Erk:"Eroğlu, kendine bile güvenmiyor"

RÖP: Deniz GÜRGÖZE
Kutlay Erk, Eroğlu gibi bir liderin masaya gitmesi halinde sürecin tıkanacağını ve Kıbrıslı Türklerle birlikte Türkiye'nin de dünyadan büyük tepkiler alacağını vurguladı.

Cumhuriyetçi Türk Partisi-Birleşik Güçler (CTP-BG) Genel Sekreteri Kutlay Erk, Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı, Başbakan Dr. Derviş Eroğlu'nun, adaylığını açıklamasının gösterişe dayalı olduğunu söyledi.
Erk, Cumhurbaşkanlığı için çıkan adayların gövde gösterisi yapmasının gereksiz olduğunu vurguladı.

Kutlay Erk, Eroğlu'nun lale devri sadrazamının makama gelmesi gibi bir hava yaratıp adaylığını bu şeklide açıklamasının doğru olmadığını vurgularken, cumhurbaşkanlığını açıklayacak bir adayın daha mütevazı davranması gerektiğini belirtti.

"Kıbrıs Türk halkı mütevazı bir halktır" diyen Erk, Kıbrıs Türk halkının gösterişi sevmediğini ve sessiz sedasız kutlamalar gerçekleştirdiğini dile getirdi.

Cumhurbaşkanlığına aday olmuş kişilerin abartılı davranmaması gerektiğini ve amaçlarının da topluma mesaj vermek olması gerektiğini dile getiren Erk, adayların da vizyon sahibi olması gerektiğini vurguladı.

Erk, "Eğer vizyon sahibi iseniz vizyonunuzu ortaya koyarsınız ve Kıbrıslı Türklere neler vaat ettiğinizi söylersiniz, böylelikle de cafcaflı bir görüntüden öte hedefleriniz ve vizyonunuz önem kazanır" diyerek Eroğlu'na atıfta bulundu.

HALKIN SESİ'nin sorularını yanıtlayan Cumhuriyetçi Türk Partisi-Birleşik Güçler (CTP-BG) Genel Sekreteri Kutlay Erk, Cumhurbaşkanlığı seçim sürecini değerlendirdi.

Eroğlu'nun Kıbrıslı Türkleri 50 yıldır uğraştıran bir vizyona sahip olduğunu söyleyen Kutlay Erk, bu vizyonun da hiçbir başarı elde etmediğini vurguladı. Bu vizyonun Denktaş gibi en güçlü ellerde denenmiş ve sınanmış olduğunu söyleyen Erk, söz konusu vizyonun Kıbrıslı Türklere de Kıbrıs adasına da hiçbir mutluluk, huzur ve barış getirmediğini söyledi.

Bu vizyonun diğer karşılığının da Enosis vizyonu olduğunu dile getiren Erk, Kıbrıslı Rumlara da soğuk savaş döneminden kalan bir vizyon olduğunu belirtti.

Erk, Eroğlu'nun adaylık açıklamasında geleceğe dair umut, güzel ve ulaşılabilir bir vizyon görmediğini söyledi.

"Güvenle taşıyabileceğiniz pozitif bir karakter beklersiniz ama bakıyorsunuz ki Eroğlu'nda güven duygusu da yok" diyen Erk, Eroğlu'nun kendi kendisine bile güveni olmadığını söyledi.

Eroğlu'nun söylediği ile yaptığının bağdaşmadığını vurgulayan Erk, söyledikleri ile yaptıkları arasında çelişkiler olan bir cumhurbaşkanı adayı ile karşı karşıya kalındığını dile getirdi.

SEÇİMLERDE NE SÖYLEDİYSE TERSİNİ YAPTI

19 Nisan seçimlerinden önce Eroğlu'nun birçok vaatler verip tersini yaptığını söyleyen Erk, Eroğlu'nun seçimlerden sonra verdiği sözlerin hiçbirini yerine getirmediğini ve tersini yaparak haklı karşısına aldığını vurguladı.

En basit örnek Güzelyurt'taki sel felaketinde yaşandı diyen Erk, şöyle konuştu:

Eroğlu: 'Rum tarafı kapakları açtı ve yapılan bu olay insanlık ayıbıdır.'' dedi ve sonra dönüp halka 'bilgim yanlıştı, yanıltıldım' diye özür bile dilemedi. Bundan önce de, Cumhurbaşkanı Talat'ın yoğunlaştırılmış görüşmelere verdiği paketle ilgili Eroğlu'nun 'bilgimiz yoktu, haberimiz yoktu' demesi ve sonradan da bilgisi olduğu ortaya çıkması, hatta katkı koyduğu ortaya çıkması, çelişki içinde olduğunun kanıtıdır."

