İÇ HABERLER
okuma süresi: 8 dak.

Bu Baskı Artık Yeter, Bir Kere Daha Tekrarlanmaması İçin Açıklıyorum

Bu Baskı Artık Yeter, Bir Kere Daha Tekrarlanmaması İçin Açıklıyorum

<P><STRONG>Ümit Çerçi</STRONG> isimli <STRONG>Tuzluca Köyü`</STRONG>nden<STRONG> </STRONG>bir vatandaş <STRONG>Ulusal Birlik Partisi</STRONG>'nin bölgede uyguladığı baskı ve tehdit yöntemlerine maruz kaldığını söyleyerek, yaşanan demokrasi ayıbını çarpıcı örneklerle açıkladı.</P> <P><SPAN style="WIDOWS: 2; TEXT-TRANSFORM: none; TEXT-INDENT: 0px; LETTER-SPACING: normal; BORDER-COLLAPSE: separate; FONT: medium 'Times New Roman'; WHITE-SPACE: normal; ORPHANS: 2; COLOR: rgb(0,0,0); WORD-SPACING: 0px; -webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; -webkit-text-decorations-in-effect: none; -webkit-border-horizontal-spacing: 0px; -webkit-border-vertical-spacing: 0px" class=Apple-style-span><SPAN style="FONT-FAMILY: Arial, Helvetica, sans-serif; FONT-SIZE: 13px; -webkit-border-horizontal-spacing: 10px; -webkit-border-vertical-spacing: 10px" class=Apple-style-span><STRONG>Ahmet Zengin</STRONG><SPAN class=Apple-converted-space> </SPAN>geldi ben sanki dilenciymişim gibi benim elime<SPAN class=Apple-converted-space> </SPAN><STRONG>50 TL</STRONG><SPAN class=Apple-converted-space> </SPAN>para verdi. "Git çocuğuna süt al, mama al, bez al" dedi. Ben dilenci miyim? Ben dilenci değilim!</SPAN></SPAN></P> <P><SPAN style="WIDOWS: 2; TEXT-TRANSFORM: none; TEXT-INDENT: 0px; LETTER-SPACING: normal; BORDER-COLLAPSE: separate; FONT: medium 'Times New Roman'; WHITE-SPACE: normal; ORPHANS: 2; COLOR: rgb(0,0,0); WORD-SPACING: 0px; -webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; -webkit-text-decorations-in-effect: none; -webkit-border-horizontal-spacing: 0px; -webkit-border-vertical-spacing: 0px" class=Apple-style-span><SPAN style="FONT-FAMILY: Arial, Helvetica, sans-serif; FONT-SIZE: 13px; -webkit-border-horizontal-spacing: 10px; -webkit-border-vertical-spacing: 10px" class=Apple-style-span><SPAN style="WIDOWS: 2; TEXT-TRANSFORM: none; TEXT-INDENT: 0px; LETTER-SPACING: normal; BORDER-COLLAPSE: separate; FONT: medium 'Times New Roman'; WHITE-SPACE: normal; ORPHANS: 2; COLOR: rgb(0,0,0); WORD-SPACING: 0px; -webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; -webkit-text-decorations-in-effect: none; -webkit-border-horizontal-spacing: 0px; -webkit-border-vertical-spacing: 0px" class=Apple-style-span><SPAN style="FONT-FAMILY: Arial, Helvetica, sans-serif; FONT-SIZE: 13px; -webkit-border-horizontal-spacing: 10px; -webkit-border-vertical-spacing: 10px" class=Apple-style-span>"Seni BRT'ye alacağız bundan sonra gösterilerini, tiyatronu BRT'de yapacan" dediler. "<STRONG>BRT</STRONG><SPAN class=Apple-converted-space> </SPAN>de bizim elimizde" diyerek vaadlerde bulundulardı.</SPAN></SPAN></SPAN></SPAN></P>

Yayın Tarihi: 12/04/10 21:30
okuma süresi: 8 dak.
Bu Baskı Artık Yeter, Bir Kere Daha Tekrarlanmaması İçin Açıklıyorum
A- A A+

Çerçi "Elimdeki dövmeleri de çekmemi istediler."

Kıbrıs Postası Özel Haber

Ümit Çerçi, kendisi gibi baskı altında olan çok sayıda kişnin olduğunu ve buna dur demenin zamanı geldiğine inandığın söyledi. Çerçi, bu açıklamaları ne kendisinin ne de diğer vatandaşların bu yaşananları bir daha yaşamamak için açıkladığını belirtti.

