İÇ HABERLER
okuma süresi: 10 dak.

Özsağlam: "Mustafa Akıncı büyük bir hayal kırıklığı"

Özsağlam: "Mustafa Akıncı büyük bir hayal kırıklığı"

Uluslararası İlişkiler Uzmanı, CTP Dışilişkiler Sekreteri Yrd. Doç. Dr. Muhittin Tolga Özsağlam, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın Kıbrıs konusundaki söylemlerini eleştirerek, "Büyük bir hayal kırıklığı Mustafa Akıncı. Geçmişte muhafazakar sayılabilecek söylemleri vardı, ona doğru bir ilerlemesi var. Güven Yaratıcı Önlemlerden hep bahsedildi, bunda da sınıfta kaldı" dedi. Özsağlam çözüm için takvim verilmesinin doğru olmadığını, mevcut durumda üzerinde anlaşılan bir metin ile bir Anayasanın olmadığını ifade ederek, "Bunun kırtasiyesi yetişmez. Her şey olumlu giderse ben Haziran 2017'yi görüyorum"şeklinde konuştu.

Yayın Tarihi: 21/03/16 10:08
okuma süresi: 10 dak.
Özsağlam: "Mustafa Akıncı büyük bir hayal kırıklığı"
A- A A+
Kıbrıs Postası – Meryem Ekinci

Yeni Güne Bakış Programı'nda, Kıbrıs sorunundaki gelişmeler ile Türkiye ve Ortadoğu'daki gelişmeleri ve bunların Kıbrıs'a yansımalarını değerlendiren Yrd. Doç. Dr. Muhittim Tolga Özsağlam, öncelikle Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın söylemlerini eleştirdi ve bu bağlamda AB ile Türkiye arasında varılan uzlaşıyı olumlu bulduğuna dair son açıklamasına işaret etti.

Cumhurbaşkanı Akıncı'nın geçmişte "muhafazakar" sayılabilecek söylemleri olduğunu belirterek, Akıncı'nın bugünkü söylemleriyle buna yaklaştığı eleştirisinde bulunan Özsağlam, şöyle konuştu:

"Büyük bir hayal kırıklığı Mustafa Akıncı. Büyük bir hayal kırıklığıyla izliyorum. Geçmişte muhafazakar sayılabilecek söylemleri vardı, ona doğru bir ilerlemesi var sanki Musafa Akıncı'nın.

Güven Yaratıcı Önlemlerden hep bahsedildi, bunda da Mustafa Akıncı sınıfta kaldı. Yeni kapıların açılmasına pek olumlu bakmıyor.

Maraş konusunda da... Kapalı Maraş bölgesiyle ilgili ne yaptı acaba? Seçim döneminde bunu söylerken, Kıbrıs sorununun çözümüyle bu olacaksa, bunun hazırlığını neden geciktirelim? Maraş açılsın demiyorum, fizibilite çalışması yapılabilir.

Bugün Meserya bölgesinin Güney'le bağlantısı yoktur. Bir çözüme gidecekseniz insanların sosyal, ticari ilişkileri olması lazımdır. Endişesi ne olabilir? Yeni kapıların açılması statükoyu derinleştirir. Doğrudur, Sakıncası vardır. Ama bu insanların ihtiyacı vardır."

"TAZMİNAT KONUSUNDA SORU İŞARETİMİZ VAR"

Özsağlam, Kıbrıs müzakerelerinin en çetrefilli konularından mülkiytet ve toprak konularını da değerlendirerek, mülkiyette tazminat konusunda soru işareti bulunduğunun altını çizdi.

En ağrılıklı konular olan müşkiyet ve toprak konularının çözülmesi gerektiğini kaydeden Özsağlam, "Mülkiyet, toprak en ağırlıklı en zor konular. Bu konuların çözülmesi lazım. Mülkiyet konusunda kriterler belli; iade, tazminat ve takas. Gerçekten tazminat konusunda büyük bir soru işaretimiz var" dedi.

"TÜRKİYE'NİN GARANTÖRLÜĞÜNDE ISRARCI OLANLAR YÜZDE 48'E DÜŞTÜ"

Garantörlükle ilgili bir soru üzerine ise Türkiye'nin garantörlüğünda ısrarcı olanların oranının geçtiğimiz yıl yapılan ankette yüzde 48'e düştüğünü vurgulayan Özsağlam, "Garantiler en son konuşulmalı. Anketler büyük değişiklik olduğunu gösteriyor. Sayın Ahmet Sözen'in yaptırdığı bir anket var. Türkiye'nin garantörlüğünde ısrarcı olanların oranı %48'e düştü. Ben bunu Türkiye'de güvensiz ortama bağlıyorum. Garanti Anlaşması'yla ilgili çok taraflı konferansla, 5'li bir konferansla bir araya gelinmesi ve konuşulması gerekir. Çünkü uluslararası hukukta ahde vefa var. Türkiye, Birleşik Krallık, Yunanistan söz sahibidir" şeklinde konuştu.