Böyle bir karakterdeki politikacıya güven duygusu oluşmaz diyen Erk, Eroğlu'nun seçildiği zaman ne yapacağı ile ilgili hiçbir ipucunun olmadığını belirtti.

"Eroğlu söylediğinin aksini yapan bir politikacıdır" diyen Erk, kampanyalarda da ne söylediyse ve söyleyecekse aksini yapacaktır diye Eroğlu'na ciddi eleştirilerde bulundu.

HALK, TAHMİNLERLE GELECEĞİNİ RİSKE ATAMAZ

Bazı şeylerin ciddi boyutlarda olduğunu vurgulayan Erk, halkın tahminlerle geleceklerini riske atamayacağını da belirtti.

Kutlay Erk, "Eroğlu'nun eğer vizyonu taksimse tamam vizyonu taksimdir deyip tersini yapacaktır düşüncesiyle adayı bütünleştirecek diye ona bir sempati duyamazsınız" dedi.

Erk, bu konunun çok ciddi bir konu olduğunu ve esprili yaklaşımlarla bir karara varmanın mümkün olmadığını söyledi.

Erk konuşmasına şöyle devam etti:

"Eroğlu'nun düşüncelerinde ne kadar samimi olup olmadığını anlayamazsınız. Sırf bu liderler vizyonlarını gerçekleştirsin diye 50 yıl Kıbrıs Türk halkı savaş verdi, göç etti, fakirlik ve paramilitan rejimler yaşamak zorunda kaldı. Eğer bu vizyonu gerçekleştiremediyseler ve halen daha bu vizyondaysalar peki ben bu liderlere nasıl güveneceğim?

Denktaş kadar güçlü olmayan bir liderken, Türkiye ile ilişkisinin soğuk olduğunu anladığımız bir liderken, Türkiye'nin böyle bir taksim vizyonunun olmadığını da biliyorken, zaten bu lidere güven duymazsınız."

Cumhurbaşkanlığı seçimin kolay bir seçim olmayacağını söyleyen Erk, adaylar için de bu seçimin hiç kolay bir seçim olmayacağını söyledi.

TALAT'A TAM DESTEK

"Cumhurbaşkanı Talat henüz adaylığını açıklamadı, dolayısıyla Talat'ı simgelenen çözümcü, barışçı, Kıbrıs'ta birleşmeyi isteyen, dünya dili konuşan, dünyanın saygı duyduğu, çağdaş vizyonu olan, Kıbrıs sorununda çözümü benimsemiş ve o yönde gayret eden bir karakteri destekliyoruz" diyen Erk, şu anda kendilerini tatmin eden tek liderin Talat olduğunu söyledi ve böyle bir liderin devam etmesini arzu ettiklerini kaydetti.

Kutlay Erk, Cumhurbaşkanı Talat'ın pasif kaldığını söyleyenlerin olduğuna dikkat çekerek, "Farklı durumlarda farklı etkenler olmuştur ben pasif kaldığı inancında değilim" diye vurguladı.

KIBRISLI TÜRKLERİN AB'YE GÜVENİ KALMADI

"Cumhurbaşkanı Talat görüşme sürecinin başlamasında sürekli inisiyatif almış, beş yıllık görev sürecinde Papadopulos'dan dolayı sıkıntı yaşamıştır, barış için uzattığı eli üç yıl havada kalmıştır" diyen Erk, Hiristofyas'ın gelmesiyle de Talat'ın görüşme sürecinde ciddi öneriler, atılımlar ve yaratıcı fikirler ortaya konulduğunu ama pasif kalan tarafın Kıbrıslı Türklere verdiği sözleri yerine getirmeyerek Avrupa Birliği olduğunu vurguladı.

"Kıbrıslı Türklerin AB'ye güveni kalmadı" diyen Erk, Rum tarafındaki Papadopulos dönemindeki siyasetin de tamamen pasif kaldığını belirtti.

Hristofyas'ın Annan Planı zemininde bir görüşmeyi kabul etmeyerek görüşmelerin verimliliğinin azalttığını belirten Erk, Hristofyas'ın görüşme sürecinde kendi koalisyon ortakları ile çelişkileri nedeniyle de pasif kalındığını vurguladı.

BM'yi istemeyiz, çerçeve istemeyiz, takvim istemeyiz diyerek eski Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın istemediklerinin aynısını şimdi Hristofyas'ın dile getirdiğini söyleyen Erk, BM'nin masada kolaylaştırıcı, izleyici olarak oturduğunu ve hiçbir katkısı olmadığını vurguladı.

