KÜLTÜR-SANAT
okuma süresi: 12 dak.

Ambargoları delen fotoğrafçılar

Ambargoları delen fotoğrafçılar

Kıbrıs Fotoğraf Sanatı Derneği (KIFSAD) Uluslararası Fotoğraf Sanatı Federasyonu'na üye olan ilk ve tek Kıbrıslı Türk dernek oldu...

Yayın Tarihi: 26/10/14 11:19
okuma süresi: 12 dak.
Ambargoları delen fotoğrafçılar
A- A A+

Hasan YIKICI - Kıbrıs Postası

Kıbrıs'ın kuzeyinde, Kıbrıs Fotoğraf Sanatı Derneği (KIFSAD) çatısı altında fotoğraf sanatını icra eden Kıbrıslı Türk fotoğrafçılar ambargoları delerek uluslararası bir organizasyon olan FIAP'a üye oldu.

Kıbrıs'ın kuzeyindeki ilk ve tek Uluslararası Fotoğraf Sanatı Federasyonu (FIAP)'a üye olan KIFSAD hikayesini Kıbrıs Postası'na anlattı.

Kıbrıs Fotoğraf Sanatı Derneği (KIFSAD) 2011 yılından beridir, fotoğtaf sanatını sevdirmek ve fotoğraf tutkunlarının bilgi, becerisini geliştirmek için çeşitli etkinlikler ve üretimler yapmakta. Özellikle son zamanlarda edindikleri çeşitli başarılarla isimlerinden sıkça söz ettiren Dernek, uluslararası bir organizasyon olan Uluslararası Fotoğraf Sanatı Federasyonu (FIAP)'ın da üyesi oldu. Kıbrıs'ın kuzeyindeki ilk ve tek fotoğraf derneği olarak FIAP'a üyelik hakkı kazanan dernek, aynı zamanda önemli bir olaya da imza atmış oldu. Fotoğrafçılar, amborgoları deldi!

İlk ve tek dernek

Pek çok değerli fotoğraf sanatçısı ve fotoğraf tutkununun üyesi, sempatizanı olduğu KIFSAD, Ekim ayı başından itibaren FIAP üyeliğine kabul edildi. Söz konusu üyelikle beraber Kıbrıs'ın kuzeyinde bir fotoğraf derneği ilk ve tek olarak uluslararası bir organizasyona üye oldu. Bu üyelik, KIFSAD ve üyelerine pek çok olanak ve fayda sağlarken en önemli nokta ise Kıbrıs'ın kuzeyindeki fotoğrafçıların sanat ile ambargoları delmesi ve uluslararası bir organizasyonda temsil hakkı kazanması oldu.

KIFSAD'tan dernek başkanı Mehmet Türelman, Emre Gürsev ve Tijen Erol ile derneğin etkinlikler, uluslararası başarırı, FİAP üyeliği ve ülkedeki fotoğrafçılık hakkında konuştuk.

Yeni kurulan bir derneksiniz. Fakat son zamanlardaki başarılarınızla isminizi sıkça duyuluyor. Biraz dernekten bahseder misiniz?

Mehmet Türkelman: "Biz 27 Ekim 2011 tarihinde 10-11 arkadaşla kurulduk. Kıbrıs'ın kuzeyinde ne kadar fotoğrafa aç insan varsa onları kabul edip fotoğrafı sevdirebilmek, fotoğraf tutkunlarının fotoğrafa bakış açılarını geliştirebilmek amacıyla kurulduk. Süreç içinde 2 defa sarsıntı geçirdik. Ama şu an derneğimiz başarılar kazanarak yola devam ediyor. Üyelerimizin içinde 17 yaşından 70 yaşına kadar çeşitli kesimlerden insanlar var.

Şu anda yeni üyelerle 68-70 civarı kişi var. Bunların 40 kadarı da çekirdek kadromuzu oluşturuyor. Bunun dışında inanamayacağınız şekilde sempatizanımıza çok.

Emre Gürsev: "Genel olarak üyelerin eğitimine yönelik etkinlikler yapıyoruz. İlk etapta mekanik eğitimi veriyoruz. Fotoğraf makinesini tanımaya ve kullanmaya yönelik, temel eğitim veriyoruz. Daha sonra kompozisyon, kadrajlama, ışık konularında eğitim veriyoruz. Ülkenin fotoğraf dalında isim yapmış insanlarını konuk olarak getiriyoruz.

Üyelerin fotoğraf eğitiminde pratik çok önemlidir. Çektikçe, hatalarımızı gördükçe.

Üyelerimizi teşvik etmek ve fotoğrafçılara daha çok pratik katmak için aylık yarışmalar düzenliyoruz. Yarışmalarda katiyen kendi içimizden bir jüri seçmiyoruz. Dışarıdan getiriyoruz. Üyelerimizi tanımayan, bilmeyen insanları getiriyoruz. İsimsiz olarak fotoğrafları yarıştırıyoruz.