"İLİŞKİLER OLUMLU"

Özsağlam, Güney'deki seçimlerin süreci yavaşlattığını ancak Kıbrıslı Türk ve Rum siyasi partilerin ilişkilerinin süreçte olumlu bir gelişme olduğunu belirterek, AKEL-CTP, CTP-DİSİ, DİSİ-UBP bağlantılarının önemine işaret etti.

Çözüme varılması için tarafların ortak noktaya doğru hareket etmesi gerektiğini kaydeden Özsağlam, zorlu konular olan toprak ve mülkiyetin devam ettiğini söyledi.

"PARÇA PARÇA ÇÖZÜM NEDEN OLMASIN"

Özsağlam, liderlerin sürdürdüğü müzakere sürecinin topluma yansımaları konusunda ise, yeterli güven yaratıcı önlemlerin alınmadığı üzerinde durarak, geçtiğimiz dönem tarih kitaplarında atılan adımdan geri dönüldüğünü, Güney'de ise bu konunun hiç ele alınmadığını söyledi.

Lokmacı Kapısı'nın açılmasıyla birlikte Lefkoşa'da toplumlar arası ortak mekanlar paylaşıldığını ancak Girne'de ve Limasol'un başka bir durum yarattığını ifade etti ve toplumlar arasında, esnafla halk arasında etkileşim olmadığını söyledi.

GYÖ'lerin olumlu etkisi olacağını, insanların önyargısının kırılmasına yol açacağını da belirten Özsağlam, "Biz hala yukarıdan bir çözüm arıyoruz. Başka bir yöntemi denemek için de hiç çaba sarfetmiyoruz. Parça parça çözüm neden olmasın. Her iki liderlikte de bu yok" dedi.

Sivil toplumun baskısı olduğunu da ifade ederek Mağusa İnisiyatifi'ne işaret eden Özsağlam, ortak bağlantılar ve kullanımlar konusunda ise, "Ortak elektrik kullanıyoruz. İnter connecte bir sistem kuruldu. GSM konusunda ise Güney Kıbrıs'tan kaynaklanan sıkıntı var, tanınma-tanınmama konusunda" şeklinde konuştu.

"AVEROF CTP PM'YE HİTAP EDECEK"

CTP'nin Kıbrıs müzakereleri sürecinde rolünün sorulması üzerine ise uluslararası ilişkiler uzmanı olarak akademisyen kimliğinin yanı sıra CTP Dışilişkiler Sekreteri de olan Özsağlam, CTP'nin DİSİ ve AKEL ile kurduğu ortak komitelere işaret etti ve CTP Parti Meclisi'nin yarınki toplantısında bir ilk yaşanacağını, DİSİ Genel Başkanı Averof Neofitu'nun Parti Meclisi toplantısına katılarak, PM'ye hitap edeceğini açıkladı. "CTP yine barış için etkinliğini devam ettiriyor. Siyasi partilerle ilişkisini devam ettiriyor. Yarın akşam CTP PM'ye Averof hitap edecek. Son gelişmeleri değerlendirecek. Bu önemli bir şey. CTP'nin oluşturduğu Dış İlişkiler Komitesi aktif çalışıyor" şeklinde konuştu.

"KIBRISLI TÜRKLER'İN BELİRSİZLİĞİNİN GİDERİLMESİ GEREKİR"

Özsağlam, olası bir referandum sonucunda Kuzey'den ve Güney'den gelecek karşılığın sorulması üzerine ise, bu kez Güney'de çözüm için büyük bir irade olduğunu, en önemli nedenlerden birinin de ekonomik kriz olduğunu vurguladı.

35 bin Kıbrıslı Rum'un 4-5 ay içerisinde adayı terkettiğinin altını çizerek, çözümün Güney'deki insanlar için daha cazip olduğuna, mülkiyet konusundaki açılımla Kıbrıslı Rumların evet diyeceğine inanç belirten Özsağlam, ortada bir plan olmamasının ise Kıbrıslı Türkler'de belirsizlik yarattığını vurguladı ve "Kıbrıslı Türkler'in belirsizliklerinin giderilmesi gerekir mülkiyet, toprak konusunda" dedi.

