İÇ HABERLER
okuma süresi: 10 dak.

Müzakereci Ergün Olgun: "İçi boş bir balon var"

Müzakereci Ergün Olgun: "İçi boş bir balon var"

Müzakereci Ergün Olgun gelişmelerden ortada paylaşılacak bir gazın olmadığının anlaşıldığını söyledi.

Yayın Tarihi: 23/01/15 10:00
okuma süresi: 10 dak.
Müzakereci Ergün Olgun: "İçi boş bir balon var"
A- A A+

Kıbrıs Postası - Vatan MEHMET

Hidrokarbon konusunda yaşanan krizi Kıbrıs Postası'na değerlendiren Kıbrıslı Türk Müzakereci Ergün Olgun, Kıbrıs sorununun önüne geçen hidrokarbon kaynakları meselesinin, masadan kalkma ve dolayısıyla müzakerelerden bir sonuç elde edilememesi için Kıbrıs Rum liderliğince yapay olarak ortaya konmuş bir balon olduğunu belirterek, anlaşılan ortada paylaşılacak bir gazın olmadığını söyledi…

Müzakere Masasına ilişkin uluslararası desteğin yeterli olmadığını hatta bazı aktörlerin adada süren statükoyu pekiştirici davrandığını ifade eden Müzakereci Ergün Olgun, "Hidrokarbon kaynaklarına ilişkin görülüyor ki ortada paylaşılacak bir şey yok. Yapay, maksatlı bir kriz yaratıldı… İçi boş bir balon var ve Kıbrıs Rum tarafı bu balonu al/ver safhasına geçmemek için mazeret olarak kullanıyor" dedi.

Rum tarafı ve uluslararası aktörlerin bir samimiyet testinden geçtiklerini ifade eden Olgun, Güney Kıbrıs'ın vermiş olduğu sondaj ruhsatları karşılığı aldığı paraları kullandığını, bundan kârlı çıktığını ve bu durumun sürmesini arzu ettiğini savundu.

Olgun "Kıbrıs'ta değişim ancak daha kararlı, öngörülü, pro-aktif politikalarla mümkündür aksi halde 50 yıldır devam eden kabul edilemez statükonun devamı sağlanmış olur" dedi.

"Her gün yeni bir dinamik var"

Hidrokarbon krizi ve tartışmaları ardından geçmişte değil gelecekle ilgili konuşmanın anlamlı olduğuna dikkat çeken Olgun şöyle konuştu;

"Bulunduğumuz coğrafya içinde çok dinamik bir ortamda yaşıyoruz. Daima yeni bir gelişme ile karşı karşıyayız… İşte Güney Kıbrıs'la Rusya arasında askerî boyutu olan gelişmeler yaşanıyor. Anastasiadis önümüzdeki ay Rusya'yı ziyaret edecek. Bir taraftan Avrupa Birliği'nin Rusya'ya karşı almış olduğu tedbirler varken bir AB üyesi olan Güney Kıbrıs'ın bu şekilde bir ilişki geliştirmesinin nasıl bir anlayış içinde yapıldığı, nasıl bir tepki doğurabileceği ortada… Buna benzer her gün yeni bir dinamik var.

Kendimizi çok doğru anlatmamız önemli. İşte bizim gayretimiz de bu…"

"Kıbrıs Türk tarafı doğru mesajlar veriyor ve vermektedir"

Kıbrıs Postası'na değerlendiren Olgun sözlerini şöyle sürdürdü; "Kıbrıs Türk tarafının Ortak Açıklama metninde öngörülen hedefe kilitlenmiş olduğu, ancak hedefin gerçekleştirilmesinde bir takım güçlüklerle karşı karşıya olduğumuz vakidir. Fakat bizim politikamızı belirleyen ana unsur gerek Kıbrıs'ta gerekse de bölgede bir işbirliğinin tesisidir.

