İÇ HABERLER
okuma süresi: 11 dak.

İki yanlış bir doğru etmez... Zaroğlu gibi Bayram Karaman da milletvekiliydi...

İki yanlış bir doğru etmez... Zaroğlu gibi Bayram Karaman da milletvekiliydi...

Bertan Zaroğlu, milletvekili olduğu için Dome Hotel işletme ihalesine katılması 52/1987 sayılı yasaya göre yasak. Ancak 2008 yılında otelin işletmesini devralan Dayanışma Turizm Ltd'in direktörü Bayram Karaman da imzalar atıldığı tarihlerde milletvekili idi.

Yayın Tarihi: 16/01/19 08:30
okuma süresi: 11 dak.
İki yanlış bir doğru etmez... Zaroğlu gibi Bayram Karaman da milletvekiliydi...
A- A A+
Kıbrıs Postası - Vatan Mehmet

YDP Milletvekili Bertan Zaroğlu'nun yasadışı olarak Dome Otel ile ilgili ihaleye çıkılırsa kendisinin de teklif vereceğini açıklaması ve konuyla ilgili dilekçe teslimi tartışmalara neden olurken, Dome Otel'in mevcut Yönetim Kurulu Başkanı ve Otel işletmecisi Dayanışma Turizm Ltd.'in Direktörü Bayram Karaman'ın da 15 Mayıs 2008'de Dome Otel'in işletmesini 10 yıllık süre ile devralırken milletvekilliği görevinin sürdüğü ortaya çıktı.

Aralık 2003 Seçimlerinde ve Şubat 2005 Erken Genel Seçimlerinde CTP-BG'den Girne Milletvekili seçilen Bayram'ın vekilliği 1 Mayıs 2009 tarihinde, yani Dome Hotel işletme devri sözleşmesini imzaladıktan sonra sona erdi.

52/1987 sayılı Milletvekilliği İle Bağdaşmayan Görevler, Siyasal Kamu Görevlilerinin Ödenekleri Ve Emeklilik Haklarına İlişkin Yasa, milletvekilleri için "Hiçbir devlet veya kamu kuruluşunun ihalesine katılamaz, ihale edilen işi alamaz, ihaleye katılanlardan herhangi bir ihale konusunu devralamaz ve başka herhangi bir yöntemle devlet veya kamu kuruluşuna karşı herhangi bir yükümlülük altına girecek iş alamaz; Herhangi bir şekilde devlet veya kamu kuruluşu ile ücret veya herhangi başka bir ödeme usulüyle karşılığını alacağı veya alamayacağı bir ticari ilişki içine giremez." İfadeleri yer alıyor.

ZAROĞLU: "DOME HOTEL'DE 10 YILDIR PEŞKEŞ VAR"

YDP Milletvekili Bertan Zaroğlu da söz alarak, 10 yıldır Vakıflar tarafından bir sendikaya kiralanan Dome Otel'de birçok yanlış iş yapıldığını, otelin bir oda fiyatından daha aza kiralandığını, peşkeş çekildiğini iddia etti. Zaroğlu, tüm bu sıkıntılara karşı tepki gösterdi, ortada 10 yıldır peşkeş olduğunu kaydetti ve son bir yıldır da otelin işgal altında olduğunu savundu.

Zaroğlu, kendisinin de gidip buraya 10 yılda 1 milyon TL değil yılda 2 milyon TL teklif ettiğini ifade ederek, işletmek için değil buradaki yanlışlığa peşkeşe dur demek için talip olduğunu kaydetti.

Bir milletvekili olarak buraya talip olurken çok eleştiri aldığını, ancak yasalara göre buraya talip olabileceğini anlatan Zaroğlu, ama burada meselenin kendisi değil buraya herkesin talip olabileceğini göstermek olduğunu dile getirdi.

İLGİLİ YASA

Konuyla ilgili Milletvekillerinin Asli Görevi ve Milletvekilliği İle Bağdaşmayan Görevler Yasası'nda "Hiçbir devlet veya kamu kuruluşunun ihalesine katılamaz, ihale edilen işi alamaz, ihaleye katılanlardan herhangi bir ihale konusunu devralamaz ve başka herhangi bir yöntemle devlet veya kamu kuruluşuna karşı herhangi bir yüküm altına girecek iş alamaz;Herhangi bir şekilde devlet veya kamu kuruluşu ile ücret veya herhangi başka bir ödeme usulüyle karşılığını alacağı veya alamayacağı bir ticari ilişki içine giremez." ifadeleri yer alıyor.

