Erhürman: "Talat konuşmadan başkanlık için konuşmam"

Kıbrıs TV'de Hasan Hastürer'in sorularını yanıtlayan Erhürman'ın "ben siyasete girerken insanların kişisel çıkar için partilere üye olduğunu elbette biliyordum ancak bu sayının bu kadar fazla olduğunu bilmiyordum, yaşayarak öğrendim" şeklindeki ifadeleri dikkat çekti.

"BAZILARI POPÜLİZM YAPIYOR"

Tufan Erhürman "şimdi bazı popülist partilerin kendilerine popülist söylemler edindiğini görüyorum. Bu anlayışa göre, siyasi partiler pis, halk temizdir denilmektedir. Tüm dünyadaki popülistlerin aynı şekilde konuştuğunu ve popülizm kavramının literatürde siyaseti kötüleyip, halkı temiz diye yazdığı da sarihtir" diye konuştu.

"Bu bağlamdan baktığımızda ve bizim yaşadıklarımızı düşününce, bu anlayıştan vazgeçilmeli diye düşünüyorum" diye Erhürman "Kıbrıs Türk toplumundaki siyasi anlayış ta 1960'lardan beri yozlaşmaya başlamış ve bugünlere gelmiştir. Ve mutlak olan şey, sizin bu 50 yılda oluşan yozlaşmayı 50 günde ya da 50 ayda gidermeniz hayalcilik olur" ifadelerini kullandı.

Halkın, onlarca yıldır yaşanan bu yozlaşma neticesinde siyasete olan güvenini azaltmasının yanı sıra adalete olan güveni de bitirdiğini kaydeden Erhürman bunun da insanları genel adalet anlayışından uzaklaştırıp bireysel anlayışa yönlendirdiğini belirtti.

"YILLARIN YOZLAŞMASI ADALTERE OLAN GÜVENİ BİTİRDİ"

Erhürman "insanlar 1960'lardan beri iktidara olan zümrelere yakın olarak haksız yere arsalar, işler, mallar ve diğer çıkarlara ulaştı. Bu da halk arasında adalet duygusunun körelmesine yol açtı. Ve yine bunun sonucunda, her iktidara gelen partiye yakın çıkar çevreleri oluştu. Sorunun esası buradadır. Bu alışkanlıktan vazgeçilmesi, genel adalet, toplum çıkarı gibi konular için birlikte hareket edilmesi şarttır" diye konuştu.

"Bir iktidar döneminde yaşanan adaletsizlik, yerine gelen iktidar döneminde yapılan bir başka adaletsizlikle giderildi. Hal böyle olunca bu iş sürekli hale geldi" diyen CTP Genel Sekreteri "herkes şapkasını önüne koyup bu durumu düşünmelidir" dedi.

Son CTP-UBP iktidarı döneminde, geçmiş dönemlere ilişkin çeşitli yolsuzlukların ve iddiaların yeterince üzerine gidilemediğini kaydeden Erhürman "bunları iktidardayken rahat olarak söyleyemedim ama şimdi daha rahat söyleyebilirim ancak toplamda 8,5 ay süren bu süreçte yeterli vaktimiz olamadı" diye konuşurken, söz konusu sürenin araştırma için yeterli olmadığını kaydetti.

Erhürman "iktidar 1-2 yıl daha sürseydi sanırım çeşitli konularda gerekli ilerlemeleri sağlayabilirdik ancak durum öyle olmadı. Bir de buna, bu kısa sürede en az 3 kez yaşanan 'hükümet bozuluyor' söylentilerini de eklersek durum ortaya çıkar sanırım" diye konuşurken, hükümet ortakları ile aralarında yaşanan uyumsuzluğun bunda etkili olduğunu belirtti.

"UBP TEK ALTERNATİFTİ, DENEDİK, OLMADI"

UBP ile kurulan hükümetin hata olup olmadığına istinaden bir başka soruya ise Erhürman "o dönemde DP içindeki vekillerin orada kalıp kalmayacağını bilmiyorduk. Nitekim bunda da haklı çıktık. Dolayısıyla tek seçenek UBP idi ve onu denedik ama olmadı. Bundan dolayı da gerçek değişim için tek başına iktidar olunması gerektiğini düşünüyorum" diye konuştu.

"Bana hayalci deniyor ama CTP'nin hedefi tek başına iktidar olmalı" diyen Erhürman "koalisyonlarda sürekli bir tedirginlik vardır. Nitekim UBP döneminde bunlar hep yaşandı. Bir yandan ülke yönetme kaygısı varken bir yandan da hükümetin durumu kaygısı yaşandı. Dolayısıyla başarılı olamadık ama bunları mazeret olsun diye demiyorum, gerçek budur. Bu tecrübeler yaşandı ve şimdi herkes aynaya bakmalıdır diye düşünüyorum" dedi.

CTP içerisinde yaşanan çalkantılara da değinen Erhürman, partisinin uzun bir süreden beri bir denge arayışında olduğunu belirterek, son zamanlarda parti disiplini konusunda sorunlar olduğunu kabul etmek gerektiğini de vurguladı. Öte yandan Erhürman, Mehmet AliTalat'ın Genel Başkanlığı döneminde bir durulmanın yaşandığını da sözlerine ekledi.

"CTP İÇİNDEKİ TARTIŞMALARDA DOZ AŞILDI"

"Elbette bazen parti disiplini gereği inanmadığınız şeyleri söylemek zorunda kalıyorsunuz, bu siyasetin bir cilvesidir" diyen Erhürman CTP'lilerin çoğunluğunun toplum içerisinde en çok okuyan en çok araştıran ve en çok eleştiren insanlar olduğunun altını çizdi.

"Hal böyle olunca parti içinde bireysellikler ön plana çıktı, tartışmalar yaşandı ve bunlar aslında normaldi. Normal olmayan haddini aşan, dozu kaçan üsluplardı. Esas sorun burada ortaya çıktı" diyen Erhürman aslında partisinin bu dönemde yorulduğunu belirtti.

"Son dönemde su meselesi, ekonomik protokol gibi konularda çok yoğun şekilde tartışmalar yaşandı. Bu durum Demokles'in kılıcı gibi başımızda sallandı ve bu sebepten dolayı bazı bakanlarımız haklı olarak inisiyatif aldı. Böyle olunca da örgüt de 'bizden habersiz ne oluyor' refleksi ile tavırlar geliştirdi. Sayın Talat'ın gelmesinden sonra aslında bu tartışmalar partiyi çok yordu. CTP'de uzun süredir sürü psikolojisi anlayışı yoktur, bireysel anlayışlar ön plandadır ancak bunun örgütlü yanı düşünüldüğünde bunun bir sınırı olması gerekmektedir" diyen Erhürman, CTP'nin yoluna en sağlıklı şekilde devam edeceğini sözlerine ekledi.

Kıbrıs sorunu hakkında da konuşan Erhürman'ın "Güneydeki seçim yüzünden müzakerelerdeki durgunluk beklediğimin de ötesinde oldu. Hayal kırıklığına uğradığım söylenebilir" demesi ise dikkatlerden kaçmadı.