"3 polis memuru darp etti"

Yayın Tarihi: 28/10/17 09:00
okuma süresi: 16 dak.
A- A A+

"Ben KKTC vatandaşı 236551 kimlik numaralı Fatma Çömen. Eşimden ayrıyım ve bakmakla yükümlü olduğum bir erkek çocuğum bulunmaktadır. Eski eşimden çocuğum için nafaka almamaktayım. Bir kadın olarak sınırlı imkânlar dâhilinde çocuğumu büyütüyorum. Kız kardeşim KKTC vatandaşı 1270239913 kimlik numaralı Neslihan Çömen eşinden ayrı ve bakmakla yükümlü olduğu iki kız çocuğu bulunuyor.

Ailemiz İskele ilçesine bağlı Dipkarpaz köyü, Sancar Paşa Mahallesi, Gazi Adil Çömen Sokak No/18'de ikamet etmektedir. Anne ve babamızın evinin üzerinde yer alan Sancar Paşa Mahallesi, Yavuz Sultan Selim Sokak mevkisinde bulunan ve iki parsel üzerinde yer alan bitişik eski Rum evinin tarafımıza verilmesi için kız kardeşim Neslihan Çömen ile İskan ve Rehabilitasyon Dairesi'ne talepte bulunduk. İki parsel üzerinde yer alan bitişik ev için ben Fatma Çömen olarak 312 parsel üzerinde yer alan ev için 21 Mart 2011 tarihinde İskan ve Rehabilitasyon Dairesi Müdürlüğü'ne başvurdum. Kız kardeşim Neslihan Çömen ise 313 parsel üzerinde yer alan ev için 28 Temmuz 2016 tarihinde başvurdu. Fakat herhangi olumlu ya da olumsuz netice alamadık.

Bahse konu ev sahiplerini çocukluğumuzdan beri tanıyoruz. 312 parsel üzerinde yaşayan ve ev sahibi olan Katherina Mammorias'ın 1976 – 1977 yıllarında öldüğünü anne ve babamızın anlatmalarından duyduk. Katherina Mammorias; oğlu Alexandras Mammorias ve gelini Eleni Mammorias da bahse konu evin bitişiğinde yer alan 313 numaralı parsel üzerinde yer alan evi yapmışlar ve o evde ikamet etmekteydiler. Bu çiftin hiç çocukları olmamış olup, çift bizi torunları yerine koymuştu. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan ailemizin evde olmadığı zamanlarda bizlerle ilgilendiler ve onların yanında büyüdük.

1995 – 1999 yılları arasında Alexandras Mammorias öldü ve eşi Eleni Mammorias'ın bakımıyla bilfiil biz ilgilendik. Eleni'nin ilerleyen yaşı ve kendine yetemez duruma gelmesi ile 2007 yılında Rum devleti Güney Lefkoşa'nın Latcha bölgesinde Eleni Mammorias'a konut ve bakıcı tahsis etmiş olup, bakıcı ile birlikte orada kalmaya başlamıştır. Eleni Güney Kıbrıs'a gitmeden uzun zaman öncesinde annem tarafından Eleni'nin kaynanası Katherina'nın evinin kullanılmaması nedeniyle, depo ve et tavuklarını orada bakmak için Eleni'den sözlü izin almış olup, orada hayvanlarımızın sezonluk saman ve benzeri hayvan yiyeceklerini muhafaza etmek için depo olarak kullanmaya başladık. Ve annem et tavuklarını da orada bakmaya başladı.

Eleni ile aramızdan olan yakın münasebetimiz nedeniyle, Eleni Güney Kıbrıs'a giderken evinin anahtarını; evini muhafaza etmemiz, kedilerine bakmamız ve geceleri evinin ışıklarını açmamız için bize bıraktı. Eleni'nin yaşadığı zaman zarfı içerisinde bu görevleri saygı ve sevgimizden ötürü yerine getirdik. Tahmini olarak 2009 yıllarında ölen Eleni Mammorias'ın evi o tarihten beridir boş olarak bulunmaktadır. Yaşayan varisçisinin de olmadığını bilmemiz nedeniyle evin tarafımıza verilmesi için başvuruda bulunduk.

Herhangi bir netice alamayınca bir diğer Rum komşumuz olan Gadina ile görüştük. Ev ile ilgili niyetimizi anlattık. O da konu ile ilgili bizi Dipkarpaz'da ikamet eden Rumların sözcüsü, muhtarı veya hangi sıfatı olduğunu tam anlamıyla bilmediğimiz Lefteri Elefteri'ye yönlendirdi. Lefteri ile görüşerek evde yaşamak için gerekli izni sözlü olarak aldık. Kız kardeşim Neslihan Çömen almış olduğu sözlü izine istinaden 2017 yılı Haziran ayında 313 parsel üzerinde yer alan eve yerleşerek orada ikamet etmeye başladı.