Çerçi sözlerine şöyle devam etti;

Konuya girmeden önce şöyle başlayım: Trafik kazasında ben eşimi kaybettim. 42 gün komada yattım. 2 çocuğum yaralandı. Bayağı bir sorunlar yaşadım. Sakatlığımdan dolayı mevcut işimi de kaybettim.

Çocuğumun tedavisi için kendi tırımı da satmak zorunda kaldım. Nitekim iki sene işsiz kaldım. Seçim zamanı da yanıma geldiler (Genel Seçimler) "Ümit, durumun kötü, bize oy verirsen, ama bu oyu bize ıspatlı verecen, telefonun kamersıyla video kaydına çekecen, biz de seçim bittikten sonra seni işe alacağız" diyerek ailemin yanında beni bu şekilde kandırdılar.

Baskı yaparak kandırdılar. Ve ben kamera kaydına çektim. Ondan sonra sahip çıkmadılar. Buna benzer şeyleri benim gibi birçok insana yaptılar. Belki benim yaptığım da hataydı ama ben mecburdum bir şekilde bunu yapmaya, inanmaya. Çünkü beni o boşlukta yakaladılar.

Çoluğum çocuğum perişan bir haldeydi. Yoksa ben tarihimde bunlara oy vermiş bir insan değildim. Büyükkonuk bölgesinde bir saltanattır ki gidiyor.

Genel Seçimlerde senden talep ettikleri oyu Ulusal Birlik Partisi'ne verdiğini nasıl ıspatlamanı istediler?

Elimdeki dövmeleri de çekmemi istediler. Olabilir de Ahmet çekmiştir, sen de Ahmet`inkini kullanıyor olabilirsin dediler. Bu şekilde profesyonel çalıştılar. Ve ben de çektiğim görüntüleri onlara gösterdim. Bu şekilde oyumu UBP'ye verdiğime ikna oldular.

Bunu sana söyleyenlerin isimlerini açıklayabilir misin? Bir mahsuru var mı?

Hayır yoktur. Sezai Sezen (Büyükkonuk Belediye Başkanı), Ali Rıza Usluer (UBP İskele Milletvekili), Ahmet Zengin (UBP İskele Milletvekili). Bu üç kişi beni kandırıp yaptırttılar.

Zor mu kullandılar bunu yapman için?

Zor kullandılar, zaafımdan yararlanmaya çalıştılar. Zayıf noktamı yakalayıp özgür irademi gaspettiler. Ondan sonra da bana sahip çıkmadılar.

Peki bunu yapmazsan ne olacağını söylediler?

Şu anki durumumdan bin kat daha beter olacağımı söylediler. Biz belediyeye 20-25 kişi işçi alacağız dediler. Araştırmanızı da yapın. İşçiler alındı. Ama ihtiyaçlı olanlardan değil, nüfusu çok olan ailelerden aldılar. Beni 10 gün bir yere yolladılar 3 gün başka bir yere yolladılar.

Ahmet Zengin geldi ben sanki dilenciymişim gibi benim elime 50 TL para verdi. "Git çocuğuna süt al, mama al, bez al" dedi. Ben dilenci miyim? Ben dilenci değilim!

Şu an cumhurbaşkanlığı seçimi sürecindeyiz. Bu insanlar seninle yine irtibata geçti mi? Bildiğimiz kadarıyla geçici bir işte çalışıyorsun ama aslında da tiyatrocusun değil mi?

Ben geçici bir iş buldum dozer operatörü olarak ama aslen tiyatrocuyum. Bu üç kişi, Sezai Sezen - Büyükkonuk Belediye Başkanı, Ali Rıza Usluer - UBP İskele Milletvekili, Ahmet Zengin-UBP İskele Milletvekili benimle yeniden irtibata geçti.

Zaten daha önce genel seçimlerdeve "seni BRT'ye alacağız bundan sonra gösterilerini, tiyatronu BRT'de yapacan" dediler. "BRT de bizim elimizde" diyerek vaadlerde bulundulardı.

Dün cumhurbaşkanımız bölgemize geldi. Onu görmek için, ne konuştuğunu gidip dinlemek için onun yanına gitmek istedim. Bir topluluğun içinde oturuyordum ve o topluluğa da gideceğimi söyledim. Oradan iki tane genç arkadaşım da benimle beraber kalktı. "Abi sen gidiyorsan biz de geliyoruz" dediler.

Çıktım ama 200 metre gidemedim. Büyükkonuk Belediyesi'nden haber geldi. Bunu yapan kim? Benimle beraber orada oturan insanlar. Aradılar beni ve "sakın gitme" dediler. Beni arayan belediye başkanı mıydı? Hayır değil ama o niçin aramadı ona da şaşırdım. O da arar yani.

