İÇ HABERLER
okuma süresi: 10 dak.

Özersay: "Federal çözüm modelini saplantı haline getirmeyelim"

Özersay: "Federal çözüm modelini saplantı haline getirmeyelim"

Dışişleri Bakanı Özersay, federal çözüm modelinin saplantı haline getirilmemesi gerektiğini belirterek Kıbrıs'ın kuzeyinde bulunan devletin AB'ye girişinin modellerini konuşmak gerektiğini ancak hükümet programında yer alan "AB çatısı altında iki devlet" konusunun olasılıklardan sadece biri olduğunu söyledi…

Yayın Tarihi: 15/06/19 09:44
okuma süresi: 10 dak.
Özersay: "Federal çözüm modelini saplantı haline getirmeyelim"
A- A A+
Kıbrıs Postası - Rahmican Çalışkan

Kıbrıs Postası'na konuşan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, KKTC ile Güney Kıbrıs arasında gerçekleşen suçluların takası, Türkiye ile ilişkiler ve hükümet programı ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Suçluların iadesi gibi konuların devamının siyasi irade göstermekle ilgili olduğunun altını çizen Özersay, bu konunun istismar malzemesi olmadığı sürece, siyasi ve hukuki hassasiyetlerine gereken özenin gösterildiği takdirde bu konunun bir başlangıç olduğunu ve devam edebileceğini açıkladı.Suçlu takasının aylar öncesinde ortaya çıkmış bir diyalog ve düşünce olduğunu ve karşılıklı olarak BM aracılığı ile dile getirildiğini aktaran Kudret Özersay, "Kamu vicdanını yaralayan cinayetler ile ilgili olarak, cinayeti işledikten sonra Güney Kıbrıs'a kaçanlar üzerine ne yapabiliriz diye düşündük" dedi.

"YOL ALABİLECEĞİMİZİ GÖRDÜK"

Hem BM'ye hem de Kıbrıs Rum tarafına aktarılan bir husus olduğunu,öncesinde çok fazla yok kat edemediklerini, sonra ise Mavroyannis ile bu konuların da içerisinde olduğu farklı konular ile bir araya gelip, konuşmaya başladıklarını dile getiren Özersay,"Yol alabileceğimizi gördük, çünkü ortak kaygı var, bu da; işlenen suçlar bağlamında zanlıların yargılanmaktan muaf olmaması kaygısıdır" ifadelerini kullandı.

"SUÇLULARIN İADESİ KONUSUNU BEN TAKİP EDİYORDUM"

Zanlıların kaçamaması, adanın bir tarafı suçluların saklanabileceği bir cennete dönüşmemesi gerektiğini vurgulayan Bakan Özersay, bu konuda hem fikir olduklarını anlattı.Kıbrıs'ın olağandışı durumunun kimse tarafından istismar edilmesini istemediklerini işaret eden Özersay,"Bir önceki hükümet döneminde başlayan bir süreçti, konuyu ben takip ediyordum, bunu sınırlı sayıda kişi biliyordu. Bu hükümet döneminde sayın Tatar'a konuyu aktardığımda o da olumlu yaklaştı" dedi.

"MESELE BİRAZ GECİKTİ, DAHA ERKEN SONUÇLANABİLİRDİ"

Bakanlar Kurulu'ndaki bakanların da hızlı hareket etme konusunda yardımcı olduklarına ve devletin devamlılığını esas alıp konuyu tamamladıklarına dikkat çeken Kudret Özersay,"Gerek bizim tarafta gerekse Rum tarafında zaman zaman yaşanan suç veya başka gelişmelerden dolayı bu mesele biraz gecikti, daha önce de sonuçlandırılabilirdi" diye konuştu.

"SUÇLULARIN İADESİ KONUSUNA FARKLI ANLAMLAR YÜKLEYEREK KİMSE ÜRKÜTÜLMEMELİ"

Suçluların iadesinin birbirini tanıyan iki devlet arasındaki bir anlaşma olmadığını, bu şekilde sunulmasınınyanlış olduğunu vurgulayan Özersay, "Böyle sunulduğu takdirde Kıbrıs Rum tarafında haklı olarak tepkiye neden olur. Bu suçluların cezasız kalmasını önlemek için, her iki tarafın da yararına olan pratik bir düzenlemedir" ifadelerini kullandı.Suçluların iadesi konusuna siyasi, statü veya hukuki anlamlar yükleyerek kimsenin ürkütülmemesi gerektiğini, çünkü bu konunun devam etmesi gereken bir ilişki biçimi olduğunu kaydeden Bakan Özersay, "Önümüzdeki dönemde de devam etmesi için elimizden geleni ortaya koyacağız. Şu anda niyet ve siyasi irade BM aracılığı ile devam etmesi yönündedir. Umarım devam eder" dedi.