Şu anda yaşanan olaylar da bu süreçten sonra başladı. Kız kardeşimin 313 parsel üzerinde yer alan evde ikamet etmeye başlamasından sonra, yine evinin yan sınırında yer alan 311 parsel üzerinde yer alan evde ikamet eden ve Dipkarpaz Polis Karakolu'nda görevli bir polis çavuşu ve İskele Polis Müdürlüğü'nde görevli bir polis memurunun eşi kız kardeşimin orada ikamet etmeye başlamasından rahatsız olmuş olup, kız kardeşim için şikayette bulunmuşlardır. Şikayet etme nedenleri ise 312 üzerinde yer alan tarlanın bir kısmına herhangi bir izin almadan arabaları için garaj yapmaları ve 312 parsel içine hurda yığınlarını koyması ve kız kardeşimin evde yaşamaya başlamasından sonra çocuklarının zarar görmemesi için evin önüne koyulan hurda yığınlarının 312 parsel sınırlarının dışına çıkarılmasını talep etmesidir. Bunun üzerine polisten iki kişi 312 parselin kendilerine ait olduğunu ve oradan hiçbir eşyalarını çekmeyeceklerini belirterek şikayet etmeye başlamışlardır (bahse konu polis çift de şu anda ikamet ettikleri 311 parsel üzerinde yer alan evi yıllar önce kız kardeşimle aynı şartlar doğrultusunda eski Rum evi olarak alıp, yeniledikten sonra İskan ve Rehabilitasyon Dairesi ile yapmış oldukları kira sözleşmesine istinaden, halen bu evde ikamet etmektedirler). Kız kardeşimin bu evde kalması, Rumlar açısından, İskan Dairesi tarafından ve polis tarafından sorun teşkil etmezken, kız kardeşimin ikametinin üzerinden yaklaşık bir buçuk ay sonrasında kız kardeşim hakkında şikayet olduğunu bu nedenle soruşturma başlattıkları hakkında bilgi vererek, ifadelerimizin alınması konusunda bizi Dipkarpaz Polis Karakolu'na davet ettiler.

Dipkarpaz Polis Karakolu Amiri Ceyhan Paşa tahkikatı yürütmeye başlamış olup, karakola giderek konu hakkında gerekli bilgileri verdik. Ceyhan Bey, karakol çavuşunun kendi personeli olduğunu göz önünde bulundurmadan tarafsız davranarak, öncelikli görevinin bizim huzurumuzu sağlamak, can ve mal güvenliğimizi sağlamak olduğunu her fırsatta dile getirdi. Bu durumdan hoşnut olmayan Dipkarpaz Karakolu'nda görevli çavuş ve İskele Polis Müdürlüğü'nde polis memuru eşi konuyu İskele Polis Müdürlüğü Adli Şubesi'ne intikal ettirerek, Dipkarpaz Polis Karakol Amiri'nin tarafsız bir tahkikat yürütmediğini ve bizim hakkımızda gerekeni yapmadığını iddia etmişlerdir.

Bunun üzerine İskele Polis Müdürlüğü Adli Şube'de görevli polis çavuşu Halil Erkurt yürütülen tahkikatı devralmıştır. 13 Temmuz 2017 tarihinde yanında bir polis memuru ile kız kardeşimin evine gelen Halil Erkurt evin fotoğraflarını çekerek bizi ifade vermek üzere Dipkarpaz Polis Karakolu'na davet etmiştir.