Belediye Başkanı seni direk mi arıyor?

Evet arıyor.

Ne diyor aradığı zaman?

Sakın ha "Talat'ın bölgesinden uzak dur. Bizim yolumuz Eroğlu'nun yoludur. Sen göreceksin senin için güzel şeyler düşünüyoruz" diyor. Hala daha bana o boş vaadlerden bahsediyor.

Ben tüm bunlara rağmen cumhurbaşkanının olduğu yere gittim. Orada da Cumhurbaşkanı'nın söyledikleri kafama yattı. Ben orada bu insanlar tarafından kendimi kullanılmış hissettim ve bunu benim gibi onlarca, yüzlerce insana yapıyorlar. Zaten vicdanım rahat değidi. Cumhurbaşkanı'nın konuşmaları da hoşuma gitti. Söz aldım ve bu olanları direk cumhurbaşkanına söyledim.

Ne kadar doğru ya da yanlış yaptığımı bilmiyorum. Dünden beri benim telefonlarım hiç susmadı. İşyerinden sorun yaşadım. Bugün işimden atılacağımı tahmin ediyordum.

Ne dedin cumhurbaşkanına tam olarak?

Olanları bir bir anlattım. Buraya gelmek için evimden çıkıyorum, her tarafa adam koymuşlar, her tarafa ajan koymuşlar benim nereye gideceğimi biliyorlar dedim. Dağdan, bayırdan çıkıp geliyorum. KKTC vatandaşıyım. Cumhurbaşkanı'nı dinlemek için neden dağdan çıkıp geleyim? Ben terörist miyim?

Bırakın oy kullanmayı cumhurbaşkanının bir toplantısına bile katılacağımda bana baskı yapıyorlar. Şunu da söylemek durumundayım: Belediye'ye alınan işçilerin araştırmasını lütfen yapın. Kamyon şöförü alındı. Elektrikçi alındı vs.. Bunlar işlerinin erbabıdır diye alınmadılar. Herhangi bir sınav filan yapmadılar. Kimin oy potansiyeli yüksekse onları aldılar.

Bu söz konusu kişiler yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yine size ayni vaadlerde bulunuyorlar mı? Başbakan Derviş Eroğlu'na oy vermemeniz halinde ne olacağını söylüyorlar?

Aynen devam ediyorlar. Hala daha o boş vaadlerle, üstüne bir yenilerini de ekleyerek geliyorlar. Şu anda çalıştığım onların bulduğu bir iş. Beni Kaya Artemis Otele şöför olarak sokacaklarını söylüyorlar. Seni BRT'ye alacağız diyorlar. Ben iki senedir işsizdim. Bir yerde işe başlayabilmem için illa ki UBP'li mi olmam lazım?!

Cumhurbaşkanımız da bana öyle bir açıklama yaptı ki ben dayanamadım artık ve içimi boşalttım. Ben başımdan geçenleri cumhurbaşkanına anlatırken durumumun şimdikinden daha kötüye gidebileceğini biliyordum. Birçok insana ayni yöntemler kullanılıyor ve hatta beni orada konuşmam bittikten sonra tebrik de etti arkadaşlarım.

Sen Sayın Derviş Eroğlu'nun ve onun seçim kampanyasını yürütenlerin, "Talat seçilirse TC kökenli yurttaşlar gönderilecek" söylemine nasıl bakıyorsun?

Düne kadar inanıyordum onlara. Benim gibi birçok insan da inanıyordu. Ama sayın cumhurbaşkanımızın yaptığı açıklamalardan sonra inanmamaya karar verdim. Zaten bana yapılanlardan sonra doğru söylemediklerini biliyordum.

Bölgede sizin dışınızda başka insanlara da ayni yöntemlerle yaklaşıyorlar mı? Devletin imkanlarını kullanarak vaadlerde bulunuyorlar mı?

Evet bir çok şekilde vardır. Ama insanlar korkudan hiçbirini açıklamıyor, açıklayamıyor. Mesela genel seçimlerden önce TC Yardım Heyet'inin bölgede evi tamir isteyen vatandaşlara yardımı vardı. Bunu bile siyasete çevirdiler.

Nasıl yaptılar?

Örneğin birinin yardıma mı ihtiyacı var. Bakıyorlar UBP'li mi değil mi diye ona göre veriyorlar. Yani TC Yardım heyetinin iyi niyetini bile kendi siyasetlerine göre kötüye kullanıyorlar.

Kıbrıs Postası Özel Haber

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.