İÇ HABERLER
okuma süresi: 12 dak.

Erhürman : "Hüdaoğlu'nun görevden alınması bakanlar kurulu kararı, hükümette bu konuda görüş ayrılığı yok"

Erhürman : "Hüdaoğlu'nun görevden alınması bakanlar kurulu kararı, hükümette bu konuda görüş ayrılığı yok"

Başbakan Tufan Erhürman BRT'deki canlı yayına katıldı. Erhürman Hüseyin Ekmekçi, Cenk Mutluyakalı, Rasıh Reşat ve Damla Soyalp'ın hazırlayıp sunduğu Basın Odası programına katılarak son dönemde ülke gündemini meşgul eden konular ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Yayın Tarihi: 16/02/19 17:27
okuma süresi: 12 dak.
Erhürman : "Hüdaoğlu'nun görevden alınması bakanlar kurulu kararı, hükümette bu konuda görüş ayrılığı yok"
A- A A+

Kıbrıs Postası

Başbakan Tufan Erhürman'ın açıklamalarının satır başları şöyle:

"Yönetim Kurulu üyeleri hükümet tarafından atanıyor. Kimler tarafından aranıyorsa, belli zamanlarda da görevden alınmaları mümkün. Yönetim Kurulları icraatları yapar. İcraatlarla ilgili sıkıntılar çıkarsa, en doğru yöntem kişinin görevden alınması ve yerine daha iyi çalışabilecek birinin getirilmesidir.

Enerji politikalarıyla ilgili uyumsuzluk ikinci temel konu. Yatırımların yapılmaması söz konusu değil. Yaıtırımlarla ilgili bir uyumsuzluk yok Sayın Bakan ve Yönetim Kurulu arasında.

KIB-TEK'in özelleşmesi de söz konusu değil.

Son olarak TİS'in, Sayın Bakan'ın haber olmaksızın imzalandı. Burada siyasi sorumlulukla icrai sorumluluk farklı yerlerdedir.

Kamuoyuna hesap verecek olan kişi Sayın Bakan'dır. Bu nedenle oradaki icraattan haberdar olması gerekir.

Yatırımlar MİK'in önündedir. Siyasi sorumluluğu taşıyan makam, uyumlu çalışacağı kişilerle çalışma ister. Buna göre atama ve görevden alma yapar. Ben de bu tip problemler yaşıyorum. Geçmişte bazı atadığım arkadaşlarımı görevden aldım. Bundan sonra da görevden alma düşüncem vardır.

Sayın Hüdaoğlu'nun herhangi bir özelliğinden bağımsız olarak, Sayın Bakan'la uyumsuz olması sebebiyle bu karar alınmıştır. Bu gayet doğaldır.

Oralarda ne oluyor sorusunu Bakanlar Kurulu'nda YK Başkanı'na sormayız, Sayın Bakana sorarız. Bu iradeye saygı göstermek gerekir.
Bakanlar Kurulu göevden alınmasına karar vermiştir. Fakat henüz Resmi Gazete'de yayımlanmadı. Sayın Bakan ile yüz yüze konuşması için bekletildi, bu süreç de yaşandı.

Sayın Hüdaoğlu'na sözlü olarak tefli edildi, sözlü olarak paylaşıldı.

Aradaki uyumsuzlukla ilgili en büyük örnek, bir TİS imzalandı ve Sayın Bakan'ın haberi yok.

Hüdaoğlu yerine kimin atanacağı henüz belli değil. Sayın Bakan, Sayın Başkan'la uyumlu çalışamıyorum diyor.

Sayın Bakan haftada 3-4 kez Meclis kürsüsüne çıkarak KIB-TEK'le ilgili iddialara yanıt vermeye çalışıyor. Sayın Bakan'la Sayın Hüdaoğlu uyumlu çalışamıyor, bunu kendisi söylüyor.

