EKONOMİ & FİNANS
okuma süresi: 5 dak.

Avrupa'dan farkımız ne?

Avrupa'dan farkımız ne?

<P>Vargın Varer "Bir Garip Yeni Yıl Yazısı" başlıklı yazısında "Avrupa ülkelerini ziyaret ettiğimde şehir merkezini gezerken gözüme çarpan en temel farklılık, sokaktaki insanların yüzlerinin parlaklılığı, özgüven kokan tavırları ve gelecek endişesinden uzak rahat davranışlarıdır. Oysa, KKTC'de yarının ne olacağını bilmeyen, yaşadığı belirsizlik nedeniyle gergin ve somurtkan insanları görürüz sokaklarda, işyerlerinde ve köylerde" diye yazdı. Vargın Varer'in yazısının tümü şöyle:</P>

Yayın Tarihi: 04/01/10 08:30
okuma süresi: 5 dak.
Avrupa'dan farkımız ne?
A- A A+

Bir Garip Yeni Yıl Yazısı

Avrupa ülkelerini ziyaret ettiğimde şehir merkezini gezerken gözüme çarpan en temel farklılık, sokaktaki insanların yüzlerinin parlaklılığı, özgüven kokan tavırları ve gelecek endişesinden uzak rahat davranışlarıdır. Oysa, KKTC'de yarının ne olacağını bilmeyen, yaşadığı belirsizlik nedeniyle gergin ve somurtkan insanları görürüz sokaklarda, işyerlerinde ve köylerde. KKTC halkının sorunlar yumağından hiç çıkmayacağı duygusuna kapılırsınız günlük gazeteleri karıştırdığınızda. Sorunu olmayan yok gibi doluyor gazete sayfaları, köylüsü, çiftçisi, hayvancısı hep şikayet halinde; memurun, öğretmenin ,emeklinin dertleri bitmez; işadamı,esnafı,sanayicisi batmaktan,borç yükünden bahseder sürekli.

2009 yılına baktığımızda durum yukarıda çizdiğim tablodan farklı geçmemiştir. Aksine, 2003 -2007 dönemindeki hızlı büyüme ile sağlanan refahın gerilmeye başlamasıyla, farklı kesimlerden gelen sızlanmaların arttığı bir yıl olmuştur. Yılın ilk yarısı seçim yarışı ile geçmiş, ancak kaynak sıkıntısı nedeniyle ülke iktidar partisinin seçim ekonomisi cömertliğini görememiştir. Yılın ikinci yarısı ise yeni iktidarın bulduğu boş hazineden yakınmaları ve eski iktidarı suçlamaları ile geçmiş, yılı paylaşan her iki iktidarın ekonomi politikası kıtlığı ve küresel krizin etkileri nedeniyle de, 2009 ekonomide zorluluklar geçen bir yıl olarak kayıtlara girmiştir.

2010 yılına 2009'da bırakılan noktadan bakıldığında, umutlu olunmasını sağlayacak bir pırıltı görülmemektedir. 2010'nun ilk yarısı da geçen sene olduğu gibi iki seçim gündemiyle geçecektir. Cumhurbaşkanlığı yarışına girecek olanlardan birinin, ekonomiye yön vermesi beklenen hükümetin başbakanı olacağı dikkate alındığında, az da olsa varolan pırıltı daha da sönmektedir. 2010 yılı bütçesi de kamu eliyle bir ekonomiye dinamizm sağlanması beklentisini boşa çıkarmaktadır. Dünyada küresel kriz etkilerinin devam ettiği, yurtiçinde tüketici güveninin zayıfladığı, kamu bütçesinin zorluk yaşayacağı verileri altında , 2010 yılına umutla bakılması zayıf görülmekle birlikte, 2009 yılında göremediğimiz ekonomik politikaların hükümet tarafından devreye konulması halinde, iç tüketime bağlı daha iyi bir yıl yaşanabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Son iki yılda ekonomide küçülme yaşandığı dikkate alınırsa, baz etkisi nedeniyle birleşecek olan iç tüketimi harekete geçirecek ekonomik politikalar, 2010 ekonominin büyümeye başladığı bir yıl olma potansiyeli ise herhalukarda karşımızda durmaktadır.


2010 yılını beklentilerin üzerine taşıyacak gelişme ise Kıbrıs Sorunun çözümü yönündeki gelişmelere bağlı olacaktır. KKTC ekonomisinin kadersizliği dış piyasalarda izole olmuş yapısından kaynaklanmaktadır. Çözüme yönelik yaşanacak olumlu gelişmeler,2004 yılında olduğu gibi KKTC ekonomisini dışa açacak olumlu etkiyle ekonomi yeniden uçuşa geçebilecektir.

Bu yazının garip yanı, ekonomi ile ilgili beklentilerden bahsedilmesine rağmen tek bir rakama yer verilmemesidir. Bekentileri ölçen, değerlendirme sağlayan istatistiki bilgiler olmayınca, ne nerede olduğumuzu görebiliyor ne de nereye gidebileceğimizi tahmin edebiliyorsunuz. Bu durumda ise ülkedeki iktisatçıların öngörüleri ile birleşen ekonomik politika gözlemlerine dayalı analizlere maruz kalıyorsunuz. Küresel krize yol açan politikaların mimarı olmasına rağmen halen duayen Merkez Bankacı unvanını koruyan Alan Greenspan'ın otobiyografisi niteliğindeki kitabında, ABD'de 1960'lı yıllarda istatistiklerin birkaç çeyrek dönem arkadan gelmesi ile ilgili yorum yaparken, güncel olmayan istatisitiki bilgilerle ekonomiyi yönetmeyi dikiniz aynasından sürekli arkaya bakarak araba kullanmaya benzetmişti. KKTC'de bırakın istatistiklerin birkaç çeyrek arkadan gelmesini, iki yıl bile arkadan gelemiyor. İktisatçılara ise halen 2008 yılı rakamlarını dahi bilmeden, 2009 yılı değerlendirmesi ile 2010 beklentilerini sizlerle paylaşmak kalıyor.

Tüm okuyuculara refah ve sağlık dolu 2010 yılı dileklerimle....

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.