Soyer AP raporunu değerlendirdi

Avrupa Parlamentosu'nun geçtiğimiz günkü oturumunda kabul ettiği Türkiye İlerleme Raporu'nda yer alan Kıbrıs'la ilgili talepler, sorunun çözümüne yardımcı olmayan taleplerdir. Bu karar Kıbrıs sorununda daha önce benzerleri alınan ve sorunun çözümüne yardımcı olmayan tek yanlı benzeri kararların tekrarından başka bir şey değildir. Bu belli Hristiyan-Demokrat siyasilerin Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğünden yararlanarak, Türkiye'nin AB üyelik sürecini darbelemek için bu sorun üzerinde yaptıkları siyasi ayak oyunlarından başka bir şey değildir.

Bu AB'nin demokratik değerlerine de gölge düşürmektedir. Ancak burada vurgulanması gereken esas konu Kıbrıs sorunun hakça çözümünde attığımız adımların etkisini doğrusunu, eksiğini ve yanlışını da değerlendirmemiz gerekmektedir.

Bu bağlamda 24 Nisan 2004 Referandumundan sonra Avrupa bağlamında önemli bir konum olan Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamblesinde ciddi bir konuma sahip olduk. KKTC Meclisinden görevlendirdiğimiz milletvekilleri AKPA'da gözlemci statüsünde yer aldılar. Komite ve Konsey toplantısına katılıp görüş beyan etmeye söz söylemeye ve yıllardır tek yanlı süren bir siyasi ilişkiye, çağdaş, insani ve objektif bir renk verdiler. Bu bize yeni bir zemin sağladı. Böylece Kıbrıs Türk halkına ve Türkiye'ye bakışın farklılaşması gelişti.

Bütün bu sürecin sonunda eskiden Avrupa Parlamentosunda bugün alınan tek yanlı kararların benzeri kararların alındığı AKPA'da bugün dengeli ve objektif kararlar alınmaya başlandı. Bunun sonucunda günümüzde Sayın Mehmet Çavuşoğlu AKPA Başkanlığına seçildi. Ancak AP böyle bir zemin daha yakalanamadı. Düne göre ilşkiler gelişsede içine bir şekli ile dahil olmadığınız bir yapıyı etkilemek mümkün değildir.

Dolayısı ile bu alınan kararın doğru ve gerçekçi bir karar olmadığı gerçeğini dile getirirken, yapılması gerekenin ne olduğu da ortaya çıkmaktadır. Bizi AB ve çözüm hedefinden uzaklaştırmayı amaçlayan bu adımlara karşın Kıbrıs Türk halkının Avrupa Parlamentosunda gasp edilen ve bu gasp'ın üzerinde yükselen haksızlığı aşmak için buraya inatla girmemiz gerekmektedir.

Bu bağlamda, 2008'de Avrupa Parlamentosu seçimlerinden öncesinde seçimin 6 sandalye üzerinden yapılmak istenmesine karşın, bunun demokratik olmadığını göstermek için yaptığımız öneriyi UBP adına bugün Başbakan olan Dr. Derviş Eroğlu ret etmiştir. Biz aynı gün Kuzey Kıbrıs'ta iki Kıbrıs Türk milletvekilinin AP'ye seçilmesini önermiştik.

Eğer bu gerçekleşmiş olsaydı, AP'deki tek yanlı temsiliyetin hiçbir temeli olmadığı ve Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs adına karar alınamayacağı geri dönüşsüz bir şekilde evrensel düzlemde yer edecektir. Ancak güneyin hegemonya anlayışı Kıbrıs Türklerine ait sandalyeleri de doldurarak bu kararı ürettiler. Bu bağlamda o dönem yaklaşan seçimler nedeni ile sırf çözüm konusunda bir adım atılmasın diye CTP'nin bu önerisini ret edenlerin durumu ortadadır.

Bu bakımdan yine dün güneyin AB'ye tek yanlı üyeliğinin bir şey değiştirmeyeceğini öne sürüp bu halka Kopenhag zirvesini kaybettiren Derviş Eroğlu liderliği artık kendi özeleştirisini yapmalıdır. Bütün bunları aşmanın yolu AP'ta temsiliyet elde etmektir. Bu kapı'yı zorlayacak süreçte çözüm ve Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın sürdürdüğü görüşme sürecinin ilerletilmesidir.

Ferdi Sabit Soyer

CTP-BG Genel Başkanı