Reform sürüş ehliyetlerinde yapılmalıdır

Yayın Tarihi: 06/06/16 08:00
okuma süresi: 11 dak.
A- A A+
Özellikle KKTC'de hükümete gelen siyasi partilerin öncelikle yapmak istedikleri ilk icraat ülkenin içinde bulunduğu sosyo-ekonomik sıkıntıların aşılması yönünde öncelikli plan ve programlar yapmak yerine kendilerinin iktidara geldiklerini halka kanıtlamak amacıyla reform olarak nitelendirdikleri bazı değişiklikleri yapma arayışı içerisine girmektedirler. Böylelikle Bakanlık mevkiine gelenlerin birçoğu halka hem birşeyler yaptıklarını gösterme çabasına başladıklarını kanıtlamak istemekte hem de ülkenin acil çözüm bekleyen sorunlarına ilişkin gündemi değiştirmeye çalışmaktadırlar. Bu yöntemleri tüm iktidara gelen Bakanların uyguladıklarını görmeye alıştık.

Son haftalarda yeni hükümetin oluşmasıyla uygulanmaya çalışılan yöntemlerden bir tanesi seyrüsefer ruhsat harçlarının akaryakıt bedeline eklenmesi konusunda Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığının başlatmış olduğu ve detayları gerek ekonomistler ile uzmanlar, gerekse halkımızla halen paylaşılmayan yasal düzenlemedir. Birçok acil konular dururken neden bu konu ilgili Bakanlığıbu kadar ilgilendirmiştir. Çünkü birkaç aydan beri KKTC'nin motorlu araç kayıt ruhsatlandırma ve diğer trafik hizmetleri Dairesi Maliye Bakanlığından alınarak bu Bakanlığa bağlanmıştır. Bu Dairenin içinde bulunduğu kötü çalışma koşulları, kadro durumu ve lojistik olanakların giderilmesi için yoğun çalışmalar yapılacağı yerde bu konumun üzerine atlanmasının nedeni kanımca halka popülist mesaj vermektir.

Öncellikle bir mali müşavir ve vergi hukuku iyi bildiğimi zanneden bir kişi olarak öğrenmek istediğim husus, bahse konu Bakanlığa seyrüsefer düzenlemesi konusunda kılavuzluk yapanların kamu maliyesi konusunda bilgi, tecrübe ve ihtisas alanlarının ne olduğudur?

Yetkililerin ve ilgililerin basına yaptıkları ve net olmayan aynı zamanda "altı üstünü tutmayan" beyanatlardan birçok ekonomistin anladığı kadarıyla tahsil etme becerisi veya yeteneği gösteremeyen gelmiş geçmiş Bakanların seyrüsefer ruhsatlarının kaldırılacağı ve Devletin Yasalara göre tahsil etmek zorunda olduğu yıllık seyrüsefer ruhsat harçları yerine akaryakıt fiyatlarına yansıtılmasına yönelik bir çalışmanın yapılmakta olduğudur.

Sayın Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanının belirttiği gibi amaçlanan vergilendirme yöntemiyle hem vatandaşımızın hem de devletimizin kayıplarının giderileceği yani bütçe gelirlerinin artacağı için bu uygulamadan tüm tarafların faydalanacağı!! Gibi mantığa sığmayan iddiayı bir yana bırakıp uluslararası vergi hukuku ilkeleri ile Anayasamızın 75(1) maddesi kurallarını ele alalım. Anayasamızın bu konudaki kuralı şöyledir;

"Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere "mali gücüne" göre vergi ödemekle yükümlüdür"

Çağdaş Kamu Maliyesi ilmine göre "mali güç" genel olarak dört kaynak altında sınıflandırılmaktadır. Bunlar;

  1. Gelir Üzerinden Alınan Vergiler – (Gelir ve Kurumlar Vergisi).
  2. Harcama Üzerinden Alınan Vergiler – (KDV, BSİV, Özel İletişim Vergisi).
  3. Servet Üzerinden Alınan Vergiler – (Emlak Vergisi, Motorlu Araç Vergisi).
  4. Servet Transferi Üzerinden Alınan Vergiler – (Veraset Vergisi).

Vergi hukukuna göre kişilerin veya işletmelerin elde ettiği gelirler, Gelir Vergisine, tüzel kişilerin gelirleri ise Kurumlar Vergisine bağlı kılınmıştır.

