3'lü zirve tatmin etmedi; Partilere göre beklentilerin altında kaldı
Rum Yönetimi Başkanı NikosAnastasiadis, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon'la önceki gün New York'ta gerçekleştirilen üçlü zirve hakkında değerlendirmelerde bulunan siyasi partilerin ilk açıklamalarına göre zirve beklentilerin altında kaldı.
Rum Yönetimi Başkanı NikosAnastasiadis, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon'la önceki gün New York'ta gerçekleştirilen üçlü zirve hakkında değerlendirmelerde bulunan siyasi partilerin ilk açıklamalarına göre zirve beklentilerin altında kaldı.
- Başbakan Özgürgün: "Takvimleme, hakemlik ve beşli konferansa karşı olumsuz tavır sergileyen Rum lider yine zamana oynadı. Halkımız, Rumun insafına kalmış çözüme mahkûm değildir"
- Başbakan Yardımcısı Denktaş: "Merhum Denktaş yaşasaydı, KKTC'ye sahip çıkarak çözüme bağımsız devlet ile gidilmesi gerektiğini tavsiye edecekti"
- TDP Başkanı Özyiğit: "2016 hedefinin korunduğu, tarafların ve çözümü isteyen herkesin daha çok çalışması gerektiği anlaşılıyor. Müzakerelerin devamı ile 5'li ve benzeri sonuç alıcı noktaya ulaşılmalı"
- CTP Dış İlişkiler Sekreteri Özsağlam: "Ortaya tam net, belirgin bir yol haritası çıkmadı. Yoğunlaştırılmış müzakerelerde daha yaratıcı olunması gerek"
- HP Başkanı Özersay: "Çözümü destekleyenlerin beklentilerinin altında kaldı. Alelade değil, sonuç alıcı müzakere istiyoruz. Netleşme beklerken belirsizlik daha da arttı"
Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon'la önceki gün New York'ta gerçekleştirilen üçlü zirve hakkında değerlendirmelerde bulunan siyasi partilerin ilk açıklamalarına göre zirve beklentilerin altında kaldı.
BAŞBAKAN ÖZGÜRGÜN: "TAKVİMLEME, HAKEMLİK VE BEŞLİ KONFERANSA KARŞI OLUMSUZ TAVIR SERGİLEYEN RUM LİDER YİNE ZAMANA OYNADI"
Başbakan ve UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, yaptığı açıklama ile New York Zirvesini değerlendirdi.
Özgürgün Rum Lider Anastasiadis'in zamana oynadığının altını çizdi.
Özgürgün'ün açıklaması şöyle; "Rum tarafı, 1968 yılında başlayan kesintiler yaşansa da 48 yıllık müzakere sürecinin her safhasında, adada bir anlaşma niyeti olmadığına tanıklık eden Kıbrıs Türk Halkını bu kez de yanıltmamıştır. Kaldı ki, Rum lider Anastasiades'in BM Genel Kurulu'ndaki konuşmasında özetlediği Cumhurbaşkanı Akıncı ile yürüttüğü 16 aylık çalışmaların ardından mutabakata varıldığını iddia ettiği konuları açıklarken çözümün önündeki engel olmayı ısrarla sürdüreceklerini bir kez daha tekrarlamıştır.
Türk tarafının, Kıbrıs Türklerinin haklarını gözeten ancak Rum Halkının haklarını da dışlamayan adil, kalıcı ve yaşayabilir bir anlaşma arayışına rağmen, Rumların 48 yıllık müzakere sürecinde böyle bir niyeti hiç olmadığı, olacağına dair bir ihtimal de görülmediği bilinen bir gerçektir. O nedenledir ki 2016 yılı başında bu konudaki öngörümüze dikkat çekmiş, müzakere sürecinin takvimlenmesini defalarca ve ısrarla talep etmiştik. 16 aydan bu yana sürdürdüğü müzakere süreci sonrasında çözümün ön şartı olarak ileri sürdüğü ve Kıbrıs Türk Halkı tarafından kabul edilemez taleplerini New York ta da yineleyen ve müzakere sürecine ilişkin takvimleme, hakemlik ve beşli konferansa karşı olumsuz tavır sergileyen Rum lider Anastasiades yine zamana oynamıştır."
"KIBRIS TÜRK HALKI RUMUN İNSAFINA KALMIŞ ÇÖZÜME MAHKÛM DEĞİLDİR"
"Kıbrıs Türk Halkı, New York zirvesinden ne mucize ne de "garantörlük kalkmazsa çözüm olmaz" diyerek efelenen Rum lider Anastasiades'e zaman kazandırılmasını beklerdi.
Bütün bu gerçekler ortada iken hala daha halkımıza çözüm umudu pompalamaktan vazgeçilmelidir.
Bilinmelidir ki, Kıbrıs Türk Halkı, haksız yere gasp edilen Kıbrıs Cumhuriyetinden nemalanma adına yıllardır ayak sürüyen Rumun insafına kalmış çözüme mahkûm değildir "
"GARANTİ SİSTEMİNİ DAHA DA İLERİ GÖTÜRMELİYİZ, GERİ DEĞİL"
Olası bir çözüm formülünde garanti sisteminin sulandırılmasının tehlikelerine vurgu yapan Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş "Esasında bizim tartışmamız gereken var olan sistemi daha da ileriye götürmek iken, daha geri götürmeyi konuşmaları bende kuşku yaratıyor" dedi.
Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş, Kıbrıs Türk tarafının ekonomik açından çözüme hazır olmadığını ifade etti.
"Bazı çevreler hazır olduğumuz ve birinci günden itibaren bu sistemin içinde olabileceğimizi söylemektedir. Bu görüş son derece yanlış" diyen Denktaş, .ne finans sektörü, ne rekabet edebilirlilik, ne de ekonomik denge açısından bir çözüm döneminde AB içerisinde hareket etmeye hazır olunmadığının altını çizdi.
Başbakan Yardımcısı Denktaş, bu durumun dünyanın Kıbrıs Türk halkını dışlaması ve sistemin dışında tutmuş olmasının yarattığı bir sonuç olduğuna işaret ederek, "Tüm AB ülkelerinin en az 10 yıllık bir geçiş süreci var, biz bu süreci yaşamadan kendimizi işin içinde bulacağız" dedi.
Katıldığı TV programında konuşan Serdar Denktaş, çözüm sürecinde mülkiyet konusu ve tapuların geçersiz sayılacağı yönündeki iddialara tepki gösterdi.
Denktaş; "Kendi görüşmecilerimiz, 'koçanlarımız geçersizdir' anlayışı ile konuyu ele alıyor. Bizim koçanlarımız devletin teminatı altındadır ve geçerlidir. Bu konuda kimsenin kuşkusu olmasın" dedi.
Olası bir çözüm formülünde garanti sisteminin sulandırılmasının tehlikelerine vurgu yapan Başbakan Yardımcısı Denktaş şunları söyledi:"Esasında bizim tartışmamız gereken var olan sistemi daha da ileriye götürmek iken, daha geri götürmeyi konuşmaları bende kuşku yaratıyor. Bu durum Kıbrıs Türkü'nün güvenliği açısından büyük bir tehdit. Mevcut sistem güvenliğimizi sağlamıştır. Ada üstünde sistemin korunması konusunda büyük oranda başarılı olmuştur. Bu test edilmiş bir sistemdir. Bu nedenle güçlendirilmesi gerekir.Oysa konuşulmakta olan, mevcut sistemin zayıflatılmasına neden olabilecektir"
Denktaş, New York'ta gerçekleşen görüşmelerden umutlu olmadığını belirtti. Müzakerelerde şuanda konuşulanın, Rum tarafı 'Kıbrıs Federal Devleti'ne dönüştürülürken, KKTC'nin de 'Kurucu Türk Devleti' denilerek aslında eyalete dönüştürülmesi olduğuna dikkati çeken Denktaş; "Bunun açıklaması yama olmaktır. Bunu kabul etmemiz mümkün değil" diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı: "KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı merhum Rauf Raif Denktaş yaşasaydı, KKTC'ye sahip çıkarak varılacak olan çözüme bağımsız devlet ile gidilmesi gerektiğini tavsiye edecekti" dedi.
TDP BAŞKANI ÖZYİĞİT: "TARAFLARIN VE ÇÖZÜMÜ İSTEYEN HERKESİN DAHA ÇOK ÇALIŞMASI GEREKİYOR"
Toplumcu Demokrasi Partisi Genel Başkanı Cemal Özyiğit, New York zirvesi sonrası tarafların daha çok çalışması gerektiğine dikkat çekti.
Kıbrıs Postası'na konuşan Özyiğit, "New York'ta yapılan açıklamalar incelendiğinde sürecin devam ettiği, 2016 hedefinin korunduğu anlaşılıyor. Bu bizim için son derece değerli Yoğunlaştırılmış müzakerelerin devamı ile 5'li ve benzeri sonuç alıcı noktaya ulaşılmalı. Tarafların ve çözümü isteyen herkesin daha çok çalışması gerekiyor " dedi.
CTP DIŞ İLİŞKİLER SEKRETERİ ÖZSAĞLAM: "ORTAYA TAM NET, BELİRGİN YOL HARİTASI ÇIKMADI. TARAFLAR YOĞUNLAŞTIRILMIŞ MÜZAKERE SÜRECİNDE DAHA YARATICI OLMALILAR"
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Dış İlişkiler Sekreteri Muhittin Özsağlam ise zirveye ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı; "Ortaya tam net belirgin bil yol haritası çıkmadı. Takvim ise doğal bağlamda var. Yani 2016 yılı sonuna kadar Sayın Çavuşoğlu'nun 'Bu son şans' ifadesi önemli... Bu iyi okunmalı... 2017 başından itibaren Güney Kıbrıs'ta başkanlık seçiminin havasına girilecek...Çözüm başka bahara kalabilir. Ancak bu baharda parametreler değişecektir büyük ihtimalle... Bu işin doğası gereği yaşam durmuyor... O yüzden taraflar yoğunlaştırılmış müzakere sürecinde daha yaratıcı olmalılar...5'li zirve olmazsa sorunun çözülemeyeceğini herkes idrak etmeli ancak 5'li zirveye gitmek içinde özlü konuların 5 tanesinde ilerleme olmalıdır. Güvenlik ve garantiler konusu garantörlerin katılımıyla bu 5'li zirvede konuşulabilir".
HP BAŞKANI ÖZERSAY: "GÖRÜŞME ÇÖZÜMÜ DESTEKLEYENLERİN BEKLENTİLERİNİN ALTINDA KALDI"
Halkın Partisi Başkanı (HP) Başkanı Özersay ise New York Zirvesinin 'çözümü destekleyenlerin beklentilerinin altında kaldığına dikkat çekti.
Özersay şöyle dedi; "Kıbrıs Rum tarafı bu üçlü toplantıyı "kuşa çevirmeye çalışıyor" demiştik. Sanırım bu konuda Rumlar önemli ölçüde başarılı oldular. Genel Sekreter'in açıklamasında herhangi bir "bir sonraki adım"; "yol haritası"; "beşli toplantı"; "bir başka üçlü zirve" yok maalesef, gören varsa haber etsin. Sadece Genel Sekreter'in konunun uluslararası boyutları da dâhil liderlere yardımcı olmaya hazır olduğu vurgulanıyor ki bunun özel bir anlamı olduğunu pek sanmıyorum, varsa bunu liderler (her biri başka değil aynı olacak şekilde) açıklamalı bize... Şimdi Liderler Kıbrıs'a dönüp ne yapacaklar? Bu müzakerelerden bir sonuç çıkması için bir yol haritasına, bir yapılandırmaya ve bir programlamaya ihtiyaç vardı orası kesin ama bu görüşmeden bunlar çıkmadı. Biz bu zirveden netleşme beklerken belirsizlik daha bir arttı. Halkın Partisi kapsamlı çözümü destekleyen bir parti olarak müzakerelerin alelade devamını değil sonuç alıcı bir hale dönüştürülmesini istiyor. Müzakerelere dair eksik, noksan ya da kaygı açıklayan herkesi "çözümü istemez" ilan etmek her halde sadece bizim memlekette var. Rum liderliğinin müzakerelerin sonuç alıcı olmasını engelleyen yaklaşımlarını eleştirdiğinizde size "insanların moralini bozma" diyenler var. Gördüğümüz eksiklikleri "aman insanların morali bozulmasın" diye söylemezsek bu Halka haksızlık etmiş oluruz, bu işler duygusallık kaldırmaz. Müzakerelerde duygularımızla değil reel politikanın somut verileriyle, diplomasi açısından 48 yıldır olanı ve olmayanı esas alıp konuşmalıyız. Sn. Cumhurbaşkanını eleştirmek için değil, gerçek bir çözüme gitmenin nereden geçtiğini göstermek için çaba harcıyoruz. Müzakereleri sona erdirmek için son adımın önünde duran Rum tarafı ise Sayın Cumhurbaşkanı bunu dile getirmelidir. Mademki 2016 sonunda doğal bir takvim söz konusudur o zaman Kıbrıs Türk tarafı 2016 sonuna kadar bir takvimleme önerisi yapmalıdır. Müzakerelerin nihai bir sonuca ulaşmasını engelleyen Türk tarafı değil, Rum tarafıdır. Bunu üzülerek söylemek zorundayız."
"TC YETKİLİLERİNİN VERDİĞİ DEMEÇLERDE SAYIN CUMHURBAŞKANININ DEMEÇLERİ İLE PARALELLİK İÇERMESİ GEREKİR"
"Sayın Anastasiades sadece aldıklarını söyleyerek Rum tarafını çözüme hazırlayamaz. Doğrunun tamamını söylememek yanlıştır. 2016 sonunda olumlu bir sonuç çıkmasını istiyoruz. Çözümü destekliyoruz. Bu yüzden alelade değil sonuç alıcı müzakere talep ediyoruz. Rum lideri ilk kutlayan DİKO Başkanı "Sayın Anastasiades verdiği sözü tutmuştur" diyor. Peki verilen söz neydi? Beşli toplantıya geçebilmek için Türk tarafı uluslararası aktörlerle yoğun bir görüşme sürecine girmelidir. Bundan sonrasında 5'li konferansa geçebilmek için Rum tarafının ilerleme şartını kabul etmemeliyiz. Güvenlik ve Garantiler ile toprak konusunu görüşmeyi beşli toplantının tarihinin belirlenmesi ve Rum tarafının bunu artık kabul etmesi şartına bağlamamız gerekiyor. Aksi bu sürecin yeniden heba olması sonucunu doğurabilir. 2016 sonrasında sırf müzakere etmek için ucu açık bir süreçte müzakere masasında olmayacağımız Sayın Anastasiades'e Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından iletilmelidir. Rum tarafını daha ciddi davranmaya itecek olanlardan bir tanesi de budur. Doğalgaz konusu da bunlardan bir diğeridir. TC yetkililerinin verdiği demeçlerde Sayın Cumhurbaşkanının demeçleri ile paralellik içermesi gerekir diye düşünüyorum "
TALAT: "ÇÖZÜM İSTEDİĞİMİZİ TÜM DÜNYA GÖRDÜ"
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Mehmet Ali Talat, Kıbrıslı Türklerin artık Adada bir çözüme varılması konusundaki kararlılığının 2004 yılından beri tüm dünya tarafından görüldüğünü söyledi. Talat, Rumların referandum sürecini oyalamak istediğini ancak Türk tarafı olarak buna izin vermediklerini ve Kıbrıslı Türklerin çözüm isteyen yaklaşımını dünyaya kanıtladıklarını belirtti.
"ZOR VE SIKINTILI BİR DURUM"
Talat, Kıbrıslı Türklerin adadaki çözümsüzlükten dolayı tecrit altında yaşadığını kaydederek, uluslararası hukukun dışında kalmanın zor ve sıkıntılı bir durum olduğunu ifade etti.
2004'ten önce adadaki çözümsüzlüğün baş sebebinin Kıbrıslı Türkler olarak görüldüğünü dile getiren Talat, 2004 yılında yapılan referandum sayesinde Kıbrıslı Türklerin çözüme olumlu bakış açısını dünyaya ispatladığını ve dünyanın da bunu gördüğünü belirtti.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.