İÇ HABERLER
okuma süresi: 13 dak.

New York Temsilcisi Dana: "Çözümün adanın ötesinde etkileri olacak"

New York Temsilcisi Dana: "Çözümün adanın ötesinde etkileri olacak"

New York KKTC Daimi Temsilcisi Mehmet Dana, Kıbrıs'ta varılacak çözümün adanın çok ötesinde etkileri olacağını, tüm bölgeye emsal olacak bir başarı hikâyesi olacağını anlatarak "Sonuç kazan – kazan olacaktır" dedi.

Yayın Tarihi: 28/07/15 10:27
okuma süresi: 13 dak.
New York Temsilcisi Dana: "Çözümün adanın ötesinde etkileri olacak"
A- A A+

Kıbrıs Postası - Filiz Seyis / Turkishny.com

New York KKTC Daimi Temsilcisi Mehmet Dana, Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik süren müzakereler, ve Amerika'da sürdürülen çalışmalarla ilgili Turkishny.com'a konuştu. İşte o röportaj:

Turkishny.com: Kıbrıs'ta yeniden canlanan çözüm sürecine nasıl bakıyorsunuz? Kıbrıs Türk tarafının beklentilerini karşılayan bir süreç mi?

Temsilci Mehmet Dânâ: Son dönemde gerek müzakere sürecinin özüne yönelik, gerekse güven arttırıcı önlemler konusunda sağlanmış ilerlemeler var. Bu önlemler yavaş yavaş uygulamaya da geçiriliyor. Bilindiği üzere, müzakere süreci elli yıla yakındır devam eden uzun soluklu bir süreç, dolayısıyla bu süre içerisinde geçmişte çıkışlar ve inişler oldu. Mesela, 2004 yılında çözüm için ciddi bir fırsat yakalanmıştı. Kıbrıs Türk tarafı Annan Planı'na evet diyerek çözüm ve Avrupa Birliği üyeliği yönündeki iradesini çok açık bir şekilde gösterdi. Ne yazık ki Rum komşularımız o dönem buna karşılık vermedi ve hayır oyu kullandı. Böylece, çok ciddi bir fırsat yitirilmiş oldu. Biz o günden sonra da çözüm yönündeki irademizi kaybetmedik ve aynı kararlılıkla devam ettik. 2008 yılında müzakerelerin tekrar başlaması mümkün oldu ve süreç bugüne kadar geldi. Süreçte gelinen aşamada birçok uzlaşılan nokta var. Biz bunların üzerine koyarak devam edip aylarla tarif edilebilecek bir süre içerisinde bir çözüm bulunabileceğine inanıyoruz. Kıbrıs Türk tarafında bu yönde bir siyasi irade mevcuttur. Türkiye'nin de bu konuda bize çok ciddi bir desteği var. Türkiye de bu çözüm vizyonunu paylaşıyor. Eğer Rum tarafından ve Yunanistan'dan da benzer bir yaklaşım olursa bu kez çözüm olabileceğine inanıyoruz.

Turkishny.com: Bu kez siz de umutlusunuz herhalde?

Temsilci Mehmet Dânâ: Umutlu olmak istiyoruz, fakat bu bizim tek başımıza karar sonuçlandırabileceğimiz bir süreç olmadığı için çok kesin konuşmak mümkün değil. Çözüme ulaşılması sadece bize kalmış olan bir mesele değil. Bizim istediğimiz gibi Rum tarafının da istemesi ve ilgili diğer ülkelerin ve uluslararası kuruluşların da her iki tarafı bu konuda hem cesaretlendirmesi hem de desteklemesi gerekmektedir. Biz ayrıca biliyoruz ki sadece bir tarafın görüşlerinin benimsenmesi sonucunda bir çözümün ortaya çıkması mümkün değil. İki tarafın da uzlaşı ve kazan-kazan mantığı içerisinde ortak bir noktada buluşması lazım.

Turkishny.com: Çözüm süreci görüşmelerinin ne kadar sürede sonuçlanması bekleniyor?