TİS görüşmesi olduğuna dair bana 3 ay önceden Hüdaoğlu söylemişti. Ben e Başbakan olarak kendi görüşlerimi paylaşmıştım kendisiyle. Sendika da geçen haftalarda TİS ile ilgili fikirlerimi söyledim. Çok da doğru bulmadığımı söyledim, bırakın onaylamayı, doğru olmadığını söyledim. Prosedürü izlemeleri gerektiğini söyledim. Görüşüm merak edildiği için söyledim. Ben görüşümü aktardım, TİS'in imzalandığını Sayın Bakan gibi sonradan öğrendim. Benim görüşlerim de zaten içinde yer almıyor. Ben haberdar olduğumda bunu zaten onaylamadım ve dedim ki ben bunun muhatabı değilim, doğru prosedürü izleyin.

Sendika gelir herkesle görüşür. Randevu talep eder, gelir size anlatır. Durup süreci takip etmezsiniz. Normal olan YK'nın bir TİS imzalanmadan önce Sayın Bakan'la iletişim kurmasıdır.

Sayın Hüdaoğlu bunun yanlış olduğunu bana söyledi. Kendisini aradım, "atladık yanlış yaptık" dedi.

İstifa olasılığı belki de halen ortadadır. İstifa ederse ortaya hiçbir problem çıkmaz.

Sayın Hüdaoğl başta olmak üzere tüm YK üyelerine hem ben hem de tüm toplum bir teşekkür borçludur. KIB-TEK gibi devasa bir kurumda, başkan 800 TL, üyeler 600 TL alıyor fakat altına imza attıkları yatırımlar aldıkları ücretin 100 katıdır. Türkiye'de bu konuları konuştuk, tüzük değişimiyse tüşük değişikliği yapılacak, oraya profesyönel kişiler oturacak ve suç işlemedikleri sürece görevden alınmayacaklar. Biran önce yapılması gereken iş budur.

Bizim elektriği ucuzlatmamız ve temiz enerji haline getirmemiz şuan için mümkün eğil. Bu hükümet bu yüzden iktidara geldiği ilk günden beridir 'enterconnecte' sistemini konuşmaktadır. Türkiye ve bizim bu konudaki görüşümüz net; olması gerekiyor. Fizibilitesi doğru yapılması halinde bize çeşitli avantajlar sağlayacak. Ama kısa vadede böyle bir yatırıma girmek zor. Orta ve uzun vadede görüş nettir.

KIB-TEK'te personel giderleri yüksektir. Açıkça söylemek lazım. TİS ile biraz daha maaşlarda yükseltme yapılması çok da anlamlı değildir. Personel giderlerinde bir düzenlemeye gidilmeli, parmağımın ardına saklanmıyorum.

7 ay geçti en son elektrik zammının üzerinden. Biz bu 7 ayın içinde 3-4 kere müdahale ederek elektrik fiyatlarının yükselmesini engelledik. Bir defa da engelleyemedik. Biz arkadaşlarımıza talimat verdik. Ekonomi tam olarak oturmadı. Ekonomi ciddi bir zammı kaldırabilecek noktada değildir. Maliye de katkı koyabilirse değerlendirin ve olası bir zammı engelleyin dedik. Eğer her şeyi kendi haline bıraksaydık, az sayılmayacak bir zam olacaktı. Sanayi ve tarımdaki üretim açısından hesap-kitap yapıp ücreti aşağıda tutmaya çalışıyoruz.

Bir yıllık hükümet döneminde hangi özelleştirme hamlesi yapılmış ki YK karşı çıkmış. Bu memlekette en ciddi sorunlardan biri hiç olmayan şeyler üzerinden tartışmaktır. Bugüne kadar KIB-TEK'teki özelleştirme konusu nedir? Üretim zaten yarı yarıya özel. Dağıtım ve tahsilatla ilgili özelleştirme konuşuluyor. Dağıtımla ilgili bir problem mi var ki özelleştirilecek. KIB-TEK'in tahsilatla ilgili hiçbir problemi yok.

