EKONOMİ & FİNANS
okuma süresi: 13 dak.

Saydam: "Hepimizi zor günler bekliyor"

Saydam: "Hepimizi zor günler bekliyor"

Dövizin yükselişi nedeniyle toplum olarak bizleri çok zor günlerin beklediğini ifade eden Ekonomist Mehmet Saydam, devletin bu işten yüzde yüz kârlı çıktığını kaydederek 2000'li yılları hatırlattı. Vatandaşı uyaran Ekonomist Saydam, "Sterlin 3.20'ye geri dönmez. Özellikle borçlanmanın aciliyetine dikkat edilmelidir. KKTC'de yaşanan ekonomik daralmanın, %30'u dövize bağlıdır, %10'u 'tanınmama' ile ilgilidir ve %60'lık gerçek kısmı hükümetin vizyonsuzluğu, ekonomiden anlamamasından kaynaklı hatalardır. Problem bizde" dedi.

Yayın Tarihi: 12/06/15 08:11
okuma süresi: 13 dak.
Saydam: "Hepimizi zor günler bekliyor"
A- A A+

Kıbrıs Postası - Özel

Ekonomist Mehmet Saydam Kıbrıs TV'de Sevim Basri'nin sunduğu Gündemden Notlar programına konuk olarak dövizle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Saydam, Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde bozulan ekonomik vizyon ve bozulan verilerin, Türkiye'de ciddi bir dalgalanmaya sebep olduğunu belirterek, Amerika'daki Merkez Bankası'nın yaptığı açıklamalar, AB'de yaşanan ciddi sıkıntılar ve ardından Rusya ile Amerika'nın çıkar çatışmasından dolayı yaşanan olumsuzluklar bölgedeki en büyük ekonomilerden biri olan Türkiye'yi olumsuz etkilediğini kaydetti.

Belli bir istikrara sahip olan Türk ekonomisinin, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ardından gelecek genel seçimlerle ilgili varsayımlar üzerine çok ciddi sinyaller vermeye başladığını da belirten Saydam, "geçtiğimiz hafta yapılan Türkiye Genel Seçimleri ardından 13 yıllık tek partili iktidarın el değiştirmesi ve koalisyon hükümetinin gelmesi ki koalisyonlar ciddi bir şekilde şunu çağrıştırır; radikal reform yapma şansınız neredeyse yoktur. Bunu bizler değerlendirirken, Türkiye'nin Maliye'den sorumlu bakanı direkt olarak TV karşısında, 'koalisyon var, koalisyonlarda da ciddi reformlar yapamayacağız, o yüzden durum kritik' gibi bir açıklama yaparak piyasalar üzerine benzin döktü" dedi.

"Toplum olarak bizleri çok zor günler bekliyor"

Ekonomist Saydam, toplum olarak bizleri ciddi şekilde zor günler beklediğini de kaydederek, belli radikal çözümleri yapmayı bekleyen iktidarın, seçim öncesinde bunları yapmayarak, seçmen gözünde iyi görünmeye çalıştığını ve ekonomik varsayımları geri plana attığını ve Merkez Bankası'nın müdahalelerine müdahale ettiğini belirtti.

Saydam sözlerine şöyle devam etti:

"Var olan ekonominin alınması gereken kararlarını da hep öteledi. Bunun da tek amacı seçimdi. Eğer bu müdahaleler yapılsaydı, ekonomi daha rahat noktaya taşınırdı. Türkiye'de yaşanan döviz artışından, ekonominin darbe görmesi yaklaşık 6 ayla 1 yıl sürer. Türkiye, belli bir üretimi olan, ürettiğini tüketebilen, piyasanın genelinin Türk Lirası'ndan endekslendiğini görüyoruz. Dolayısıyla, Türkiye'deki iç dinamiklerde yaşanan bireye yansıması bunun daha uzun bir süreçte yaşanacaktır. Bizim ülkemizde ise, böyle bir döviz artışı, 1 dakika içinde hayatımızı etkiler. Çünkü biz, %95 bandında ithalata bağlı bir ülkeyiz. Ev satışlarımız, arabalar, borçlar her şey dövize endekslidir. Bu artışlardan kaynaklı olarak, bizdeki birey Türkiye'ye göre %1000 daha erken para kaybına tabii tutulmak zorunda...

