Sanık avukatından basının işine engel olacak öneri

• Sanıkların mahkumiyet sonrası fotoğraflarının çekilmesine sanık yakınlarının aynı tepkiyi vermeyeceğini savunan sanığın avukatı Uzun, çok basit bir uygulama ile zanlıların ön kapıdan değil arka kapıdan mahkemeye getirilip götürüldüğü zaman gazeteciler ile zanlı yakınları arasında yaşanabilecek olayların önüne geçilebileceğini iddia etti.

• Uzun, bu şekilde bir uygulama ile medya patronlarının da muhabirlerden bu şekilde bir fotoğraf talep edemeyeceğini savundu.

Kıbrıs Postası - Nadire Bahadi

Mağusa'da 9 Mayıs tarihinde Mağusa Kaza Mahkemesi'nde görevleri başındaki basın mensupları Nadire Bahadi, Gamze Pir Baykur ve Sedef Boşnak'a saldırarak Kıbrıs Medya Grubu'nda görevli muhabir Sedef Boşnak'ı belinden kavrayıp cam kapıya vuran Hüseyin Acar dün yeniden mahkemeye çıkarıldı. 10 Mayıs tarihinden itibaren tutuklu yargılanan Acar dün 3 davadan itham edildi.

Aleyhindeki davaları kabul eden Acar, avukatının talebi üzerine götürüldüğü Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nin kişilik bozukluğu teşhisine yönelik ilaç tedavisini reddetti.

Sanık Hüseyin Acar'ın avukatı Aysel Uzun'un hitabının ardından mahkeme sanık Acar hakkındaki kararı 24 Mayıs tarihinde açıklayacağını bildirdi. Sanık Acar'ın tutukluluğunun devam etmesine emredildi.

İLAÇ TEDAVİSİNİ KABUL ETMEDİ

Sanık Hüseyin Acar, avukatı Aysel Uzun'un "kişilik bozukluğu" olduğunu iddiası üzerine Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde doktor kontrolünden geçirildi. Temin edilen doktor raporu mahkemeye emare sunulurken, Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nden temin edilen rapora göre sanık Acar'ın psikiyatrik muayenesinde herhangi bir psikiyatrik hastalık tespit edilmediği belirtildi. Sanıkta kişilik bozukluğunun teşhis edilmesinin ardından ise ilaç tedavisi başlatılmasının uygun görüldüğü ancak sanığın ilaç tedavisini reddettiği belirtildi.

SAVCI BOŞNAK OLGULARI AKTARDI

Sanık Hüseyin Acar, itham edildiği Sedef Boşnak'ı ciddi şekilde darp etmek sureti ile hakiki bedensel incinmesine sebep olmak, umumi bir yerde ellerini ve kollarını gelişi güzel sağa sola sallayarak uygunsuz tavır ve harekette bulunmak ve umumi bir yerde makul mazaretin olmaksızın hazırda olanları taciz edici, sulh ve sükunu ihlal edici yüksek sesle bağırıp çağırmak sureti ile rahatsızlık yapmak davalarından itham edilerek aleyhindeki davaları kabul etti. Mahkemeye olguları aktaran İddia Makamı tarafından davayı yürüten Savcı Hasan Boşnak, sanık Hüseyin Acar'ın 9 Mayıs 2018 tarihinde saat 10:30 sıralarında Sedef Boşnak'ın Mağusa Kaza Mahkemesi önünde, Nadire Bahadi ve Gamze Pir ile birlikte, mahkemeden çıkan zanlıları fotoğraflayıp haber yapmak maksadı ile bulundukları sırada mahkeme kapısından el kol hareketleri yaparak öfkeli ve yüksek bir sesle bağırıp "Kimi çekiyorsunuz makinenizi kırarım" deyip basın mensuplarına saldırdığını belirtti. Basın mensuplarının geriye doğru kaçtıkları esnada sanık Acar'ın Sedef Boşnak'ın üzerine yürüyerek arka kısmından beline sarılıp mahkemenin giriş kısmındaki cam kapıya vurduğunu söyleyen Savcı Boşnak, sanık Hüseyin Acar'ın Sedef Boşnak'ı ciddi şekilde darp ettiğini kaydetti. Olay yerinde orada bulunan polislerin müdahalesi ile sanık Acar'ın etkisiz hale getirilerek olayın engellendiğini söyleyen Savcı Boşnak, daha sonra basın mensubu Sedef Boşnak'ın şikayeti sonrasında başlatılan soruşturma sonrasında doktor kontrolü ile darp raporlarının temin edildiğini kaydetti. Savcı Boşnak doktor raporları ile birlikte basın mensuplarının olay günü çektiği 28 adet fotoğrafı mahkemeye emare sundu. Sanığa yapılan dava tebliğlerine kabul beyanında bulunduğunu söyleyen Savcı Boşnak, sanık Acar'ın 9 Mayıs 2018 tarihinden itibaren tutuklu bulunduğunu anımsattı. Savcı Boşnak sanık Hüseyin Acar'ın darp suçundan 3 adet sabıkası bulunduğunu da mahkemeye aktardı.

SANIK AVUKATINDAN BASININ İŞİNE ENGEL OLACAK ÖNERİ

Sanık avukatı Aysel Uzun mahkemeye yaptığı hitabında, sanığın pişman olduğunu belirterek, burada bir gazeteciye, özellikle bir kadına yapılan bir darp fiili söz konusu olduğunu kaydetti.

Sanığın bir anlık öfkeyle hareket ettiğini söyleyen Uzun, sanığın sağlıklı düşünemediği bir safhada böyle bir hareket yaptığını, çünkü bu sanığın amacının kız kardeşinin fotoğrafının çekilmesini, rezil olmasını engellemek olduğunu savundu. Sanığın bu davranışının haber yapılmasını önlemediğini bilakis böyle bir olayı mahkeme önünde yaparak aslında kız kardeşine de daha fazla zarar veren bir eylem gerçekleştirdiğini söyleyen Uzun, ailelerin teminat ve tutukluluk safhalarında şok içinde olduğunu belirtti. Sanıkların mahkumiyet sonrası fotoğraflarının çekilmesine sanık yakınlarının aynı tepkiyi vermeyeceğini savunan Uzun, çok basit bir uygulama ile zanlıların ön kapıdan değil arka kapıdan mahkemeye getirilip götürüldüğü zaman gazeteciler ile zanlı yakınları arasında yaşanabilecek olayların önüne geçilebileceğini iddia etti. Uzun bu şekilde bir uygulama ile medya patronlarının da muhabirlerden bu şekilde bir fotoğraf talep edemeyeceğini savundu. Sanık avukatı Uzun, bir amaca hizmet edilmek istenirse sanığa ağır ceza verilmesinin ötesinde bir takım yöntemlerin uygulanması kanaatinde olduğunu söyleyip sanığa fırsat verilmesini talep etti.