İÇ HABERLER
okuma süresi: 8 dak.

Erhürman ve Kemal gelişmelere temkinli

Erhürman ve Kemal gelişmelere temkinli

Brüksel'deki Türkiye-AB Zirvesi'nin Kıbrıs ve Kıbrıs Sorununa etkilerini değerlendiren 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat dönemi müzakere heyeti üyesi CTP-BG Genel Sekreteri Tufan Erhürman ile Uluslararası ilişkiler uzmanı Dr. İsmail Kemal, gelişmelere temkinli yaklaştı…

Yayın Tarihi: 01/12/15 10:00
okuma süresi: 8 dak.
Erhürman ve Kemal gelişmelere temkinli
A- A A+
  • Erhürman: "Rum tarafı AB politikalarında çelişkili: Bir taraftan bizimle müzakerelerde AB hukukunu öne çıkarıyorlar- ki biz Birincil hukuk diyoruz- diğer taraftan da birincil hukuk olmasın, diyorlar. Söz konusu gelişme eğer gerçekleşirse çözüme işaret ediyor"
  • Kemal: "Pazar günkü zirvenin Kıbrıs'la doğrudan bir ilişkisi yoktur, dolaylıdır: 17. fasıl dışındaki fasıllar konusunda muğlaklık var. Rumlar somut fasıllardan söz edilmemesi için diplomatik çaba harcadıklarını ve başarılı olduklarını söylüyorlar"

Kıbrıs Postası - Vatan MEHMET

Zirvede üyelik müzakerelerinin yeniden canlandırılması, vize serbestisi ve sığınmacı krizi konuları masaya yatırıldı.

Geri Kabul anlaşması için Haziran 2016'ya işaret edilirken; Vizesiz seyahat için ise Ekim 2016'ya işaret edildi.

Söz konusu gelişme Vizesiz Seyahat kapsamında Türkiye vatandaşlarının da Güney Kıbrıs'a seyahatini öngörüyor.

Rum Lider Nicos Anastasiadis, Brüksel'deki zirve sonrası sosyal medyadan yaptığı açıklamada Türkiye'nin AB üyeliğini desteklediğini ancak bunun Türkiye'nin anlaşmalardaki yükümlülüklerini yerine getirmesine bağlı olduğunu açıkladı.

Anastasiadis'in söz konusu açıklamasında Limanların açılmasını içeren Ankara Protokolüne işaret ettiği ifade ediliyor.

Gelişmeyi Kıbrıs Postası'na değerlendiren CTP-BG Genel Sekreteri Tufan Erhürman "Güney Kıbrıs'ın bu konuda çelişkili bir tavrı var: Bir taraftan bizimle müzakerelerde AB hukukunu öne çıkarıyorlar- ki biz Birincil hukuk diyoruz- diğer taraftan da birincil hukuk olmasın, diyorlar. Oysa bu BM parametrelerine de uygun değil. Diğer taraftan da Türkiye ile ilişkilerde AB hukukunu dışlıyorlar.

Avrupa Birliği politikasında çelişkili sergilenen bu durum, söz konusu gelişme -eğer gerçekleşirse- acil çözümü gösteriyor. Buna işaret ediyor" değerlendirmesini yaptı.

İsmail Kemal: "Pazar günkü zirvenin Kıbrıs'la doğrudan bir ilişkisi yoktur, dolaylıdır"

Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. İsmail Kemal ise, "Brüksel zirvesi ardından fasıllar ve vize konusunu nasıl değerlendiriyorsunuz. Kıbrıs'a etkileri Çözüm yönünde motivasyonu kesinleştirir mi?" şeklindeki soruya karşılık şu yanıtı verdi; "Pazar günü gerçekleşen AB-Türkiye zirvesi bir çok yönden önemli bir zirveydi. Mülteci krizi yaşamakta olan AB, krizin çözümünde Türkiye'nin önemli rol oynayabileceğine inanıyor. Mülteci krizinin çözümüne destek karşılığında Türkiye'ye hem maddi yardım, hem de uzun zamandan beri durgunlukta olan müzakere sürecini yeniden canlandırma ve Türkiye vatandaşlarının Avrupa'ya seyahatlerini kolaylaştırma vaadinde bulunuyordu. Zirve kararı bu anlayış çerçevesinde, Almanya'nın öncülüğünde alındı. Türkiye, özellikle AB müzakere sürecini canlandırma ve Türk vatandaşlarına uygulanan vize konusuna ilgi gösteriyor. Elbette mülteciler konusunda verilecek maddi destek de önemli…"

"Rumlar somut fasıllardan söz edilmemesi için diplomatik çaba harcadıklarını ve başarılı olduklarını söylüyorlar"

"Zirvede taraflar anlaşmaya vardılar. Başbakan Davutoğlu, zirveyi tarihi olarak niteledi. Zirveden sonra yapılan açıklamada Türkiye'nin katılım sürecinin canlandırılması gerektiği belirtildi. Terörizme karşı ortak mücadele vurgulandı. Daha sık üst düzey diyalog kararı açıklandı. Bu çerçevede yılda iki kez, uygun formatta zirve toplantıları yapılacak. Üst düzeyde siyasi diyalog güçlendirilecek. Ekonomik ilişkilerin geliştirileceği belirtildi.