Harcamalar üzerinden alınan vergiler, kişilerin ve işletmelerin ödeme güçlerini gösteriyor olması sebebiyle önemli bir vergilendirme kaynağıdır. KDV, Banka ve Sigorta İşlemleri Vergisi, özel iletişim vergisi ve bazı ülkelerde Özel Tüketim Vergisi başlıca harcama vergilerindendir.

Vergi ödeme gücünün bir diğer göstergesi ise servettir.Genel anlamda servet, bir kişinin ve işletmenin sahip olduğu malvarlığıdır. Malvarlığı çok türde mallardan ve haklardan oluştuğu için devletler genellikle taşınmaz malları ve taşınmaz mal kapsamında olan motorlu araçları sicile kayıtlı mal türü kapsamında servet unsuru olarak vergiye tabi kaynak kabul etmişlerdir.

Servet transferleri de vergiye tabi kaynak olarak esas alınmakta olup ülkemizdeki bu uygulama, Veraset Vergisi olarak tanımlanan ancak zamanın hükümeti tarafından 2007 yılında yapılan yasal değişiklikle "Ölümle İntikal Eden Mal Vergisi vs." olarak isimlendirilen tuhaf bir yasa ile gerçekleştirilmektedir.

Yukarıda bilimsel açıklamalardan da görüleceği üzere "mali güç" göstergesi olarak vergiye tabi kaynaklar arasında servet vergisi kapsamındayeralan motorlu araçların vergi matrahı, dünyada kamu maliyesi biliminde ve ekonomik konjonktürde meydana gelen değişiklikler paralelinde "Seyrüsefer Ruhsat Harcı" (Road Tax) yerine " Motorlu Araç Vergisi" (Motor VehicleTax) olarak değiştirilmiştir. Ayrıca, vergi matrahı olarak esas alınan araç ağırlıkları yerine araçların "motor gücü hacimleri" esas alınmaya başlanmıştır.

Bu değişikliklere paralel olarak çevre kirliliğine karşı dünyada oluşan duyarlılık nedeniyle belli limitler üzerinde hava kirliliği yaratanaraçlar için saptanan kıstaslar çerçevesinde çevreyi kirletme vergisi de motorlu araç vergilerine ilave edilmeye başlanmıştır.

Öte yandan, araç sahiplerine bu vergilerini ödemede kolaylık sağlamak amacıyla, KKTC dışında ülkeler internet, bankalar ile postahaneler vasıtasıyla da ödeme yapma olanakları sağlamışlardır. KKTC'de ise sadece bu olanakların sağlanmamış olması değil aynı zamanda ödeme sürelerinin de, altı aylık veya yıllık olarak çok dar taksitlere sıkıştırılmış olmasıdır ki özellikle ödeme zorluğu içinde olanlar bakımından büyük zorluklar yaratmaktadır.

Bu uygulamaları KKTC'nin yakın komşusu ve her konudaki rakibi Rum kesimi dâhil birçok ülke uygulamakta ve diğer ülkeler gibi hiçbir zaman bunu ülkelerinin önemli bir gündemi haline getirmemektedir.

Özetle, ülkelerin yönetiminde sosyo-ekonomik düzenlemelerin en önemli aracı olan bahse konu vergi kaynakları ile uygulamaların gözardı edilmesi mümkün değildir. Umudum, sırf birşeyler yapılsın diye bazı düzenlemelere "reform" etiketi yapıştırılarak devletin elinde bulunan bu servet vergisi uygulamasının hayali varsayımlarla kaldırılması veya sulandırılmasından vazgeçilmesi ve bu konuda diğer ülkelerin uygulamaları ile uyum sağlamaktır.

Hükümet, enerjisini çok daha acil çözüm bekleyen konulara harcayacağı yerde illede gerçek anlamda"reform yapmak" istiyorsa yine trafik konusu kapsamında olan "sürüş ehliyet" uygulamaları ile harçlarına çağdaş düzenleme getirme için harcamalıdır.

