Sarpten: "Avcılığı bir anda ortadan kaldıralım demek gerçekçi değil"
Canan Onurer'in Kıbrıs Postası TV'de hazırlayıp sunduğu Sabahın Haberleri programının bugünkü konuğu Biyologlar Derneği Başkanı Hasan Sarpten oldu.
Avla İlgili Yaban Hayatının Düzenlenmesi Yasa Tasarısı'yla ilgili görüşlerini izleyenlerle paylaşan Sarpten, yasa sürecini özetledi. 1999 yılında yasa yapılırken avcılar dışında kimsenin görüşünün alınmadığını ancak ilgili yasanın sadece avcıları değil yaban hayatını da ilgilendirdiğini belirten Sarpten, Avcılık Federasyonu'nun bir yasa taslağı hazırladığını, yasanın meclis komitesine kadar gittiğini belirtti.
Yasayı incelediklerinde yaban hayatını tehlikeye sokacak çok ciddi hatalar tespit ettiklerini de söyleyen Sarpten, sözlerine şöyle devam etti:
"Yasa içinde 17 yeni türün ava açılması vardı. Yeni hükümet göreve gelince, Ayşegül Hanım'a taleplerimizi sunduk. Yasayla ilgili fikri olan herkesi çağırdı. Biz, mevcut yasadan bu taslak daha kötüdür. Değişiklik yapılacaksa mevcut yasadan daha iyisine destek verebiliriz dedik. Avcılık Federasyonu'yla 30'u aşkın görüşme gerçekleştirdik. Yarısına yakınına Sayın Bakan başkanlık etti. Biz tek başımıza bir yasa yapmış olsaydık çok daha farklı maddeler olurdu. Süreç devam edecek, Bakanlar Kurulu'ndan geçtikten sonra meclis komitelerine gidecek, ilgililer çağrılacak, değerlendirilecek".
"ASLA AV YAPILMAMALI GİBİ BİR AÇIKLAMAMIZ OLMADI ÇARPIK AVCILIK YAPILIYOR VE İYİLEŞTİRİLMELİ"
Sarpten, şunları söyledi:
"Biz yıllarca bu konuda eleştirildik, av sezonu geliyor, avcılarla karşı karşıya geliyorsunuz deniyor. Biz çevrecilere her şeye karşısınız diyorlar. Otel, yol, avcılık da yapılmasın dediğimizi iddia ediyorlar. Bu değil aslında. Doğru kavram; biz sürdürülebilir ölçüde otel de, yol da, bina da olmalı, avcılık faaliyetleri de olmalı Asla av yapılmamalı gibi bir açıklamamız olmadı. Ancak avcılık sürdürülebilir değil, çarpık bir şekilde yapılmaktadır ve iyileştirilmesi gerekir"
AV HAYVANLARI DIŞINDA 400'ÜN ÜZERİNDE KUŞ VURULUYOR
Kaçak, yasadışı avcılarla doğru dürüst avcılık yapanların birbirinden ayrılması ve düzgün avcılık yapanların teşvik edilmesi gerektiğini sözlerine ekleyen Sarpten, bugün Taşkent Doğa Parkı'nın rakamlarına göre av hayvanları dışında 400'ün üzerinde kuşun vurulduğunu, bunların arasında kartalların, baykuşların da bulunduğunu kaydetti.
Sarpten şöyle kouştu:
"Ya bir şeyleri iyileştirmek adına elinizi taşın altına koyup mücadele vereceksiniz ya da 'biz av karşıtıyız, bu konuda söylemlerimize devam edeceğiz' diyeceksiniz. Avcılar da bildiğimiz şekilde devam edecek ve sadece av olarak değil yaban hayatı üzerindeki baskı anlamında da bir geriye gidiş yaşayacağız. Avcılık Federasyonu'nda bugüne kadar şöyle bir tavır vardı; avcılık meselesi avcıların sorumluluğudur, başka kimsenin de bu konuda söz söyleme hakkı yoktur Mevcut yasa da bu şekildedir. Söz söyleme hakkı sadece avcı temsilcilerinde. Yasa bunu emrediyor ve bunu değiştirmek için yıllardır mücadele veriyoruz. Asgari müştereklerde bir uzlaşı sağladık. Mevcut yasada şu an itibariyle örneğin cikla avıyla ilgili bir üst limit koyduk. Her birey 100 cikla avlayabilir. Mevcut yasada limit yok. 1000 tane de avlayabilirsiniz. Bazı adımların atılması gerekiyordu".
HARÇ VE CEZALARDA CİDDİ ARTIŞ 5 YILA KADAR HAPİS
Harç ve cezalarda ciddi bir artışın olduğuna dikkat çeken Sarpten, yasadışı avın cezasının mevcut yasada 10 bin TL olduğunu ancak yeni yasayla 5 yıl hapis cezasının öngörüleceğini de aktaran Sarpten, "Mevcut yasada üveyik meselesinin sayısından önce zamanı önemlidir. Üveyik, ağustos avı olarak manşet olur. En sıcak mevsimde bu avın yapılmasına izin veriliyordu, biz bunu kaldırdık, eylülden önce yapılamıyor. Bu hayvanlar göç ederken bu adadan geçiyor ve su ihtiyacını karşılamak, dinlenmek için dinlenirken bu dezavantajından faydalanarak siz avlıyorsunuz. Bu süreyi geriye atmak hem üremeleri hem de sıcakları biraz ötelemek anlamında kuşlar için önem arz ediyor. 1 haftalık bir periyod bile bu açıdan önemli. Mevcut yasada bir avcı 40 adet üveyik avlayabiliyordu, şimdi bu sayı 10'a çekilmiş durumda" dedi.