"OLUMLU OLAN ŞEYLERİ GÖRMELİYİZ"

BM'nin Kıbrıs'ta askeri olarak misyonu kalmadığını savunan Özersay, "Suçluların iadesi operasyonu sivil bir diyalog ve polisiye bir katkı ile gerçekleştirildi. Burada BM Barış Gücü'nün askeri mevcudiyetinin hiçbir rolü olmadı" ifadelerini kullandı. Pek çok konuda olumlu olan şeylerin içerisinde olumsuzluk arayışına dönüştüğünün altını çizen Kudret Özersay, "Burada olumlu bir şey var, olumlu olan şeyleri görmemiz lazım" şeklinde konuştu.

"SADECE BİR BAŞLANGIÇ, DEVAM EDEBİLİR"

Suçluların iadesinin son günlerde artan suç olaylarını düşürmek noktasında bir miktar katkısı, caydırıcı bir etkisi olacağını, "Suçu işlerim ve Rum tarafına kaçarım, başıma hiçbir şey gelmez" mantığının önüne geçeceğini işaret eden Özersay,bu pratik uzlaşının, yabancı ülke vatandaşı olan zanlılar ile ilgili olduğunu, dünyanın hiçbir devletinin kendi vatandaşını bir başka ülkeye iade etmeyeceğini hatırlattı.

Bakan Özersay, suçluların iadesi gibi konuların devamının siyasi irade göstermekle ilgiliolduğunu, Rum tarafının da iradesini devam ettirdiğinde, konunun istismar edilmediğinde ve siyasi ve hukuki hassasiyetlere gereken özenin gösterildiğinde, bu konununsadece bir başlangıç olduğunu, devam edebileceğini kaydetti.

"KİMSE BAŞKA TÜRLÜ LANSE ETMEYE KALKMAMALI"

Kıbrıs adasının tanımama gibi sorunlar nedeni ile hukuken birilerinin istismar edebileceği bir kara delik durumuna dönüşmemesi gerektiğini belirten Özersay, "Bu konuyu kimse başka türlü lanse etmeye kalkmamalı. Ne biz Rum Yönetimini ne de Rum yönetimi KKTC'yi tanımış oldu, ama diyalog ile ortak bir sorunumuzu çözdük, bu da olumlu ve somut bir gelişmedir ve devam etmesi için hükümet olarak irade ortaya koyacağız ve kararlıyız" dedi.

"KKTC BİRÇOK DEVLET GİBİ PEK ÇOK ŞEYİ YAPABİLİR"

"Türkiye ile olan ilişkilerini nasıl bir model üzerine oturtmayı hedefliyorsunuz? Monaco modeli söylentileri için ne düşünüyorsunuz?" sorusunu yanıtlayan Kudret Özersay,Monaco modelinin, dış politikanın ve dış ilişkilerin ya da bazı konuların başka bir devlete devredildiği ilişki biçimi olduğunu ve buna sıcak bakmadığını açıkladı.KKTC tanınmasa da bir devlet olduğunu, KKTC'nin egemen ve bağımsız bir devlet olarak dünyadaki birçok devlet gibi pek çok şeyi yapabileceğini anlatan Özersay, "Tanınmadığımız için yapamayacağımız şeyler olabilir, ama bu mücadeleyi terk etmemizi gerektirmez" ifadelerini kullandı.