Tahmini sabah saat 11:00 raddelerinde Dipkarpaz Polis Karakolu'na konu ile ilgili ifade vermek için gittik. İfademizi alan Polis Çavuşu Halil Erkurt 312 parsel üzerinde yer alan evde polis çavuşunun eşi polis memurunun erkek kardeşinin kaldığını, bizim ilgili şahsı bahse konu evden zorla çıkarmak suretiyle o eve yerleştiğimiz yönünde ifademizi yönlendirmeye çalışmıştır. Ve konuyu kendisine defalarca anlatmamıza rağmen tutumunu değiştirmemiştir. İfade alma işlemi yaklaşık 14 saat sürmüş olup, gece saat 02:00 raddelerinde ifade alımı tamamlanmış olup, tahkikatın raporu vermiş olduğumuz ifadelerin dışında bir şekilde düzenlenmiştir. Halil Erkurt ifade alımının tamamlanmasıyla ertesi gün Tapu Dairesinden görevli memurlarla geleceğini ve bahse konu evlerin sınırlarını belirleyeceğini belirtmiştir. Yine 13 Temmuz sabahı sabah saat 08:00 raddelerinde ikamet ettiğimiz 313 parsel yanında et tavuklarını baktığımız 312 parsel üzerinde yer alan eve çavuş ve eşi polis memurunun kışkırtmaları ile konuyu Türk – Kürt mevzusuna taşımak ve evimizde huzursuzluk yaratmak amacıyla mahallemizde ikamet eden doğu kökenli ve köklü bir ailenin üyesi olan bir şahsı 312 parsel üzerinde yer alan evi işgal etmesi için ikna etmişlerdir.

O sabah bir traktör römorku dolusu eşya ve bir araba dolusu ailesiyle 312 parsel üzerinde yer alan evi işgal girişiminde bulunmaya çalışmışlardır. Komşumuzu yoğun ikna çabalarımızın ve polisin devreye girmesi sonucu evden uzaklaştırabildik.

Evli çift oyuna geldiklerini ve kandırıldıklarını söyleyerek bizden özür dilemiş olup bir daha rahatsızlık vermeyeceklerini belirterek gittiler.

İşgal girişiminden sonra ben Fatma Çömen daha önce 312 parsel üzerinde yer alan yasal başvurularımı ve kız kardeşimin 313 parsel üzerinde yaşaması neticesiyle, 312 parsel üzerinde yer alan evi temizleyerek eve yerleştim. Ve halen o evde ikamet ediyorum. 14 Temmuz sabahı polis çavuşu Halil Erkurt Tapu Dairesinde görevli memurlarla birlikte gelerek 312 parsel ve 313 parselin sınırlarını belirlemiş olup, tahkikatın devam ettiğini ve savcılık görüşü alacaklarını ve alacakları görüş neticesinde bize sonucu bildirecekleri hakkında bilgi vererek gitmiştir. Bugün halen sonuç ile ilgili bir bildirim yapılmamıştır.

Yaşamış olduğumuz bu sorunlar neticesinde İskan ve Rehabilitasyon Dairesi Müdürü Ayşe Hanım ve Komisyon Başkanı Yonca Hanım ve İçişleri Bakan Müdürü Hüseyin Amcaoğlu ile görüştük. Yaşadıklarımızı anlattık. Kendileri bize 2015 yılında değişen yasa nedeniyle KKTC sınırlarında yer alan Rum mallarını kiralayamadıkları hakkında bilgi verdiler. Kendilerini bağlayan bir durum olmadığını ve bizden şikayetçi olmadıklarını belirttiler. KKTC devletinin zor durumda kalmaması ve benzer konulara emsal teşkil etmemesi için adımıza kira sözleşmesi düzenleyemeyeceklerini fakat evde kalabileceğimizi yasada yapılabilecek değişiklikler sonrasında kira sözleşmesi için öncelik hakkının bizde olacağını ve şu anki durumdan hakkımızda şikayetçi olmadıklarını bize ve İskele Polis Müdürlüğünde görevli polis çavuşu Halil Erkurt'a yazılı olarak bildirmişlerdir.

Bundan sonraki süreçte çocuklarımızın evin önünde oynamasından rahatız olan çift polis çavuşunun Dipkarpaz Polis Karakolu'nda görevli olmasını kullanarak şikayette bulunup, eve polisler gelerek çocuklarınızı içeri alın, evde müzik dinlediğimiz zaman polisler gelip, hakkınızda şikayet var müziğin sesini kısın gibi en küçük şikayetleri değerlendirip hakkımızda yaptırım ve baskı uygulamaktadırlar.

Bize yapılan hakaret, psikolojik baskı ve onur kırıcı sözler için şikayette bulunmak için karakola gittiğimizde her seferinde ortada suç teşkil edecek bir durum olmadığını bu yüzden şikayetimizi alamayacaklarını belirtmişlerdir.