Üretimde özelleştirme zaten var. İletimde ve dağıtımda zaten sorun yok. Bir çok ülkenin ötesinde olan bir tahsilata sahiptir KIB-TEK.
Hükümetin KIB-TEK'i özelleştirme şeklinde bir kararı kesinlikle yok. Hiçbir şekilde gündeme gelmedi.

Birileri derse ki ucuzlamanın yolu özelleştirmedir, ben bunu konuşmaya hazırım. Ama öyle bir şey yok.

Ben rica etmiştim Nami'den, Nami de KIB-TEK'ten rica etti; ne kadar harcama vardır, ne kadar personel gideri vardır diye. Bunu basına açık sunum yapsınlar, çağrımdır. Burada gizli-saklı yoktur. Meclis'te araştırma komitesi kurulmasını reddettiğimizde de bunu söylemiştim. Gidin KIB-TEK size sunum yapsın demiştim.

Nizanname üzerinde çeşitli çalışmalar yapıldı. Bir defa ciddi bir zam yapıldı. Mesele nizamnamenin ötesindedir. Ben KIB-TEK'ten basına açık sunum yapmasını talep edeceğim. Ben izledim; anlamlı değişiklik 2-3 kuruş yaratabilecek bir değişiklik olur. Enterconnecte meselesini tutturmamızın ana nedeni budur.

Enterconnecte konusunda ben önemli sorun ENSOEN'de sıkıntı çıkma ihtimalidir. Ya TC çeker kabloyu ya da yap-işlet-devret noktasına gider. Fakat ortam böylesi büyük yatırımlara uygun görülmüyor. O gün geldiğinde ben hükümetteysem; yap-işlet-devret döneminde fizibiliteyi görmek isterim. yap-işlet-devret ne demekdir? İnsanların bunu ödemesi demektir. Bu hesaplara girebilmek için önce irae ortaya konmalı.

ENSOEN'e resmi bir başvuru yapılmadı. Özdil Nami de gitti görüştü. Yunanistan ve Rum Yönetimi'nin var olduğu bir yapıdan söz ediyoruz. Bu konuda çok fazla detay vermek istemiyorum ama sorun çıkma ihtimali mevcut."

EL-SEN bizimle görüştükten sonra bunu yönetimimizle paylaşacağız dediler. Grevin olup olmayacağını bilmiyoruz. Bir duyum almadık.
YK Başkanı'nın görevden alınmasını tabii ki konuştuk. Ama bunun yatırım ya da özelleştirmeyle hiçbir ilgisi olmadığını anlattım.

Kendi üzerimden örnek vereyim; KOOP YK Başkanı'nı ben atayacağım, benden habersiz bir TİS imzalanacak ve ben de dönüp Meclis'te bununla ilgili hesap verecek.

Hüdaoğlu'nun görevden alınmasını Bakanlar Kurulu olarak karar verdik. Hükümet arasında bu konuda bir görüş ayrılığı yok

TDP MYK'SININ bir basın açıklamasında yazan şeylerle çelişen bir şey anlatmadım. Siyasi atamayı kim yaptıysa, sorumluluk ondadır.

ANKARA TEMASLARI

Protokol görüşmelerine oturmadan önce, çerçeveyi çizmemiz gerekiyor. Ben Ombudsman'ın daveti üzerine Ankara'ya gittim. Sayın Fuat Oktay'la 2-2buçuk saatlik bir toplantı yaptık. Bir çerçeve çizdik. Temel unsur, 9-10 ay önce Akdağ ile çizdiğimiz çerçevedir. Ortaya koymaya çalıştığımız şey şu; bizim 3 yıllık protokoller geçmişimizde, o meşhur reform destek ödeneğinden en son KKTC'nin bir parça aldığı yıl 2015. 2015'te 4 milyon liralık bir para alımış. Yılardır konuşulan 960 milyon ödeneğinden herhangi bir giriş olmadı ülkeye. Bunu herkes farklı değerlendiriyor. Bir kısım hiçbir şey yapılmıyor da ondan kullanılmıyor diyor. Ben hep Sayın Akdağ'a şunu söyledim; biz bunu bir iş gibi düzenleyelim. Protokol dediğimiz şeyin çok net olması ve süresinin belli olması lazım. Sürelerle ilgili halen görüşüyoruz. Mesele, hükümetlerin ömürleri bizde çok uzun değil. 3 yıllık bir protokol yaptığınızda, 3 hükümetin sığdığını dahil görebiliyorsunuz. 70 hedef değil, 12-13 hedef koyasınız bir yıllık protokole, bu sizin karneniz olur. Ben de Sayın Oktay da şunu söyledik; biz bir alanı 3 yıl destekleyeceksek, bu alan 1 yılın sonunda kendi kanatlarıyla uçabilecek hale gelsin. Kör kuyuya para atmayalım.

