EKONOMİ & FİNANS
okuma süresi: 9 dak.

TC Merkez Bankası Para Politikası Kurulu Toplantısı ile ilgili ilk yorum İktisatbank'tan...

TC Merkez Bankası Para Politikası Kurulu Toplantısı ile ilgili ilk yorum İktisatbank'tan...

İktisatbank Hazine Grup Müdürü Emre Değirmencioğlu, TC Merkez Bankası Para Politikası Kurulu Toplantısı ile ilgili ilk yorumu yaptı. Değirmencioğlu'nun yorumu şöyle:

Yayın Tarihi: 31/01/14 15:17
okuma süresi: 9 dak.
TC Merkez Bankası Para Politikası Kurulu Toplantısı ile ilgili ilk yorum İktisatbank'tan...
A- A A+

Müşterilerini döviz piyasasında olabilecek kur risklerine karşı geliştirdiği bireysel uygulamalarla sürekli korumaya çalışan İktisatbank, yaşanan ekonomik krizin minimum düzeyde atlatılabilmesi için müşterilerini değişen piyasa koşullarına karşı da sürekli bilgilendirmektedir. TC Merkez Bankası Para Politikası Kurulu Toplantısı ile ilgili İktisatbank Hazine Grup Müdürü Emre Değirmencioğlu tarafından yapılan son değerlendirme aşağıda sunulmaktadır.

Türkiye bu hafta küresel ekonomide reytingi en yüksek olan ülke konumunda.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Salı akşamı düzenlediği olağanüstü Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında olağanüstü kararlar alarak manşet faiz oranlarını beklentilerin üzerinde artırdı. Olağanüstü günler yaşadığımızdan öncelikle buralara nasıl gelindiğini kısaca hatırlayalım.

Geride bıraktığımız Mayıs ayında patlak veren Gezi Parkı olayları, FED'in tahvil alım programını yavaşlatma sinyali ile bol paranın biteceği yönünde değişen piyasa düzeni, ardından bir süre Suriye olaylarının yarattığı tansiyon ve nihayetinde TCMB ile piyasalar arasında gittikçe açılan derin görüş ayrılığı, Türk Lirası ve Türk Lirası cinsi yatırım araçlarının 2013 yılının Mayıs ve Aralık aylarını kapsayan dönemde ciddi anlamda satış baskısına maruz bıraktı. Aralık ayıda FED'in tahvil alımları yolu ile piyasalara sağladığı likiditeyi azaltacağı yönünde aldığı kararın gelişmekte olan ülke para birimleri üzerinde yarattığı yeni tedirginlik; yüksek dış finansman ihtiyacı ile artan dövize olan talep ve maalesef 17 Aralık süreci ile ivme kazanan TL'deki değer kaybı, Türkiye ekonomisinin kısa vadeli görünümünde büyük bir bozulmaya yol açtı. Mayıs ayına kadar piyasaların gözbebeği konumunda olan ve orta vadeli olumlu hikayesi ile not artış ile ödüllendirilen Türkiye ekonomisi, Aralık'tan beri gelişmekte olan ülke para birimleri arasında negatif ayrışmak suretiyle risklerin odağına oturdu. TCMB'nin gerek döviz piyasasına yönelik ihale ile sunduğu döviz arzı gerekse doğrudan satım müdahalelerine rağmen bir türlü ateşi sönmeyen yükseliş, fiyat istikrarını tehdit etmeye başlaması ardından TCMB PPK Salı akşamı geceyarısı olağanüstü gündem ile toplandı.

TCMB'nin piyasalarca finansal mühendislik içeren innovatif politika araçlarının yerine ana silahı olan faizi kullanmaması, yatırımcılarda kafa karışıklığı yaratmak suretiyle Türkiye ekonomisinin Arjantin, Ukrayna, Endonezya, Güney Afrika gibi kırlganlıklara açık ülkeler arasında isminin sıklıkça anılmasına neden oldu. Her ne kadar Türkiye'nin makro ekonomik gerçekleri bu tarz piyasa hareketlerini hakketmese de, yatırımcıların beklenti yönetiminin bozulması ve kurun her düşüşünün alım fırsatı olarak görülmesi ve bunun da kendi kendini besleyen bir sarmala girmesi TCMB PPK'nın olağanüstü toplantı yaparak politika duruşunu değiştirmesine neden oldu.

· Marjinal fonlama oranı % 7,75'ten % 12,00'ye yükseltildi (425 puan artış)

· Açık piyasa işlemleri çerçevesinde piyasa yapıcısı bankalara repo işlemleri yoluyla tanınan

borçlanma imkanı % 6,75'ten % 11,50'ye yükseltildi (475 puan artış)

· 1 hafta vadeli repo faizi % 4,50'den % 10,00'e yükseltildi (550 puan artış)

· Borçlanma faiz oranı % 3,50'den % 8,00'e yükseltildi (550 puan artış)

· Geç likidite penceresi borç verme faizi % 10,25'ten % 15,00'e yükseltildi (475 puan artış)

TCMB'nin beklentilerin oldukça ötesinde almış olduğu bu karar görüleceği üzere 425 ile 550 puan arasında faiz artışına tekabül ediyor. Faiz oranlarını açıklamaya çalışalım.