Dış geziler yapıyoruz. Kimi zaman tematik yapıyoruz. Genelde köyler ağırlıklı geziler yapıyoruz. Çünkü malzeme belli Kıbrıs genelinde. Çok fazla bir şey bulamıyorsunuz. Eve ışık yeterlidir, doğa güzledir ama doğayı seven var sevmeyen var. O yüzden köylere gidip portreler çekiyoruz.

Ayrıca önümüzde planladığımız bir atölyemiz var. Özcan Yurdalan ile beraber belgesel fotoğraf üzerine eğitim çalışmamız olacak.

Daha sonra gene isim yapmış insanları çağıracağız. Şu anda planlanmış olarak, ikinci etkinliğimiz İsmail Gökçe ile olacak. 4 aylık bir sürede.

Biraz da FİAP üyeliğinizden bahseder misini? Nasıl oldu süreç?

Tijen Erol: FİAP şu anda dünyadaki en eski sanat federasyonudur. Esas merkezi şu anda Paris'tedir. Belçika'da kuruldu. Şu anda ona üye 85 tane ülke var. Milyonlarca fotoğrafçı şu anda dernekleri aracılığı ile bu federasyona üyedir. 85 ülkenin içinde şu anda Kıbrıs ve Kıbrıslı Türk fotoğrafçılar da var.

Bizim üyeliğimiz çok yenidir. 8 Ekim'de onayımızı aldık. Bizden çeşitli zamanlarda çeşitli belgeler istediler. Dernekle ilgili, üyelerimizle ilgili, bir sürü yazışmalarımız oldu. Onlar değerlendirdiler ve kabul ettiler.

Aslında size geçmişini de anlatmam lazım bu sürecin.

Dernek'te FİAP'a girmek isteyen bir sürü üyemiz vardı. Bu konuda üyelerimize yardımcı olabilmek adına Türkiye ile temasa geçtik. Türkiye Fotoğraf Sanatı Federasyonuyla ilişki kurduk. Bunun üzerinden de FİAP'a üyelik başvurusu yapmayı planlıyorduk. Dolaylı yoldan yani.

Fakat sonradan bunun mümkün olmadığını da öğrendik. Türkiye'deki federasyona da üye olamadık. Bize bir sürü şartlar koydular önümüze. Bunlardan biri bizden iki tane olağan genel kurul istemeleriydi. Üç yıllık bir denektik ve arada olağanüstü genel kurullar da olduğu için, iki olağan genel kurulumuz olmadı. Dolayısıyla biz federasyona üye olamadık.

Ondan sonra bize şöyle bir öneri getirdiler: 'Sizin üyelerinizi Türkiye'deki bir derneğe kaydedelim ve siz de onun üzerinden başvuru yapın'

Şimdi bunun bence iki sakıncası vardı. Birincisi biz Kıbrıslıydık ve Kıbrıs'ta yaşıyoruz. Ama Türkiye adına yarışmaya gireceksin. Bütün balarılarımız Türkiye'deki derneğe katkı sağlayacak. Buradaki derneğimizde bir katkısı olmayacak. Üstüne üstlük kişi olarak şahsen ben, Kıbrıslıysam Kıbrıs'tan başvuru yapmak isterim ki ülkemiz adına olsun.

İkinci sakıncası da bizim o derneğe üye olmak için şahıs olarak yıllık para ödemek zorunda olacak olmamız. İnsanlar zaten bizim derneğimize para ödüyor bir de Türkiye'deki derneğe para ödemek zorunda kalacak.

Tüm bu yaşananlar ilk başta üyelerimizi hayli moral kaybına uğrattı.

Güneyden de başvurabilirdik ama yine aynı durum geçerli olacaktı. Üstüne üstlük oraya da para ödeyeceksiniz. İnsanlar biraz bocalama dönemi geçirirken biz de ne yapacağımızı düşünmeye başladık ve deneyelim dedik. Doğrudan dernek adıyla akredite olmak istedik. Ve biz de dernek olarak başvurduk. İstedikleri tüm dokümanları gönderdik. Daha sonra bize bir mektup geldi. E-mail ile bize üyeliğimizin onaylandığını söylediler!

Biz şimdi ilk FİAP olduk. Yani FİAP federasyonuna direk bağlı dernek demektir. Şu anda güney Kıbrıs'ta var olan diğer denekler de var. Kıbrıs'ın kuzeyindeki ise ilk ve tek FİAP derneğiz. Sürekli olarak iletişimleri bizimle direk olarak gerçekleşmektedir.

Ne gibi olanaklar sağlıyor peki bu?

Tijen Erol: Bunun en güzel faydası, ki üyelerimiz bundan çok çok mutludur, bizim derneğimizin üyelerinin tümü FİAP yarışmalarına Kıbrıs adına girip direk derneğimiz adına başvuru yapabilir.

KKTC tanınmadığı için Kıbrıs olarak, Kıbrıs'ın kuzeyinden başvuru yapabiliyoruz.

Dernek olarak şu anda nasıl ki bizim üyelerimiz bir unvan başvurusu yapabilir, derneğimiz de unvan başvurusu yapabilecek. Bizim üyelerimiz başvuru gösterdik sonra derneğimiz de belli kriterleri sağladıkça derneğimiz de unvan alabilecek.