Temsilci Mehmet Dânâ: Kesin belirlenmiş bir takvim olmamakla birlikte, ilgili tüm taraflar hâlihazırda 50 yıldır devam eden bu sürecin ilelebet sürdürülemeyeceğini teslim ediyor. Bizim söylediğimiz aylarla ifade edilebilecek bir sürede bu işin çözülebileceğidir. Halen çözümlenmesi gereken birçok önemli konu bulunduğu da bir gerçek, ancak bizdeki siyasi irade muhattabımızda da mevcut ise bunların çözümü de mümkün.

Turkishny.com: Rum tarafında ekonomik kriz vardı. Avrupa Birliği'nin baskı yaptığı kemer sıkma politikaları ve yaşadıkları ekonomik krizin Rum tarafının çözüm sürecine olan ilgisini arttırdığı söyleniyor. Sizin bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?

Temsilci Mehmet Dânâ: Bizim genel olarak değerlendirmemiz iki tarafın kapsamlı bir çözüm çerçevesinde bir araya gelmesi adanın gerçek potansiyelini ortaya çıkaracağı yönündedir. Örneğin turizm veya doğal kaynaklar konusunda bu geçerli. Bölgede bulunan doğalgaz rezervlerinin Kıbrıslı Türkler ve Rumlar tarafından birlikte ele alınarak ekonomik açıdan en mantıklı yol olan Türkiye üzerinden Avrupa pazarlarına çıkarılması tüm bölgenin yararına çok önemli bir gelişme olacaktır. Rum tarafının da bir çözümle birlikte adanın gerçek potansiyelini ortaya çıkaracağını artık görmeye başladığını ümit ediyoruz. Adadaki iki tarafın da meşru hak ve çıkarlarını koruyacak, kimliklerine saygı gösterecek bir anlaşmanın yapılması herkesin yararına. Biz bunu amaçlıyoruz.

Turkishny.com: Garantör konumundaki ülkeler Türkiye ve Yunanistan'ın çözüm sürecindeki olumlu veya olumsuz etkileri sizce nelerdir?

Temsilci Mehmet Dânâ: Garantörler konusu 1960 Uluslararası Kıbrıs Anlaşmalarına dayanan bir konu. Türkiye, Yunanistan ve İngiltere adanın garantörleri. Sonuçta garantörlük 50 yılı aşkın bir süredir devam eden bir realite ve bir gereksinim. Garantörlerin müzakere sürecine vereceği destek özellikle çok önemli. Türkiye bu konuda üzerine düşeni bugüne kadar fazlasıyla yaptı ve yapmaya devam ediyor. Nitekim, biz Kıbrıslı Türkler Annan Planı'na evet derken Türkiye de bizi bu yönde cesaretlendirmişti. O yüzden aslında burada esas dikkat edilmesi gereken diğer garantörlerin, özellikle de Yunanistan'ın, takınacağı tutum. Bugün garantörlere düşen görev Kıbrıs'taki iki halk arasında siyasi eşitlik temelinde yeni bir ortaklıklığın inşa edilmesi çabalarında yapıcı bir rol oynamalarıdır. Dediğim gibi, Türkiye müzakere sürecine gereken desteği zaten veriyor. Biz diğer garantörleden de aynı yaklaşımı bekliyoruz.

Turkishny.com: Birleşmiş Milletler ve Amerikan hükümetinin Kıbrıs çözüm sürecine bakışı nasıldır?