Ya Salı ya da Çarşamba günü Türkiye'den heyet geliyor. 3 gün heyetin burada kalması bekleniyor. İyi bir ilerleme kaydedileceğini düşünüyorum. 3 günün sonunda imzanın atılacağı tarih belli olacak. (Protokol konusunda).

Limanlar ve telekomünikasyonun özelleştirilmesi bu hükümetin programında var. Protokollerde var diye hükümet programına koymadık. İnsanlar özelleştirmeden satmayı anlıyorlar. Bizim burada sözüne ettiğimiz böyle bir şey değil. Kamu özel ortaklığından söz ediyoruz. Kim aksini iddia edebilir ki? Eğer siz yeni bir yatırım yapacaksanız ama uzmanlığınız ya da sermayeniz yeterli değilse, kamu özel ortaklığına karar verirsiniz.

SELMA EYLEM TARTIŞMASI

Sayın Binali Yıldırım'la görüşme ihtimalim vardı. Sayın Oktay'la 14'ünde görüşme ihtimalim vardı. 13'ünde bir ihtimal Sayın Erdoğan'ın Ankara'da olma ihtimali vardı. Biz 12'sinden gidelim, kaçırmayalım dedik, Ankara'ya gittik.

Ben hep 12'si akşamında uçacağız dedim. Oraya da vakit geç başlarsa, kimseyi dinlemeden kaçacam gibi düşündüm. Tam saatinde başlayacağını öğrendim. 3 konuşma dinleyip, ilk ben konuşayım gideyim dedim.

Sayın Eylem'in söylemleri Başbakan olarak kabul edemeyeceğim şeylerdi. Ben Başbakan olmasam gene bunu kabul edemem. Reddettiğimi 2 cümleyle söyledim. Neden Sayın Eylem'n görüşlerini açıklama hakkı var da benim reddetme hakkım yok? Evet katılmıyorum, reddediyorum. Başbakan olmadan önce de reddediyordum. Maalesef 2 cümle nedeniyle, Kıbrıs sorununa ilişkin yaptığım söylemler güme gitti. O gecenin konusu –başkaları için önemsiz olabilit- benim yaptığım açıklamaydı.

BBC'NİN HABERİ

Eşimle ikimizin de çok sevdiği bir espri var; 'doğru yerden bakarsan her şey zaten çok kötü'. Biz biraz böyleyiz zaten. BBC'nin haberi Afrika'dan gelen öğrencilerle ilgili, öğrencilerin kötüye kullanılmasıyla ilgili bir haber. O haberin içinde üniversitelerimizin kötü olduğuna dair bir iddia var mı? İddia ediyorum bizim üniversitelerimizin en az 5-6 tanesi TC'deki üniversitelerden katlarca iyidir. 18 üniversitemiz varsa, kaliteleri Ankara ve İstanbul'daki üniversitelerle yarışabiliyor. BBC'nin haberinde yaşananların çok benzerleri Türkiye'de de yok mu?"

BBC'de KKTC üniversiteleriyle ilgili yapılan haber İngiltere'deki Afrikalı öğrencilerle ilgili de yapılsın bakalım; çok daha kötüsü çıkar. Kendimizi yerden yere çalmaya gerek tok."
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.