Üst Düzey Ekonomik Diyalog Mekanizması kurulacak. Enerji alanında işbirliği güçlendirilecek. Aralık ayı ortasında 17. faslın açılması kararlaştırıldı. 2016'da yeni fasılların açılmasından söz edildi ama hangi fasılların söz konusu olacağı belirtilmedi… Kıbrıslı Rumlar somut fasıllardan söz edilmemesi için diplomatik çaba harcadıklarını ve başarılı olduklarını söylüyorlar…"

"17. fasıl dışındaki fasıllar konusunda muğlaklık var"

"Kısacası 17. fasıl dışındaki fasıllar konusunda muğlaklık var. Somut bir şey yok. Mülteciler bağlamında maddi destek için Türkiye'ye 3 milyar Euro verilmesi kararlaştırıldı. Türkiye-AB Gümrük Birliği Anlaşması'nı yenileme çalışmaları yapılacak. Bunların karşılığında Türkiye mülteciler konusunda belirli yükümlülükler üstlenecek…"

"Nasıl hayata geçecek görmek gerek"

"Taraflar arasında varılan mutabakat önemli ama nasıl hayata geçirileceklerini görmek gerek. 17. fasıl dışındaki fasılların açılması Türkiye'nin beklediği gibi kolay olacak mı? Sanmıyorum. Kıbrıslı Rumlar taleplerinin kabul edilmesinde ısrar edecekler. Müzakerelerde bir çözüme ulaşılmaması durumunda yeni fasılların açılmasını engelleyecekler. Vize ile ilgili vaadlerin de nasıl hayata geçirileceğini görmek gerek. Gelecek Ekim'e kadar bir takvim var. Bu konuda da ihtiyatlı olmakta yarar var. AB'nin kendi içinde var olan görüş ayrılıklarını göz ardı etmemeliyiz. Bizde pek dikkat çekmedi ama AB-Türkiye zirvesi günü Almanya Başbakanı Merkel, 9 AB üyesi ülke ile ayrı bir toplantı gerçekleştirdi. Mülteci kabulü ve Türkiye'ye maddi yardım konusunda AB içinde iki grup oluştu. Doğu Avrupa ülkeleri Merkel'in görüş ve önerilerine karşı çıkıyorlar. AB içindeki gelişmeleri yakından izlemekte yarar var.

"Pazar günkü zirvenin Kıbrıs'la doğrudan bir ilişkisi yoktur, dolaylıdır"

"Tüm bunların Kıbrıs'a etkileri ne olur? Biz hep kendimizi dünyanın merkezi sandığımız için her şeyde ve her yerde en önemli konunun Kıbrıs olduğunu zannederiz. Pazar günkü zirvenin Kıbrıs'la doğrudan bir ilişkisi yoktu. Dolaylı bir bağ vardı elbette. "Çözüm kesinleşti" türü kehanetleri ise ciddiye almıyorum. Kesinleşen hiç bir şey yok. Geçmişte kaç kez böylesi analizler yapıldı? Bir hatırlayalım. Almanya'nın ve AB'nin derdi mülteci krizini çözümlemektir. Türkiye'nin derdi AB üyelik sürecini mümkün olduğunca ilerletmek. Bu bağlamdaki Kıbrıs koşulu yıllardır Türkiye'nin önünde zaten duruyordu. Şimdi değişen ne? Kıbrıs sorunu müzakere masasında çözümlenebilir. Müzakerelerde karşılıklı kabul edilir bir çözüme ulaşılabilirse Türkiye'nin önünde bu bağlamda var olan engeller kalkmış olur. Çözümlenemezse devam eder. Bu engeller kalksa bile Türkiye'nin AB üyeliği önünde başka ciddi engeller olmaya devam edecek. Gerçekçi olan hiç kimse görülebilir gelecekte Türkiye'nin AB üyesi olmasını beklemiyor. Türkiye de bunu biliyor.

Davutoğlu-Anastasiadis fotoğrafı konusunda da çok şeyler söyleniyor. Zirve çerçevesinde bir araya gelen iki liderin ne yapması bekleniyordu? İki medeni insan ne yaparsa onu yaptılar. Buna aşırı manalar yüklemek boş. Pazarlık ara bölgede, müzakere masasında devam ediyor. Sonuç müzakerelere bağlı olacak. Dolayısıyla zirvenin Kıbrıs'a doğrudan etkisi olmaz. Taraflar bu zirve nedeniyle müzakere pozisyonlarında ciddi değişiklik yapmazlar…"

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.