Şu anda önceki taslakta 17 yeni tür varken 1 yeni türün daha eklendiğini de ifade eden Sarpten, tür sayısındaki azalmaya dikkat çekti. "Eskiden çulluk avı serbestti ve çulluğun 5 türü mevcuttur, şu anda tek bir türü serbest bırakıldı. Güney'de avlanan tür sayısı 33'tür, Türkiye'de 25, bizde bu değişiklikle birlikte içinde karga dahil 16 tür kuş avlanabilecek" diyen Sarpten, ördeği yeni bir tür olarak bunun içine koyarken ülkede keklik sayısında ciddi azalma olduğunu dikkate aldıklarını belirtti.
"BAYKUŞU, KARTALI, TABELALARI AVLAYAN VAR "
Sarpten şöyle devam etti:
"Şu an için sulak alanların 500 metre çevresi yeni ava kapalı. Herhangi bir pınarın 200 metreye kadar olan mesafesi ava kapatılıyor. Kimse herhangi bir sulak alan ya da pınarın yanına gidip bu ördekleri avlayabilecek. Sadece uçarken avlanabilecekler. Bundan 'Artık ördekler avlanacak, avcılar sulak alanlara girecek' sonucunu çıkarmak yasayı bilmeden yapılan yorumlardır. Baykuşu, kartalı avlayan var, tabelaları avlayan var. Eğitimin önemli olduğu tartışılmaz. Yasanın içinde Merkezi Av Komisyonu'na bu eğitim yetkisi ve bütçesi veriliyor. Ama orada tamamen avcılar bulunduğu için ne önemlidir, ne eksiktir şeklinde eğitimler yapılmıyor. Avcılık Federasyonu ile çalışmamız sadece yasanın hazırlanmasına kadar sürdü demek değil. Bu aşamadan sonra gerek eğitimler gerekse çalışmalarda devam edecek".
"Ne yaptığını bilen avcılar da vardır, hedefimiz bunların sayısını çoğaltmaktır" diyen Sarpten, ruhsat çıkartan bütün avcılara bir kulübe üye olma zorunluluğunu da getireceklerini ve eğitim almadan kimsenin ruhsat alamayacağını söyledi. Ceza almasa bile hakkında soruşturma başlatılan kişinin tüm av ruhsatına da el konulacağı bilgisini veren Sarpten, bunların doğa adına önemli kazanımlar olduğuna dikkat çekti.
"VCILIĞI BİR ANDA ORTADAN KALDIRALIM DEMEK GERÇEKÇİ DEĞİL"
Sarpten sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizim bünyemizde de avcılığa karşı olanlar vardır ama örgütsel olarak bakmak lazım. Bu bir tercih meselesidir. Biz bu şekilde bir şeyleri düzeltebileceğimizi düşünüyoruz. Yıllarca avcılarla kavga ettik ama geldiğimiz noktada kazanım nedir; hiç Biraz popülist Biz güzel sözler söyleyen, avcılığa karşı çıkan, manşetlere çıkan birileriyiz ama doğal yaşam bundan ne kazandı? Bizim bu dönemki tercihimiz budur. İlkesel olarak avcılığa karşı bireyler olabilir ve onlar bunu doğru bulmayabilir, sonuna kadar saygı duyarım. Bizim içimizde de böyle bireyler vardır ancak realiteyi görmeliyiz. Güney ve Kuzey'deki avcılık faaliyetleri Avrupa'da en kötü durumdadır. Temellerine indiğimizde belki de bu ülkenin bir savaş toplumu olması, herkesin evinde bir silah olması gerekliliğinden başlayan, belki de Osmanlı döneminde buranın bir av merkezi olarak kullanılmasına varana kadar bu tartışmalar devam eder. Bunların hiçbiri yokmuş gibi avcılığı bir anda ortadan kaldıralım demek çok gerçekçi ve bir şey elde edecek bir tutum gibi görünmüyor".
"BİR ŞEY KAZANDIRMAYAN KAVGALARDAN ARTIK TOPLUM USANDI"
Gerçek avcıların doğasever olduklarına inandıklarının da altını çizen Sarpten, bu temelde kurallara ve limitlere uygun avcılık faaliyetlerinin tüm avcılar tarafından uygulanması gerektiğine vurgu yaptı.
Sarpten, sözlerini şöyle tamamladı:
"Av hayvanlarının azalmasında en büyük etkenlerden biri de tarım ilaçları konusudur. Hem uzmanlar hem avcılar hem biyologlar bir araya gelip bir şeyler yapması lazım. Ülkede artık insanlar; birbirleriyle kavga eden ama kimse için kazanım elde etmeyen çatışmalardan usandı gibi geliyor. Hiç uzlaşmaz, bir masa etrafına gelip bir şey yapamaz denilen insanların aslında önemli kazanımlar elde ettiğini görüyoruz. Asgari müştereklerde ortak akılla yapılabilecek birtakım şeyler var. Bunu eleştirenlere de saygıyla bakıyoruz ama bu doğrultuda bir şeyler yapmaya, değiştirmeye kararlıyız".
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.