Keskin: "Hasta hayvanlar derhal imha edilmeli"

Tarım Bakanı Sennaroğlu'nun "işin maddi faturası büyük,elimizde şu an kaynak yok" açıklamasını sert bir dille eleştiren Keskin, Hayvancılar Birliği Başkanı Naimoğulları'nın da "elden bir şey gelmiyor" anlamında yaptığı beyana sert çıktı ve "Bakanın mazereti kabul edilemez, söz konusu olan halk sağlığıdır. Hayvanların vakit kaybedilmeden itlafı yoluna gidilmelidir" dedi.

Yasaların hayvancının kaybını daha sonraya erteleyerek tazminatla ilgili tartışmaya gidilmeksizin hastalıklı hayvanların itlafına izin verdiğini kaydeden Keskin, yetkilileri uyararak "halkın sağlığıyla oynamayın" dedi ve Brucella hastalığının ifade edilenden daha yaygın olduğunu, tarafların bunun ortaya çıkmasından endişe ettiğini iddia etti.

Kıbrıs Postası - Vatan Mehmet

60 hayvan çiftliğinde Brucella hastalığının tespit edilmesi ve giderek yaygınlaşması riski vatandaşı tedirgin ediyor…

İnsanlara sadece "keçi ve hellim gibi keçi sütü ürünleri" yoluyla bulaşan Brucella krizi Hayvancılar Birliği ve Tarım Bakanlığı'na rağmen sürüyor.

Hayvanlar üzerinde hiçbir tedavisinin tıbben olmayışı, etin pişirilme şekli ve yöntemiyle de hastalığın bertaraf edilemeyecek oluşu kamuoyunu tedirgin ediyor.

Konu hakkında Kıbrıs Postası'na konuşan Eski Çevre Koruma Dairesi Müdürü, Ziraat Mühendisi Hayvan Besleme ve Islahı Uzmanı Ahmet Keskin, söz konusu hastalıklı hayvanların "derhal itlaf edilmesi gerektiğini" söyledi.

"HAYVANDA TEDAVİ YOLUNA GİDİLMEZ"

Konu hakkında soruları yanıtlayan Keskin Brucella hastalığı ve yaşanan son krizi şöyle değerlendirdi; "Brucella halk arasında 'Malta Humması, Yavru Atma (düşük) veya Dalgalı Humma olarak bilinen bir mikroptur. Mikrop; insan, sığır, koyun, keçi ve domuzlarda Yavru Atma kısırlık ve meme hastalıkları yapar. Ağıl içindeki hayvanlara bulaşma; ağız, deri göz yoluyla, çiftleşme ile ya da sağım sırasındaki hatalardan meme yoluyla olur. İneklerde Yavru atmalar, gebeliğin 6-8'incı aylarında, koyun-keçilerde gebeliğin ileri evrelerinde olur. Brucellalıhasta hayvanlarda tedavi yoluna gidilmez. Hasta hayvanlar ayrılarak mezbahaya gönderilir ve itlaf edilir. Çâresi yoktur. Eti kavurmadır ve sair bunlar etkisizdir."

"İNSANA KEÇİ, KEÇİ SÜTÜ NEDENİYLE PEYNİR YOLUYLA GEÇER"

"Hastalık insana keçiden geçer, keçinin iyice kaynatılmamış sütünden ve bu sütten yapılan peynirden bulaşır. İnsanlara sadece direk ve dolaylı olarak keçi yoluyla ulaşır. İnekten ancak Yavru Atması ile düşüğün üreticinin çöpe atması (gömmemesi) nedeniyle köpeğin bunu yemesiile yayılabilir. İnekten ise hayvana direk tıbbi müdahalede bulunan veterinere geçebilir. Hastalık insanda öldürücü değildir ama en büyük (neticesi) kısırlıktır. 6 haftalık bir tedavi süreci vardır. Belirgin belirtisi ise baş dönmesi, kusma ve sürekli terlemedir… "

"DENETİM YOK…"

"Denetim lazımdır ve bana göre ülkemizde bu yoktur. Geçen hafta hem Tarım Bakanı'nı hem de Hayvancılar Birliği Başkanı'nın açıklamasını gördüm, takip ettim. Tarım Bakanı Önder Sennaroğlu bu mevcut büyükbaş hayvanın yüzde 10'u Burucellalıdır ama 'bütçemizde yeterli kaynak olmadığı için bir şey yapamıyoruz' diyor.

VETERİNERLER MÜŞAVİR OLURSA…

Hayvancılar Birliği de 'vardı' diyor. Soruyorum neden Devlet Üretme Çiftliklerinde Burucella görülmüyorda dışarıda görülüyor? Nedeni beslenme… Eğer yeterli beslenmeyi zamanında (mesela gebelik döneminde farklıdır) yeterli bir şekilde yapmazsanız bu olur… Başında bilen, donanımlı insan olmazsa bu olur… Hâlbuki siyasi değişikliklerde her gelen, bir önceki teknik adamı görevden alıyor. Veterinerler şu anda müşavir… Oysa veteriner arazide olmalı. Bizde bu yok, sadece bir kulak numarası tutma işi… Uçağı kullanacak olan pilot görevden alınır mı? Bir de hayvancı o kadar borçlu duruma düşmüştür ki hayvanını yeteri kadar besleyemiyor…"

"HARUP AMBARDA ÇÜRÜYOR"

"Eğer gebelik döneminde (6-8'inci aylarda) inek yavru atarsa (düşürürse) bunların yemlerine enerji içerecek bir katkı maddesi olmalı. Bu da süt veren hayvanlarda haruptur. Harup bizde ambarda durur, küflenir. Bizde dolgu maddesi arpa… Bunlara da hiç dikkat etmiyoruz."

