Tatar: "Akıncı ve ekibinin masada yaptığı hatalar büyük kayıplara neden olacak"

Tatar, " Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kıbrıs Özel Danışmanı Eide'nin bazı ayak patırtıları sonrası Rumlara hoş görünme çabası içine girdiğine" de dikkati çekti.

Ersin Tatar açıklamasında şunları kaydetti:

" Rum liderliği ve Rum yetkililerin açıklamaları, Sayın Akıncı'nın bunlara verdiği yanıtların yetersizliği ve yanlışlığı, okuduklarımız, elde ettiğimiz bilgiler Kıbrıs Türk Halkı'nın meclisteki bir vekili olarak beni gelecek bakımından derinden endişelendirmektedir.

Özellikle mülkiyet konusunda ciddi hatalar yapılmaktadır. Sayın Akıncı ve henüz kim oldukları toplumdan saklanan mülkiyetle ilgili görüşmeci heyetinin hataları sonucu Türk tarafı kriterlerde uzlaşma olmadan, kavramlarda anlaşılmadan, kimin hangi ifadeden neyi kastettiği tam netleşmeden Rumun istediği gibi mülkiyet konusunun birey bazında çözülmesi noktasına geldi. Böylece her doysa ayrı ayrı kurulacak olan mülkiyet komisyonun önüne gidecek ve komisyon objektif olmayan bir sürü nokta da gözetilerek karar verilebilecek.

Sayın Akıncı ve ekibi, her dosyanın kendi özelinde komisyonunun önünde ele alınmasını da onaylayarak yıllarca sürecek, ekonomimizi ve sosyal yaşamımızı perişan edecek bir yolu da yaptığı hata sonucu açmış oldu.Rum liderin açıklamasından da anlaşılıyor ki, Sayın Akıncı ve ekibi daha da ileri giderek mülkiyet komisyonunun vereceği kararlardan tatmin olmayanların yerel mahkemelere, onların verecekleri kararlardan tatmin olmamaları halinde ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurmalarına olanak tanımakla üzerinde oturduğu temellere dinamit konulmasına göz yummuş durumdadır.

Şimdi, 1974'te 11 yaş ve üzerinde olan Rumlara aradan geçen 41 yıl hiçe sayılarak 1974 öncesinde kendilerine ait olan evi geri almak için başvurma hakkı veriliyor.Bu konu da halkımız için ciddi sorunlara ve çıkmazlara neden olacaktır.

Öte yandan ,Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kıbrıs Özel Danışmanı Eide'nin bazı ayak patırtıları sonrası Rumlara hoş görünme çabası içine girdiği de dikkatimizi çekmektedir.

Espen Barth Eide, yaptıkları ve söyledikleri ile Kıbrıs konusunu BM sürecinden çıkarıp Avrupa Birliği'nin bir sorunu ve Avrupa Birliği'nin istediği gibi halledilmesi gereken bir konu haline getirmeye çalışan Rumlara çanak tutuyor.

Eide ,'mülkiyet konusu % 90 halledildi' diyor...

Kendisine soruyorum;

Sayın Eide mülkiyet konusu nasıl halledildi?

-Rum tarafının mevcut kullanıcı tanımı ile Türk tarafının tanımı uyuşturuldu mu? Siz hangi tanıma göre konuşuyor ve halledildi diyorsunuz? Rumun tanımına göre mi? Türkün tanımına göre mi?

-Kıbrıs Türk eşdeğercilerinin durumu ne olacak?

-Tahsisten hak sahibi olanların durumu nasıl çözüldü?

-KKTC'de 220 bin adet tapu devri ve yapılan satış var... var... Bunların durumu ne olacak?

--Ruma geri verileceği varsayılan bölgelerde yaşayan Türklerin mülkiyet durumu ne olacak?

-Buralardaki insanlar nerelere, nasıl yerleştirilecekler? Bunların eşdeğerleri ne olacak?

Türkiye'den gelen kardeşlerimize, 1963 yılında Rumlar yüzünden göçmen olan insanlarımıza, şehit ailelerne KKTC Devleti tarafından verilen tapular, haklar ne olacak? Onların yaşayacakları büyük mağduriyetler nasıl giderilecek? İş-güç sahibi olmaları, tarımla uğraşmaları nasıl sağlanacak?

Bir kez daha vurguluyorum; Bir anlaşma olsun da nasıl olursa olsun anlayışı çok tehlikelidir. Kıbrıs Türkü olarak görüşme masasında yapılacak bir hatanın bedelini canımız, malımızla ödeyeceğimizi unutmamalıyız."