Bunun dışında yılda bir yapılan dünya kongreleri var. Bu dünya kongrelerine bizim katılma hakkımız ve bir delege gönderme hakkımız var. Ve o delegenin yönetsel oturumlar katılma hakkı var.

Dünya kupalarına dernek olarak katılabileceğiz.

Aynı zamanda FİAP patronajlı etkinlikler yapma hakkımız var. Logosunu kullanma hakkımız var. Her türlü yayında."

Mehmet Türkelman: "Tijen, Mustafa Müzeezinoğlu, Nihal, Cahit Taşkıran, bunlar baya baya yeni başlamalarına rağmen bol miktarda sergileme aldılar. Tijen, geçen gün a-FİAP diploması alı, aynı zamanda Mustafa Müezzinoğlu da.

Tijen Erol: "Belli bir süre yarışmalara girdim. O yarışmaların sonucunda orada alınan derecelere ve başarılara göre belli kriterleri tamamladıktan sonra bu unvanlar veriliyor. A-FİAP, 'Artist FİAP' demektir. Sanatçı unvanı yani."

Özel olarak hangi alanlarda fotoğraf çekiyorsun

Mehmet Türkelman: "Makto ve portre çekiyorum. Ara sıra çok olmasa da manzara çekiyorum. Hemen hemen bütün dallardan hoşlanıyorum ama daha çok da makro ve portre.

Emre Gürsev: ben fotoğraf içinde insan olan kavramı seviyorum. Bu portre olabilir veya daha farklı şeyler olabilir. Deneysel fotoğrafları seviyorum. Işığı kullanmak veya stüdyo ortamında daha farklı fotoğraf çekebilmek. Yine içinde insanlarım olan, belgesel fotoğrafçılık olabilir. Çocuklara karşı bir ilgim var. Lefkoşa Surlar İçini kaç kere gezim hiç bilmem.

Tijen Erol: Benim insandır, duygudur. İnsan fotoğrafları beni etkiler. Benim insansız fotoğrafım yok gibi bir şeydir. Portreyi de severim ama belgesele de çok fazla ilgim var. Doğadan veya makro çekmedim hiç. Beni çeken bir alana değil, beni heyecanlandırmıyor. Ama doğa fotoğrafı çeken arkadalar da var, onların da heyecanını görüyorum. Gecenin bir vakti kalkıp uzun pozlama yapıyorlar. Bu da onları çok heyecanlandırır. Ama biz köy gezilerine gittiğimizde katılmak bile istemiyorlar mesela."

Sosyal medyanın fotoğraf sanatını nasıl etkilediğini düşünüyorsunuz? Bir aşınma söz konusu mu?

Emre Gürsev: "İki ayrı aşaması var. Bir yanıyla çok faydalı. Sizin tanınmanız, yaptığınız eserlerin görünmesi açsından faydalı. Ama ben tabirim budur: facebook fotoğrafçılığı. Burada yapılan da budur aslında.

İnsanlar sadece ve sadece beğeni alıyorlar diye bazı gruplara üye oluyorlar. Orada aldıkları beğenilerin sayısına göre 'ben fotoğrafçıyım' diye yetinebiliyorlar. Bu insanın kendini geliştirebilmesi açısından büyük bir tehlikedir.

Biz bu sergiyi açtıktan sonra birçok üyemiz bizim bigisayardan gördüğümüz ya da yayınladığımız fotoğraflardan çok daha farklıymış dediler. Gerçek olarak fotoğrafa dokundular. Bu sergilerimizi yılda birden daha fazlaya çıkarta bilirsek o zaman da fotoğrafı çeken kişi de fotoğrafın sanatsal yönünü de daha fazla görebilecek; gelen insan da 'evet fotoğrafçılık buymuş, fecebook, telefon fotoğrafçılığı başka" diyebilecek.

Derneğin şu anki durumuyla ilgili ne demek istersiniz?

Mehmet Türkelman: "Şu anda bizim dernek çitayı bayağı bayağı yükseltti. Bunun farkındayız. Bizim sorumluluklarımız da arttı. Artık herkes bilerek fotoğraf çekiyor. FİAP'a uygun şekilde davranmak lazım. Biz de bunun için eğitimlerimizi daha da sıklaştıracağız. Bir aile gibiyiz dernekte. Bizim bu başarımızı sağlayan da birlik ve beraberliğimizdir. Bundan sonra yolumuz çok açık. Müthiş başarılı arkadaşlarımız var. Derneği daha da iyi yerlere getireceğiz. Bundan sonra arkamız yere gelmez."

UNESCO tarafından tanınan ve dünyanın en büyük fotoğraf federasyonu olan Fotoğraf Sanatı Uluslararası Federasyonu (FIAP) tarafından gösterdikleri başarılardan dolayı AFIAP unvanı verilen fotoğrafçılar arasında Tijen Erol dışında; Buket Özatay, Mustafa Müezzinoğlu, Tevfik Ulual da var. Tevfik İleri'ye ise EFIAP/b (Excellence FIAP bronze) unvanı verilidi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.