Bazı kurum ve kuruluşlar, genel ekonomik veriler üzerine açıklamalar yapar. Eskiden bu açıklamaları oturup dinlerken, artık bunları dinlemez olduk. Bu artık, insanları zekası ile alay etmek noktasına taşındı...

Bu hükümet, Eylül 2013'te iktidar olduğunda, Dolar 1.95, Sterlin de 3.13'tü. Bugün, Dolar 2.74, Sterlin de 4.24... Ortalamada %40 artış var. Bu, sizin hayatınız %40 oranında pahalılandı demektir. Buna karşılık, 2013'te 1,231 iken asgari ücret, bugün 1.457'dir. Aradaki fark %18. Piyasa ortalama %40 pahalılaşırken, sizin geliriniz ortalama %18 arttı. Siz, birey bazında %12 oranında küçüldünüz. Ama siz insanlara gidip de derseniz 'bu ülkede enflasyon yoktur', ya matematik dersi hiç almamışsınızdır, ya da sizin için siyaset insanları kandırmaktan öte değildir."

"Bu işten karlı çıkanlar da var!"

Devletin bu işten %100 karlı çıktığını da belirten Saydam, "2013 yılında 1.7 milyar Dolar ithalatımız vardı. Bu 2014, 1 milyar 785'e çıktı. Bu yıl için de 1 milyar 850 milyon Dolar'a gelmesi öngörülüyor. Sadece bu ithalattan bile hesaplandığında, bu ülke ortalama ayda 20 milyon Dolar ithalat yapar.

2013'te Dolar 1.95'ken, 20 milyon Dolar'ın karşılığı 37 milyon TL'ydi. Bunun %20'sini devlet, gümrük hattında vergi alırdı. Yani yaklaşık 7 milyon TL. Şimdi devlet, artan ihracatla beraber, toplamda kurdan sadece yılda 25 milyon TL, kafadan 10 milyon Dolar fazladan vergi alıyor..." dedi.

Saydam sözlerine şöyle devam etti:

"Siz devlet olarak, her türlü vergileri, bırakın düşürmeyi her yıl artırıyorsunuz, ithalattaki kara kar katıyorsunuz. Bu insanlar, ev kiralarını döviz öderken düştüğü yoksulluğu fark etmiyor ve diyorsunuz ki, 'ekonomiye müdahale edeceğiz'. Hükümet der ya, 'kayıt dışı ekonomiyi kayıt altına alacağız'. Bu verilerle kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınması mümkün değil, insanlar artık çıldırma noktasına gelmiş durumdadırlar."

"Sterlin 3.20'ye geri dönmez"

Türkiye'deki belirsizliğin çözümlenmesi halinde bile Sterlin'in 3,20 bandına geri dönmeyeceğini ifade eden Saydam, Sterlin'in 3.85 - 4 arasındaki bantta bulunacağını belirtti.

Şu an bulunduğu bantın bile halkın, KKTC ekonomisindeki geçimini minimize ettiğini belirten Saydam, hükümet olarak ne yapılması gerektiğinin de düşünülmesi gerektiğini belirtti.