"KKTC BİR DEVLET OLMA VASFINDAN VAZGEÇMEMELİ, BU UZUN BİR MÜCADELE"

Türkiye ile ekonomik ve siyasi alanda ilişkilerin uluslararası anlaşmalar üzerinden düzenlendiğini,ama bir süredir rayından çıkmış olan ilişki biçimi olduğunu dile getiren Bakan Özersay,"Özellikle yapılan protokollerde, zaman saptı veya yapılan protokol uygulanmadı. Galiba geçmiş hükümetler döneminde genel anlamda Türkiye ile samimi bir ilişki kurmadık" şeklinde konuştu.Bugüne kadar bazı şartlara bağlanmış olan mali kaynak aktarımının o şartlar yerine gelmese de aktarıldığını, geçmişte karşılıklı olarak taahhütler yerine gelmemeye başlandığını öne süren Özersay,"Bundan sonra KKTC bir devlet olma vasfından vazgeçmemeli. Bu uzun bir mücadeledir. Kıbrıs Türk halkının var oluşu ve geleceğe bakışı hep kendi kendini yönetme üzerine kurulu mantığa dayalıdır" dedi.

"TÜRKİYE İLE DOĞRUDAN DİYALOG ÇOK ÖNEMLİ"

Türkiye ile ilişkilerin basın üzerinden vereceğimiz mesajlarla yürütülmemesi gerektiğini savunan Kudret Özersay, "Bir süredir, Türkiye'nin yetkililerine basın üzerinden mesajlar gönderilen, biraz da Türkiye yetkililerinin KKTC'ye basın üzerinden mesajlar gönderdiği bir ilişki haline dönüştü. Şu anda ilişkilerimiz bu anlamda çok sağlıklı değil" ifadelerini kullandı.Türkiye ile doğrudan diyaloğun çok daha önemli olduğunu, aracı kullanmamak gerektiğini vurgulayan Özersay, şunları kaydetti: "Özellikle Türkiye halkının Anadolu insanının Kıbrıs Türk insanına bakışı ile Kıbrıs Türk halkının Türkiye'ye bakışı bağlamında, doğru algılamak için biraz daha çalışma yapmamız gerekir. Çünkü bazı önyargılar var, ben bu ön yargıların aşılabileceğine inanıyorum, çünkü kökleri sağlam, tarihsel bir geçmişi var ve aslında menfaat değil samimiyet ilişkisine dayanır"

"FEDERAL ÇÖZÜM MODELİNİ SAPLANTI HALİNE GETİRMEYELİM"

Hükümet programında yer alan AB çatısı altında iki devlet sorusu ile ilgili konuşan Bakan Özersay, AB çatısı altında iki devlet konusunun olasılıklardan sadece biri olduğunu, paylaşmaya dayalı federal ortaklık bugün Kıbrıs'ta bulunan şartlar çerçevesinde mümkün olmadığını iddia etti.Hükümet programında işbirliğine dayalı ortaklık modeli ile AB çatısı altında iki devlet de dahil olmak üzere yeni fikirlerin konuşulmasından bahsettiklerine dikkat çeken Özersay, "Yine diyalog ve müzakere ile, Kıbrıs Rum taraf ile uzlaşma temeline dayalı bir siyaset ortaya koyuyoruz. Federal çözüm modelini bir saplantı haline getirmeyelim, çünkü bugünün şartları federal çözümü mümkün kılmıyor, 50 yıldır bunu gördük" şeklinde konuştu.

"AB'YE GİRİŞ MODELLERİNİ KONUŞMAK LAZIM"

Dışişleri Bakanı Özersay, sözlerinin devamında şunları söyledi:

"Sayın Anastasiadis, yeni ve farklı şeyleri konuşuyor, Türkiye ile oturup konuşuyor, neden Kıbrıs Türkü konuşamasın yeni fikirleri? Federasyonu kurmak bu kadar zor ise biz neden işbirliğine dayalı bir ortaklığı konuşmayalım? Bu konular konuşmadıkça anlayamayacağımız meselelerdir. AB'nin kendisi zaten kömür ve çelik ile başlamış, daha sonra konuları genişlemiş ve AB olmuştur. AB'nin kendisi zaten adım adım işbirliği ile ortaya çıkmış bir modeldir. Kendilerine göre Kıbrıs'ın tamamını AB'ye aldılar ve Kıbrıs'ın kuzeyinde AB hukukunu askıya aldılar. Eğer Kıbrıs'ın tamamı felsefi olarak AB'nin içerisinde ise kademeli olarak Kıbrıs'ın kuzeyinde bulunan devletin AB'ye girişinin modellerini konuşmak lazım"

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.