KARAMAN'IN 1 MAYIS 2009 TARİHİNDE MİLLETVEKİLLİĞİ SONA ERDİ

1 Ocak 1950 yılında Bitlis-Tatvan'da doğan Karaman, 1985 yılında turizm sektöründe örgütlü TÜRK-SEN'e bağlı Kıbrıs Türk Otel Lokanta ve Eğlence Yerleri Sendikası (KOLEY-SEN) Başkanlığına seçildi.

TÜRK-SEN Eğitim ve Teşkilatlandırma Sekreterliği ve Genel Başkan Yardımcılığı yaptı. TÜRK-SEN'i temsilen Sosyal Sigortalar İdare Meclisi üyeliğinde bulundu. KOLEY-SEN ve Turizm İş Sendikalarının 1991 yılında birleşmeleri ile kurulan Turizm Emekçileri Sendikasının Genel Başkanlığını sürdürüyor.

14 Aralık 2003 Genel Seçimlerinde ve 20 Şubat 2005 Erken Genel Seçimlerinde Cumhuriyetçi Türk Partisi- Birleşik Güçler'den Girne Milletvekili seçildi. 1 Mayıs 2009 tarihinde milletvekiliği sona erdi.

AŞIKOĞLU: "EN GEÇ 2018'İN BAŞINDA NETLEŞTİRİLMELİYDİ"

Aylardır gündemdeki yerini koruyan Dome Otel konusunda Turizm Eski Müşteşarı Şahap Aşıkoğlu, "Öncelikle şunu söyleyeyim, bu konu çok uzadı ve ülke gündemini gereksiz şekilde meşgul ediyor. Bir sene önce bu konu sonuçlandırılmalıydı. Çünkü sözleşmenin bitiş tarihi belliydi. Çalışanlar ve Vakıfların haklarının korunması ve planlama yapılabilmesi için bu konu en geç 2018'in başında netleştirilmeliydi. Ülke bütçesinde 2 milyar tl açık varken biz Dome Oteli konuşmaya devam ediyoruz." değerlendirmesini yaptı.

Aşıkoğlu şöyle dedi:

"Dome Otel Türkiye'de bilinen iki veya üç markamızdan biridir. Bir dönem Turizm İşletmelerinde en iyi yönetilen otelken daha sonraları kazanılan karların yatırımlara dönüştürülmemesi nedeniyle otel zor durumda kalmıştır. Müşteri memnuniyeti düşmüş ve dolayısı ile karlılık da düşmüştür. Tam da bu noktada ortak arayan Vakıflar İdaresi, Turizm Emekçileri Sendikası'nın girişimleriyle yeni bir model yaratarak sendika ile işletme ortağı olmuştur…

1997 yılında Turizm Emekçileri Sendikasında ben ve bir başka akademisyen arkadaşım, 2 araştırmacı olarak araştırma merkezini kurmuştuk. 2 idealist genç olarak turizm işletmelerini uzun müddet analiz ettikten sonra, sendikaya bir rapor sunduk. Bu raporu tüm sendikaların ve zamanın bakanının olduğu bir ortamda sunmuştuk. Özet olarak 3 şey söylemiştik. Bu söylediklerimiz şimdiki Dome Otel işletme modelinin temelini oluşturdu.

1- Özelleştirme değil özerkleştirme 2- Profesyonel yönetim 3- Kamu işletmeciliği ile kalkınma

Orası bir modeldir. Neye modeldir? Özelleştirmeye.. "özelleştirmeyin bırakın biz daha iyisini yapacağız" söylemidir aslında bu model. Kimin için? Ülke için bir model, sektör için bir model, kamu kurumları için bir model. Özet olarak kamu işletmeciliği ile kalkınmayı sağlamak isteyen bir modeldir. Örnek modeldir. Küba dahil birçok küçük ada ülkesinde uygulanmıştır.

"MAALESEF BİZDEKİ UYGULAMA DEJENERE OLMUŞTUR"

KKTC'deki uygulama ilişkin ise dejenere" yorumunu yapan Aşıkoğlu sözlerine şöyle devam etti:

"Maalesef bizdeki uygulama dejenere olmuştur. Model devlet için bir kalkınma modeli olmaktan çıktı. Çalışanlar için dizayn edilmiş bir modele döndü, o da yetmedi siyasetin merkezine yerleştirildi. 1997'de de dediğim gibi, kamu işletmeciliği bu ülkenin önünde duran en iyi alternatiflerden biridir. Ama sendika, siyaseti işletmenin merkezine çekerek orayı savunulacak kale durumuna soktu. Dome Otele ideolojik bir imaj yüklenerek otel kırmızı çizgi durumuna sokuldu. Yani, ne modele ne vakıfa faydası olmayan bir kurum oluştu.