Temsilci Mehmet Dânâ: Bildiğiniz gibi Kıbrıs sorunu 1960'li yılların başından bu yana Birleşmiş Milletler'in gündeminde yer almaktadır. 1964 yılından beri de Ada'da bir Birleşmiş Milletler barış gücü bulunuyor. Müzakereler ise Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin iyi niyet misyonu çerçevesinde gerçekleşiyor. 50 yıla yakın bir süredir yürütülen müzakerelerde ortaya çıkmış olan parametreler var. Bu açıdan Birleşmiş Milletler'in sürecteki rolü çok önemli. Kıbrıs konusunun siyasi, hukuki ve diğer tüm boyutlarına en hakim olan ve geçmişini en iyi bilen Birleşmiş Milletler işte bu nedenlerle çözüm çabaları bağlamında en önemli uluslararası kuruluştur. Tabii Birleşmiş Milletler farklı kurumlardan oluşuyor. Mesela Güvenlik Konseyi var. Sekreteryası var. Daha dün Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide Güvenlik Konseyi'ne Kıbrıs konusunda bir sunum yaptı. Kendi açıklamaları da sürecin olumlu gittiği yönünde ve çok uzun sürmeyecek bir gelecekte çözüme varılabileceğini düşünüyor, o yönde çalışıyor. Diğer taraftan Güvenlik Konseyi'nin kendi yapısı var. Daimi üyeler var, daimi olmayan iki senede bir değişen üyeler var. Güvenlik konseyi üyelerinin birlikte hareket edebilmesi süreç açısından özellikle önemli. Güvenlik Konseyi'nin sürece vereceği destek tarafları cesaretlendirmek suretiyle müzakerelere büyük bir ivme kazandıracaktır. Zaten halihazırda süreçte belli bir ivme mevcut, bu daha da artacaktır. Bizim BM'den genel olarak beklentimiz çok uzun olmayacak bir sürede çözüme ulaşılabilmesi için üzerine düşeni yapmasıdır.

Turkishny.com: Uluslararası camianın Kıbrıs sorununa bakışı nasıl?

Temsilci Mehmet Dânâ: Müzakere sürecinde şu anda olumlu bir atmosfer var. Ancak 50 yıldır devam eden müzakerelerde en büyük sorun olarak hep karşımıza çıkan müzakere masasındaki iki taraf arasındaki asimetridir. Yani bir taraf tanınmış ve Avrupa Birliği üyesi, diğer taraf tanınmamış ve izolasyon altında yaşamaya mahkum bırakılmış bir halk. Bu nedenle iki taraf çözüme aynı oranda ihtiyaç duymuyor. Biz Kıbrıslı Türkler olarak bir an önce Kıbrıs sorununun BM parametreleri çerçevesinde karşılıklı kabul edilebilir ve adil bir şekilde çözülerek statükonun ortadan kalkmasını istiyoruz. Çünkü az önce bahsettiğim gibi esasen statüko bir tarafın haksız bir şekilde izolasyon altında yaşaması ve tanınmaması, diğer tarafın ise yine haksız bir şekilde tek başına tüm adanın hükümeti olarak kabul edilmesi ve Avrupa Birliği'ne alınmış olması. Bu haklı bir durum olmadığı gibi, Kıbrıslı Türkler'in lehine bir durum da değildir. Geçmişte uluslararası camiada statükonun Kıbrıslı Türklerin leyhine ve Rumların aleyhine olduğu şeklinde bilinçli bir şekilde farklı bir algı yaratılmıştı. Ancak bugün birçok ilgili taraf bunun böyle olmadığının farkına varmış durumda.

Turkishny.com: Siz Amerika'da KKTC'yi tanıtmak için ne tür çalışmalarda bulunuyorsunuz?

Temsilci Mehmet Dânâ: Bizim burada diğer yabancı misyonlarla, Güvenlik Konseyi üyeleriyle, BM'nin ilgili departmanları olan Siyasi İşler Departmanı ve Barışı Koruma Operasyonu Departmanı ile sürekli temaslar halindeyiz. Tabii ki Türk Daimi Temsilciliği ve Konsolosluğuyla da yakın mesaimiz var. Bildiğiniz gibi burada Türk derneklerini çatısı altında toplamış olan bir Federasyon ve Kıbrıs Türk dernekleri mevcut. Bu paydaşlarımızla işbirliği içerisinde kültürümüzün tanıtılması, turizmin önünün açılması yönünde faaliyetler gerçekleştiriyoruz. Doğasıyla, deniziyle, insanıyla ve kültürüyle çok güzel bir ülkeye sahibiz. O yüzden ülkemizin özellikle bu yanlarını ön plana çıkarmaya çalışıyoruz. Birleşmiş Milletlerin şöyle bir avantajı var. 200'e yakın ülkenin burada temsilcilikleri bulunuyor. Her ne kadar statümüzden dolayı bazen bazı kısıtlamalarla ve engellerle karşılaşsak da, böyle bir potansiyel var. Biz bu potansiyeli sonuna kadar değerlendirmek için çalışıyoruz. Esasen, Kıbrıs Türk tarafının söylem ve eylemlerinde samimi olduğunu artık herkes görüyor ve bu durum bize olan yaklaşımı olumlu olarak etkiliyor.