TCMB en düşük faiz oranı olarak yabancıya yatırımcıya % 8 seviyesini gösterek para girişinin de önünü açmış oldu. Toplantı ardından yayımlanan kısa bildiri notunda, önümüzdeki dönemde Merkez Bankası fonlaması bir hafta vadeli repo faiz oranından sağlanacaktır ibaresine yer verilmiş. Düne kadar TCMB'yi uyguladığı anlaşılması güç politika duruşu nedeniyle eleştirenlere de politikasını sadeleştirerek sert bir cevap de verdiğini görüyoruz. Bu paralelde artık gecelik fonlama faizinin % 7,75 yerine % 10,00 civarında oluşacağını görüyoruz. İstisnai gün uygulamasına ihtiyaç duyulması durumunda (piyasaların tekrar bozulması), TCMB faiz koridorunun üst bandı olan % 12 seviyesini kullanabilecek kadar da ilave esnekliğe sahip oldu (marjinal fonlama oranı). İşlevsiz olan politika faizinin yeniden devreye sokulması bir yana gece geç likidite penceresinden fonlama yapması durumunda ise piyasaya % 15'den fon sağlayacağını da not edelim.

TCMB'nin aldığı karar ile net bir şekilde bağımsızlık ve kredibilite testinden de başarılı bir şekilde geçtiğini görüyoruz. TCMB faiz silahını kullanmaktan kaçınıyor sadece piyasayı seyrediyor yönünde artan söylemlerin de önüne geçtiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Elbette kararın piyasalara yansımasının nasıl olacağını zaman gösterecek. Faizin yükselmesi enflasyon beklentilerindeki bozulmayı elbette sınırlayacaktır. Faiz hadlerinin yükselmesi piyasa faizlerine farklı şekilde yansıyabilir. Kısa vadeli Devlet İç Borçlanma kıymetlerinin fonlama dezavantajı nedeniyle yukarı gidebileceğini, uzun vadeli faizlerin ise olumlu anlamda etkileneceğini düşünüyorum. Mevduat faiz oranlarının % 10 seviyesinin hafif üzerinde oluşmasına ve bir miktar daha yükselmesine kesin gözüyle bakıyorum. Elbette yüksek faiz kredi maliyetlerine de yükseliş yönünde yansıyacaktır. Bu görüşten hareketle bankacılık sektörünün negatif etkileneceği ve bankacılık hisselerinin satış baskısına bir müddet maruz kalacağını düşünüyorum. Döviz kurunda elbette görülen iyimserliğin ivme kaybetmekle birlikte korunma eğiliminde olması aklıma gelen ilk cevap gibi görünüyor. Ciddi anlamda döviz ihtiyacı olan kurumsal şirketlerin kurun gelmiş olduğu seviyeden faydalanmak isteyeceği aşikar. Öte yandan döviz satışından uzak duran bireysel müşterilerin ise döviz tevdiat hesaplarında gerileme görebileceğimizi düşünüyoruz. Bu eğilim dengeli bir şekilde korunacağa benziyor. Uzun vadeli bir yaklaşımla TL'nin değerlenme potansiyeli taşımaya aday olduğunu, ancak siyasi endişeler ve yaklaşan seçim nedeniyle kurdaki düşüşün yerini daha dengeli bir seyre terk edeceğini düşünüyorum. USD/TL kuru için 2,1500 seviyesinin orta vadeli bir yaklaşımla mantıklı bir kur seviyesi olarak görüyoruz (reel efektif döviz kuru endeksine göre yapılan hesaplama). TCMB'nin faiz oranlarında aldığı yükseltme kararının büyümeye sekte vuracağı yönünde yorumlar da görüyoruz. Kanımca, döviz kurlarında görülen anormal volatilitenin büyümeye ve beklenti yönetimine daha sert bir etki yaptığını düşünüyorum ve katılmadığımı bildirmek isterim.

Kurların gelmiş olduğu seviyenin riskli pozisyonların kapanması amacıyla kollanabileceği unutulmamalıdır. Kur bugün düştü yarını bekleyim daha da düşer mi sorusunu kendinize sormadan mutlak suret ile kaçının ve iyimserliklerde riskli pozisyonlarınızı azaltmaya yoluna gitmenizi, mevcut piyasa şartlarında en akılcı senaryo olarak görüyorum.

TCMB Başkanı Erden Başçı'dan geç de olsa TL'yi aslanlar gibi savunacak hamle geldi ancak konjonktür maalesef Gelişmekte Olan Ülke Para Birimleri için iyi değil...

Her ne kadar PPK faiz silahın agresif bir şekilde çekse de, gelişmekte olan ülke para birimlerinin mevcut değişen konjonktürde risklerin odağında bulunduğunu görüyoruz. TCMB'nin hamlesi ardından aynı yönde beklenti ile takip edilen Güney Afrika Merkez Bankası'nın hamlesinin zayıf bulunması gelişmekte olan ülke para birimlerinde nagatif bir etki yarattı. Faiz artışını yeterli bulmayan ve FED'in para politikasını normalleştirdiği bir ortamada cari açık, enflasyon ve büyüme sorunlarına ilave yüksek dışı finansman ihtiyacına muhtaç gelişmekte olan ekomomilerinin alacağı korumacı kararların yeterli olmayabileceği endişesi piyasalarda tedirginlik yaratmaya devam ediyor.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.