Sorun çözülmedi, üstü örtüldü!

Yayın Tarihi: 26/01/12 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

"…Akça, elektrikte geçen hafta yaşananların yaşanmaması gerektiğini belirterek, 'Sendikalar ve hükümetin görüş ayrılıkları olabilir ancak bunlar halka yansıtılmaz, halk mağdur edilmez. Dolayısıyla taraflar kim olursa olsun bu yaşananlar Kuzey Kıbrıs'taki idarelerin sorun çözme konusunda pek güçlü olmadıklarını göstermiştir. Bunu söylemek isterim' dedi…"

Yukarıdaki cümle Türk Ajansı Kıbrıs'ın dünkü bülteninden alınmış, dolayısıyla resmi bir açıklamadır.

Bu sözler sonrasında şimdi hem medyada hem de muhalefetin yapacakları açıklamada neler söyleyeceklerini doğrusu çok merak ediyorum.

Olay dün öğlen saatlerinde patlak verdi ve daha bize ilk gelen duyumlar bile çeşitli görüşler tarafından kelimeler cımbızla alınarak yorumlandı.

Kimisi elçinin KKTC hükümetine karşı böyle bir açıklama yapmasının doğru olmadığını söyledi, kimisi Başbakanın buna ne cevap vereceğini söyledi kimisi de bu sözleri fırsat bilip, bildik Türkiye aleyhtarlığı söylemlerinin dozunu iyice arttırdı.

Akça'nın dünkü bu açıklamalarını taraflı değil de tarafsız bir gözle analiz etmek gerek;

Doğrudur, kurumdaki mevcut yapının sağlıklı şekilde gitmesi mümkün değildir ve buna bir şekilde son verilmelidir.

Yine, özelleştirmenin askıya alınmasıyla birlikte hükümet yine 'zam' yaparak zararı karşılamayı öngörüyorsa, bu da tamamen ülke insanına yansıyacak ve sonuçta olan hepimize olacaktır.

Hükümet her zaman olduğu gibi, sorunu kökten çözmek yerine sorunları hasır altı etme yolunu seçmiş ve gelecekte çok daha kötü olayların yaşanabileceğinin de ilk mesajlarını vermiştir.

Şimdi merak ettiğim konu şu;

Kamuoyunda genel bir kanı var, Türkiye burada istediği yasaları geçirtmezse ay bayı geldi mi maaşları da ödemez!

Geçen ayın sonların bir hatırlayın, maaşlar ve 13. Maaşlar ödensin diye Ankara 35 trilyonluk bir hibe yapmış ayrıca TC Ziraat Bankası'ndan da 150 trilyonluk bir kredi teminini sağlamıştı.

Eğer bu ödemeler yapılmasa, şimdi sadece Akça'nın sözlerini tartışıyor olmayacak, bu tartışmaları yaparken bir de parasızlık sorunu ile debelleşip birbirimizi yiyor olacaktık.

Bizim asıl sorunumuz şudur;

Örneğin elektrikte yaşanan kriz noktalandıktan sonra sendikalar ve muhalif kesim, bunu çalışanların zaferi olarak yorumlarken, iktidara yakın olanlar ise bunu Başbakanın krizi en kıza zamanda çözdüğünü iddia ederek, aslında kendilerini kandırmışlardır.

Ortada zafer mafer yoktur!

Vatandaş hiç yoktan hükümet ile sendikalar arasındaki zıtlaşmadan dolayı çok zor bir hafta geçirmiş, hükümet de kamuoyunun tepkisini daha fazla almamak için geri adım atmak zorunda kalmıştır.

Özelleştirme yasasını geri çekmeden, özerkleştirmede karar kılmak bile Büyükelçi Akça'yı haklı çıkarmakta, hükümet edenlerin irade zayıflıkların ortaya koymaktadır.

Umarız bu geri adım aybaşı yaklaşırken maaş ödeme riskini beraberinde getirmez.

Türkiye'nin buradaki bir memurunun ise, bir devlet yönetimine böyle tarzda bir eleştiri getirmesi konusu ise çok ayrı bir tartışma konusudur.

Okur Görüşü

Kanser üzerine!

"Sayın yazar şimdi size bir şey yazacağım. Biliyorum bu yazacağım şeyi yayınlamayacaksınız. Seneler önce İngiltere'ye gitmiştim. Gittiğim eve bir misafir gelmişti. İngiliz ordusunda askermiş dedi. İşte konu ülkeden konuşurken kanser olaylarına da geldi. Bilir misiniz dedi. Ben askerim. Ve çalıştığım birliğin çevresinde çığ gibi kanser olayları artıyor. Bunu açıklarsak halk bizi linç eder dedi. Kıbrıs'ta da kanser olaylarının artış nedeni hem İngiliz üsleri hem de Türk ve Rum ordusunun yaptığı tatbikatlar oradan çıkan zehirli atıklar ve kullandıkları radyasyonlu silahlardır dedi. Ben buna bir de yediğimiz içtiğimiz yiyecekleri de ekliyorum. Peki bunu senelerin kanser dernekleri bilmiyor mu. Biliyorlar neden bu yönde bir açıklamaları yok…"

(Deniz)


Sosis

Babası çocuğuna güzel bir iş kurmak için paçaları sıvamış. Ancak oğlan salak olduğu için hiç bir işi beceremiyormuş. Babası ona ne iş bulduysa hepsini elini yüzüne bulaştırmış berbat etmiş. En sonunda babası tam otomatik bir sosis fabrikası kurdurmuş. Çocuğunu elinden tutup, bari işi öğrensin diye hemen fabrikadaki bir sosis makinesinin başına götürmüş.

- "Bak oğlum" demiş. "Buradan böyle öküzü yolluyorsun... Aha diğer taraftan sosis olarak çıkıyor, bu kadar basit anladın mı?". Çocuk dinlemeden başını sallamış, sallamış ta... sonra babasının yüzüne salak salak bakmış ve;

- "Peki buba, buradan sosisi goysak, öteki taraftan öküz olarak çukar mu ?" diye merakla sormuş. Babası hemen cevaplamış:

- "Maalesef evladım, o teknoloji bir tek senin ananda var..."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları