Oğuz: "Başbakan sorunu bugün çözmezse gereğini yaparız"

Dursun Oğuz, "Sayın Başbakan bugün bu sorunu çözerse Hükümet devam eder, aksi halde UBP Genel Başkanı her konuda girişim için Parti Meclisinden aldığı yetkilerini kullanır." Dedi.

UBP Genel Sekreteri Dursun Oğuz bugün sabahleyin Genç TV'de 'yeni güne merhaba' programına canlı yayın konuğu olarak gündemi değerlendirdi…

Büyük hedefler konularak ve riskler göze alınarak kurulan bu hükümet, toplumsal çıkar açısından ülkemiz için bir şanstır diyen Ulusal Birlik Partisi Genel Sekreteri Dursun Oğuz, "Türkiye'nin Kıbrıs Türk Halkının bu adada hak ve hukukunu korumak adına her türlü maddi ve manevi desteği verdiğine, fedakârlık gösterdiğine tarih tanıktır" şeklinde konuştu.

Dursun su konusu ve hükümet konusunda sorulan sorulara verdiği yanıtta şunları söyledi: "Sürenin uzatılması diye bir talep bize gelmedi, gelirse bile değerlendirilmeyecektir. Süre bugün dolmaktadır ve bu konuda bütün değerlendirme ve karar verme konusunda Sayın Genel Başkanımız Hüseyin Özgürgün tam yetkilidir.

UBP risk alarak bu hükümete girdi. Halkın böyle bir hükümete ihtiyacı vardı. UBP de bu riskleri göze alarak hükümete girdi. Büyük umutlarla kurulan bu hükümet beklentileri veremezse, üretemez duruma gelmişse UBP de gerekeni yapar. Bunun için de bu su konusunda UBP bu çağrıyı yapmıştır.

Bu tehdit değildir, 'bu konuyu çöz' demektir. Çağrının üzerinden beş gün geçmesine rağmen ortada bir şey yok! Bir hükümet maaş ve ücretleri ödeyemez durumdadır. Eğer hala daha maaşlar ödenecekti, ödenmeyecekti tartışmaları yapılıyorsa bu doğru değil. UBP üç maymunu oynamaz. Bugün son gündür ve biz Sayın Başbakanın bu protokolü bugün imzalamasını istiyoruz. UBP 'ne olursa olsun bu anlaşmayı imzalamalıyız' düşüncesinde değildir. Bu anlaşma metni müzakereler yapılarak ortaya çıkmıştır. Son olarak da iki CTP'li bakan, iki de UBP'li bakan Türkiye'ye gitmiş, konu müzakere edilmiştir.

Bazılarının söylemleri gibi müzakere edilmemiş değildir. İki aydan beri müzakereler yapılmaktadır. Biz CTP'nin konuyu parti meclislerine götürmesine karşı değiliz, aksine saygı duyarız. CTP görüşlerini koydu, Sayın Başbakan da metinin görüşülmesi için 4 bakanı gönderdi. CTP'nin Genel Başkanına da, Sayın Başbakana da CTP'nin bakanları tarafından müzakerelerin ne aşamada olduğu ayni anda anlatılmıştır. Ayni şekilde UBP'li bakanlar da ayni anda Genel Başkanımızla konuyu görüşmüşlerdir. Her şey ayni anda görüşüldü ve bu metin ortaya çıktı.

Bu iki metni de Salı günü CTP Genel Başkanı ve bakanları da onaylamıştır. Çarşamba günü belediyeler çağrılmış ve 'metin budur' denilmiştir. Sonra Cuma günü konu değişti ve su konusu tartışma aşamasına getirildi. Ne oldu da böyle oldu? Biz bu iki partinin genel başkanlarının onayladığı metnin onaylanmasını istiyoruz. Bu tartışmaları çıkaranlar, bu iki genel başkandan ve dört bakandan daha akıllı değillerdir. Eğer bunu kabul etmeyecekseniz, bu ihaleyi kendiniz yapardınız, Türkiye'ye de 'alın paranızı ve bize suyu satın' derdiniz. Hükümetten sorumlu olan başbakandır! Ama ben şu anda Sayın Başbakanda böyle bir irade göremiyorum.

Süreç toplumun aleyhine işliyor. Bugün Bakanlar Kurulu Toplantısında arkadaşlarımız ısrarcı olacaklar. Eğer olmazsa her türlü yetki Genel Başkanımıza verilmiştir. Genel Başkanımıza bu yetkiyi Parti Meclisimiz oybirliği ile vermiştir. Ülke, devlet yönetiminde ciddiyet gerekir. Bugün anlaşıp da yarın 'bu maddeyi beğenmedim değiştirelim' demek olmaz. Genel Başkanımız Çarşamba gününe kadar (bugüne) süre vermişse, yanlış anlaşılmamalıdır. Metnin imzalanmasından sonra tüm hazırlıkları KKTC ve belediyelerin temsilcileri yapacak. Suyun nasıl dağıtılacağını ve fiyatını KKTC devleti belirleyecek. Halka getirilecek olan refahı engellenmeye çalışanlar ve statükonun devamını isteyenler olabilir. Bu iş siyasete döndü, amacını aştı. Türkiye bu duruma üzülüyor.

Türkiye bu ülkeyi yeşertmek ve güzel yapmak için yıllardır uğraşıyor. Bizde ise haksız eleştiriler yapılıyor. Bu çok üzücüdür. Türkiye 40 yıl bütçemize yaptığı katkının yanısıra, bütün alt yapılarımızı karşılıksız yapmıştır. Şimdi bize su satıp da mı zengin olacak? Bu düşünce yanlıştır. Anavatan Türkiye kendi ayakları üzerinde durabilen bir KKTC yaratmak istiyor.

Su konusu daha 600 Milyonluk alt yapı istiyor. Bu para biz de de yok, belediyelerimizde de yok. Yoksa birilerine döşetirsin ve çeşmeden suyun akmasını istersin. Başbakan, TC Başbakanı ile görüşeceğini söylemiş! Biz buna karışamayız. Başbakan istediğiyle görüşebilir. Bizim Genel Başkanımız da istediğiyle görüşebilir. Herkes istediğiyle görüşebilir. Bunlar normaldir. Algılama yanlıştır. 'UBP suyu verdi, şunu verdi bunu verdi' diye bir şey yoktur. İki parti yetkilileri oturdu, görüştü.

Bu iki partinin iki genel başkanının ortak metnidir. Hükümetlerarası mütabakata varılan metni sonradan değiştirmek hükümet ciddiyeti ile bağdaşmaz. Halkımız kötü karalamalara inanmasın. Bu ülkenin suya ihtiyacı vardır. Bu bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Söylentilere inanılmamalıdır. Makamlar gelip geçicidir.

Biz Kıbrıs Türk Halkının çıkarını, geleceğini düşünerek bu sözleşmeleri imzalamalıyız. Halkımız rahat olsun. Bu sorun çözülmelidir. Üzüntüm odur ki yetkili olan da konuşuyor, yetkili olmayan da konuşuyor, bilen de konuşuyor bilmeyen de konuşuyor, duyan da konuşuyor, duymayan da konuşuyor. Gerçek şudur: Konu müzakere edilmedi denilse de müzakere edilmiştir.

Bunu CTP'li bakanlara da söylüyor. Biz bir hedef koyarak hükümete geldik. Riskler alarak hükümete geldik. Ülkeye, Halka hizmet hedefiyle geldik. Yapılacak çok işimiz var. Yapay sorunlarla yaratılan bu konu uzatılmamalıdır. Bugün sondur. Bu tehdit değildir. Sayın Başbakan bu sorunu bugün çözerse hükümet devam eder. Eğer çözemezse her konuda Sayın Genel Başkanımız Hüseyin Özgürgün tam yetkilidir.