Vaiz: "Yaşam tarzımızın değişmesi, bütün yapılacak tedavilerden daha etkilidir"

Kalp krizlerinin ortaya çıkışı, yaşam tarzımızın değişmesi ve insan ömrünün uzaması ile çok yakından ilişkili olduğunun altını çizen Dr. Gülgün Vaiz, "insanların şehirlere göç etmesiyle birlikte fabrikalarda çalışmaya başlası, ev yemeklerinden vazgeçmesi, sosyal ilişkilerinin zayıflaması ve hareket etmelerinin azalması ile birlikte kalp krizlerinin ortaya çıktığını ve çoğaldığını görüyoruz" ifadelerini kullandı.

Kalp ve damar hastalıklarına uygulanan tedavi yöntemlerini aktaran Vaiz, "kalp krizi geçiren insanların konduğu koroner bakım üniteleri dediğimiz yerler 1960 yıllarında ortaya çıktı. O yıllarda kalp krizi geçiren insanlara bir aspirin ve kan inceltici ilaç verilirdi. Doktorların elinde başka da bir çözüm yoktu. 1970'li yıllara gelindiğinde ise giderek artan bir kalp krizi ve kalp damarları tıkanan insan sayısı artmaya başladı. Bunun sonucu olarak ise İsviçre'de 1977 yılında ilk anjiyo yapıldı" sözlerini kullandı.

Vaiz, "1970'li yıllarda başlayan anjiyonun ardından ise tıpta 1980'li yıllarda tıkalı görülen damarları açmak için ilk balonlu stent işlemleri başladı. İlk çıkan stentler ilaçlı olmayan metal stentlerdi. Yıllar içinde görüldü ki bu metal stentler zaman içerisinde küçülerek hastaya tekrar aynı sorunu yaşatıyordu. Tıbbi araştırmalar sonucu bu kez ilaç kaplı stent grubu üretildi. İlaç kaplı stentler damarların içindeki büyümeyi engellesin diye üretildi. 1990'lı yıllardan günümüze kadar kullanılan bu ilaç kaplı stentler, zaman içerisinde birçok alanda kendine fonksiyon buldu. Kalp krizi geçiren hastalar için kurulan anjiyo laboratuvarları Avrupa'da 70'li yıllarda başlasa da bizim ülkemizde 1998 yılında, Türkiye'de de 1970'li yıllarda başladı" dedi.

Tek anjiyo laboratuvarında 2 bin anjiyo, 500 kalp krizi vakası

Kuzey Kıbrıs'taki kamu sağlık alanında tek olan Dr. Burhan Nalbantoğlu devlet hastanesi Anjiyo ekibinin, yıllık operasyona aldığı kalp krizi ve anjiyo sayılarını açıklayan güldün vaiz, kamu alanında tek işlem yapılan yer olduğu için tüm anjiyo yapılması gereken ve kalp krizi geçiren hastaların, Lefkoşa Devlet Hastanesi'ne getirildiğini aktardı.

Tek bir anjiyo laboratuvarı ve ekibi ile yıllık 2 bin anjiyo ve 500 kalp krizi vakası aldıklarını belirten vaiz, günlük ise 20-30 hastaya müdahale ettiklerini söyledi.

Kalp krizi yaşam tarzı değişikliği ile önlenebilir

Kalp krizinin yaşam tarzından kaynaklandığına vurgu yapan Vaiz, "Katkı maddeli ürünler, hazır gıdalar, hareketsiz bir yaşam, stresli bir hayat şartları, spor yapmamak ve en önemlisi giderek artan nikotin kullanımı en büyük faktörler arasında yer alıyor" dedi.

Yaşam tarzı ve sağlıklı yaşama çocuk yaşlardan itibaren başlanması gerektiğini savunan vaiz, "Çocuklara derslerinde ve sınavlarında iyi olmaları için baskı kurmak yerine, spor yapmaları ve sağlıklı beslenmeleri konusunda yönlendirmeliyiz. Çocuklarımızı yetenekleri doğrultusunda yetiştirmeliyiz. Zaman ayırmalı, sürekli emir alan çocuklar yerine bakış açılarını geliştirebilen çocuklar yetiştirmeliyiz" ifadelerini kullandı.

Yaşam tarzımızın değişmesinin, birçok alanda sağlıklı olacağına vurgulayan Vaiz, " toplu taşımanın olması, çevre kirliliğinin azalması, alkol ve uyuşturucu farkındalığı, zararlı maddelerin ülkeye girişlerinde uluslararası ülkelerin aldığı önlemlerin alınması, trafik kazasını önlemek gibi yaşam tarzı değişikliği yapmak bütün yapılacak tedavilerden daha etkilidir. Yaşam tarzımızın değişmesi, bütün anjiyo, stent ve baypass gibi yapılacak tedavilerden daha etkilidir" dedi.