylardır komitede bekleyen nereden buldun yasası başta olmak üzere daha önümüzde başka önemli yasalar var. Halkın önceliklerini göz ardı edecek değiliz" açıklaması yaptı.

Özersay "Eğer haktan yararlanan birisi varsa, onun daha uzun süre bu görevi yerine getirmesi gerekli olacak" dedi. Kudret Özersay, her isteyenin 'ben vicdani retçiyim" demesinin ve bunu istismar etmesinin kabul edilemez olduğunu söyledi.