SAĞLIK
okuma süresi: 6 dak.

YDÜ Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr Tülücü: "Astımda ilaçsız kontrol sağlamak mümkün"

YDÜ Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr Tülücü: "Astımda ilaçsız kontrol sağlamak mümkün"

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Fadime Tülücü, çağımızın en sık rastlanılan hastalıklarından olan astım ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Yayın Tarihi: 26/07/14 11:03
okuma süresi: 6 dak.
YDÜ Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr Tülücü: "Astımda ilaçsız kontrol sağlamak mümkün"
A- A A+

Astımın hava yollarında kronik inflamasyon ve aşırı duyarlılığın sebep olduğu değişken bir hava yolu darlığı hastalığı olduğunu belirten Dr. Tülücü, astımın oluşumunda genetik ve çevresel faktörlerin rol oynadığına değindi. Astımın ataklar halinde seyrettiğini ve bu atakların özellikle gece yarısı veya sabaha karşı hışıltılı Solunum, nefes darlığı, göğüste sıkışıklık ve öksürüğe yol açtığını anlatarak, tedaviyle veya tedavisiz kendiliğinden düzeldiğini aktardı.

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Fadime Tülücü, Astım tanısı koymada şikayetlerin karakterine ait öykünün en önemli basamağı oluşturduğunu, şikayetler değişkenlik gösterdiğinden doktora başvuru esnasında muayene, akciğer filmi, kan tahlilleri, Solunum fonksiyon testleri tamamen normal olabileceğini söyledi. Tanı koydurucu bir tetkik olmadığını, ancak diğer tanıları dışlamak veya hastalığın seyrini takip etmek için yapılması gerektiğini aktaran Dr. Tülücü, ayrıca alerjen kaynaklı tetikleyici düşünüldüğünde alerjik deri testleri yapılabileceğini vurguladı. Astımda alerjinin önemli rol aldığını ancak tüm astımlılarının alerjik olmadığına değindi.

İlaçsız tam kontrol sağlamak mümkün

Hastalığın seyrinin hastaya göre değişkenlik gösterdiğine değinen Dr. Tülücü, astımın ömür boyu devam eden bir hastalık olduğunu, ancak bunun hastanın ömür boyu ilaç kullanacağı anlamına gelmediğini aktardı. Alınacak koruma önlemleri ile ilaçsız tam kontrol sağlamanın mümkün olabildiğini anlattı. Tetikleyici olarak adlandırılan bazı çevresel alerjenlerle karşılaşma hastalığın seyrini kötüleştirebileceğini sözlerine ekledi. Ve bunların; Polenler, ev tozu akarları, küf mantarı sporları, hayvan tüyleri, hamamböceği, ev içi ve ev dışı hava kirliliği özellikle sigara dumanı, metal veya odun tozları, kimyasal gazlar, temizlik ürünleri, soğuk hava, bazı besinler, bazı ilaçlar gibi çevresel etmenler yanında egzersiz, stres ve duygusal durum değişiklikleri, kahkaha ile gülmek hıçkırarak ağlamak, gastroözofagiyal reflü, Solunum yolu enfeksiyonları, uygun tedavi edilmeyen alerjik rinit sinüzitler gibi kişisel etmenlerin astımın seyrini kötüleştirdiğini aktardı.

Tetikleyicilere karşı önlem alınmalı

Ev tozu akarlarının nemli sıcak ortamları sevdiği ve insanların deri döküntüsüyle beslendiğini vurgulayan Tülücü evin sık havalandırılması, nem oranının %40 altında olması, temizliğin güçlü elektrik süpürge ile yapılması ve bu esnada maske takılması, yatak kılıflarının haftada bir 60 derece üzeri sıcaklıkta yıkanması, mümkünse ütülenerek kullanılması gerektiğini vurguladı.Polen alerjisi olan kişileri Şubat –Temmuz aylarında daha tedbirli olmaya çağıran Dr Tülücü güneş doğma ve batma zamanlarında polenin havada daha yoğun olduğunu söylerek bu esnada açık havaya çıkmamaya, gerekli ise maske gözlük kullanmaya,eve gelindiğinde duş alma,elbise değiştirme ve bu saatlerde pencereleri kapalı tutmaya, evlerde polen filtreli klima kullanılmasınına dikkat çekti.

Astım maliyetli bir hastalık, tedavisi şart

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Fadime Tülücü, astım tedavisinin maliyetli bir hastalık olduğunu, ancak hastalığın tedavi edilmemesi durumunda atak sıklığı, şiddeti, hastane yatışı, işgücü kaybının artacağını ve maliyetinin hem hasta hem toplum açısından daha yüksek olacağını vurguladı. Dr. Tülücü, astım tedavisinde direk Solunum yollarına uygulanan düşük dozda yüksek etki sağlayacak inhaler ilaçların kullanıldığını, sistemik yan etkilerinden dolayı zorunlu olmadıkça yutulan ya da damardan ilaç tercih edilmediğini belirtti. Astım tedavisinde iki grup ilaç kullanıldığını aktaran Dr. Tülücü, birinci grubun antiinflamatuar ilaçlar olup havayollarında astım belirtilerini oluşturan mekanizmaya etki ederek uzun dönemde kontrol edici etki yaptığını belirtti. Diğer grubun ise havayollarındaki kasları gevşeterek genişleten ve çabuk düzelme sağlayan ilaçlar olduğunu aktardı. Dr. Tülücü, alerjik astımlı hastaların bir kısmında ilaç tedavisi ve korunma yöntemlerinin yeterli olmadığını, ek olarak aşı tedavisinin (immünoterapi) gerekli olabileceğini vurguladı.

Hastalığı kontrol edebilme çok önemli

Her hastanın kendine özel bir tedavi planı bulunduğunu ve bu planın dönem dönem değiştiğini aktaran Dr. Fadime Tülücü, astımlı hastaların etkili bir şekilde tedavi edilebilmeleri için hastaya ya da hasta çocuksa ailesine mutlaka eğitim verilmesi gerektiğine değindi. Eğitimde; hastalığın özellikleri, kullanılacak tedavi yöntemi, inhaler cihaz ve pefmetre kullanımı, astım kontrolünü güçleştiren faktörlerden nasıl uzak kalınacağı ve tedavilerinde değişiklik yapılmasını gerektirecek belirtiler öğretildiğine değinen Dr. Tülücü, hastanın doktor rehberliğinde, doğru ilaç kullanmayı, tetikleyicilerden uzak durmayı, hastalığın belirtilerini izlemeyi, ne zaman ne ilaç ekleyip çıkaracağını ne zaman doktora başvuracağını yani kısaca hastalığını kontrol edebilme becerisi kazanmasının önemli olduğunu vurguladı. Dr. Fadime Tülücü "Böylelikle astımın tedavisinde başarı oranını artacak ve tedavi maliyeti düşecektir" diyerek hastalıkta eğitimin önemine vurgu yaptı.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.