EĞİTİM
okuma süresi: 10 dak.

'Ücretsiz eğitim' gasp ediliyor!

'Ücretsiz eğitim' gasp ediliyor!

Eğitimde örgütlü sendikalar eğitimi paralı hale getiren sistemin sorumlusu olarak hükümetleri gösterdi… Kıbrıs Postası- KADEM işbirliğinde gerçekleştirilen ve eğitimle ilgili çarpıcı sonuçlar ortaya koyan araştırmanın yankıları sürüyor. Özel sermaye tarafından kurulan ve işletilen eğitim kurumlarında okuyan öğrenci sayısının 6 bine yaklaşması, özel ders ve kurslara ödenen yıllık miktarın ise 60 milyon TL'ye ulaşması, Anayasal bir hak olan "ücretsiz eğitim hakkı" konusundaki tartışmaları alevlendirdi.

Yayın Tarihi: 31/03/14 12:00
okuma süresi: 10 dak.
'Ücretsiz eğitim' gasp ediliyor!
A- A A+

Kıbrıs Postası - Meryem Ekinci

Kıbrıs Postası- KADEM işbirliğinde gerçekleştirilen araştırmanın ülkedeki eğitimin "paralı" hale geldiğini gösteren sonuçları, Anayasal bir hak olan "ücretsiz eğitim hakkı" konusundaki tartışmaları alevlendirdi.

KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil ile KTOEÖS Başkanı Tahir Gökçebel , Anayasa'yla güvence altına alınan ücretsiz eğitim hakkı, Öğretmenler Yasası'nın 73'üncü maddesi uyarınca öğretmenlerin ikinci iş yapma yasağı ve ülkedeki eğitim sistemi konularında Kıbrıs Postası'na konuştu.

KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil, öncelikle ilköğretimde özel eğitim kurumlarına yönelimin, ortaöğretime göre daha yüksek bir oranda oluşunu irdeleyerek, ilköğretim sürecinin zorunlu eğitim süreci içerisinde olması nedeniyle, çağ nüfusu içerisinde ilköğretim yaşında olan tüm çocukların eğitim sürecine katıldığını ancak 15 yaşından sonra, eğitime devam eden öğrenci sayısının azaldığını kaydetti.

Elcil, ortaöğretim sürecine katılan öğrenci sayısının ilköğretimin ardından azalmasının yanı sıra, ailelerin çocuklarını ortaöğretim sürecinde "iki defa para vermemek" için özel eğitim kurumlarına göndermek yerine devlet okullarına göndermeyi ve ek derslerle desteklemeyi tercih ettikleri görüşünü ortaya koydu.

Elcil, devlet okullarında eğitim gören öğrencilerin yüzde 30'unun özel ders almasına rağmen, özel eğitim kurumlarına ait okullarda okuyan öğrencilerde özel derse gitme oranının yüzde 39'lara çıkmasını ise, özel eğitim kurumlarında okuyan öğrencilerin ailelerinin maddi olanaklarının daha iyi olmasına bağladı.

ELCİL: "ORTADA BİR ARZ TALEP MESELESİ VARDIR"

Elcil, özel ders ve kurslar için bir yıl içinde ödenen miktarın 60 milyon TL'yi bulması, özel derslerin kayıt altına alınamaması nedeniyle bu konuda devletin yaşadığı kayıp ve öğretmenlerin ikinci iş yapma yasağının delinmesi konularında ise, "Bir devlet vatandaşını vergilendirdiği oranda ciddi bir devletyaklaşımı ortaya koyar. Devlet vatandaşını vergilendiremiyor. Doğru dürüst bir kazanç vergisi toplayamıyor. Kaçak bir sektör de doktorlarla ilgilidir. Aynı şey eğitim için de geçerlidir" dedi.