Karşı tarafı tahrik edici 'tek yanlılık' ve statükonun pekiştirilmesine yönelik hareketlerle mücadele etme, Kıbrıs'taki şartların normal olmadığı, BM'nin misyonunun normal şartların tesisine yönelik çabalar sarf etmek olduğu, statükonun kabul edilemez olduğunun teyit edildiği, bunun değişmesi için adımlar atılması gerektiği ve bunun sadece 'söylemle' tesis edilemeyeceği ancak icraatla olabileceği konularında Kıbrıs Türk tarafı doğru mesajlar veriyor ve vermektedir. Çabamız budur…

Vizyonumuz Kıbrıs Türkünün daha istikrarlı ve barış içinde olabileceği, üzerindeki sınırlamaların kaldırılabileceği, siyasi, sosyal ve kültürel tüm haklarını icra edebileceği bir vizyondur. Bunu da şiddete başvurmadan, müzakereler yoluyla yapmaktır esas olan… Kıbrıs Türkü 1958'den 60'a; 63'ten 74'e kadar çok acılar yaşadı ve tüm bunları biliyor…"

"Aktörler, statükoyu pekiştirmeye yönelik davranıyor"

Kıbrıslı Türk Müzakereci Ergün Olgun, uluslararası desteğin yeterli olmadığını hatta bazı aktörlerin adada süren statükoyu pekiştirici davrandığını da söyledi. "Gerçekten cesur adımlara ihtiyaç var" diyen Olgun şöyle konuştu; "Adadaki statükonun değiştirilmesi doğrultusunda uluslararası desteğin yeterli olduğunu söylemek mümkün değil… Aktörler bu konuda bir kararlılık ortaya koymuyor hatta bazen statükoyu pekiştirmeye yönelik davranıyor. Örneklemek gerekirse, Anastasiadis masa için şimdi ön-şartlardan söz ediyor… 'Egemenliğinin saygı görmesi' diyor. Onların egemenliğinin saygı görmesi, statükonun devamı demektir… Bu şartla geliyor. 'Onayla da gel' dediği koşullarda da Kıbrıs Rum tarafı 'açılım' yaptı deniyor. Bu denli bir çelişki…

İşte bu da Rum tarafını daha fazla cesaretlendiriyor, beklentilerini artırıyor…

Kıbrıs'ta değişim ancak daha kararlı, öngörülü, pro-aktif politikalarla mümkündür aksi halde 50 yıldır devam eden kabul edilemez statükonun devamı sağlanmış olur. Gerçekten cesur adımlara ihtiyaç var…"

"Uluslararası câmia ve Rum tarafı bir samimiyet testinden geçiyor"

"Ortak Açıklama'nın hedefi doğrultusunda uluslararası camianın bu söz ettiğim noktada sorumluluğu var. Kıbrıs Rum ve Türk tarafını federal bir ortaklığa yönlendirme konusunda Güvenlik Konseyi kararları ve uluslararası destek varken; bir taraftan bu destek bir taraftan da statükoyu pekiştirecek hareketler çelişki yaratıyor. 50 yıldır olduğu gibi… Bu ne kadar devam edecek?!

Gerçekten uluslararası camia ve Rum tarafı bir samimiyet testinden geçiyor. Bir tercih yapmaları gerekir çünkü Kıbrıs'ın hudutlarının dışına da taşan bir etki alanı yaratmaya başladı kutuplaşma… Bu bölgede istenmeyen, sağlıklı olmayan bir şey bu… Dolayısıyla samimi olarak işbirliği alanının geliştirilmesi, tek yanlılıktan vazgeçilmesi lazım… Kıbrıs Türk tarafı olarak hem Kıbrıs içinde hem de çevrede bu mücadeleyi veriyoruz."

