Özgürgün: "Türkiye'yi muhatap alma düşüncesi kabul edilemez"

Hüseyin Özgürgün, masadan kaçan Rum tarafının kayıtsız şartsız masaya dönmesi gerektiğini belirterek, Rum liderin seçildiği ilk günlerde süreci uzun bir süre engellediğini, ön koşullar ortaya koyduğunu ve görüşmelerin devamı için her istediğinin kabul edildiğini ifade etti.

Özgürgün, Anastasiades'in şimdi de masadan kaçtığını ve yine ön koşul ortaya koyduğunu, ama herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini belirtti.

Hüseyin Özgürgün, sorunların masada çözümlenebileceğini ve masadan kaçmakla sorunların daha da derinleştirildiğini ifade etti.

Masadan kaçmanın Rum halkı arasında da destek gördüğünü, Rum yönetiminin bunu iç politika malzemesi haline getirdiğini ifade eden Özgürgün, bunun Rumlar için güzel bir politika olabileceğini ancak Kıbrıs'taki iki halkın menfaatlerinin bir çözümden yana olduğunu vurguladı.

Çözümün engellenmesi ve Rum halkından da destek görmesinin üzücü olduğunu kaydeden Özgürgün, çözümün iki halkın da yararına olduğunu ve çözümün masada bulunabileceğini ifade etti. Özgürgün, muhataplarının da Kıbrıs Türk tarafı olduğuna işaret ederek, Anastasiades'i müzakere masasına dönmeye çağırdı.

Çözüm geciktikçe bunun Rum tarafına yaramayacağını, Kıbrıs'ta su ve elektrik gibi konuların ortak kullanılabileceğinin konuşulduğu günlerde müzakerelerin durmasının yanlış olduğunu belirten Özgürgün, adadaki doğal kaynaklara sahip çıkmak isteyip masadan kaçan Rum tarafının bu yanlışından dönmesi gerektiğini kaydetti.

Hüseyin Özgürgün, Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu'nun açıklamalarını da değerlendirerek, Güney Kıbrıs'ın kendi tarafındaki doğalgazlara sahip çıkmak istemesinin, iki devletliliği gündeme getireceğini söyledi. Bunun zor bir şey olmadığını ancak istedikleri şeyin bu olmadığını kaydeden Özgürgün, Rum tarafının böyle davranmaya devam etmesinin işi oraya götüreceğine işaret etti.

Özgürgün, Rum tarafının bu yanlıştan dönmesi ve BM parametreleri çerçevesindeki bir zeminde anlaşma sağlanıp, bütün ada üzerindeki doğal kaynaklardan iki halkın da yararlanma hakkının verilmesi gerektiğini kaydetti.