Elcil, öğretmenlerin ikinci iş yapma yasağını delerek, kayıt dışı bir şekilde özel ders vermesi konusunda şöyle konuştu:

"Bu sorun yasakçı bir anlayışla ortadan kalkmaz. Yasayı uygulamak yeterli değildir. Ortada bir arz talep meselesi vardır. Bu arz talep meselesinin çözümüyle ilgili ciddi adım atmak lazım. Özel ders veren öğretmen de özelde hasta bakan doktor da var. Bunu herkes biliyor. Yasakçı bir anlayışın yanında yapılması gereken bu ihtiyacı ortadan kaldıracak bir reforumdur. Sınavların amaç olmaktan çıkarılıp, araç durumuna getirilmesi lazım. Kolejlere giriş için dosyalama sistemine geçilmeli. İkincisi de üniversite giriş sınavlarıdır. Kontenjan alınabilir. Sorunu çözer.Üçüncüsü ise okullardır. Okullarımız işlevsizdir. Öğrenciler, okul çatısı altında kendini geliştiremiyor. Eğitimin genel niteliğinin artırılması gerekir. Sadece özel ders veren öğretmeni cezalandıramazsınız."

"PARA HER TÜRLÜ AHLAKİ DURUMU BOZAR"

Elcil, sendika olarak ikinci iş yapılmaması konusunda öğretmenlere yönelik bir çalışma yapılıp yapılmadığının sorulması üzerine ise, "Para her şeyin önündedir. İstediğiniz bilgilendirmeyi yapın. Para her türlü ahlaki durumu bozar. Bazı öğretmenlerin bu durumu istismar ettiklerini de biliyoruz... Bataklığı kurutmak lazım. O zaman sivrisinekler yok olacak. Şura kararlarının hayata geçirilmesi lazım. Şu anda bu konuda bir irade yok"şeklinde konuştu.

GÖKÇEBEL: "PARASI OLAN KİŞİLERİN DEVLET OKULLARINA BAKIŞI FARKLILAŞMIŞTIR"

KTOEÖS Başkanı Tahir Gökçebel ise, ilköğretimde özel eğitim kurumlarına yönelimin, ortaöğretime göre daha yüksek bir oranda olmasını,eğitimin metalaşmasına ve kolejlere giriş sınavına bağladı. "Özellikle ilkokullarda başlayan sürece dikkat ettiğimizde, birkaç tane sorun vardır. Birincisi demokrafik yapının yarattığı baskı ve sıkıntı. Parası olan kişilerin devlet okullarına bakışı farklılaşmıştır" diyen Gökçebel, eğitimin bir meta haline gelmesi nedeniyle de maddi olanakları olan ailelerin, çocukları için özel eğitim kurumlarına yöneldiğini belirtti.

Ortaeğitim sürecinde özel eğitim kurumlarına giden çocuk oranının ilköğretime oranla daha düşük olması konusunda ise, yaşam standartlarının giderek düşmesi nedeniyle, özel okulların ücretlerini karşılayamayan ailelerin çocuklarını bu eğitim kurumlarından alarak, devlet okullarına yerleştirdiğinin altını çizen Gökçebel, bir diğer unsurun ise ilköğretim sürecinde devlete ait kolejlere girişler olduğunu kaydetti.

"DEVLET OKULLARINDA EĞİTİM PARALI HALE GETİRİLİP SATILAN MALA DÖNÜŞMÜŞTÜR"

Gökçebel, eğitimin metalaşması sürecinin önüne geçilmesi gerektiğini ifade ederek, devlet okulların da bile eğitimin "paralı" hale getirildiğini söyledi.

Gökçebel şöyle konuştu:

"Özel okullar tamamen paraya dayalı bir anlayış getiriyor ama devlet okulları da gizliden gizliye özelleşiyor.Şu anda eğitim özellikle devlet okullarında hızla özelleşen ve paralı hale getirilip satılan bir mala dönüşmüştür. Çocuk kullanacağı İngilizce kitabından yapacağı etkinliğe kadar bir sürü şeyi ödemek zorunda kalıyor... Bunu tetikleyen ana unsur da seçmeci elemeci sınavlardır. Özellikle de koleje giriş sınavları. Daha sonra meslek liselerinde bölümler ve üniversite sınavları...Temel sıkıntı eğitim sisteminde ısrarla kavgasını verdiğimiz bilimsel, demokratik, çağdaş, nitelikli ve parasız kamusal eğitimdir."

