GÜNEY KIBRIS
okuma süresi: 5 dak.

1963 - 1974 olaylarına ilişkin Türk ve Rum polisinden araştırma

1963 - 1974 olaylarına ilişkin Türk ve Rum polisinden araştırma

Türkiye ve Rum Yönetimi'nin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin baskılarının ardından, H. Mantoles, Çatoz (Serdarlı), Tohni (Taşkent), Marathas (Muratağa) olayları gibi "63 ve 74'te meydana gelen olayları araştırma emri verdiği" belirtildi.

Yayın Tarihi: 24/12/10 12:14
okuma süresi: 5 dak.
1963 - 1974 olaylarına ilişkin Türk ve Rum polisinden araştırma
A- A A+

Politis gazetesi; "63 ve 74 Cinayetlerine İlişkin Sahte Polis ve Polis İfadeler Topluyor - Kayıplara İlişkin Cezai Davalar" başlıklı haberinde, kayıpların akıbetinin belirlenmesine ilişkin olarak yıllardır yapılmayanların, büyük bir gecikmenin ardından, belirli kayıp olaylarına ilişkin olarak -cezai sorumluları arayarak - Türkiye ve Rum Yönetimi tarafından yapılmaya başlandığını yazdı.

Gazete aldığı bilgilere dayandırdığını iddia ettiği haberinde, KKTC Polisi'nin, geçen hafta, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuran Kıbrıslı Rum kayıp yakınlarını, polis müdürlüğüne çağırdığını, Kıbrıslı Rum kayıp yakınlarından bazılarının bu davete olumlu yanıt verdiğini, AİHM'e yönelik davalarında dahil olan verileri yineleyerek ifade vermek için KKTC'ye gittiğini yazdı.

Yazılı ifade vermekten çekinen başka bazı Rum kayıp yakınlarının ise, yakınlarının "öldürülmesinin" arkasında bulunduklarına ilişkin verilere veya tanıklara sahip oldukları Kıbrıslı Türklerin veya Türklerin isimlerini verme niyetinde olduğunu yazan gazete, konuyu ele alan Kıbrıs Türk polislerinin, Türkiye'nin, KKTC aracılığıyla, kısa süre öncesine kadar kayıp olan bu insanların ölüm koşullarına ilişkin araştırmayı ileriye götürme girişimini üstlendiği yönünde Kıbrıslı Rumlara teyitte bulunduğunu, "ayrıca bu araştırmaların, tetiği çeken kişilerin aranmasının ardından cezai boyut alacağı yönünde açıklamalarda bulunduğunu" savundu.

Aynı hareketlerin - yaklaşık aynı zaman diliminde - Rum Polisi tarafından da yapıldığını, polisin; Muratağa, Taşkent ve 1963 olaylarını açtığını yazan gazete, Rum Polisi'nin, KKTC Polisi'nden, bir adım önde olduğunu, Kıbrıslı Türklerin katilleri olarak Kıbrıslı Rumların isimlerini veren, başlıca tanıkları topladığını belirtti.

Gazete, polisin; bu çerçevede ilk başta yakın zamana kadar Taşkent ve Muratağa kayıpları olan Kıbrıs Türk yakınlarını çağırdığını, Kıbrıslı Türklerin tanıklıkları- ifadeleri - temelinde isimleri geçen Kıbrıslı Rumları çağırmaya başladığını yazdı.

Habere göre Rum Polisi; Kıbrıslı Türklerin öldürülmesi olaylarında ismi geçtiği görülen Kıbrıslı Rumlar için, soruşturma nitelikli ifadeler talep ediyor. Haberde Polisin ayrıca, soruşturma çalışmasının yeteri kadar zaman kaybettiren bir çalışma olacağı, zira olaylara yeni isimlerin dahil olacağı öngörüsüne de sahip olduğu kaydedildi.

Gazete, Türkiye ve Rum Yönetimi'nin, bu girişimleri sadece, yakın zamana kadar kayıp olan, kemikleri Otonom Kayıp Şahıslar Komitesi tarafından tespit edilen, devamında ise kimlikleri DNA yöntemiyle belirlenen kayıplarla ilişkin olarak yaptığını yazdı.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuru şeklinde giden davaların söz konusu olduğunu yazan gazete, söz konusu girişimlerin (bu girişimler; Türkiye ve Rum Yönetimi'nin gerekli araştırmaların bugüne kadar yapılmadığını kabul etmesi olarak çevriliyor) AİHM'in baskısından ve ihtiyaçtan dolayı ortaya çıktığını belirtti.

Gazete ayrıca, AİHM'e başvuru şeklinde giden ve şu anda cezai olarak araştırılacak olan davalar arasında Harita Mantoles (Kıbrıslı Rumların öldürülmesinde görgü tanığı idi), "Çatoz" (Serdarlı) kayıplarına ilişkin davalar da bulunurken, bu davalara ilişkin olarak kemiklerden elde edilen bulgulara değinen adli tabip raporlarının da yer aldığını yazdı.

Gazete Kıbrıs Türk tarafının araştırdığı olaylar içerisinde, 1963'te (tanığa göre merkezi cezaevinin iki üniformalısı tarafından) kaçırılan ve kemikleri Strovolo'daki bir kuyuda tespit edilen Mustafa Arif (CTP Genel Sekreteri Kutlay Erk'in babası) olayının da bulunduğunu, adli tabip raporunda ölümüne, kafasına, av tüfeğiyle açılan ateşin neden olduğunun da bahsedildiğini belirtti.

Aynı kuyuda, başına yakın mesafeden ateş edilmesi sonucu hayatını kaybettiği görülmekte olan Derviş Mehmet'in de bulunduğunu anımsatan gazete, Kayıp Otobüs'ün 11 Kıbrıslı Türk yolcusunun da vücutlarında çok çeşitli yaralar taşıdıklarını yazdı.

TAK

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.