"HAZİRAN 2017"

Özsağlam çözüm için takvim verilmesinin doğru olmadığını, mevcut durumda üzerinde anlaşılan bir metin ile bir Anayasanın bulunmadığını vurgulayarak, "Bunun kırtasiyesi yetişmez. Her şey olumlu giderse ben Haziran 2017'yi görüyorum" dedi.

Özsağlam, Kıbrıs sorunun çözülmemesinin coğrafyayı çok etkilemeyeceğini de vurgulayarak, "Direk olarak etkisi yok. Çok da kendimizi dünyanın merkezinde sanmayalım" şeklinde konuştu.

"ÇOK ABARTILI"

Özsağlam, Türkiye'de meydana gelen terör olaylarının Kıbrıs'la bağlantısının sorulması üzerine ise, "Çok abartılı haberler yapılıyor. Kıbrıs o kadar da terör tehditi altındadır gibi iddiada bulunmayı abartı buluyorum" dedi.

"TÜRKİYE SOSYAL SORUNLARLA BAŞ BAŞA KALACAK"

Özsağlam, Türkiye'de ve bölgede meydana gelen gelişmeleri de değerlendirerek, öncelikle Suriye'de "silahlanma" süreci yaşandığını ifade etti ve örgütlerin bu silahları nereden ve nasıl bulduklarının irdelenmesi gerektiğini kaydetti.

Özsağlam, "Bu silahları üreten ülkeler Almanya, Rusya, ABD, Çin. Bu silahlar nasıl örgütlerin eline geçiyor? Batılı ülkelerin sorumluluğu bu noktada büyük" dedi.

Terörün dünyada Fransız İhtilali'yle birlikte ortaya çıktığını, toplumu huzursuz edecek şekilde kullanılan bir yöntem olduğunu vurgulayan Özsağlam, topluma yönelik terörün son 15 yılda dönüşüme uğrayarak, toplu yaşam alanlarına ve direk sivillere yöneldiğini ve bunun devletin otoriteleşmesine meşruluk kazandırdığını kaydetti.

Özsağlam, Libya'nın öldürülen Başkanı Muammer Kaddafi'nin Batı'yı çok kez uyardığını ve "Beni devirmeye çalışıyorsunuz. Beni devirirseniz yerime geçecek El Kaide'dir" dediğini belirterek, petrol ve doğalgazın coğrafyadaki etkisine değindi.

Mısır ve Kırım konusunda artık Avrupa'nın sesinin çıkmadığını, en büyük sorununun güvenlik olduğunu da kaydeden Özsağlam, "Avrupa Türkiye'yi tampon olarak kullanmaya çalışıyor. Bu sosyal sorunlarla Türkiye baş başa kalacak" dedi.

"Umarım Türkiye daha çok sosyal problem yaşamaz. Elbette ki Türkiye çok ağır bir sorumluluk altına girdi. Kolay bir şey değil bu kadar sığınmacı ve mülteciyle baş etmek" diyen Özsağlam, Türkiye'nin terör mücadelesini de değerlendirerek, asimetrik bir güç kullanımı olduğunu ve konunun sosyolojik olarak değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti.

"TÜRKİYE'DE HAYATIN NORMAL SEYRİ DEĞİŞTİ"

"Türkiye'de hayatın normal seyrinden çıktığının belirtisi Derbi maçının iptalidir. Devlet artık halkının güvenliğini sağlayamıyor. Bu denli kontrol dışına çıkmış bir süreci ilk defa yaşıyoruz" diyen Özsağlam, Türkiye'nin dış politikada ise çok başarılı gitmediğini, 2009'dan sonra bölgesel güç olma duruşunun önce İsrail'le ardından da Suriye ile ilişkilerin bozulmaya başladığını, bunu İran ve Yunanistan'ın izlediğini, son olarak da Irak Merkezi Hükümeti ve Rusya ile ilişkilerin bozulduğunu belirtti.

Dış politikada sıfır problemden sıfır iyi ilişkilere doğru bir seyir olduğunu kaydeden Özsağlam, "Türkiye'nin 35 milyar Dolarlık bir ticaret hacmi olan ülkeyle ilişkisini bozmasının rasyonel olduğunu düşünmüyorum. Türkiye-Rusya ilişkilerinin bozulması ABD ve Batı'ya yaramıştır. En çok kaybeden ise Türkiye'dir" dedi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.