İÇ HABERLER
okuma süresi: 5 dak.

Erk: UBP üzüm yemek değil bağcı dövmek peşinde

"UBP üzüm yeme peşinde değil"

<P>Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler (CTP-BG) Genel Sekreteri Kutlay Erk, UBP'nin Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın sürdürdüğü Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik görüşme ekibine temsilci atamak yerine tartışmayı başka mecralara çekerek görevlendirmeyi ertelemeye çalıştığını kaydetti. Erk, bunun UBP temsilcisinin görüşme ekibine katılması durumunda sorumluluk paylaşmak durumunda kalmaktan kurtulmaya yönelik bir taktik olduğunu vurguladı.</P>

Yayın Tarihi: 08/01/10 15:59
okuma süresi: 5 dak.
"UBP üzüm yeme peşinde değil"
A- A A+

Erk konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu:

"Nisan 2009 seçimlerinin kampanyaları sırasında UBP, hükümete gelmeleri halinde Kıbrıs sorunu çözüm sürecini yürüten Cumhurbaşkanı Talat'ın yanına bir UBP'liyi vereceklerini söylemişti. Seçimlerden sonra Eroğlu Başbakan olunca, bu konudaki talep UBP kanallarından gelmeye başladı ve halen sürüyor.

Talep, hükümetin temsil edilmesiyse, bunu hükümet adına Başbakan, en azından haftada bir başbaşa yemek yiyerek görüştüğü Cumhurbaşkanı ile görüşüp çözer, çözemiyorsa da Başbakan veya hükümet sözcüsü bu konudaki eleştirilerini kamuoyuna doğrudan aktarır.

Şu anda, bildiğimiz kadarıyla, Cumhurbaşkanlığında görüşme süreciyle ilgili olarak çalışan ekiplerde UBP dahil bir çok insan katılmakta ve konularla ilgili bilgi ve birikimlerini paylaşmakta ve katkı koymaktadır; ayrıca hükümetin Dış İşleri Bakanlığı'ndan da katılanlar var.

UBP Genel Sekreteri İrsen Küçük'ün yeniden ve yeniden gündeme getirdiği bu konudaki talep anlaşıldığı kadarıyla, ekipte UBP'nin temsil edilmesidir. Bu demokratik açıdan doğru bir talep değildir, kabul edilemez ve böyle bir talebin adı Devlet – Parti bütünleşmesidir. …

Aylardır süren bu konuda, Cumhurbaşkanınının "isim öneriniz" teklifinden sonra, tartışmayı başka bir içeriğe sokmaya çalışan UBP, "Talat bizim istediğimizi değil, kendine uygun bir ismi istiyor" diye eleştirmeye başladı. Aslında amaç belli oldu, üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek istiyorlar. Vee aslında birisini görevlendirmeyi ertelemek için de zaman kazanmaya çalışıyorlar çünkü UBP çözüm şeklinde Talat'la mutabık değil, ekibe katılırlarsa sorumluluk paylaşacaklar, Talat'a muhalefet edemeyecekler, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Eroğlu'nun adaylığını yerleştirecekleri farklı bir zemin yaratamamış olacaklar. Dolayısıyla, "söyle, eleştir, iste ve dua et ki olmasın" startejisi güdüyorlar…

UBP Genel Sekreteri İrsen Küçük bu konuda yaptığı açıklamada Talat'ın ekibine birisini katmaya ısrarlı olduklarını ama Talat'ın kabul etmediğini söylüyorlar. Ekibe koyacakları UBP'li, konuşabilecek ve öneri de yapabilecekmiş… Bu durumda görüşmeler sırasında Hristofiyas'ın karşısında Kıbrıslı Türkleri temsilen iki kişi olacak, biri Cumhurbaşkanı Talat, diğeri de bir UBP'li… Ve doğal olarak, UBP'li kendi önerilerini sunacak, Talat'la farklılaşmayaca çalışacak…

Böyle görüşme süreci yürütülmez, yürümez, yürütülemez ve masada Kıbrıs Türk heyetinden başka biri de olmaz.

UBP Genel Sekreteri Küçük yaptığı açıklamada, bu UBP'li kişinin başbaşa görüşmelere de katılmasını istiyor… Olayın adı üstünde, "başbaşa görüşme", başkası da girerse, başbaşa olmaz ki… Dolayısıyla, UBP Genel Sekreteri parmağının arkasına saklanmadan, "Biz başbaşa görüşme olsun istemiyoruz" desin… Eğer liderler de buna katılırsa olmaz, liderler ihtiyaç hissederse, sürecin esas unsurları onlardır, yaparlar…

UBP'nin son seçimlerden sonra yaptığı bu çıkışı örneğin Rauf Denktaş'ın görüşmeleri yürüttüğü dönemde yapmadı. Denktaş onlarca yıl ve Makarios'tan Cledridis'e, Kiprianu'dan Vasiliyu'ya kadar tüm Kıbrıslı Rum liderlerle en azından onlarca görüşme yaptı, UBP hangisinde bulunmak, taraf olmak ve görüşme sırasında fikir beyan edip, öneri sunmak istedi?... O dönemlerin süreçleri hakkında UBP'nin ve hükümetlerinin edindiği bilgi şimdi edindiğinden çok daha azdı; partilere çok seyrek olarak bilgi aktarılıyor, görüş isteniyordu…. Görüşmelerin tutanaklarına ulaşmak bile ne kadar olası idi en iyi UBP'liler biliyor. Şimdi görüşmelerin tutatağı hemen Meclis'e gidiyor, dileyen Parti de, yetkilendirdiği bir üyesi ile tutanakları Cumhurbaşkanlığında okuyabiliyor.

Şeçimlerden önce verdikleri sözlerin tam tersini yapan ve son günlerde de bunun yeni örneğini DAÜ'de gösteren bir Eroğlu hükümeti varken, "verdiğim sözleri boş verin, ben böyle yapacağım" deyip "ben yapatım, oldu" zihniyetinin en iyisini sergileyen bir Eroğlu hükümeti varken, UBP Genel Sekreteri İrsen Küçük'ün başkalarına " ben yaparım, olur zihniyeti ile davranma" demesi, tam bir yavuz hırsız ev sahibini bastırır örneğidir.

Ülke sorunlarına yenik düşen UBP hükümeti, gündemi Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ve dolayısıyla Talat'ı eleştirmeye kaydırmaya çalışıyor ama bu konuda da "biz yaparız, olur" zihniyetleri tutmadı; yurttaş UBP'nin görüşme süreci ekibinde olup olmadığıyla ilgili değil, kendisine verilen sözlerin tersinin yapılmasının faturasını ciro etmek için gelecek seçimleri beklemekle ilgilidir."
CTP Basın Bürosu

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.