Saydam sözlerine şöyle devam etti:

"Tüccarımız ithalat yaptığı zaman gümrükte peşin vergi öder, yıl sonundaki kurumlar vergisinde bunu mahsup eder. Bu sene devlet bunu kaldırdı. Dolayısıyla, böyle bir olay olamaz! Ülkemizde yasal düzenleme var. Yabancı uyruklu insan, sadece bir ev alabilir. Bu ülkede 16 bin satılmamış ev var, ama ben Fransız olarak gelip 10 tane ev alamam. Yasaya göre 16 bin tane yatırımcı bulmak zorundayım. Böyle bir tuhaflık, ekonomik mantığa uymayan şeyler var! Devlet, kurla birlikte kar ediyorum, yaşasın bana diyorsan ama diğer tarafta halk açsa, bu senin için ekonomik adaletse, Fransız'ın ünlü lafı olan 'ekmek yoksa, pasta yesin' pozisyonuna düşüyoruz."

Bugün itibariyle borçlanacaksanız...

Saydam, Sterlin'in 5 bandına yükselene kadar, TL'nin faizinden dolayı TL'ye karşı halen avantajlı olduğunu belirterek, 5 bandının da uzak bir band olmadığını sözlerine ekledi.

Saydam, uzun vadeli borçlanmaların, 36 ay ve sonrası için, kazanılan para cinsi üzerinden borçlanılması gerektiğini de belirterek, "borçlamanın aciliyetine dikkat edilmelidir" tavsiyesinde bulundu.

"Bir uzmanla görüşülmeli"

Saydam sözlerine şöyle devam etti:

Borcu olan insanların ne zaman borçlandığı önemli... Eğer 2013 öncesinden gelen Sterlin borcuysa, zaten ciddi anlamda TL faizine dönmeyerek ağır bir darbe yediler. Bugünü baz alıp, kalan bakiyeyi uzman bir ekonomistle sterlin ve TL faizlerini yeniden hesaplayıp sterlinin yükselme riskini 5 olarak belirleyip, yeniden düşünmelidirler. Bu şekilde borcu olan insanların ellerinde satılabilir varlıkları varsa, bu satılabilir varlığı satmaları yönündedir. Borcun miktarı, neye karşı edilmiş olması, borcun vadesi her bir başlığı kendi içinde değerlendirmek zorunda bırakılmıştır. Bir uzmanla görüşülmelidir."

Serbest piyasada sabitlemeye gidilmez

Serbest piyasada sabitlemeye gidilmesini beklemediğini de kaydeden Saydam, ancak bir çok kurumda bu tür kararın alınmasını beklediğini de söyledi. Saydam, günün sonunda sabitleme yapmak zorunda kalacaklarını da belirterek, "yoksa müşteri olan öğrencileri kaybedeceklerdir" dedi.

"Problem hükümette"

Saydam sözlerine şöyle devam etti: "2000'li yıllarda yaşanan kriz, bir günde kırıldı daha sonra bir yapı oluştu ve stabil şekilde yükselmeye başladı. Anlık oldu, ciddi şekilde batanlar oldu! Şu an yaşadığımız o değil. Şu an, ekonomik veriler kötüye gitmekte, analiz etmeyen bir çok insan da 'ne de olsa düzelecek' diyerek daha kötü bir borca gidecek. Benim beklentim, ülke ekonomisi için bu çok daha kötü olacak. Siyasilerin de bunu, 'ambargo var' yalanına sarılarak umut olarak da çözümü işaret edecek. Açıklanan veriler bunların hiçbiriyle alakası olmadığını ve KKTC'de yaşanan ekonomik daralmanın, %30'u dövize bağlıdır, %10'u tanınmama ile ilgilidir ve %60'lık gerçek kısmı hükümetin vizyonsuzluğu, ekonomiden anlamamasından kaynaklı hatalardır. Problem bizde..."