Aşıkoğlu'nun paylaştığı bazı veriler ise şöyle:

"1- Sendikanın 10 yılda Vakfa verdiği toplam pay yaklaşık 200.000 dolardır.

2- Kötü senaryoda Dome Otelin yıllık cirosu 1.5 milyon dolardır. (Otellerde kar marjı %25den aşağıda olamaz)

3- Sendika hisse sahiplerine 10 yılda 1500 tl kar payı dağıtmıştır.

4- Çalışanların hakları geriye gitmiştir. Çalışan haklarında tam bir kaos vardır. İşciler işveren olarak görüldüklerinden bazı haklarını alamamaktadırlar. Toplu iş sözleşmelerinin geçerliliği tartışılmaktadır.

5- Sendika yöneticisi, yönetim kurulu başkanı ve karar verici ayni kişidir.

6- Hiç bir otelde uygulanmayan %10 servis bedeli kesintisini yaparak %300 net karı her yıl sendikaya aktarmıştır.

Bütün bu verilere baktığımızda adil olmayan bir yaklaşım görürüz. İyi yönetim yok, murat edilen model ile alakası olmayan bir yapı oluşmuş."

"ÖZELLEŞTİRMEYELİM DE BİZ YİYELİM DEMEK DE ÖZELLEŞTİRMEDİR"

Ne olması gerektiğine dair ise Aşıkoğlu, "Başka bir otel zincirinde olsa, yılık %3 kar oranı ile ve bu performans ile işletilen otel yönetimi hemen otelden atılırdı. Bizde ise bir kısım sol ve sendikalar tarafından otel yönetiminde çok büyük bir başarı varmış gibi yeniden sendikaya verilmesi isteniyor. Mantığın almadığı bir durum var ortada. Özelleştirmeye 20 yıl önce de temkinliydim şimdi de. Ama özelleştirmeyelim de biz yeyelim demek de özelleştirmedir. Kişisel fikrim, 20 kusur yıl önce de dediğim gibi kamu işletmeciliği küçük ada ülkelerinde çok önemlidir. Doğru modelle Dome kamu/yarı kamu kuruluşları tarafından çalıştırılsın tabiki. Ama sendikal platformun kırmızı çizgisi olması ne demek? Nasıl bir anlayıştır bu? Hani biz siyaseti bu işe karıştırmayacaktık? Hani özerkleştirecektik?" dedi.

"BAYRAM KARAMAN BEY DE VEKİLDİ"

Aşıkoğlu, Zaroğlu'nun ihaleye çıkılması durumunda talip olması üzerine başlayan tartışmalara da değinerek sözlerini şöyle tamamladı:

"Bir kısım solun ideolojik yaklaşımı Dome konusunda ısrarlı. Bunun karşısıda da tepkiler oluyor. Olay mantık ve bilimsellikten çıkıyor. Ortak akıl oluşamıyor. Bir örnek vereyim. Herkes Milletvekili Bertan Zaroğlu'nun Dome için dilekçe vermesini eleştirdi. Fakat 2008 yılında Bayram Karaman bey de, Dome Otel için Vakıflarla imzalanan anlaşmaya Dayanışma Turizm Ltd. Adına imza atarken o da milletvekiliydi hatta sendika başkanıydı!

Acaba 2/1987 Sayılı Milletvekilliği ile Bağdaşmayan Görevler Yasası'nın 4. Maddesine göre suç işlemiş olabilir mi? Yani Bertan Bey için geçerli olan şey Bayram Bey için geçerli değil mi? Dome Otel vakası, bizim içimize dönüp bakmamızı gerektirir. KTHY bu yüzden battı, diğer tüm KİT'ler bu yüzden zor durumda veya battı. Suçu başkasında aramayalım. Biz toplumumuza malolmuş değerlerimizi, sadece kendimize var etmek adına yok ediyoruz! Biz siyaseti bir maske gibi kullanıp, arkasına saklanarak ezberlediğimiz sloganlar ile yaşıyoruz. Biz olması gerekenleri akıl yolu ile yapmıyoruz. En acınası da bunları yapmadığımız için başka devletlere avuç açıyoruz!"

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.