Turkishny.com: Türkiye Daimi Temsilciliği ile KKTC Daimi Temsilciliği'nin ilişkileri sizce nasıl? Birlikte ortak çalışmalarda bulunuluyor mu?

Temsilci Mehmet Dânâ: Şu anda müzakereler adada çok hızlı bir şekilde devam ediyor. Biz de buradan oradaki gelişmeleri yakınen takip ediyor ve süreci nasıl hızlandırabiliriz diye istişarelerde bulunuyoruz. KKTC olarak bizim genelde Türkiye ile ilişkilerimiz çok iyi. Kıbrıslı Türklerin meşru hak ve çıkarlarını koruyacak, güvenliğini ve esenliğini gözetecek bir anlaşmaya varılmasından en çok Türkiye memnun olacaktır. Bu nedenle biz bu tarz fikir egzersizlerini ve değerlendirmeleri her zaman yapıyoruz. Yapmaya da devam edeceğiz.

Turkishny.com: Özellikle çözüm süreci konuşulurken Amerika'da bulunan diğer Daimi Temsilcilikler'in konuyla ilgili yaklaşımları genelde nasıl? Size özellikle destekte bulunan ülkeler hangileri?

Temsilci Mehmet Dânâ: İsim olarak ayrım yapmadan şöyle izah edeyim. Biz kendimizi anlattıkça bize uzak olarak bilinen ülkelerin de bizi anlamaya başladıklarını görüyoruz. Ancak, bilindiği üzere uluslararası ilişkilerde ülkeler kendi çıkarlarına uygun gördükleri şekilde hareket etmeyi tercih ederler. Yine de bir ülke bize geleneksel olarak uzak duruyor diye biz kendimizi anlatmaktan vazgeçmiyoruz. Rum halkını bir karşıt olarak değil aynı adayı paylaştığımız bir ortak olarak gördüğümüzü, onların da bizleri bu şekilde görmeleri durumunda sorunun çözülebileceğini, Kıbrıs'ta bulunacak bir çözümün çok sıkıntılı bir dönemden geçmekte olan bölgemizde bir emsal teşkil edeceğini ve bir başarı hikayesi olacağını anlatıyoruz. Kıbrıs sorununun çözülmesi sadece iki halkı değil, bölgemizi doğrudan etkileyecek, bazı ikili ilişkilerde veya kurumlar arasında yaşanan sıkıntıların aşılmasında olumlu etkileri olacak, bunları anlatıyoruz. Yani adanın çok ötesinde etkileri olacak. Mesela doğalgaz konusundan bahsettik. Doğalgaz konusunda ekonomik açıdan en mantıklı çözüm işbirliği yapılması ve kaynakların Türkiye üzerinden Avrupa'ya aktarılmasıdır. Bu ayrıca, Avrupa'nın doğalgaz kaynaklarının çeşitlenmesi açısından da olumlu bir gelişme olacaktır. Sonuç kazan-kazan olacaktır. Biz bunun mümkün olduğuna inanıyoruz. Bu kazan-kaybet yaklaşımının geride kalmış olduğunu umit ediyoruz. Biz, karşı tarafın da bu yaklaşımı benimsemesi durumunda Kıbrıs'ta siyasi eşitlik temelinde güven ve refah içerisinde ortak bir geleceğin mümkün olduğunu düşünüyoruz.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.