"Topluca çözüm üretilemiyor"

Saydam, 2013'te hükümet kurulduğunda bir ekonomik paket olduğunu belirterek, ekonomik paketin hiçbir şekilde revize edilmediğini, 2013'te 5 yıllık kalkınma bütçesini hazırlayanların Dolar'ın 1.95'ten 2.85'e çıkacağını herhalde öngördüklerini ifade etti. Saydam, ülkenin ekonomik problemlerine topluca çözüm üretilmediğini de belirterek, toplu bir çözüme gidilmediği için de, maalesef içinde bulunduğumuz ülkemizin ciddi kazançları varken, KKTC ekonomisi doğru bir yönetimle, 48 ayda örnek bir ekonomik pozisyona dönüşebilecekken, kendi varlığımız içinde siyasi rantla ülkeyi yaşanmaz bir yere döndürmeye devam ettiğimizi kaydetti.

"Çok ciddi sendeleme yaşayacağız"

Güney'in yaşadığı krizden sonra, başta mevduatta yapılan %30'luk kesinti ve ardından aldığı tedbirlerle piyasayı da ucuzlatarak ticareti de dinlendirerek, 2 yılda battığı yerden çok yukarıya çıktığını belirten Saydam, büyümenin her geçen gün devam ettiğini ancak, olası bir çözümün kuzey ekonomisine katkısının ciddi bir zaman alacağını belirtti.

Saydam, "bu süre içinde de sermaye pozisyonumuz ikincil duruma gelecektir. Çok ciddi sendeleme yaşayacağız... Güney'deki ekonomi mükemmel değil ki sizi yukarıya çeksin... Ben dilerdim ki, olası bir çözümden önce KKTC layık olduğu yerde olsun ki bireyim güçlü olsun" diyerek, belli bir kesimin ancak sermayedar olacağını ve geri kalanının da işçi sınıfı olacağını iddia etti...

"Konuya vakıf insanlar çalıştırılmalı"

Saydam, sözlerine şöyle devam etti:

"Devleti temsil eden kesimde de, karar verici noktasında, uzman arkadaşlarımız yoktur. Ekonomiyi kitaplardan okuyarak öğrenmiş kesimler vardır...Vatandaş, birlik olmak zorundadır. Yaşanılan zorluğu üst tabakaya duyurmak zorundayız. Yapılan açıklamalardan da yaşadığımız şeylerin farkında değildirler. KKTC, sahip olduğu stratejik, ekonomik varlık açısından, kendi ekonomisini kendi ayakları üzerinde duracak kadar güce sahiptir. Olası bir çözüm buna artı bir değer katar ama tek başına yeterli değildir. Siyasi başarıları ambargoya mal etmelerini halk artık yutmuyor. Konuya vakıf insanlarla çalışılmalıdır. Bu ülke, siyasi rant uğruna tükenme noktasına gelmiştir."

Yunanistan için intihar olur

Yunanistan'ın ekonomik duruşu ile ilgili açıklamalarda da bulunan Saydam, şunları kaydetti:

"Tsipras seçilmeden önce, AB'nin para politikaları üzerine ciddi açıklamalar yapmış, seçildikten sonra da buna devam etmiş, ancak birden susmuştu. AB, bir ülkenin şansölyesi tarafından yönetilen büyük bir şirkettir. Almanya Başkanı ekonomik paketlerde, hiçbir kimseye taviz vermeyecek kadar disiplinlidir. Benim kitabımdaki AB, eşittir Almanya! AB haritasına bakıldığında, Akdenize kıyısı olan ülkelerin hepsi batak içindedir. Karasalda yaşayanlar ise güçlü ekonomilere sahiptirler. Şu anda Yunanistan'ın yaptığı şımarıklık, AB'yi tehdit noktasındadır. Yunanistan'ın Eurozone'dan çıkmasına olur diyecek noktadadırlar. Yunanistan ortaya koyduğu blöfün gerçekleşmesi konusunda çok daha kötüye gidecektir. Yunanistan bunu 1920'lerde yaşamıştı... Halen o borçları ödüyor. Ondan daha büyük bir sıkıntı yaşayacaktır. Çünkü serbest dolaşımdan da etkilenecektir. Yunanistan için bu çok ciddi bir intihar olur. AB'deki belli korkular, dövizi tetikliyor."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.