KTEZO, Nitovikla konusunda açıklama yaptı: "Hep birlikte, yanmaya hazırlanalım"

"Nitovikla olayı özelde turizm politikaları, genelde ise ekonomi politikaları ve imzalanan protokoller sorgulanmadan ne anlaşılır ne de önüne geçilebilir. Nitovikla olayı turistik otel yapımı için Kalkınma Bankası'ndan alınan kredinin geriye ödenememesi veya ödenmemesinden dolayı açılan davalardan kaynaklı olarak avukatın talep ettiği ücret için hacze gitmesinden ortaya çıktı.

Önce nasıl bu noktaya gelindi: Basında da ayrıntıları yayınlandığı için özetle değinmekle yetinelim. Olay öncelikle turistik otel yapımı için Kalkınma Bankası'ndan banka kaynaklı olarak alınan kredi ile başlar. Hem de DPÖ'nün teşviği ile… Kredi yerinde kullanıldı mı? Kullanıldı. Hem de özenin fazlası gösterilerek. İşletme sahibi olarak Zekai Altan hayallerinin bir dökümü olarak tesisi gerçekleştirdi. Nitovikla'yı ziyaret edenler, görenler bu söylediklerimizde en küçük bir abartının olmadığını bilir. Kredi de kullanılarak tamamlanan yatırım, nihayette işletmeye açılır. Açılır açılmasına da diğer küçük, güzelim, kültürel otellerde veya pansiyonlarda yaşanan sorunların benzerleri burada da başlar. Teşviklerin büyük kısmı turizme gittiği halde bu teşviklerle sadece Casino oteller doluluğu yakalar. Ne turizm ne de ekonomi politikaları turistik oteller veya pansiyonlar için teşvik öngörmez. Yıllarca eleştirisi yapıldığı halde kimsenin kılı kıpırdamaz. Teşvikler, üç beş Casino otel üzerinden ve ucuzun ucuzu turist profili için bol keseden kullanılır. Turistik otellerin veya pansiyonların yanı sıra ne restoran ne çarşı ne bu ülkenin üretimi ne bu ülke insanının istihdamı, bu teşvikler verilirken kriter olarak aranmaz. Öncelikli ve teşvikli sektör olarak turizm ilan edilir edilmesine de gelen turist mi başka bir şey mi belli olmaz. Üç beş büyüğün kapalı devre her şey dahil modeli ile var olan turizm de baltalanır. Lokomotif olan tren vagonsuz gider.

Eğitim de çok farklı değildir. O da içine kapandıkça kapanır, hem de turizm gibi o da teşvikli. Eğitim niteliğini geçtik, kimi üniversiteler kampus içine AVM'ler de başlatırlar. Ayrıca, konaklamanın %80'ini kampusta tutmak üzere yurt izinleri de vermeye girişirler.

Dikkat edin; teşvikli, yani devlet politikalarıdır burada söz konusu olan. Yani sorun sadece Nitovikla olayı değil, bu ülkenin ekonomisinin, sosyal yapısının getirildiği noktadır. Devlet eliyle "batır küçüğü" politikalarının sonuçlarıdır bunlar.

Sen krediyi verdin. Ancak, vermez olaydın! Çünkü verdiğin bu kredinin sonuçta ödenmesi gerekiyor. Dolayısıyla, insanlarımızı borç batağına sürükleyerek hayallerini, ümitlerini yok ettin.

Avukatın Kalkınma Bankası adına açtığı davalardan dolayı tahsil edemediği parası için hacze gitmesi ise başka bir trajedi. Kredi taksitlerini ödeyemeyen insanımızdan, borç batağına sürüklenmiş insanımıza, esnaf ve zanaatkarımıza bir darbe de hukuk sistemi vuruyor.

Elinizi çabuk tutun, geçmişten gelen bu politikalar ya değişir, ya değişir. Eskiyi gerekçe olarak sunup, aklanma dönemi geride kaldı. Haciz uygulamalarını başlatmak için hükümet programında yer alan taahhüdü ise hiç ileri götürmeye kalkışmayın. Önce hükümet programında vurgusu yapılan, ekonomi, turizm, sosyal politikaları tekelcilikten çıkaracak adımları hayata geçirin. İnsanımızı çoktan iflasa sürüklemiş olan protokolleri de bu çerçevede yeniden ele alın. Yoksa hep birlikte, yanmaya hazırlanalım."