Beşparmak Grubundan garantiler konusunda açıklama

Beşparmak Grubunun Garantilere İlişkin Meclis Kararlarını Değerlendirmesi.

Kıbrıs Rum Temsilciler Meclisi'nin Garanti Antlaşması ile igili olarak almış olduğu karar, Kıbrıs Rum tarafının müzakerelerin temel zeminine indirilmiş yeni bir darbedir. KKTC Meclisi'nin konuya ilişkin oy birliği ile aldığı karar ise Kıbrıs Rum tarafının bu tahrikkar ve uzlaşmaz tutumuna karşı etkili bir yanıt teşkil etmiş ve Kıbrıs Türk halkının Anavatan Türkiye'nin etkin ve fiili garantisinin devamı konusundaki hassasiyet ve diğer konulardaki beklentilerinin bir ifadesi olmuştur. Müzakerecilerimizin bu kararı iyi değerlendirmesi ve bağlayıcılığının bilinci içerisinde hareket etmesi kaçınılmazdır. Grubumuz bunun takipçisi olmaya devam edecektir.

Rum Meclisi'nin kararı Kıbrıs Rum tarafının baştan beri izlediği ve son günlerde dozunu arttırarak uygulamaya koyduğu, görüşmelerin temel unsurlarını teker teker tahrip etmeye ve müzakere masası dışında lehlerine emrivakiler yaratmaya yönelik politikalarının en son örneğini teşkil etmiştir. Hatırlanacağı üzere, bundan kısa bir süre önce ABAD ve İngiliz İstinaf Mahkemesi'nin İngiliz Orams çiftinin KKTC'deki mülküyle ilgili olarak almış olduğu karar, KKTC ekonomisinde yaptığı tahribat yanında, müzakerelerin temel parametrelerinden siyasi eşitlik ve iki kesimliliğe ağır bir darbe indirmişti. Bunun akabinde başta Rum ve Yunanlı Parlamenterlerin tahriki ile Avrupa Parlamentosu'nun güvenlik ve garantilerle toprak gibi konulardaki temel parametrelere aykırı tek yanlı ve olumsuz kararı gelmiştir. Her iki gelişme de Kıbrıs Rum tarafının tek yanlı AB üyeliğini KKTC ve Türkiye aleyhine istismarının birer göstergesidir. Ancak bundan zarar gören ise görüşme sürecinin kendisi olmuştur.

Bununla yetinmeyen Kıbrıs Rum tarafı, bilinçli olarak yaratılan hükümet krizi, bilahare Rum Meclisi'nin garantiler gibi hassas ve yaşamsal bir konuda görüşmelerin önünü tıkayan ve açmazın daha da tırmanmasına yol açan kararı ile tahrikkar ve uzlaşmaz tutumunu pekiştirmiştir.

Tüm bu gelişmeler, aslında görüşmeleri gerçek bir müzakere olmaktan ziyade anlamsız, yapay bir egzersize dönüştürmüştür. Bırakın bir ilerleme kaydetmeyi, Rum lider Hristofyas kabul eder göründüğü bazı hususları bile "geri çekme hakkı olduğu" şeklinde bir tutum içine girmiştir. Bunu gerek koalisyon ortağı Karoyan'a verdiği belirtilen taahhütler, gerekse Rum siyasi liderlerinin bu konuda yaptığı açıklamalardan gözlemlemek mümkündür. Bundan Türk tarafının gerekli dersleri çıkarması gerektiğine inanmaktayız.

Kıbrıs Rum tarafının gerçek anlamda siyasi eşitlik ve iki kesimlilik ilkelerine dayalı yeni bir ortaklığı öngören adil ve sürdürülebilir bir uzlaşıya varmak istemediği ve kendi hakimiyetini Kıbrıslı Türkler ve Kuzey Kıbrıs'a yaymak için elindeki her türlü imkanı kullandığı yadsınamaz bir gerçektir. Grubumuz, bu durumun başta BM Genel Sekreteri olmak üzere anavatan Türkiye ile iş birliği halinde tüm ilgililere ve dünya kamuoyuna anlatılması hususunda her seviyede yoğun girişimler yapılması gerektiğine inanmaktadır. Bu vesileyle alternatif formüller üzerinde durulması zamanının geldiğini de hatırlatmak isteriz.