Şener Levent "Ünal Çağıner çok mutlu "toprak artık Türk toprağı oldu" diyor

Alan memnun, satan memnun

Kıbrıs'ın en güzel sahillerinden biridir Girne'deki Acapulco sahili...

Eskiden Acapulco demezlerdi.

"6.5 mil" derlerdi...

Veya "Başambo"...

Kıbrıslıtürklerin değil, Kıbrıslırumların elindeydi.

1974 askeri harekatıyla Kıbrıslıtürklerin eline geçti.

Kumu altın kum...

Denizi deniz...

1974'de sadece galifcilik vardı orda...

Şimdi ise kocaman turistik bir tesis...

İki bin yataklı bir otel...

Bungalowlar...

Havuz, oyun alanları, konferans salonları...

100 dönümlük bir arazi...

1977'de turizmci iş adamı Ünal Çağıner'e tahsis edilmiş.

I. derecede askeri bir bölgenin tam ortasında...

Turistik tesisin çevresindeki alan bir boydan bir boya tel örgülerle çevrilmiş...

Sahile bakan tepede askeri nöbetçi kulübesi var...

Nöbetçi asker sahilde yan gelip yatanlara tepeden bakar.

***

Ekonomik krizden fena halde etkilendiğini söyleyen Kıbrıslırum mal sahibi Ünal Çağıner'le görüşüp anlaşmış...

Altı ay sürmüş bu pazarlık...

Sonuçta 35 dönüme karşılık 3 milyon 400 bin sterline anlaşmışlar. Mal Tazmin Komisyonu sa bu dostane anlaşmayı onaylamış.

Ayrıca KKTC Bakanlar Kurulu da bunu onaylayan bir karar almış.

Böylelikle satış ve malın devri gerçekleşmiş...

Ünal Çağıner çok mutlu...

"Bu toprak artık Türk toprağı oldu" diyor...

***

Kıyak bir anlaşma değil mi?

Satan için değil...

Alan için...

Eşsiz bir sahil, dönümü 100 bin sterlin!

Oysa yine Girne'deki Cratos Otel'in yanındaki emekli bir yargıcımızın tasarrufunda bulunan Rum arazisine bunun 2,5 katı fiyat biçmişti mahkememiz...

Dönümü 250 bin sterlin...

Ki Acapulco sahili kadar değerli de değildi.

Mahkemenin hesapladığı değer üzerinden hesaplansaydı bile, Acapulco'daki 35 dönüme 3,4 milyon sterlin değil, 9 milyon sterlin ödenmesi gerekirdi.

Kısacası sahil kelepir fiyatına gitti...

***

Mesele o değil ancak...

Bu alım satım mülkiyet konusunda, daha önce emsali görülmemiş başka yollara da kapı açıyor.

Kuzeyde, sahte koçanlarla elinde Rum malı bulunduranlar, malın güneydeki gerçek sahibi ile doğrudan muhatap olmak ve pazarlık yapmak hakkını elde ediyor. Mal Tazmin Komisyonu ise bu pazarlıkta sadece aracı rolüne soyunuyor.

Yani bu durumda kuzeyde Rum malı bulunduran herkes, güneyde malın gerçek sahibini bulur ve pazarlıkta onunla anlaşırsa mesele yok...

Malı satın alır ve sahte koçandan gerçek koçana geçer...

Güneydeki hükümet ile tapu dairesinin bu durumu nasıl değerlendireceğini merak ediyorum...

***

Kıbrıs'taki mülkiyet sorununun tazminatlarla çözümlenmesi için yeşil ışığı yakan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi oldu.

Kuzeydeki Mal Tazmin Komisyonu bunun için oluşturuldu.

Ve tıkırında işlemeye başladı.

Güneydeki hükümet, Rum kumarcıların kuzeye akışını engelleyemediği gibi, Taşınmaz Mal Komisyonu'na Rum başvurularını da engelleyemedi.

Mevcut statükonun devamı halinde, zaman geçtikçe komisyona başvurular daha da artacak...

Parasızlıktan canı yanan her Rum kuzeydeki malın kelepir fiyatına satacak...

Kuzeydeki Rum mallarını Türklere kaptırmamanın tek yolu, güneydeki hükümetin bunları satın almasıydı...

Ancak silaha yaptığı yatırımı hükümet buraya yapmadı.

***

Acapulco'nun satışı mülkiyet meselesinde bir kilometre taşıdır.

Sahte koçan sahibi ile gerçek koçan sahibi kendi aralarında anlaştı.

Alan memnun...

Satan memnun...

Yapacak bir şey yok...

Önce harita bölündü...

Sonra nüfus birbirinden ayrıldı...

Şimdi sıra toprakta...

Toprak da ayrılacak...

Türk toprağı...

Rum toprağı...

Kıbrıs'ta taksim engellenemez değil mi?