YAKINLAŞMALARIN SAĞLANMASINDAN ÜMİTLİYİZ

Erk, müzakerelerdelinyakınlaşmaların sağlanmasından ümitli olduklarını söyledi. Birinci turda atmış görüşme yapıldığını ve artık pozisyonları yaklaştırmayla değil yeni yaratıcı fikirlerle gelmek gerektiğini söyleyen Erk, cesur, yaratıcı ve yeni önerilerle gelinmesi gerekiyor dedi.

Erk, diğer sorunların toprak gibi büyük sorunlar olduğunu vurgularken ana sorunun 1963'ten beri yönetim ve güç paylaşımı sorunu olduğunu söyledi.

Erk, "Yoğunlaştırılmış görüşmelerde bu konuda büyük bir uzlaşı sağlanması halinde diğer konularında önünü açacaktır" dedi.

"EROĞLU, MASAYA GİDER GİBİ YAPIP İNSANLARI KANDIRACAK"

"Eroğlu gibi bir lider düşünün ki, onun için statüko en iyi çözümdür vizyonu ile ne kadar çözümcü bir lider olurdu? diyen Erk, Eroğlu'nun seçildiği takdirde hiçbir şekilde müzakere masasına oturmayacağını belirtti.

Eroğlu'nun masaya gitse bile 'gideyim de bir şey olmasın' havasında olacağını ya da 'gideyim de gider gibi sansınlar' düşüncesiyle hareket ettiğini söyleyen Erk, Eroğlu ile görüşme sürecinin tamamen yavaşlayacağını ve başarısız bir şekilde sonuçlanacağını söyledi.

Kutlay Erk, "Başarısız sonlanmanın sebebi Türk tarafı ise çok büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalacağız" diyerek, Eroğlu gibi bir liderin masaya gitmesi halinde sürecin tıkanacağını ve Kıbrıslı Türklerle birlikte Türkiye'nin de dünyadan büyük tepkiler alacağını vurguladı.

Sürecin devamlılığının ana unsurunun Talat olduğunu belirten Erk, Talat'ın mekanizmanın hem kurucu görevini hem çalıştırıcı görevini gördüğünü vurguladı.

PASAPORT KONUSUNDA TERS YAKLAŞIM

Erk, Kıbrıs Cumhuriyeti denen politik yapının vatandaşı olan Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs pasaportu almaların en doğal hak olduğunu vurguladı.

Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kurucu ortağıyız ve Kurucu devlet olarak haklarımızı halen daha iddia ediyoruz. Türkiye'nin müdahalesi o devletin anayasasından kaynaklanan bir haktır" dedi.

Erk, tüm dünyaya seslenerek 'Hata yaptınız ve kurucu ortaklardan birini dâhil olmadığı bir sistemi tanıyorsunuz' diye konuştu.

"Daha önceleri bu pasaport konusuna ters bir yaklaşım sergilenmişti" diyen Erk, bu pasaportu alan Kıbrıslı Türklere "hain" ve "Rumcu" dendiğini ve bunu söyleyenlerin de milliyetçi kesimlerden olduğunu vurgularken en büyük tepkinin de Eroğlu'ndan geldiğini kaydetti.

"Kıbrıslı Türklerin bu pasaportu alıp kullanmasından dolayı saldırgan dille sataşanların arasında olan Eroğlu'nun, şimdi kendi ailesine ve kendi ekibindeki milliyetçi diye geçinen kesime bu pasaportlardan almaları ve kullanmaları onların çelişkileridir" diyen Erk, zamanında Eroğlu'nun Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportunu taşıyanların cezalandırılması ile ilgili yasa tasarısını parlamentoya sunduğunu vurguladı.

Erk "Şimdi böyle bir yasa tasarısını getiren Başbakan'ın birinci derecede akrabalarının sahip olduğu bu pasaport bizim çelişkiye düşmemize sebeptir" Nasıl böyle bir çelişki içerisinde güven duygunuz oluşacaktır? Bir taraftan yasa tasarısı ile bu pasaportu taşıyanların cezalanmalarını isterken bir taraftan da böyle bir pasaporta sahip olan Eroğlu bu yasayı getirdiğinde kızının ya da akrabalarının bu pasaportlarından haberdar değimliydi? şeklinde konuştu.

Erk, Eroğlu'nun çelişkili bir tutum içinde güven sağlamadığını ve hiçbir zaman Kıbrıs Türkünün toplum lideri olamayacağını vurguladı.

"Böyle bir lideri Kıbrıslı Türkü Lider olarak benimsemez" diyen Erk, Kıbrıslı Türklerin doğru bir karar vereceğinden de emin olduğunu söyledi.
Halkın Sesi