"İNSAN SAĞLIĞI TEHLİKEDE"

"Hükümeti eleştirmemin sebebi şu: Bir yerde bir mikrop var ve biz paramız yok diye bunun yayılmasını göze alıyoruz. İnsan sağlığı tehlikede… Önemli olan o mikrobu kaynağında yok etmektir. Bu hayvanların değeri aşağı yukarı bellidir ve hemen yok edilmelidir (itlaf). Dışarıdan bala getirtmek bir çözüm değildir…"

"PARA VAR VEYA YOK FARKETMEZ…"

"Bir Tarım Bakanı 'param yoktur' demesi yanlıştır. Bu para bulunur ya da bulunmaz, bu hayvanların derhal itlafı şarttır. Para bulunur veya bulunmaz… İnsan sağlığından daha önemli bir şey var mı? Kayıp yüzde 10'dur. Bu her ay %20'ye çıkacak. 1,5 Millyon para çok mu devlet için… Sen devletsin, üreticiyle bu konuda çatışsan bile gidip itlaf etmelisin. Hayvancılar birliği Başkanı 'çaresiz kaldık' diyor… Ben ağılları görüyorum: böyle üretim şekli olmaz. Hayvanlar gübrelerin içinde sürünerek yürüyor… Sıfır hijyen… Bunu devlet denetlemeli, hijyen şartları yerine getirilmiyorsa hayvancıya söz konusu destekleri vermemeli… Bunlar hep popülizmden… İşin esası bu… Bu ülkede nadası kaldırdıkları gün bu iş zaten bitti… Türkiye'den su gelecek, eğer nadas olmazsa bu suyun bir anlamı olmaz."

"NAİMOĞULLARI DA BİR VETERİNER DEĞİL Mİ, BİLMİYOR MU?"

"Hayvancılar Birliği de 'garip kaldık, ne yapacağımızı bilmiyoruz' diyor. Sen bir veterinersin Sayın Başkan Mutafa Naimoğulları… Bunu sen de biliyorsun ki aynı mandıranın içinde bu hastalık yayılacak. Madem bu kadar iddialıdırlar veterinerlerde alsınlar kessinler yarısını yesinler. Bunun ne aşısı ne tedavisi yok. Bütün parayı neden istiyorlar. Tedavisi yoktur itlaf edilmeli… Para 1 sene 2 sene sonra ödenir. Bir uzman olarak ifade ediyorum tüm bunları…"

"KİRLİLİK ORTADAN KALDIRILIR, ŞİKÂYETİOLAN DA MAHKEMEYE GİDER"

"Bakın 1990'da Çevre Yasası'na bir madde koyduk. Eğer bir kirlilik tespit edilirse mahkeme emri olmaksızın o kirlilik ortadan kaldırılır. Eğer şikâyeti olan varsa üst mahkemeye gider. Kirlilik orada kalmaz… Yani hükümetin yasal dayanağı var."

"HASTALIKLI HAYVAN %10'UN ÜZERİNDE"

"Bana göre bu hastalıklı hayvan %10 değildir. Bu ortaya çıkmasın diye hükümet de Hayvancılar Birliği de böyle davranarak gizlenmeye çalışıyorlar. Yani benim gördüğüm bir ört-bas meselesi var."

BURUCELLA HASTALIĞI NEDİR?

Bruselloz, Malta humması veya Akdeniz humması, da denilen Brucella bakterileri yüzünden ortaya çıkan bulaşıcı bir hastalıktır.İlk kez 1897'de Danimarkalı veteriner hekim Berhnhard Bang Brucella abortus`u ayrıştırmıştır. Bu nedenle hastalığın Bang hastalığı olarak da anıldığı olmuştur.

Aslen bir hayvan hastalığı olan bruselloz insanlarda da görülen bir zoonoz hastalıktır. Duyarlı hayvanlara genellikle, enfekte hayvanlarla doğrudan temas yoluyla veya enfekte hayvanların akıntıları/atıkları ile çevresel yolla bulaşır. Atık yavrular, yavru zarları ve sıvıları, yavru atmış veya doğum yapmış enfekte bir hayvanın vaginal akıntılarının hepsi son derece fazla sayıda enfeksiyöz Brucella mikroorganizmalarını barındırır. Süt, idrar, dışkı ve eklem sıvıları da bakterilerin yayılma kaynağıdır.

Enfekte boğa ve koçların spermlerinde de etken bulunur ve çiftleşme yoluyla bulaşır. Ayrıca enfekte annelerden yavrularına anne karnında veya doğum sonrası enfekte ağız sütü ya da enfekte diğer hayvanların sütü ile beslenme sonucu bulaşma görülebilir.

Keçi ve koyunlarda 'Brucella melitensis'; sığır, köpek ve insanda da hastalık oluşturur. Sığırlarda 'Brucella abortus'; Manda, deve, geyik, at, koyun, köpek, domuz ve insanda da hastalık oluşturur.

BELİRTİLERİ

Brucella bakterileri karaciğer, lenf bezleri, salgı bezleri, dalak ve sinirlere yerleşir. Brusellozun enkübasyon (kuluçka) süresi genellikle 1-3 haftadır. Fakat nadir olarak birkaç ay aldığı da olmuştur. Diğer ateşli hastalıklara benzer belirtilere sahiptir. Ama özellikle kas ağrıları ve terleme çok daha yoğundur. Bazen titreme şeklinde gelen, çok yüksek olmayan ateşe neden olur. Halsizlik, iştahsızlık ve buna bağlı olarak da kilo kaybı görülür. Hastalığın süresi birkaç haftadan birkaç aya kadar değişiklik gösterir.