"Hidrokarbonu bir koz olarak kullandılar"

"Hidrokarbon bir çözüm motivasyonu, katalizörü olarak görülüyordu şimdi ise bir çatışmanın odağı haline geldi gibi görünüyor. Siz ne düşünüyorsunuz?" şeklindeki soruya karşılık ise Olgun, "maalesef Rum tarafı bunu Kıbrıslı Türklere karşı bir koz olarak kullanma ve kendi kabul edilemez statülerini pekiştirmek için kullanması nedeniyle istenen etkiyi yapmış değil… Bunun iki taraf arasında bir işbirliği aracı olarak kullanılması gerekirdi. Rum tarafı bunu yapmadı fakat uluslararası camiâ da Rum tarafını caydırıcı bir davranış sergilemedi. Bu nedenle bir samimiyet testinden söz ettim… Çünkü bir yerde bir yol ayrımına doğru gidiyor bu iş…

Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye, tek yanlılığın adada ve bölgede barışa hizmet etmediğine dair ve bir hak tecavüzüne müsaade etmeyeceğine ilişkin bir tavır, kararlılık ortaya koymuştur. Bu kararlılığın bölgedeki dengelerin yeniden kurulmasına yardımcı olabileceğini düşünüyorum" yanıtını verdi.

"Anastasiadis'in 'Diz çökmem, boyun eğmem' söylemi…

Rum Başkan Anastasiadis'in BM Özel Danışmanı Eide'nin çabaları karşısında ifade ettiği "Diz çökmem, boyun eğmem" söyleminin hatırlatılması üzerine ise Kıbrıslı Türk Müzakereci Olgun şunları kaydetti; "'Diz çökmem, boyun eğmem' derken bu neye karşı? Kıbrıs Türk tarafının önerisi işbirliğidir. İşbirliğini kabul etmiyorum demek istiyor bize… Kendi içlerinde ciddi bir çelişki var. 'Ben boyun eğmem!' deniyor. Neye boyun eğmem?"

"Görülüyor ki ortada paylaşılacak bir şey yok"

"Hidrokarbon kaynaklarına ilişkin görülüyor ki ortada paylaşılacak bir şey yok. Yapay, suni bir kriz yaratıldı İçi boş bir balon var ve Kıbrıs Rum tarafı bu balonu al/ver safhasına geçmemek için mazaret olarak kullanıyor. Gaz, Kıbrıs meselesinden daha önemli bir mesele midir ki Kıbrıs Sorununun önünde duruyor?

Şu an Güney, vermiş olduğu lisanslardan kârlı çıkıyor: TOTAL'dan 50 Milyon almış, ENİ'den 120 Milyon almış. Bunlar cebe atılıyor ve kendi maksatları için kullanılıyor ve bunun bu şekliyle sürmesi isteniyor.

Kıbrıs Türkü ise hem bunun yönetiminden hem de bu ortak kaynağın olası getirisinden mahrum bırakılmak isteniyor. Bu ortak bir maldır. Ortak kararla, ortak katılımla getirisi konuşulur.

Güney Kıbrıs, bir taraftan diyor ki 'Kıbrıslı Türklerin hakkı vardır' bir taraftan da kabul etmiyorum diyor…"

"Gaz vurgusu maksatlı ve yapay"

"Sizce gaz var mı gerçekten yoksa başka bir sahne mi oynanıyor?" sorusuna karşılık ise Olgun "gaz var mı konusu bir soru işaretidir… Şu anda var mı yok mu araştırılıyor. Kimse var da yok da diyemez… Ancak yapılan çalışmalardan şu an itibariyle sınırlı bir sonuç çıktı…

Dediğim gibi bu konunun Kıbrıs Meselesinin de önüne çıkmış olması maksatlı ve yapaydır. Müzakerelerden bir sonuç alınmasını engellemek için yapılmış bir hareket… 2004'te gördüğümüz, Rum tarafının reddiyle netleşen senaryoyu bu kez pratikte gaz üzerinden görüyoruz. Aynı mantık devam ediyor…" dedi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.