Denktaş: "BESKİ önce sürece dâhil olarak işi öğrensin"

Kıbrıs Postası'na konuşan Denktaş, tek şirketin işletme hakkının 'tekelcilik' olacağını da belirterek suyu işletmeyi, yatırım gücüne sahip, teknik donanımı olan şirketlere devretmek durumunda olduğumuzu da kaydederek "Zamanında dikkatli olunsaydı belki bu tartışmalar olmazdı ancak imzalanmış protokoller var. Bakın Türkiye tarafı diyor ki 'eğer özel şirket çalıştırmayacak olsaydı bu yatırıma girilmezdi'. Onlar açısından ortada bu haklı durum var" ifadelerini kullandı.

"Devletimizin kuracağı bir üst kurul oluşmalı ve tüm yatırımları kontrol etmeli" diyen Denktaş'a göre, önemli olan Türkiye'nin ayağımıza getirdiği suyu bir an evvel kullanmaya başlamak…

Kıbrıs Postası - Vatan Mehmet

"Devletimizin kuracağı bir üst kurul oluşmalı ve tüm yatırımları kontrol etmeli" diyen Demokrat Parti Ulusal Güçler (DP-UG) Genel Başkanı Serdar Denktaş'a göre, önemli olan Türkiye'nin ayağımıza getirdiği suyu bir an evvel kullanmaya başlamak. Boşuna tartışmamak…

DP-UG Genel Başkanı Serdar Denktaş, "Tartışmaktan vazgeçelim. Su konusunda mali güç ile bilir-kişiye ihtiyaç var. 'Biz yöneteceğiz' adı altında hükümetin bir kanadı 'bu işi belediyelere verelim, yapar' diyor. Bu becerebilir-beceremez noktasında bir tartışma değil. Gücü yoktur gücü… Belediyelerin kurduğu şirket yatırımı ancak 20 yılda yapabilir. Olmayan gücünün gerektirdiği yatırım süresini de kimsenin beklemeye takati yok" dedi.

Kıbrıs Postası'na konuşan Denktaş, tek şirketin işletme hakkının 'tekelcilik' olacağını da belirterek suyu işletmeyi, yatırım gücüne sahip, teknik donanımı olan şirketlere devretmek durumunda olduğumuzu da kaydederek "Zamanında dikkatli olunsaydı belki bu tartışmalar olmazdı ancak imzalanmış protokoller var. Bakın Türkiye tarafı diyor ki 'eğer özel şirket çalıştırmayacak olsaydı bu yatırıma girilmezdi'. Onlar açısından ortada bu haklı durum var" ifadelerini kullandı.

"Yönetme' suyu evlere götürme ve tahsilatını yapmakla olmaz"

Denktaş şöyle dedi; "Su yıllardır geldi-geliyor-gelecek şeklinde gündemde… Su geldi ve tartışmalar. Sudan bahsederken sadece Türkiye'den gelecek olan sudan bahsetmek de yanlış olur. Yer altı suyu var, su kuyusu var… Yağmur suyu var, atık suyu var… Tüm bunlar hep birlikte ele alınmalı. Arkadaşlarımızın yaptığı çalışmalar var. Bu çalışma aslında işin çözümüdür. Olması gereken şu: Ülke birkaç bölgeye ayrılmalı ve mutlak surette ihale düzenlenmeli… Belediyelerin kurduğu şirket de mutlaka bu ihaleye katılmalı. 'Biz yöneteceğiz' derken bilinmelidir ki 'yönetme' suyu evlere götürme ve tahsilatını yapmakla olmaz. Ayrıca belediyelerin kurduğu şirket tek başına bu kısmını da yapamaz. Bir üst kurul olmalı…"

"Bekleyecek durumumuz var mı?"

"Kıbrıs'ın bütününü tek bir şirkete vermek doğru bir yaklaşım değil. Bir konsorsiyum olmalı… Kıbrıs'ı 2 veya 3 bölgeye ayırmak lazım ve ayrı ayrı ihalelere çıkmak lazım. Belediyelerimizin de kurduğu şirket bu ihalelerden birine katılabilir… Bu suya ihtiyacımız var mı? Var. Sadece bizim de değil Rum tarafının da var. Ve bu suyun evlerimizde akması lazım. Bizim yasayı hazırlarken hedefimiz 24 saat temiz suyun çeşmelerimizden akması idi. Peki bugünkü koşullarla bu mümkün mü? Değil! Belediyelerin kurduğu şirket bunu yapabilecek mi yapamaz… Yapamamasının nedeni bir kere işin mali kısmıdır. İhtiyaç duyulan rakam 40-50 milyon değil… Büyük orandaki rakamlar için BESKİ diyebilir ki 'biz alırız. Ama yatırımı 20 yılda yaparız'… Bekleyecek durumumuz var mı?"

"Bu becerebilir-beceremez noktasında bir tartışma değil. Gücü yoktur gücü..."

Serdar Denktaş, tartışmaktan bir an evvel vazgeçmemiz gerektiğinin altını çizerek, meselenin bir beceri konusu değil, mali güç konusu olduğuna dikkat çekti.

Dektaş, "Biran önce yapılması gerekir bu işin… Ama Türkiye'den ama Avrupa'dan bir şirket gelecek –ki BESKİ de bunlardan birine ortak olabilir- ve ihaleye girerek bu yatırımı yapacak. İki aşamalıdır bu: Biri mevcut kullanılabilir suyu –biz kullandıktan sonra- arıtmak. Ve bunu tarımda kullanmak gibi… Çok yönlü bir iş. Kim kalkacak bunun altından! Bizim devletimizin kuracağı bir üst kurul oluşmalı ve tüm yatırımları kontrol etmeli. Bu tartışmalardan bir an önce vazgeçelim. Bu konuda mali güç ile bilir kişiye ihtiyaç var. Biz yöneteceğiz adı altında hükümetin bir kanadı 'bu işi belediyelere verelim, yapar' diyor. Bu becerebilir-beceremez noktasında bir tartışma değil. Gücü yoktur gücü… Olmayan gücünün gerektirdiği yatırım süresini de kimsenin beklemeye takati yok…" dedi.

"Belediyeleri 'dürtükleyerek', 'kim yönetecek' tartışması ile bu noktaya getirdiler

Denktaş sözlerini şöyle tamamladı; "Zamanında dikkatli olunsaydı belki bu tartışmalar olmazdı ancak imzalanmış protokoller var. Bakın Türkiye tarafı diyor ki 'eğer özel şirket çalıştırmayacak olsaydı bu yatırıma girilmezdi'. Onlar açısından da bu haklı durum var. Bu çok büyük bir olay ve hakikaten de müteşekkiriz".

"Hükümet krizi olur mu?" sorusuna ise Denktaş, "Yazık olur… Yine halkı iki parti ekseninde kaplara bölmüş oluruz. Ahmet mi yönetecek Mustafa mı yönetecek diye… Bizim bu suya ihtiyacımız var ve bunu bir an evvel kullanmaya ihtiyacımız var. Belediyeleri 'dürtükleyerek', 'kim yönetecek' tartışması ile bu noktaya getirdiler ve şimdi de 'geri adım' diyemiyorlar. Biz Bakanlar Kuruluna hükümetten ayrılmadan önce dediğim gibi ilgili yasayı taraflarla da tartışarak götürdük. Onun üzerinde çalışılırsa erkenden neticeye varılır. Benim için önemli olan Türkiye'nin ayağımıza getirdiği suyu bir an evvel kullanmaya başlamaktır" yanıtını verdi.