Bu konuda sadece KKTC'deki ve GKRY'dekiuygulamaları aşağıdaki gibi kıyaslayarak en basit şekilde açıklamaya çalışacağım. Bu konudaki uygulamalara benzer uygulamaları birçok ülkelerde de görmekteyiz.(Kur hesaplamalarında ortalama 1 Euro=3.25 TL esas alınmıştır)

KKTC SÜRÜŞ EHLİYET HARÇLARI (2016)

(Ortalama

Euro)

2 yıllık 223,30 TL - 69

3 yıllık 302,70 TL - 93

5 yıllık 457,00 TL - 141

10 yıllık 754,00 TL - 232

Öğrenci Ehliyet Sınavı Harcı 223,50 TL -69

Öğrenci Ehliyeti Harcı 223,40 TL - 69

Motorlu Araç Sürüş Sınavı Harcı 305,50 TL -94

GKRY SÜRÜŞ EHLİYET HARÇLARI (2016)

Ortalama

TL

Ömürboyu (60 yaşa kadar) Sürüş Ehliyeti 59,80 € - 195

60-65 yaş arası 25,63 € - 8

65-70 yaş üzeri Muaf

(70 yaşından sonra yetenek ve sağlık amacıyla doktor raporu sunulur )

Öğrenci Ehliyet Sınavı Harcı 5,30 € - 17

Öğrenci Ehliyeti Harcı 8,54 € - 28

Yukarıdaki harç miktar ve uygulamaların özetleyecek olursam, 18 yaşında sürüş ehliyeti sınavında başarılı olan bir GKRY vatandaşı veya mukimi 60 yaşına ulaşıncaya kadar 42 yıl süre için 59.80 Euro, yani 195 TL harç ödemiş oluyor. Hâlbuki yürürlükte bulunan mevzuata göre KKTC'li ehliyet sahibi birisi yaklaşık olarak bu miktarı 5 yıl süre için ödemek zorunda kalmaktadır. Diğer harçların kıyaslamasını halkımıza, yetkililere ve onların kılavuzlarına bırakıyorum.

Ömür boyu sürüş ehliyeti uygulama tüm ülkelerde uygulanırken KKTC'de neden uygulanmıyor? Şayet Sn. Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı halkımıza gerçekten bir kolaylık sağlamak istiyorsa sürüş ehliyeti harçları ile ilgili çağdaş uygulamalar paralelinde ve yukarıdaki veriler ışığında gerekli düzenlemeyi yapmalı ve adaletsizlik ile uluslararası vergi hukukuna terslik yaratacak olan seyrüsefer ruhsat harçlarının akaryakıta eklenmek suretiyle tahsil edilmesine ilişkin uzmanlarından formül üretme ısrarından vazgeçmelidir.

Sürüş ehliyetleri ile ilgili yapılacak bahse konu düzenleme ile Motorlu Araçlar Dairesinin işlemler yükü de azalacağından bu Dairenin daha hızlı hizmet vermesi sağlanmış olacaktır.

Özellikle KKTC'ni yönetenler veya yönetme niyetinde olanları bu konu gerekli düzenlemeyi yapmalarını cesaretlendirmek için şu örneği vermeyi ayrıca uygun gördüm, şöyle ki; sürüş ehliyeti verilinceye kadar devletin düzenlediği ehliyet sınavları ve verdiği belge bir hizmet olduğu için ilgili kişilerden makul ve mantıklı miktarda harç tahsil etme hakkı vardır.

Ancak, ehliyet sınavlarında başarı gösterip sürüş ehliyeti belgesi, yani diploması veya sertifikası olan bir kişinin neden belli sürüşlerde bu almış olduğu bahse konu belge için devlete harç ödeme zorunluluğun da bırakılsın? Bugün herhangi bir eğitim kurumundan mezun olup diploma veya sertifika almış olanların bu belgeler için belli dönemlerde bu eğitim kurumlarına harç ödemesi uygulaması ne kadar mantıksız ve gereksiz ise sürüş ehliyet belgesi için de harç ödenmesi zorunluluğu kadar gereksizdir. Bu gerçeği olmayan ülkeler sürüş ehliyetlerini de bu nedenle (bazı yaş kıstaslarına bağlı olarak) ömür boyu kabul etmiş ve uygulamaya geçirmişlerdir.

Kanımca, bu konudaki düzenlemenin yapılması da mümkün olmayacaktır. Çünkü bütçe gelirlerini harç ile dolaylı vergilere bağlamış olan ve her yıl bunlara artış yapma alışkanlığı edinmiş olan hükümet edenlerimizin bu alışkanlıklardan vazgeçmesi ve sosyal adalet ilkelerine önem vermesini beklemek pek mümkün olmadığı kanaatindeyim.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.