Kıbrıs Türkünün tuzu kuru değil ki!

Yayın Tarihi: 22/03/17 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+
Bazılarına göre müzakere masasına dönmek tarihi hata yapmak anlamındaymış…

Bu konuda Cumhurbaşkanı Akıncı'nın üzerinde çok ciddi bir baskı kuruldu!

Döner mi dönmez mi bilemeyiz…

Ama bildiğimiz bu işlerin Ankara ile ortak kararlar alınarak yapıldığıdır!

Ankara da şu sıralar 16 Nisan'a odaklandığı için…

Belli ki en azından o tarihe kadar müzakere masası kurulmayacaktır!

Anladığımız kadarıyla o tarihten sonra yeni stratejiler geliştirilecek, ona göre bir karar verilecektir…

Sanırız bu konuda irade tamamen bizim elimizde değil ve bu da müzakereci Kıbrıs Türk ekibinin hareket alanını fazlasıyla daraltıyor!

…

Masaya dönmek istemeyenler ya da öyle olmasını söyleyenler şunu da söylemelidir…

Diyelim ki müzakereler başarısızlıkla sonuçlandı ve herkes kendi kabuğuna çekildi, ki büyük ihtimalle de böyle olacaktır!

Alternatifiniz nedir…

Bunu ortaya koymadan 'masaya dönmeyelim' demek sadece kuru gürültüden ibarettir!

Anavatan bize yeter diyenler olabilir…

Onun yıllardır katkıları elbette şüphe kaldırmaz!

Ama mevcut durum da yaşayabilir değildir…

Kıbrıs Türkünün bu şartlarda önünü görmesi olasılığı hiç yok zaten!

Bu da insanlarımızda büyük karamsar tablolar çizilmesine neden oluyor…

Gelecek endişesi gibi daha kötü bir şey olabilir mi bu yaşamda!

…

Geçenlerde İkinci Cumhurbaşkanı Talat ile sohbet imkanı bulmuştuk…

Güzel vurgular yaptı!

Güney Kıbrıs hem BM üyesi hem de AB üyesi, çok bir gaylesi yok…

Türkiye ile Yunanistan da öyle!

Zaman zaman karşılıklı sirtaki ve zeybek oynadıklarına göre oralarda da her şey sütliman…

Yani Kıbrıs'ta bir çözümsüzlük sadece KKTC'nin zararına!

Kıbrıs Türkü de zaten son dönemde bunun sancılarını yaşıyor…

Birçoğu hadi kendimizi kurtardık ama çocukların geleceği ne olacak diye birbirine soruyor!

Haklı endişelerdir bunlar…

Ayrıca, yine bazı Kıbrıslı Türkler Güney'den aldıkları kimliklerle bir nebze olsun dışarı açılabiliyor ama…

Bir o kadar da açılamayan var!

Garip bir çelişkidir bu…

…

İstanbul'da yaşanan son futbol zirvesi olayı…

Dünyanın her ülkesinden katılımın olduğu ciddi bir spor olayı!

Ama anamız dediğimiz ülke bizi o listeye dahil etmiyor…

Kıbrıs Türk futbolu burada kendi kaderine teslim!

Geçmişte de bunların birçok örneğini yaşadı Kıbrıs Türk gençliği…

Güney'de 'düşman' dediğimiz Rum kesimi ile anamızın her türlü spor kulüpleri müsabaka yapabiliyor ama!

Kıbrıs Türkü hala cezalı bir çocuk gibi bir kenarda oturuyor…

Hangi yürek dayanır ki bu ruh haline!

Kıbrıs Rum'u Türkiye'nin her bölgesinde müsabakalarda bayrağını dalgalandırırken benim bayrağım niye orada yok…

Onun içindir ki 'masaya dönme' derken bunları da göz önünde bulundurmak zorundayız!

Herkesin tuzu kuru ama…

Kıbrıs Türkünün bu konularda tuzu ne yazık ki kuru değildir!

Denetim yoksa üç kağıt çok!

Başta LTB olmak üzere tüm belediyeler ciddi bir denetim atağı başlattılar…

Yüzlerce mekan denetleniyor bu çalışmalarda!

Ve sonuç tam bir felaket…

Sadece Lefkoşa'da 35 ton gıda, 3 ton ilaç imha ediliyor!

Tabiî ki boşuna imha edilmiyor bunlar, halk sağlığına uygun olmadığı için…

Çok ciddi rakamlardır bunlar!

Belli ki biraz da denetimsizlik yüzünden ülkenin genelinde üç kağıtçılar peydahlanıyor…

Vatandaşın sağlığını hiçe sayan ve onun ensesinden geçinenler!

Sırf bu yüzden daha fazla denetim ve caydırıcı ceza diyoruz…

Üreticinin insafına kaldık…

Tarım Dairesi eski Müdürü Emine Solyalı'nın önce sosyal medyada sonra da gazetelerdeki paylaşımı…

Vatandaş tarafından infialle karşılandı haklı olarak!

Devlet Laboratuvarı yandı bitti kül oldu, meyve ve sebzelerde tahlil yapılamıyor ve biz de bunları gönül rahatlığı ile tüketiyoruz…

Tam bir KKTC klasiği anlayacağınız!

Devletin burada yapacağı sadece iki şey var; ya bir süre tahliller başlayıncaya kadar üretimi durdurmak…

Ya da bütün işi gücü bırakıp Türkiye'den buraya cihaz ve elaman getirmek!

Üçüncü bir şık yok maalesef…

"Sürümden kazanacaklar…"

Belediyelerin park ihlallerine yazdıkları para cezalarında indirime gidildi…

Artık asgari ücretin yüzde 10'u değil yüzde 5'i kadar ceza ödeyeceğiz yani!

Bu arada bunu esprisi konusu yapanlarda bir hayli fazla…

Vatandaş 'bu kez belediyeler sürümden kazanacak' diyerek olaya hiciv katıyor!

Tabiî ki burada kesilen cezalardan daha ziyade kentlerin park yeri sorunu öne çıkmalı…

Örneğin Lefkoşa'da bütün otoparkların akşam 18.00'den sonra kapalı olduğunu biliyor muydunuz!

Durum böyle olunca da vatandaş ister istemez çift sarı çizgilerin üzerine para etmek zorunda kalıyor…

Mantalite sakat yani!



Paket servisçileri…

Resmen sidik yarışı yapıyorlar…

Ana caddelerde trafiğin en yoğun olduğu saatlerde motosikletlerini öyle bir sürüyorlar ki kaza her an 'geliyorum' diyor!

Ve bir türlü de akıllanmak bilmiyorlar…

Patronları mı böyle hız yapmalarını emrediyor yoksa kendi aralarında mı böyle bir yarış yapıyorlar bilmiyorum ama bunun önüne mutlaka geçilmelidir…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları