İÇ HABERLER
okuma süresi: 21 dak.

FETÖ'nün kilit itirafçısının CV'sinde "Kıbrıs İmamlığı" var!

FETÖ'nün kilit itirafçısının CV'sinde "Kıbrıs İmamlığı" var!

Bir süredir gündemdeki yerini kaybeden ve çoğu kez küçümsenen FETÖ-KKTC ilişkisine dair Türkiye'de yeni ve önemli gelişmeler yaşanıyor…

Yayın Tarihi: 14/12/16 10:29
okuma süresi: 21 dak.
FETÖ'nün kilit itirafçısının CV'sinde "Kıbrıs İmamlığı" var!
A- A A+
Kıbrıs Postası - Vatan Mehmet

Bir süredir gündemdeki yerini kaybeden ve çoğu kez küçümsenen FETÖ-KKTC ilişkisine dair Türkiye'de yeni ve önemli gelişmeler yaşanıyor…

TBMM, 15 Temmuz ve FETÖ/ PDY Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu geçtiğimiz günlerde FETÖ'nün ülke imamlarından olan ve 2002 yılında cemaatten kovulan, şimdiyse özel bir klinik işleten eski "KKTC İmamı" Hasan Polat'ı dinledi…

Komisyona terör örgütündeki kod adının 'ihsan' olduğunu anlatan Hasan Polat, Kıbrıs İmamı olduğu döneme kadar cemaatte pek çok süzgeçten geçtiğini, Ada'ya 90'larda Samanyolu TV'nin sorumlusu olarak geldiğini ancak örgüt adına asıl görevinin "KKTC imamlığı" olduğunu belirtti.

Hasan Polat, Kıbrıs'taki son görev senesinde de evlenerek örgüt tarafından 1999'da Ege-İzmir Bölgesine "müfettiş sorumlusu olarak" atandığını kaydetti.

Komisyona "Kovulmasaydım Adil Öksüz'ün bir versiyonuydum" diyen Polat, aynı zamanda Amerika'da da örgüt adına görev yaptığını ve FETÖ'nün Ordu İmamı olduğu ifade edilen firari Adil Öksüz hakkında da kritik bilgiler verdi.

Hasan Polat komisyondaki ifadesinde, "90'da semt ağabeyliğine yükseldim. Birkaç okul bana bağlandı. Gariban Anadolu çocuğunun her türlü ilgiye ihtiyacı var. Buradan da birkaç öğrenciyi askeri okullara kazandırmam sonrasında bölge imamlığına, ardından da Kıbrıs'a gönderilerek ülke imamlığına yükseldim" diye konuştu.

Kıbrıs Postası'nın ulaştığı eski imam Hasan Polat, Kıbrıs hakkında pek çok şey bildiğini ancak şu aşamada basına konuşmak istemediğini belirtirken, FETÖ'nün KKTC'de öteden beri "köklü bir yapılanma içinde" olduğu mesajını verdi.

Öte yandan dün FETÖ'nün şifreli iletişim programı "Bylock" kullanıcılarına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında haklarında dava açılan ve biri KKTC vatandaşı olan tutuklu 2 sanık dün İzmir'de hakim karşısına çıktı…

Sanık Okan M. KKTC vatandaşı olduğunu ve daha önce kapatılan bir yükseköğrenim yurdunda memur olarak çalıştığını bildirdi.

Bayram tatilini geçirmek için ailesinin yaşadığı KKTC'ye gitmek istediği sırada havalimanında polislerce gözaltına alındığına değinen Okan M, ByLock kullanmadığını, bu programı da telefonuna yüklemediğini ileri sürdü.

Bir süredir gündemdeki yerini kaybeden ve çoğu kez küçümsenen FETÖ-KKTC ilişkisine dair Türkiye'de yeni ve önemli gelişmeler yaşanıyor…

TBMM, 15 Temmuz ve FETÖ/ PDY Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu geçtiğimiz günlerde FETÖ'nün ülke imamlarından olan ve 2002 yılında cemaatten kovulan, şimdiyse özel bir klinik işleten eski "KKTC İmamı" Hasan Polat'ı dinledi…

Komisyona terör örgütündeki kod adının 'ihsan' olduğunu anlatan Hasan Polat, Kıbrıs İmamı olduğu döneme kadar cemaatte pek çok süzgeçten geçtiğini, Ada'ya 90'larda Samanyolu TV'nin sorumlusu olarak geldiğini ancak örgüt adına asıl görevinin "KKTC imamlığı" olduğunu belirtti.

Hasan Polat, Kıbrıs'taki son görev senesinde de evlenerek örgüt tarafından 1999'da Ege-İzmir Bölgesine "müfettiş sorumlusu olarak" atandığını kaydetti.

Komisyona "Kovulmasaydım Adil Öksüz'ün bir versiyonuydum" diyen Polat, aynı zamanda Amerika'da da örgüt adına görev yaptığını ve FETÖ'nün Ordu İmamı olduğu ifade edilen firari Adil Öksüz hakkında da kritik bilgiler verdi.

Hasan Polat komisyondaki ifadesinde, "90'da semt ağabeyliğine yükseldim. Birkaç okul bana bağlandı. Gariban Anadolu çocuğunun her türlü ilgiye ihtiyacı var. Buradan da birkaç öğrenciyi askeri okullara kazandırmam sonrasında bölge imamlığına, ardından da Kıbrıs'a gönderilerek ülke imamlığına yükseldim" diye konuştu.

Kıbrıs Postası'nın ulaştığı eski imam Hasan Polat, Kıbrıs hakkında pek çok şey bildiğini ancak şu aşamada basına konuşmak istemediğini belirtirken, FETÖ'nün KKTC'de öteden beri "köklü bir yapılanma içinde" olduğu mesajını verdi.

Öte yandan dün FETÖ'nün şifreli iletişim programı "Bylock" kullanıcılarına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında haklarında dava açılan ve biri KKTC vatandaşı olan tutuklu 2 sanık dün İzmir'de hâkim karşısına çıktı…

Sanık Okan M. KKTC vatandaşı olduğunu ve daha önce kapatılan bir yükseköğrenim yurdunda memur olarak çalıştığını bildirdi.

Bayram tatilini geçirmek için ailesinin yaşadığı KKTC'ye gitmek istediği sırada havalimanında polislerce gözaltına alındığına değinen Okan M, ByLock kullanmadığını, bu programı da telefonuna yüklemediğini ileri sürdü.

HASAN POLAT'IN DARBE KOMİSYONUNA VERDİĞİ İFADELER VE KIBRIS…

Türkiye medyasında Hasan Polat'ın komisyondaki ifadelerine ilişkin şunlar yazıldı; "FETÖ'nün uzun yıllar bölge imamı olan doktor Hasan Polat, darbe girişimi sonrası Adil Öksüz'ün kayınbiraderi Ali Sami Yıldırım ile birlikte gözaltında olduğunu kaydederek "Kayınbiraderi, Adil Öksüz'ün bir gün gazeteyi açıp baktığını ve 'Aaa ben aranıyormuşum' dediğini söyledi. İfadesi aynen böyle. Adil Öksüz öyle diyor sonra kayboluyor" diye konuştu.

TBMM 15 Temmuz ve FETÖ/ PDY Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu, FETÖ'nün imamlarından olan 2002 yılında cemaatten kovulan, şimdiyse özel bir klinik işleten Hasan Polat'ı dinlendi. Hasan Polat, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası gözaltına alındıktan sonra götürüldüğü İstanbul Emniyet Müdürlüğünde Adil Öksüz'ün kayınbiraderi Ali Sami Yıldırım karşılaştığını bildirdi. Hasan Polat "Kayınbiraderi, Adil Öksüz'ün tutuklandığını ve daha sonra serbest bırakıldığını, rahat rahat elini kolunu sallayarak kayınpederinin evine geldiğini hiçbir şey olmamış gibi orada 2 gün kaldığını söyledi. Kayınbiraderi, Adil Öksüz'ün bir gün gazeteyi açıp baktığını ve "Aaa ben aranıyormuşum dediğini söyledi. İfadesi aynen böyle. Adil Öksüz öyle diyor sonra kayboluyor" diye konuştu

"ADİL ÖKSÜZ GİBİ YETİŞMİŞ BİR İNSAN KARŞINIZDA DURUYOR"

Hasan Polat, konuşmaya "Adil Öksüz veya Kozanlı Ömer nasıl biri, bunlar nasıl yetişiyor nasıl düşünürler sorusunun cevabını bugün bulabilirsiniz belki. Adil Öksüz veya Kozanlı Ömer gibi yetişmiş bir insan şu anda karşınızda duruyor. Aynı eğitimlerden geçmiş aynı fikir yapısına sahip uzun yıllar beraber çalışmış biri olarak karşınızdayım. "cümleleriyle başladı. Erzurum'da İmam Hatip Lisesini bitirdikten sonra Cerrahpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesini kazandığını kaydeden Hasan Polat, o zaman cemaatin evlerinde kalmaya başladığını bildirdi. Polat şöyle devam etti:

"HER EV ABİSİ KÜÇÜK BİR FETHULLAH GÜLEN'DİR"

"İkinci sınıfta bir görev verilir. Her ev abisi küçük bir Fethullah Gülen'dir. Kendini öyle görür, öyle davranır. Boyun ne posun ne sakalı çıkmamış tıfıl bir delikanlı ev abisi yapılır ikinci sınıfta üniversitede. Ev abisi havasına giriyorsun. O eve liseden ortaokuldan öğrenciler geliyor. Oradaki yetkinize bakılıyor. O dönem için söylüyorum. Dershanelerin yeteri kadar olmadığı insan arayışlarından şeyin zor olduğu dönem. Bu okul sana ait diyorlar. Askeri okullara yetişecek öğrencilerde istenen şey, iki sene hazırlanmasıdır. Ortaokulda giremese lisede, o da olmasa üniversitede denenir. Bir daha bir daha denenir. İnsanlara faydalı olduğunuzu düşünüyorsunuz."

"3 DEMEK NAMAZINDA NİYAZINDA, 5 DEMEK LİDER"

Eniştesi, amcaoğulları ve ağabeyinin FETÖ'den tutuklandığını anımsatan Hasan Polat "17-25'ten sonra günler geceler sürekli konuştuğum halde olmadı. Fethullah Gülen haindir demeyen hiçbir örgüt mensubu çözülmez. İşin ucunda Allah'tan Peygamberden olmak var. O kadar basit değil. 3 demek namaz niyazında. 6 derse herhangi bir cemaate mensup . Eğer örgüt mensubuysa o 5. Rabia lider değil, lider 5. Beş olduktan sonra ev abisi yapılır zaten" dedi.

"ORDUYA BİR İNSAN SOKMAK, OKUL YA DA YURT YAPTIRMAYA EŞ DEĞERDİ"

Ev abisi olduktan sonra bir okuldan cemaate öğrenci kazandırmak için görevlendirildiğini söyleyen Hasan Polat, seçtiği öğrencilerden dördünün harp okullarını kazandığını bildirdi. Polat özetle şunları söyledi: "Askeriyede bir tane bile müspet general yokmuş diyorlar. Cemaat, Mevlana'nın öğrencileriyle insan kazanıyor. Tamamen sevgi diniyle yaklaşıyor insanlara. Seçtiğimiz öğrencilerde 4'ü harp okullarını kazandı. O zaman büyük bir payeydi bu. Ev abisi konumundasınız ve Gülen ile görüşmeye gidiyorsunuz. Gittiğimiz zaman şunu gördüm benim gibi semt abisi ya da ev abisi yüzlerce insan var. O sene askeri okullara öğrenci girdirecek insanlar. Gülen şöyle konuşuyor 'okullar yurtlar göstermelik şeyler asıl hedefimiz orduda bir insanın olması. Bir insanın olması orada bir okul veya yurt yaptırmış oluyorsunuz diyor. Görüyor musunuz motivasyonu. Harp okullarını kazanan öğrencilerle 15 günde bir gidip görüşüyorsunuz. 4 sene boyunca öğrencilerle görüşmeye devam ettim. Mezun olduktan sonra tamamen devriyorsunuz. Selam vermek bile ihanettir cemaat terminolojisinde."

"BÜYÜKANIT CEMAATTE HİÇ SEVİLMEZ BEDDUA EDİLİRDİ, HAİN BİLİNİRDİ"

"Astsubayların atılmaya başladığı zaman Gülen sabaha kadar odasında dolanmış ve demiş ki 'Ben bugün çıldırmazsam hiçbir zaman çıldırmam' Bu nedenle Büyükanıt cemaatte sevilmez. Beddua edilen hain diye bilinen bir insan. Aynı şey olmasın deşifre olmasınlar diye hücre sistemine geçiliyor. 3 öğrenciden sonra birbirini tanımayacak şekilde hareket ediliyor."

"KURBAN BAYRAMINDA MEMLEKETE GİTMEK İHANETTİ"

"1991 yılında bölge imamı oldum. Cemaatteki ilk 10 senem senede bir gün memlekete gitmeye başladım. O da Ramazan Bayramının birinci günü. Kurban bayramında gitmek ihanetti çünkü deri toplamak vardı. Aileden koparılıyorsunuz, devşirme gibi. Konumlarımınız değişiyor. Neredeyse küçük bir Gülen olmuşsunuz ve genç yaşlarda sizi sevenler var. Ailenizi özlemiyorsunuz."

"DAĞITTIKLARI SORULARI 'PKK ÇALMIŞ, PARA VERDİK, ALDIK' DEDİLER"

Hiçbir zaman soru çalmadığını, ilk kez 1989 yılında soruların çalınıp öğrencilere verildiğine şahit olduğunu anımsatan Polat şöyle devam etti: "1989' da ilk kez soru çalmakla karşılaştım. Boğaziçi, Hacettepe'yi kazanacak öğrencilere soru veriliyor. Bunlar zaten kazanacak çocuklar, başarısız değil ki. Sınav sonrası çocukları hepsi çıktı diye kendi aralarında konuşuyor. Gittim durumu söyledim ve izah etmelerini istedim. Bana 'PKK soruları çalmış piyasada satıyorlardı. Şimdi inançlı insanların girmesi daha iyi. Para verdik, aldık. Hoca Efendi'ye sorduk ama kesinlikle böyle bir şey yapmayın dedi'. Zaten hiçbir kötülüğün arkasında gülen yoktur. Şimdi anlıyorum ben aslında o çocuklar o zamandan gebe bırakılıyor cemaate."

"KOVULMASAYDIM ADİL ÖKSÜZ'ÜN BİR VERSİYONUYDUM"

"Cemaat fikir aşamasında çözülmedi. Şu anda çözülme olmadığını düşünüyorum 5'lik seviyesindeki insanlardan üçünde çözülme yok. Çözülenler temelden değil sonradan ilgilenenler. Ben kovulmasaydım Adil Öksüz'ün bir versiyonuydum ya da Kozanlı Ömerdim. Mustafa Yeşildim. Kıbrıs imamı olduğumda o noktaya gelene kadar onlarca süzgeçten geçmişim. Gülen'i sorgulayan insan Adil Öksüz, Kozanlı Ömer olamaz, mümkün değil. Çözülemeyen nokta ise bu cemaatin bütün söylemleri islami kaynaklara dayandırılmış söylemlerdir."

"KIBRIS'IN SON SENESİNE DOĞRU EVLİLİK TALEBİNDE BULUNDUM"

Samanyolu televizyonunun KKTC sorumlusu olarak görevlendirildiğini ancak asıl görevinin "ülke imamı" olduğunu belirten Polat, cemaat dışı evlilik yaptığını belirterek şöyle dedi: "Kıbrıs'ın son senesine doğru evlilik talebinde bulundum. 1999 Aralık ayında evlendim. İmam seviyesinde cemaat dışı evlilik olur. Askeriyedeki insanın dışarıdan evlenmemesiyse güvenlik amaçlıdır. Yoksa eşiniz ateist olabilir, açık olabilir. Cemaat rahatsız olmaz teşvik bile eder. Olabildiğince geç kapanmasını isterler. Çünkü onunla yapacak işleri vardır. Türkiye'nin 40 yıldır girilmedik el atılmadık noktası bırakılmamıştır. Evlendikten sonra İzmir'e tayinim çıktı. Ege bölgesi müfettişi sorumlusu olarak. Maaş alıyordum cemaatten. Ama az maaş veriyorlardı. Sen mini Fethullah Gülen'sin, bunu soramazsın."

"ENERJİ BAKANIMIZ BERAT BEY FATİH KOLEJİNDE ÖĞRENCİMDİ, CEMAATE 180 DERECE KARŞIDIR"

Enerji Bakanı Berat Albayrak'ın Fatih Kolejinde öğrencisi olduğunu kaydeden Hasan Polat, 2002 yılında cemaatten kovulma sürecini şöyle anlattı: "Mustafa Yeşil ege bölgesi imamı bende yardımcısıyım. Buraya geldikten bir sene sonra benim önüme bir şey getirdiler. Kayınpederinin oraya cemaatten insanlar taşıyormuşsun eski öğrencilerin geliyormuş seni ziyarete İstanbul fatih kolejinden. Bu arada Berat Bey enerji bakanımız o zaman benim öğrencimdi. Cemaate 180 derece karşıdır. Hayatında bir kere cemaate küçük bir sempati duymuşsa herhalde benimle duymuştur. Berat Bey ile dargınız görüşmüyoruz iki senedir. Hiçbir şekilde alışverişimiz yok."

"GÜLEN, MATRİX'DEKİ ADAM GİBİ, SORGULAMA ŞANSIN YOK"

"Antep'e gönderildim sürgüne. Sonra Amerika'ya tayinim çıktı. 10 gün Gülen'in yanında kaldım. Bana bu süre içinde sürekli iltifatta bulundu. Oradaki insanlar nezdinde size elini sürse kutsallaşmış oluyorsunuz. Bana tuzak kurulduğunu söylediler daha sonra. Matrix'deki gibi. Matrix'in içindeki adamı sorgulama şansın yok ki"

"MEZUN OLUNCA DOKTORLUK MU CEMAAT Mİ DİYE GÜLEN'E DİPLOMAMI GÖNDERDİM"

Cemaatte olduğu dönemde kod adının 'ihsan' olduğunu anımsatan Polat, şunları söyledi: "Ev imamı olduğumuz anda listeler gider Gülen' e. Hasan Arapçada ihsan oluyor. Sonradan anlıyorsunuz ki kod isim. 2002'de Doktor İhsan Haindir, diyorlar. 1992 yılında mezun oldum diplomamı gönderdim Gülen'e. Ne yapayım dedim uzman doktorluk mu yoksa cemaat mi . İl abisi olarak kalmayı tavsiye etmiş. Soru çalanlardan olmadım. "

"CEMAATİN TÜRKİYE'DEKİ DAMARI KESİLDİ"

Hasan Polat, ikinci bir kalkışma olma ihtimalinin sorulması üzerine şu yanıtı verdi: "Cemaatin iç dinamikleri açısından böyle bir şey tahmin etmiyorum. Böyle bir harekete kalkışacak iletişim ağını kaybettiler. Türkiye'deki damarı kesildi yada uyuyan hücreye dönüştü. El altından gönderilen mesajlar vardır belki. Bir de Gülen'in konuşmaları var sadece. Cemaatin kilit noktalarının dış güçler tarafından elde edildiğini düşünüyorum. Tamamen dış güçlerin maşası olarak nasıl hareket etmelerini istiyorlarsa öyle hareket ediyorlar. Emniyetteki var olan hücrelerinin uyuyan hücreye dönüştüğünü düşünüyorum. Olduğu günden beri ülkücü görünüyor adam ama şimdi tutuklu. Siz onu öyle tanıyorsunuz 30 yıldır ancak cemaatten. Alevi dedesi referansıyla gelmişse o Alevidir. O rolü oynamaya devam eder. Felsefi arka planı genel yapılanmasının çok iyi çözülmesi lazım."

"GÜLEN'İN MEHDİ OLDUĞUNA İNANIYORDUM"

Fetullah Gülen'in mehdi olduğuna inandığını belirten Polat şöyle dedi: "Fethullah Gülen'in mehdi olduğuna inanıyordum 90-92 yılları arasında. Bütün çevremde anlatıyordum . Gülen ise 'bana mehdi diyen herkes mehdi. Mesih diyen kâfir olur' diyordu. Gülen bu tür şeyleri şiddetle reddeder. Fethullah Gülen şizofren değil ama şu anda alzheimer belirtileri olduğunu düşünüyorum."

"ADİL ÖKSÜZ O GECE GÜLEN'İ TEMSİLEN BULUNUYORDU ORADA"

Hasan Polat, darbe girişiminin kara kutusu Adil Öksüz'ün 15 Temmuz gecesi Akıncı Üssü'nde olmasına ilişkin şu değerlendirmede bulundu: "Adil Öksüz o gece Gülen'i temsilen orada bulunuyor. Moral ve motivasyon için. Bir anlamda Gülen 'ben buradayım' diyor. ABD ile irtibatı sağlıyor. Öksüz'ü çok iyi tanıyorum. Fikir olarak kastediyorum. Mutlaka bu eylem olmadan önce bilgi götürdü, talimatı alıp oraya geldi. Mutlaka konuşulmuştur. 20 yıldır askerlerle muhatap. Molla sisteminde yetişenler ciddi anlamda dini bilgili olan insanlar olup Gülen'den habersiz tuvalete bile gitmez. Öksüz seviyesindeki adamlar bu tür kritik kararlarında Gülen'den habersiz bir şey yapmazlar."

"PAPA İLE GÖRÜŞTÜKTEN SONRA 'MEHDİ Kİ PAPA BİLE GÖRÜŞÜYOR' DEDİLER"

Fetullah Gülen ve Papa görüşmesine ilişkin bir soruya şu cevabı verdi: "Gülen Papa'dan randevu aldı. Bunun için baya uğraştılar. Papa'nın kabul etmesi büyük bir onurdu. Bu büyük olay olmuştu cemaat içinde. Papa islam aleminden bir alimi muhatap alıp konuşuyor. O dönem 'Mehdi ki papa bile görüşüyor' dediler."

"CEMAATİN ÇÖZÜLMESİ ANCAK GÜLEN'İN ÖLÜMÜYLE OLUR"

Cemaatin teknolojiye mesafeli olduğunu kaydeden Polat şöyle dedi: "Gülen 'Humeyni İran şahını devirmeden önce 10 yıl boyunca hiçbir zaman teknoloji kullanmadı' derdi. Teknoloji kullanmamız istenmezdi. 1992'de e-mail , telefon kullanmayın dediler. Cemaatin çözülmesi ancak Gülen'in ölümüyle olur. BU yapı rüya ile ayakta tutulacak bir yapı değil. Arkasında ciddi bir cemaat işi var, felsefi yapı var. Cemaat pragmatik ve omurgasız bir yapı."

İZMİR'DEKİ "BYLOCK" DAVASINDA SANIKLARDAN BİRİ KKTC VATANDAŞI

Öte yandan İzmir'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) kriptolu haberleşme programı "ByLock" kullanıcılarına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında haklarında dava açılan tutuklu 2 sanığın yargılanmasına başlandı.

İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuklu bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEBGİS) bağlanan sanıklar Fatih S. ve Okan M. ile avukatlar hazır bulundu.

Kimlik kontrolünün ardından iddianamenin özetini okuyan mahkeme heyeti, yasal haklarını hatırlattığı sanıkların savunmasını aldı.

Sanık Faruk S. savunmasında, kendisine isnat edilen suçlamaların somut delillere dayanmadığını, kapatılan derneklere üyeliğinin de yasal olduğunu belirtti.

FETÖ'nün kriptolu haberleşme programı "ByLock"u kullanmadığını ve telefonuna indirmediğini iddia eden Faruk S, Bank Asya'da hesabının olduğunu ancak o dönemlerde bu bankanın devletin izniyle kurulan ve faaliyetlerini yürüten bir banka olduğunu ifade etti.

İzmir Adnan Menderes Havalimanı'nda gözaltına alındığını belirten tutuklu sanık, Kıbrıs'a gitmek için bilet satın almadığını ve herhangi bir rezervasyon yaptırmadığını, yurt dışına kaçma düşüncesi olmadığından serbestçe hareket ettiğini dile getirdi.

Sanık Okan M. ise KKTC vatandaşı olduğunu ve daha önce kapatılan bir yükseköğrenim yurdunda memur olarak çalıştığını bildirdi.
Bayram tatilini geçirmek için ailesinin yaşadığı KKTC'ye gitmek istediği sırada havalimanında polislerce gözaltına alındığına değinen Okan M, ByLock kullanmadığını, bu programı da telefonuna yüklemediğini ileri sürdü.

KKTC'YE GİTMEYE ÇALIŞAN FATİH S. İLE OKAN M

Mahkeme heyeti, dosyadaki eksikliklerin giderilmesine karar vererek duruşmayı erteledi. Adnan Menderes Havalimanı'nda 3 Eylül'de, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma kapsamında gerçekleştirilen operasyonda KKTC'ye gitmeye çalışan Fatih S. ile Okan M'yi gözaltına alınmış, şüphelilerin ByLock kullandıkları tespit edilmişti.

Soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcısının hazırladığı iddianamede, tutuklu sanıklar Fatih S. ve Okan M. hakkında "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçlamasıyla 5 ila 10 yıl arasında hapis cezası istemiyle dava açılmıştı.

ByLock ile ilgili detaylara yer verilen iddianamede, örgüt adına faaliyetler yürüttükleri ileri sürülen sanıkların, şifreli programı yoğun şekilde kullandıkları ve 15 Temmuz darbe girişiminin ardından örgütün kapatılan dernek ile eğitim kurumlarında çalışma içerisinde oldukları bilgilerine yer verilmişti.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.