Annemin Kıbrıslı olması nedeniyle, bize oleler, burayı Cennet Mahallesi'ne çevirdiniz Fellahlar, o evde kalmak için izin belgesi gelecek yoksa sizi burada barındırmayacağız gibi hakaretler karşısında polise saat 16:00 raddelerinde şikayete gittiğimizde şikayetimiz yine alınmamıştır. Artık bu durumdan sıkıldığımız ve rahatsız olduğumuz için saat 19:00 raddelerinde aynı gün Dipkarpaz'dan, İskele Polis Müdürlüğü Adli Şube'ye konu ile ilgili şikayetimizi yapmaya gittiğimizde polisin zamanını boşa harcamamamızı, başka işimizin olmadığı mı söylenerek şikayetimizi alamayacaklarını belirttiler, adaletin herkese eşit işlememesi canımızı çok sıkmış olup, şikayetimizi dile getireceğimiz bir merci bulabilmek için İskele Polis Müdürlüğü'nden çıkıp Lefkoşa Polis Müdürlüğü'ne derdimizi anlatabilmek için gittik tahminen saat 22:00'da gittiğimiz yerde yaşadığımız olayları anlatıp, gün boyu başımızdan geçenleri anlattığımız nöbetçi subayı Lefkoşa Polis Müdürlüğü'nün sınırlarının Lefkoşa sınırları olduğunu ifademizi alabileceklerini fakat alınan ifadenin olayın başka bir bölge içerisinde yaşanması nedeniyle çok etkili olmayacağını bu nedenle İskele Polis Müdürlüğü'ne konu ile ilgili ifade vermemiz gerektiğini belirttiler.

Bize yardımcı olmak amacıyla da İskele Polis Müdürlüğü'nü arayarak ifadelerimizin alınması için gerekli telefon görüşmelerini yaptılar. Gece yarısı tahmini 00:00'da ayrıldığımız Lefkoşa Polis Müdürlüğü'nden gece 02:00 raddelerinde İskele Polis Müdürlüğü'ne gittik. Almış olduğumuz tepki! Amacınız ne? Mutlu musunuz? İskele Polis Müdürlüğü'nü rezil ettiniz! Dipkarpaz Polis Karakolu'nu daha ne kadar rezil edeceksiniz diyerek sitemli bir şekilde ifademizi aldılar. Sabah saat 06:00'da evimize gelebildik. Derdimizi anlatacak ve şikâyetimizi dile getirebilmek için toplam 14 saat bir muhatap aradık. Sonraki süreçlerde hakaret ve onur kırıcı davranışlarda, psikolojik baskı ve tehditler de Dipkarpaz Polis Karakolu'na şikayete gidip ifade vermek istediğimizde bizden ifade alamayacaklarını çünkü karşımızdaki kişilerin muteber polis çavuşu ve polis memuru olduklarını, ayrıca polis memurunun terfi alıp çavuş olacağı için siciline işlememesi için görüş almadan ifademizi almalarının mümkün olmadığını dile getirmişlerdir.

Biz de KKTC'de adaletin herkese eşit işleyip işlemediğini sorduk. Aldığımız cevap ise normal bir vatandaş olsa şikayet ve ifademizi alabileceklerini fakat karşımızdakinin polis olması nedeniyle bu durumun mümkün olmadığını belirttiler ve ifadelerimizi almadılar. Polisin yanlı tutumu karşısında vatandaşlık haklarımızdan mahrum edilerek evimize dönmek zorunda kaldık. En son 21 Ekim 2017 tarihinde kız kardeşimle birlikte evimizin önüne koyduğumuz eşyaların kaldırılması için polis çağıran polis çavuşu ve polis memuru gelen polislerin yanında bizi tahrik ve taciz edici konuşmalarda bulunmuşlardır.

Gelen 3 polis memuruna durumu izah etmek isteyen kız kardeşim Neslihan Çömen'le polis memurlarının sert tutum ve tavrı ile karşılaştık.

Yanlı bir tutum sergileyerek eşyalarımızı polis çavuşu ve polis memurunun garajının önünden çekmemizi talep ettiler. 312 parsel içerisinde yer alan inşaat malzemelerini çekmeyeceğini belirten kız kardeşim Neslihan Çömen 3 polis memuru tarafından ciddi derecede darp edilmiştir.

Konu ile ilgili şikayetimiz alınmak yerine hakaret ve polise zor çıkartmadan hakkımızda dava okunmuştur. Bir bayana orantısız güç uygulayan polisler hakkında yasal mercilere başvurabilmek adına konu ile ilgili Erenköy Sağlık Ocağı'ndan darp raporu alarak avukatımız Cemaliye Dükkancı Türel aracılığı ile tüm gerekli mercilere şikayetlerimizi yapacak olup haklı davamızda hakkımızı arayacağız. Yaşamış olduğumuz mağduriyeti sizlerle paylaşarak devletin her mercisinden adaletin tecellisi için yardımlarınızı rica ederiz.

Saygılarımızla…"

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Levent ÖZADAM yazıları