"SİYASİ İRADE GÖRMÜYORUM"

V. Eğitim Şurası'nda alınan kararların uygulanması konusunda ise Gökçebel, "Şura'da alınan kararlar çok sistemli bir çalışmanın ürünü değil ama kamusal eğitimde, devlet okullarında ve özelde yaşanan sıkıntılara, eğitimin hızla metaşalmasına yönelik birçok kararalınmıştır. Bunların ivedilikle uygulanması, eğitime çok önemli katkı yapabilir... Şuradaki kararlar yeterli değil ama bunu ivedilikle uygulayabilecek bir siyasi irade görmüyorum" dedi.

"ÖZEL DERSE İHTİYAÇ OLAN BİR SİSTEMİ OLUŞTURMUŞSANIZ ÖZEL DERSİ VERECEK OLAN KASAP DEĞİL ÖĞRETMENDİR"

Gökçebel, özel der ve kurslara ödenen miktarın yıllık 60 milyon TL'den çok daha fazla olduğunu da savunarak, "60 milyon görünen kısmıdır. Ben iddia ederim daha fazladır.Eğer özel derse ihtiyaç olan bir sistemi oluşturmuşsanız, özel dersi verecek olan kasap değil öğretmendir. Bundan rahatsız oluyorum ama bunu oluşturan sistemdir.Bu ülkede ikinci iş yapma yasağı vardır ve bu konuda ciddi sıknıtı vardır" dedi.

"EĞİTİMİ KAMULAŞTIRABİLİRSENİZ BU DURUM ORTADAN KALKAR"

Bir sistem sorunu olmasına rağmen öğretmenlere özel ders vermeleri üzerinden eleştiri getirilmesine itiraz eden Gökçebel, şöyle dedi:

"Devlet birşey daha yaptı. Doktorlara ikinci iş yapmayı yasal hale getirdi çünkü bu sistemi kuran anlayışın, metalaştıran anlayışın önerebileceği başka bir yapı olamaz. Siz bu piyasayı oluşturup da dönüp öğretmeni suçlayacaksanız. Olacak iş değil. Eğitimi kamulaştırabilirseniz bu durum ortadan kalkar. Eğitimi alınıp satılan bir mal olmaktan kurtarmak mümkün müdür? Evet. Bu arz talep meselesi değildir."

"SİYASET BELLİ SERMAYE GRUPLARI TARAFINDAN TESLİM ALINDI"

Gökçebel, eğitimin bir meta haline getirilmesinin önüne geçecek siyasi bir iradenin bulunmadığı iddiasını da ifade ederek, "Siyaset belli sermaye grupları tarafından teslim alındı. 9'uncu özel üniversite açılacak. Bu üniversitelere müşteriyi kısarsanız, üniversiteler batar. Her sene bakanlık bir yöntem bulur ve öğrencileri geçir. Finlandiya'ya baktığınızda üniversiteye gidenlerin sayısı yüzde 20 yi geçmez. Bize yüzde 80. Olacak iş değil"şeklinde konuştu.

"YOKSUL AİLELERİN ÇOCUKLARININ EĞİTİM HAKKI DA ELLERİNDEN ALINIYOR"

Gökçebel günümüzde sınıfsal temelde de uçurum olduğunu ve eğitimde fırsat eşitliği konusunda uçurum olduğunu ifade ederek, "Yoksul ailelerin çocuklarının eğitim hakkı da ellerinden alınıyor. Yüzde 80 insanın bu sistemde yarışabilmesi, 15 yıl önceki fırsat eşitliğini yakalayabilmesi mümkün değildir. A-level'denYGS'yeSBS'ye kolej sınavına kadar... Bu diyeti ailesi ödeyemeyecek olan çocuk, diğer yaşıtlarından eğitim olanakları açısından geride kalmaktadır. Kavgamız herkese eşit olanaklarda eğitim hakkı verilmesidir. Varolan yasalar, Anayasa da dahil, uygulanabiliyor mu?" dedi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.