Vasiliu: "Kıbrıs Rum tarafı doğrudan müzakerelerde yeni bir tur için hazır"

Vasiliou "yasa dışı eylemlere, tahrik edici açıklamalara ve son dönemlerde 'Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Münhasır Ekonomik Bölgesindeki egemenlik haklarının çiğnenmesine son verilmesi gerekir. Kıbrıs sorununun çözümü sadece diyalog ve ortak çabalarla ve her bir tarafın diğer tarafın haklarına saygıyla gelebilir" dedi.

Vasiliu, şöyle konuştu:

"Kıbrıs sorununa Birleşmiş Milletler kararları ve üye olduğu AB ilke ve değerlerine dayalı bir çözüm bulunması tüm Kıbrıslıların – Kıbrıslı Rum, Kıbrıslı Türk, Maronit, Ermeni ve Latinler – yararınadır. Vizyonumuz ortak olmalıdır ve bu, normal çalışan bir devlet, tüm Kıbrıslılara bir çatı sağlayan, 'işgal' ordusu ve garantiler ve üçüncü ülkelerin müdahalesi olmayan bir yapıdan başka bir şey olamaz. Hep birlikte, 1974'te ülkemizin yaşadığı trajedileri geride bırakarak, herkese daha çok şey vaat edeni özgürlük koşulları, güvenlik ve refah dolu yeni bir döneme geçmeliyiz".

Kayıp kişilerle ilgili olarak Vasiliou şunları söyledi: "Şu ana kadar Kayıp Kişiler Komitesi tarafından yapılan çalışmalarda kaydedilen ilerlemeyi küçümsemiyoruz; ancak pek çok durumda kayıplarımızın akıbeti henüz belirlenemedi. Hala 851 vatandaşımız kayıp olmaya devam ediyor yani ilk başta kayıplar listesine kaydedilenlerin hemen hemen yarısından fazlası".

"En nihayet 'işgal ordusu' sözde askeri bölgelerde hiç kısıtlamalar olmadan kazıların gerçekleştirilmesine ya da araştırmacıların arşivlerine ulaşmalarına izin vermelidir ki, kesinlikle kayıplarla ilgili pek çok durum konusunda orada bilgiler var" diye konuşan Vasiliou bazı kemiklerin gömülü oldukları yerden başka yerlere taşınmış olmalarının da büyük bir konu olduğunu ve bu gömü yerlerinin henüz daha bilinmediğini vurguladı ve sözlerini şöyle sonlandırdı:

"Tüm ailelerin acı ve kaygılarının dinmesi için Türkiye'nin gerekli iradeyi göstermesi gerekmektedir. İnsanların yok edilmesi temel insan haklarının çok yönden ihlal edilmesi anlamına gelir. "Bu ihlaller sadece kayıpların haklarıyla kısıtlı kalmıyor ama aynı zamanda ailelerinin haklarına da yayılıyor. Bu suçları işleyenler sadece kayıp kişilerin yok edilmesi konusunda değil aynı zamanda ailelerine mutsuzluk getirmekten de suçludurlar".